Bu Aşkı Yazana Kurbanım Ben
BU AŞKI YAZANA KURBANIM BEN
(YİĞİT TURAN SEVDASINA )
Sabret hele Turan’ım, fakat şu ân konuşma
Fırtına estiren beş duyuna kurbanım ben
Seçtiğin sözcüklerle cahillere yanaşma
Heybende taşıdığın gayene kurbanım ben
Her kelimeyi dizdin ,vesveseyi kopardın
Her kelimenin sukût hallerini apardın
İsteseydin pes edip asil yoldan sapardın
Sevdanın akışına uyana kurbanım ben
Men Türk’üm ,Türk’üm diyen, Turan’daki bu kanla
Turna kanadı sana süzülüyorsa ânla
Biliyorum yiğidim , Börteçine yanınla
Şanlı destanlardaki payene kurbanım ben
Hazar gölünü çeken gönüldedir bu kürek
Asya’dan Anadolu dolar taşırır yürek
Artık Türk boylarında bir toy toylamak gerek
Otağına, taşına, kayana kurbanım ben
Dur daha bekle biraz, seni sürgün eyledim
Ozanların sazına kopuzlara heyledim
Ata Dede Korkut’la atlarımı beyledim
Bilge şâd seslerini duyana kurbanım ben
Vuslatı beklediğin bu bedene bu cana
Ötüken’de karışan Asya bulaşan kana
Sütü süzdür, içelim kımızı yana yana
Bozkırları bakraça koyana kurbanım ben
Ne arkeolog ne de ressam bulamaz seni
Kazılara sokmadım sakladım nefesini
Ne Altaylar ve, ne de Tuna salamaz seni
Yunus’un “aşk” hâline doyana kurbanım ben
Tanıyorum yiğidim, Yusuf kuyularından
Ânka olup yandığın Kâf’ın kayalarından
Hâk yolunda kaynayan, Türk’çe mayalarından
Kutlu sevdalarını sayana kurbanım ben
Kurbanım ben, denizi kuvvetle kaynatana
Aşk kazanına düşen yüreği oynatana
Sabır erisin deyip çileleri katana
…Kurbanım, ezan sesi duyana kurbanım ben
….Bu yiğit aşkı gön’le giyene kurbanım ben
Nihâl MİRDOĞAN
Mutheşem bir şiir
YUREGINE SAGLIK