MHP “Yeni Anayasa” Sürecinde Nerede Durmalı ?!..
13 Haziran 2012
Bu konuda iki bakış var;
Biri masada olup olabildiğince müdahil olmak..
Diğeri ; Zaten niyeti bölmek olan kurguya dahil olup “meşruiyet” kazandırmamak..
LABORATUARI YOK.. Hangisinin daha doğru sonuçlar vereceğini, filmi geri sarıp bir daha oynamak mümkün olmadığından “kesinlikle doğru olan budur” şeklinde iddia etmek kabiliyeti yoktur kimsenin.
Ama geçmiş örneklerin de muhakeme edilmesiyle bir öngörüyü diğerinin önüne almak mümkündür..
Bir şeyi unutmamalıyız;
“Katılalım, yönlendirelim” diyenler de, “katılıp meşruiyet kazandırmayalım” diyenler AYNI TARAFTA, aynı iyi şeyleri isteyen insanlar..
Sadece bu iyi sonuca ulaşmak için düşündükleri, buldukları, önerdikleri ÇÖZÜM YOLU farklı..
Daha doğru olan tercihi yapmak da daha iyi sonuç için yeterli değildir aslında..
SÜRECİ İYİ YÖNETMEK belirleyicidir !..
MHP, katılıp, müdahil olup bölünmeye giden yolların önünü kesebileceği konusunda net bir kanaate sahip ise bu tercihi doğru olur.. Bunu yapabilecek birikimi donanımı olan bir ekip ile, istenenlerin tuzağına düşmeden, alternatif çözümler sunarak “arka plan” daki bölme/ayrıştırma niyetlerini bertaraf edebilecek bir ekip ile süreci iyi yönetme kabiliyeti varsa bu tercih doğru olur..
Yoksa “meşruiyet kazandırma” kaygısı haklı olur..
Meşruiyet kazandırmamak için komisyonu reddetmek -veya o gün geçmiş ise uygun gerekçeleri beyan edip TERK ETMEK- tek başına, arkası GEREKTİĞİNCE sürdürülmeyen, sürdürülemeyen bir tavır olarak kalırsa da bir müspet neticesi olmaz. O zaman da “katılsaydık, domuzdan kıl koparsaydık..” yaklaşımı itibar kazanır..
* * *
Bana göre;
Anayasa komisyonu da -beyan edilen iyi gerekçelerle- reddedilmeliydi.. Bir seçim sathı maili gibi, iyi bilgilerle donatılmış bütün MHP kurmayları ülkenin her yanında, biteviye toplantılarla, MİTİNGLERLE, konuyu bir “HALK DİRENİŞİ”ne dönüştürmenin gereğini yapmalıydı.. Gerekli kamuoyunu oluşturup, “Bölücü Anayasa” sürecini durdurana kadar..
Reddedilmedi mi.. O zaman ilk tıkanacak noktaya bu günden hazırlanıp, o günde yayınlanacak basın bildirisini dahi bu günden hazırlayıp, akabindeki ‘YOL HARİTASI’nı bu günden hazırlayıp, DİRENİŞİ ÖRGÜTLEMEYE bu günden başlayıp..
TÜRKÇÜ, ATATÜRKÇÜ, ULUSALCI, KUVAYI MİLLİYECİ.. Kim de varsa, bütün “MİLLİCİ” unsurlarla DAYANIŞMA içinde..
“MEVZUBAHİS VATAN İSE GERİSİ TEFERRUATTIR!” diyerek..
Ülkücü Türk Gençliği’nin öncülüğünde EMPERYALİZME ‘DUR’ DEMEK İÇİN donanmalıyız !..
Ülkücüler gibi yaşamalı, Ülkücüler gibi ölmeliyiz !..