Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Yeraltındaki Son Kale..

0 14.740

28 Mayıs 2008

Yer altı dünyası, dini imanı para olan insanlarının çıkar örgütleri olarak bilinir, anılır.

Esası böyle olmakla birlikte, aslında siyasi bir tavrı olan bölücü terör de bu düzenden kaynak üretir kendine. Onlar daha da kuralsız ve değer yoksunu olarak yaparlar bu işleri. En pis ve en ahlâksız işlerden para kazanırlar, zehir ticareti onların kontrolündedir, zehirden kazandıklarıyla da askere kurşun sıkarlar.

Bir dönemler devletin kendini korumak için ihtiyaç duyduğu gayrıresmi örgütlenmelerden daha sonra sahaya yayılan milli duruşlu kanunsuzlar ise yer altı dünyasının namusudur.

Onlar uyuşturucu ticareti yapmazlar.

Fuhuş yaptırmazlar.

Toplumun ayıplayacağı işlerden para kazanmazlar.

Onlar esasında “yamuk işler” yapanların kafasını koparırlar..( Buradaki “kafa koparmak” mecazdır.)

Mahkemelerde korunamayan hakları tahsil ederken pay alırlar.

Şimdi bunu küçümsersiniz belki.. Ben size anlatayım; okullar tatil oldu çocukları alıp köye gittiniz, üç ay sonra şehre döndüğünüzde baktınız ki evinizde başka birileri oturuyor.. (Olmaz demeyin buna benzer şeyler oluyor.) Yasayı bilmediğiniz için Karakola gidersiniz, sanırsınız ki polis gelir işgalciyi atar dışarı.. Hiç öyle değil, zaptını tutar sizi muhtemelen kaymakamlığa yönlendirir. Kaymakam bilirkişi ile keşif yapmadan karar vermez, işgal bir ayı geçmişse “bu beni ilgilendirmez, mahkeme konusu” der. Avukat bulur, para verir, dava açarsınız, ortalama 1 yıl bu dava sürer, bu 1 yıl süresince siz ailenizi kiraladığınız bir evde barındırmak zorunda kalırsınız, tahliye gerçekleştiğinde işgalcinin adına kayıtlı bir malvarlığı yoksa ondan hiçbir şey alamamış olursunuz, devlet ona bir ceza verse de sizin mağduriyetinizi gidermez.

İşte bu kabil adalet boşluklarını  “Ustura Kemal” ler doldurur..

Urfalı temiz ve yiğit bir delikanlı olan Ali Yasak işte bunlardan biri idi.

Dışarıda kalan sonuncusu idi.

Kendi gibi milli duruşu olanlarla birlikte, çıkar temin etmek için geleneksel ve ahlaki değerlerin tümünden vazgeçmemiş, devletine kurşun sıkmayan bir tarzları, neticede mafyanın kuralsız çıkar çetelerinin ve bölücü terörün yeraltındaki hareket sahasını daraltan bir işlevleri vardı.

Ama AKP döneminin bir icraatı da yeraltındaki bu direnç unsurlarını tasfiye ederek, kürtçü ve bölücü mafyanın palazlanmasına, yeraltına hakim olmasına çanak tutmak oldu.

Alaattin Çakıcı ile başlayan bu operasyonlar dizisi, Sedat Peker’den sonra dışarıda kalan son “Ustura Kemal”i de tasfiye etti.

İsterdik ki kanunların boşluğu olmasın. Adalet her zaman ve “gecikmeden” tecelli etsin. Mafya diye bir düzen hiç olmasın. “Ustura Kemal” ler de olmasın.

Ama bir yer altı dünyası olacaksa, bu kaçınılmazsa, burada olanlar da namuslu olsun, delikanlı olsun, olabildiğince adaletli ve vicdanlı olsun..

Ve her zaman milli olsun.

Kendi çıkarları için devletinin milletinin çıkarlarını yabancı güçlere satmayacak kadar milli olsun.

AKP işte bunları tasfiye ediyor..

Dini imanı para olanlara ve devlete millete düşman olanlara hareket sahası açıyor.

“Ergenekon” bahane, tasfiyeler şahane !..

www.ucuncuyol.com

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.