Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

XXI. Yüzyılda Dünya Siyasetinde Azerbaycan Ve Petrol

1 13.332

Haydar ALİYEV

Yirmi Eylül 1994’te Azerbaycan’da tarihsel bir olay meydana gelmiştir. Dünyanın yedi ülkesine mensup olan on bir büyük petrol şirketi bir araya gelerek bir konsorsiyum oluşturmuşlar ve Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ile Hazar Denizi’nin Azerbaycan bölümündeki Azeri, Çırağ ve Güneşli yataklarının ortaklaşa işletilmesi hakkında bir anlaşma imzalamışlardır. “Yüzyılın anlaşması” olarak isimlendirilen bu anlaşma, dünyada geniş bir yankı yapmıştır. Bu anlaşmanın gerçekleştirilmesi için Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi kurulmuştur. Bu anlaşma çerçevesinde, konsorsiyuma dahil olan şirketler ve ülkeler bellidir. Bu ülkelerin bayrakları burada asılıdır. Bunlar ABD’nin Amoco, Unocal, Pennzoil, Exxon, İngiltere’nin British Petroleum, Remko, Rusya’nın Lukoil, Norveç’in Statoil, Türkiye’nin Türk Petrolleri, Suudi Arabistan’ın Delta, Japonya’nın İtoçu şirketleridir. Bu şirketler, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ile birlikte Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi’ni kurmuşlardır. Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi anlaşmadaki projenin hayata geçirilmesine başlamış, üç yıl süreyle program dahilindeki işlerin tümünü yerine getirmiştir. Bütün gerekli işler yapılmış ve bunların sonucunda Çırağ petrol yatağında yapılan ünlü platform aracılığıyla ilk petrol elde edilmiştir.

“Yüzyılın anlaşması”nın üç yıl içinde hayata geçirilmesinin sonuçlarını ortaya koymak ve bu anlaşmayla ilk petrolün çıkarılması işinin önemini belirtmek için bu görkemli törende toplanmış bulunuyoruz. Sizleri ve Azerbaycan halkını bu tarihsel olay münasebetiyle yürekten kutlarım. Bağımsız Azerbaycan’ın modernleşmesi adına hepinize mutluluk ve sağlık dilerim. Bu tarihsel olayı kutlamak için Azerbaycan’a saygıdeğer konuklar gelmiştir. Konuklarımız arasında hem ilk anlaşmaya yani “yüzyılın anlaşması”na dahil olan ülkelerin ve şirketlerin temsilcileri hem de bu anlaşmadan sonra Hazar’ın Azerbaycan bölümündeki yataklarda ortaklaşa iş yapmak için oluşturulmuş yeni konsorsiyumlara katılan şirketlerin ve bu şirketlerin bağlı olduğu ülkelerin üst düzey temsilcileri vardır.

Azerbaycan’a özen ve dikkat gösteren, bu olay münasebetiyle Azerbaycan’a gelip bu törene katılan bütün konuklarımızı yürekten selâmlıyorum. Onlara “hoş geldiniz” diyorum. Azerbaycan çok eski bir petrol yatağıdır ve dünyada petrol ülkesi olarak bilinmektedir. Ben burada sizlere bazı tarihsel veriler sunmak istiyorum. Dünyada ilk kez 1847 yılında, Bakû’de, Bibihaybat’ta petrol kuyusu kazılmış ve dünyada ilk kez bizde sanayi anlamında petrol üretimine başlanmıştır. 19. yüzyılın sonu ila 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan dünyanın petrol üreten en büyük ülkesi olmuştur.

20. yüzyılın başında dünyada üretilen petrolün yüzde 50’sinden fazlası Bakû’den çıkarılmıştır. Azerbaycan bu yüzyılda petrol ülkesi olarak son derece gelişmiştir. Azerbaycan’ın petrol sanayii, dahil olduğu Sovyet İttifakının özel olarak Rusya’nın topraklarında yeni petrol yataklarının keşfedilmesine büyük hizmetler göstermiştir. Rus topraklarındaki büyük petrol yataklarına sonraları “ikinci Bakû”, “üçüncü Bakû”, “dördüncü Bakû” adları verilmesi bir tesadüf değildir. II. Dünya Savaşı sırasında Alman faşizmi ile mücadelede, Sovyet İttifakının yararlandığı petrolün yüzde 75’i Azerbaycan’da üretilmiştir. Bugün büyük bir iftihar duygusuyla Azerbaycan’ın, Azerbaycan halkının, petrolcülerinin Alman faşizmine karşı elde edilmiş başarıda büyük pay sahibi olduklarını söyleyebilirim.

