Paskeviç ve Şark Seraskerliği İle İlişkileri
İlk Osmanlı-Rus ilişkileri II. Bayezid zamanında başlamıştır. Sonraları Rusya güçlenince yönünü güneye çevirmiş, dolayısıyla bu topraklar üzerinde bulunan Osmanlı Devleti ile devamlı bir çatışma halinde bulunmuş, iki devlet tarihte pek çok kez savaşmışlardır.
Fransız ihtilalinden sonra gelişen milliyetçilik fikri bünyesinde çeşitli ulusları barındıran imparatorluklar için ciddi bir tehlike oluşturmuştur. Nitekim bu fikir Osmanlı Devleti’nde de etkisini göstermekte gecikmemiş, içten içe bir kaynaşma başlamıştır. Bağımsızlık için ilk ayaklanan ulus Sırplar, bağımsızlıklarını ilk alan ulus da Grekler olmuştur. Rumların isyanlarının uzun ve etkili olmasının nedeni, büyük devletlerin menfaatleri gereği isyancıları desteklemesidir.
***
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı yenilgiyle sonuçlanmıştı. Bu savaş Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunun ilk sınavıydı. Yeni kurulduğu ve teşkilatlandırılması tam olarak yapılamadığı için bu sınavda başarılı olamadı. 80.000 kişilik bir ordunun Zivin ve Millidüz’de Rus ordusu ile doğru dürüst karşılaşmadan dağılması da Osmanlı yetkililerine orduya önem verilmesi yolunda bir mesaj vermiştir. Yenilgiden daha çok “Millet-i Sadıka” olarak adlandırılan Ermenilerin aynı yolu, aynı çeşmeyi paylaştıkları, ölümde hastalıkta dertlerini paylaştıkları Türklere karşı düşmanca bir tutum içine girmeleri, Ruslar ile işbirliği yapmaları ve Rusya’ya göçmeleriydi.
Erzurum’dan çok sayıda aile Anadolu’nun iç kısımlarına göç etmişlerdi. XIX. yüzyılın başında nüfusu 100.000 olarak tahmin edilen Erzurum, bu nüfusa 1965’te erişebilmiştir.
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye