Kimi iktidar sahiplerinin, iktidarlarını ve/ya siyasetlerini sürdürmek için birtakım akıl almaz işlere girişmeleri ile zaman zaman karşılaşılması toplumların hayatında kaçınılmaz bir olgudur. 1940 yıllarının CHP iktidarı da, ‘altı ok’ ile belirtilen ilkelerinden biri “milliyetçilik” olduğu halde, sırf bir siyaset yönlendirmesi yapabilmek uğruna, 1944-1949 yıllarında Türk milliyetçilerine devlet terörü uygulamaktan çekinmedi. Bu uygulamada bütün suçları milletlerini ve yurtlarını sevmek, onları yüceltmeğe çalışmak olan genç aydınları en ağır işkencelere uğratmaktan, bir buçuk yılı bulan bir süre zindan azabı çektirmekten geri durulmadı. Üç yıl süren bir dâvâ süreci Türkçülerin aklanması ile sona erse de, o sürecin manevî sıkıntıları ve yıkıntıları on yıllarca sürdü.
Bu kitapçık, 03 Mayıs 1944’te başlatılan bu terör döneminin başlıca olaylarını, ilgi çekici yanları ile özetleyebilmek ereğiyle hazırlandı. İstenildi ki Türk milliyetçilerine büyük acılar tattıran o dönem bir kez daha hatırlansın ve genç Türkçülere anlatılsın! Böylelikle, Türkçülüğe reva görülen kötülükler unutulmasın. Bundan sonra olabileceklere karşı hazırlıklı olunsun!
3 Mayıs 1944 olaylarını ve ardından gelen dâvâları bu kitapçığın kapsamı içinde, bütün ayrıntıları ile değerlendirmek mümkün değildi. Bu kadar özetlenebildiler. Ereğimiz de, zaten, o olayları anlatan, hatırlatan bir özet sunmak ve ileride yapılacak araştırmalar için ipuçları vermekti. Umarız, bu sağlanabilmiştir. Tanrıdan, Türk milliyetçilerine böyle başka üzüntülü dönemler yaşatmamasını dileyelim ve sözümüzü Atsız’ın (2004: 45-48.) 01 Ağustos 1944 günü zindandan yükselen “Selâm”ından aktardığımız bölümler ile bitirelim:
Gönülleri birleşenler! Selâm sizlere!
Uzaklarda dertleşenler! Selâm sizlere!
Selâm sana hücrelerde benzi solan genç!
Selâm sana ey yılları hebâ olan genç!
İstikbalim gitti diye yaslanma sakın!
İstikbalin değil rûhun Tanrı’ya yakın!
O yalancı istikbâle bir perde indir!
‘Gerçek yarın’ unutma ki bir gün senindir!
Ey ekmeği alınanlar! Selâm sizlere!
Ey rütbesi çalınanlar’ Selâm sizlere’
Kardeş yahut arkadaştır diye evleri,
Ocakları dağıtılan ülkü devleri!
Selâm size! Üstünüzde bütün bakışlar,
Bir gün olur, tarih sizi elbet alkışlar!
En tatlı hayâlimdir bu selâm benim,
Kırk derece sıcaklıkta erirken tenim…
Çekiyoruz bunalarak, fakat ne çıkar!
Ulu Tanrı bir gün elbet bizi yarlıgar.
Bütün dünya sağırlaşsa o bizi dinler,
Onun rahmet denizinde ruhlar serinler.
Ey hırçın genç, ey güzel kız! Bırakın yası…
Yeter temiz gönüllerin bizi anması.
Toprak ana uyuturken koynunda bizi
Yarınkiler biçecektir ektiğimizi.
Yeşermesi ektiğimiz tohumların haktır,
İşte o gün ruhlarımız şâd olacaktır.
Haydi artık dinsin bütün ıztırapların,
Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın
Güzellikle, sıcaklıkla ve ihtişamla.
Kumandasız hazır olup onu selâmla!
Kaynak:
Necmettin SEFERCİOĞLU
3 Mayıs 1944 ve Türkçülük Dâvâsı
TÜRK OCAKLARI ANAKARA ŞUBESİ