“12 Eylül”ün Iskalanan Cürümleri..
6 Nisan 2012
Ülkücülere yapılan işkenceler zalimceydi.. Hele ki onlara bu zulmü yapan uğruna ölümlere gidecek kadar sahiplendikleri devletin amir kurumları iken..
Sol örgütlerin büyük çoğunluğu enternasyonalistti, silahlı mücadele yanlısı idi, Türk devletine karşı idi, iki taraf birbirinin zaten binen “düşman”ı idi.. Buna rağmen onlara da yapılanlar zalimce idi..
Hepsi yargılanmalı ve sorgulanmalı..
Lakin onlar, zaten yürüdükleri yola girerken ölüm ve zulüm dahil her melaneti göze almış insanlardı, yanlış da olsa, doğru da olsa ölmeye değer bir idealleri vardı.
Bu zulüm ve işkenceler onların peşin kabulleri idi..
Yine de gördükleri eziyetin en başta “toptancılığı” insanlık dışı idi..
Bunları yapanların hepsi tek tek sorgulanmalı ve yargılanmalı..
AMA HEPSİNDEN ÖNCE..
12 eylülden hemen sonra Yunanistan’ın hiçbir şart ve koşul görmeden NATO’ya dönmesi sorgulanmalı ve yargılanmalıdır..
Zaten dışarıdan destekle kurulmuş olan Demirel azınlık hükümeti, bir sonraki seçimin onu sandığa gömeceği endişesiyle “Sam Amca”ya direniyordu.. Yunanlılar ‘12 adalar’ı silahsızlandırmayı ve Kıbrıs için Türkiye ile masaya oturmayı kabul etmeye hazır durumdaydı.. Buna rağmen “Sam Amca” Demirel’in seçmen korkusunu aşamıyordu.. Sonra “Bizim Çocuklar”ı görevlendirdi..
Ne ‘12 adalar’ın silahsızlandırılması tavizi verildi Türkiye’ye, ne de Kıbrıs müzakeresi..
VE HEMEN SONRA..
Sadece asker olduğu yada polis olduğu için ( ya da Ülkücü olduğu için ) 10. kişiyi öldüren bir sol örgüt mensubunun TEK İDAM cezası aldığı mahkemede, (arkadaşlarının intikamı için mesela..) 3 kişiyi öldüren bir Ülkücü’nün “3 İDAM” cezası alması sorgulanmalı ve yargılanmalıdır !..
Aynı mahkemenin ve aynı hakimin belki de aynı günde verdiği bu kararların mantığı mutlaka sorgulanmalı ve yargılanmalıdır !..
Başka bir itirazı olan her bir kimsenin önce bunlara itirazı olmalıdır..
Ki, “12 Eylül”ün asıl cürümleri ıskalanmamış olsun !..