Yunan Ordusunun Ege Bölgesindeki Kır Gezisi
“John Freedly 1926 yılında New York’ta doğdu. 17 yaşında Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. İkinci Dünya Savaşı’nın son iki senesinde çarpışmalarda yer aldı. New York Üniversitesinde fizik doktorasını tamamladı ve doktora sonrası çalışmaları Oxford Üniversitesi Bilim Tarihi Bölümü’nde gerçekleştirdi. 1960 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde fizik, astronomi ve bilim tarihi dersleri veriyor. Aynı zamanda New York, Boston, Londra ve Atina’da dersler vermektedir. İlk kitabı, Hillary Sumner Boyd’la birlikte 1972’de kaleme aldığı ve 2011’de yeni bir baskısı yapılan Strolling Through İstanbul’dur. Freedly, tarih, mimarlık, bilim tarihi, biyografi ve gezi alanlarında 50’den fazla kitap yazmıştır: birçoğu İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli bölgeleri üzerinedir.”
Çok ilgi çekici ve dolu dolu yaşanmış bir yaşam öyküsünü anlatan bu satırlar, John Freedly’nin “Troya Savaşı’ndan İstiklal Harbi’ne Anadolu’da Yunanlılar” adlı Doğan Kitabevi tarafından yayınlanan kitabının arkasındaki tanıtımdan alınmıştır. Kitabın 228. sayfasından itibaren Yunan Ordusu’nun Anadolu harekatını anlatmaya başlıyor. Şimdi Freedly’i dinleyelim: “1917’de İtilaf devletlerine katılan Yunanistan, Anadolu’nun batısındaki İzmir’i ve hinterlandını talep etti. Talep edilen topraklar, odak noktası İzmir Körfezi olan ve Ayvalık Körfezi’nden Menderes Irmağı deltasına kadar uzanan büyük bir yaydan oluşuyordu.” … “14 Mayıs 1919’da Yunan, Fransız ve İngiliz gemilerinden oluşan bir donanma İzmir’e ulaştı ve Yunan 1. Tümeni dahil askerlerini karaya çıkarmaya başladı. (…) Gün boyunca çıkan çatışmalarda 300 ila 400 Türk ve 2 si Yunan askeri 100 Rum öldü.” … “Bu arada sayısı 120.000’e ulaşmış olan Yunan ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan içerilere yürüdü ve yaz ortasında Anadolu’nun iç kesiminde Menderes Vadisine, kuzey de İonya kıyısında Ayvalık’a kadar yürüdü.” Freedly’nin kitabı böyle devam ediyor. Yunan ordusunun Anadolu macerasını ve büyük kaçışını anlatıyor.
Oysa inkılap tarihi doktorası yapmış AKP Ordu milletvekili İhsan Şener, “Belki bunlar tartışılacak ama mesela Yunan tarihinde bir Ege Savaşı yok. Bunu biliyor musunuz? Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Bizim tarihimizin en önemli savaşlarından biri Yunanlılara karşı verilmiş olan savaştır. Biz milli güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler temsilî. Bunlar çok önemli, anlayış olarak bir yere gelmek istiyorum. Burada Ankara Hükümetinin meşruiyetiyle bazı şeyler yapılmış süreç içinde bazı şeyler” diyerek, şehitlerimizi dahi inkar edebiliyor. Freedly’nin ve binlerce belgenin ve şahidin ortaya koyduğu belgeler, Yunan ordusunun Ege harekatı yok diyebilen İhsan Şener’in doğru söylemediğini gösteriyor. Yukarıda anılan yerler Ege mi değil, yoksa Yunan ordusunun Ege’de yaptığı piknik mi?
Şener, John Freedly’nin tarihimize gösterdiği saygıyı göstermiyor, onun kadar Türk olamıyor. Bir TBMM üyesinin böyle bir duruşu hem de parlamento çatısı altında hem de bir komisyon çalışması sırasında kayıtlara girecek şekilde ifade etmesi ve hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi inanılır gibi bir husus değildir.
TBMM Başkanlığının İstiklal Savaşı’nı yapan bir BMM’nin manevi şahsiyetine hakaretten ötürü soruşturma açması gerekmektedir. Keza AKP Genel Merkezi’nin de bu milletvekilinin savunmasını istemesi en normalidir. AKP sıralarında da dedeleri İstiklal Savaşı şehidi ve gazisi olanlar vardır. Şener savunmasını verdikten sonra onu ihraç eder mi etmez mi bu AKP’nin kararını vereceği bir husustur. Ancak olayın akşamı bir AKP’li bakan ile Şener’in anlattıklarını konuştuğum zaman bana söylediği şey, “Peki, Polatlı’ya kadar gelen ordu ne ordusuymuş?” oldu. Bu sorunun cevabını vermesi gereken “şehitliklerimize hayali” diyerek, şehitlerin bile varlığını inkar eden İhsan Şener’dir.
Şener bilmelidir ki, ben kişisel olarak şehitlerimizden, gazilerimizden, TBMM’den ve Türk Ordusu’nda açık bir şekilde özür dileyene kadar bu meseleyi gündemde tutacağım.