Göktürk Kağanlığı
Bumin Kağan İstemi yabğu tarafından, 552 yılında kurulan Göktürk Kağanlığı, “Türk” adını taşıyan ilk “Türk Devleti”dir. Maamafih “Türkçe” konuşan kavimlerin bu tarihten çok evvel de muntazam teşkilatlı devletler kurduklarını tahmin etmeliyiz. Hiç olmazsa, Çinlilerin “H”yung-nu” dedikleri büyük imparatorluğun (M.Ö. 209’dan, M.S. I. yüzyıla kadar) ilk “Türk” devleti olduğu kuvvetle muhtemeldir. Fakat bu tarihlerde henüz “Türk” adı yoktu; “Türk” ırkına mensup muhtelif kavimler, türlü adlar taşıyorlar ve muhtelif isimler altında devlet kuruyorlardı. “Türk” adını ise ancak milattan sonraki yüzyıllarda meydana geldiği, VI. yüzyıldan itibaren de yayıldığı kabul edilmelidir. Göktürk Kağanlığı “Türk” adını almakla VI. yüzyıl ortalarında “kuvvet ve kudret” manasına gelen “Türk” adını etnik manadan ziyade, siyasi bir karakter taşıdığını kabul etmeliyiz.
Yalnız siyasi hatlarını aydınlatmağa çalıştığımız bu yazıda Göktürk Kağanlığnıın nisbeten kısa süren tarihinden vukubulan olayların nasıl geliştiğini göstermeğe çalıştık. İçten Türk uruğlarını bir idare altında toplamak ve Türk devletini kuvvetli olarak ayakta tutmak, Göktürk Kağanlaranın başlıca gayeleri idi. Dıştan ise-büyük Çin İmparatorluğuna karşı istiklali muhafaza etmek ve Çin müdahalesini önlemek mecburiyeti vardı. Göçebelik şartlarının icabına göre mükemmel bir teşkilatı olan ve çok eski Türk geleneklerine dayanan Göktürk Kağanlığındaki yaşayış tarzı, devlet idaresi, ekonomik ve sosyal hayat ve nihayet kültür seviyesi o devirlerde ve o şart ve imkânlar içinde kendine has bir anlayışı, görüş ve faaliyet meydana getirmişti. Bugünkü telakkilere göre bu devir Türk tarihi için “ideal bir devir” olarak görünmeyebilir. Fakat büyük medeniyetler ve dinlerin (Buddizm, Maniheizm, Hıristiyanlık, Müslümanlık) tesirlerinden önceki “hakiki Türk” vasıflarına fazlasıyla malik bulunan bu devrin bizi kuvvetle çeken cazibeleri olduğu şüphesizdir. Göktürk tarihinde hep akınlardan, savaşlardan, zafer ve hezimetlerden bahsedilmesi- bu Türk uruğlarının ancak “harb” yapmak için dünyaya geldikleri manasına alınmasını. Bütün milletlerin tarihlerinde böyle “kahramanlık” (heroïque) devirler mevcuttur; bütün milletlerin hayatında -milletin varlığı için mücaüdele edildiğini; devlet ve millet kuvvetlendiği zaman- hemen yabancı ülkeler üzerine seferler açıldığını görüyoruz ve hâlâ görmekteyiz.
Göktürk Kağanlığı sınırları içinde, “Türk Kağanlırı”nın idaresinde yaşayan Türkler de, tarihin her devrinde ve her kavminde görüldüğü gibi, bulundukları şartlar içinde yaşamışlar, mücadele etmişler, varlıklarını idameye çalışmışlar, kendilerine göre eğlenmişler, sevinmişler veya ızdırap çekmişlerdi. Göktürk yazıtlarını kıymet vererek, severek ve anlayarak, sözüne ve özüne nüfuz etmeye çalışmak suretiyle okuduğumuz zaman bundan 1400 yıl evvel yaşayan kahraman ata ve dedelerimizin, hakimane görüşlerini anlar, silah şakırdılarını, sevinç kahkahalarını duyar veya ızdırap gözyaşlarını görür ve yaşlarını içden hisseder gibi oluruz.
Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 2 Sayfa: 49-78