Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Taksim’den

0 14.222

28 Şubat 2012

Benim oradaki varlığım BİR KİŞİ DAHA kalabalık yapmak içindi.
Kürsüden ne söyleneceğini merak ettiğim için değildi, günün mana ve ehemmiyeti hakkında yeni bir söz duymak, öğrenmek için değildi ( şimdi internet var, bilmediklerimi ona soruyorum )
“BİR KİŞİ DAHA KALABALIK OLSUN, TÜRK MİLLETİ’NİN BU KONUDAKİ DUYARLILIĞINI HERKES GÖRSÜN, DOST SEVİNSİN, DÜŞMAN KORKSUN” diyenler yeterince çok idik meydanda..
Ama ses düzeni bu kalabalığın ancak beşte birine yetecek düzeydeydi..
Kürsünün kurulduğu yer bu kalabalığı meydana serpiştirip  iyi görünmesini sağlayacak yerde değildi..
Belli ki bu boyutta bir katılım umulmamıştı – ya da başka sebeplerle- en doğru ve yeterli hazırlık yapılamamıştı..
Sebep olanlardan, emeği olanlardan, desteği olanlardan Allah bin kere razı olsun..
Benim söylemek istediğim, bu duyarlılığın, bu katılımın, daha iyi organize edilebilmesi halinde daha iyi görüntüler verebileceği, dostları daha çok sevindireceği, düşmanları daha çok korkutmaya yeteceği üzerinedir..
Bir propagandistin, işi, uzmanlığı bu olan birinin gözüyle, geleceğe dönük önerisidir..
Tabii ki olmayanların, oldurulamayanların bir çoğunun haklı mazereti vardır..
Mesela; tek merkezden yönetilen ve yeterli sayıda görevlinin kalabalığı yönlendirmesi ile sağlanabilecek görsel zenginlikten mahrum olması bu sebeple anlaşılırdır..
Oradaki kalabalığın %99’u Ülkücülerdi..  İstiklal caddesini bir uçtan diğerine kaplamış olan coşkulu kalabalığın hepsinin elleri havadaydı ve Bozkurt selamı veriyordu çevre esnafa, camlardan sarkanlara.. Semtlerin ocakları ayrı guruplar halinde kendi önderlerinin söylettiği sloganları bağırıyorlardı..
Bir yarısı, saçı ağarmış, ruhu ve heyecanları hala genç kalmış insanlardı, ihtiyar delikanlılar.. Diğer yarısı da yaş itibariyle genç olan Ülkü Ocaklılardı.. ( sanki ara kuşak yoktu, yada göze batmıyordu) Ama hepsi  Ülkücülerdi..
VE FAKAT, MİTİNGİ ORGANİZE EDEN “ÜLKÜ OCAKLARI” DEĞİLDİ..
Olmasın varsın.. Ülkü Ocakları yönetimleri organize etmediğinde de bu milletin gerekli refleksleri verebilecek yeteneğinin olduğunu görmüş olduk..
Ama olsaydı.. İşte o sözünü ettiğimiz eylem disiplini olurdu..
Herkes kürsüye en yakın olmak için kendine uygun bulduğu yerde durmak yerine, alanı ve katılımı daha iyi değerlendirmek adına yapılması gerekenlere yönlendirilirdi..
Ben ve arkadaşlarım, meydanın AKM’ye daha yakın, kürsüye daha uzak kalan bölümünde,  akşamki maç için atkı, şapka, forma satılan konteynerin önündeki tabii kalabalığı mitinge dahil göstermek çabasıyla, ellerimiz  Azerbaycan ve Türk bayraklı, aralarında yer tutmuş iken, İstiklal’den çıkan son kalabalığın meydanı göremeden, Sıraselviler caddesinin huni gibi ağzında eriyip yutulmuş olması işte bu başsızlıktan idi..
İzni veren siyasi iradenin kürsüye bakan çıkarıp “rol çalma” teşebbüsü kurt başlı selamların gölgesinde erimiştir, gam değildir..
Herşeye rağmen ihtişamlı bir katılım olmuştur, TV’ler hakkını vermemiş olsa da  ( bunda itilaflı CHP Kurultayının aynı güne denk gelmesinin de payı vardır ) dost ve düşman olarak konuya ilgi duyanlar, göreceklerini görmüşlerdir..
Temennilere dönük eksiklikler olsa da;
MAKSAT HASIL OLMUŞTUR !
21. yıldönümünde temennilerin de hayat bulacağı umuduyla..
Tebrikler ve teşekkürler, BÜTÜN EMEĞİ GEÇENLERE..
www.ucuncuyol.com

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.