Azerbaycan, bugün dünyada petrolün endüstriyel olarak üretiminde önde gelen bir ülke olduğu gibi; denizin derinliklerinde de petrol yataklarının keşfedilmesinde ve onlardan yararlanılmasında ilk adımları atan bir ülke olmuştur. Hazar Denizi’nde 1949 Kasımı’nda yani bundan 48 yıl önce ilk petrol kuyusu açılmış ve böylece Hazar Denizi’nde petrol üretimine başlanmıştır.

Azerbaycanlı bilim adamları, petrolcüler, uzmanlar Hazar Denizi’ndeki maden, petrol ve doğal gaz yataklarının keşfedilmesinde büyük hizmetler göstermiş ve herkesten ileri gitmişlerdir. Ben bugün açıkça söyleyebilirim ki, Hazar Denizi’ndeki petrol yataklarının çoğu Azerbaycanlı petrolcüler ve bilim adamları tarafından keşfedilmiştir. Azerbaycan petrolcüleri Hazar Denizi’nde petrol çıkarma konusunda büyük başarılar elde etmişlerdir. 1949’dan bugüne kadar Hazar Denizi’nden 420 milyon ton petrol çıkarılmıştır. 320 milyar metreküp doğal gaz üretilmiştir. Hazar’ın bu bölgesinde kilometrelerce uzanan kazıklı yollar kurulmuş, ayrı ayrı petrol yataklarında platformlar kurulmuştur. Çok sert ve güç koşullara sahip Hazar Denizi’nde Azerbaycan petrolcüleri birer kahramanlık örneği göstermişler ve Hazar Denizi’nden petrol çıkarmak için çok büyük işler başarmışlardır. Bunların tümü yani Azerbaycan’da petrol sanayi alanında daha önce yaratılmış bilimsel, teknik ve maddî birikimler bağımsız Azerbaycan’ın petrol sanayiinde yeni bir aşamaya sıçraması için iyi bir temel oluşturmuştur. Elimizdeki büyük tecrübe, büyük teknolojik imkânlar ile Hazar Denizi’nin derinliklerindeki yataklardan petrol çıkarma konusunda yeni adımlar atmaya başladık. Azerbaycan, bu çalışmaları dünyanın birçok ülkesinin büyük petrol şirketleri ile birlikte yapmaktadır. Bunun sonucunda, 1994 yılı Eylül ayında ilk petrol anlaşması imzalandı. Sonraki aşamada yani geçen üç yıl içinde, Hazar’ın Azerbaycan bölümünde yer alan birçok petrol ve doğal gaz yatağını dünyanın büyük petrol şirketleri ile ortaklaşa işletmek için yeni anlaşmalar imzalanmıştır. Birinci anlaşmadan sonra sekiz petrol ve doğal gaz yatağında da ortaklaşa iş yapmak için anlaşmalar imzalanmıştır. Bugüne kadar imzalanmış anlaşmalara 12 ülkeye mensup olan 20 büyük petrol şirketi katılmıştır.

Böylece Azerbaycan, Hazar Denizi’nde petrol yataklarının keşfinde ve işletilmesinde ilk adımı atan bir ülke olarak, 20. yüzyılın sonunda ve 21. yüzyılın başında Hazar Denizi’ndeki büyük enerji rezervlerinden hem bütün Hazar ülkeleri hem de dünya ekonomisi için yararlanılması alanında büyük çaba sarf etmiştir. Bunların sonucunda da son üç yılda büyük işler başarılmıştır.

Şunu memnuniyetle söyleyebilirim ki, artık Hazar Denizi’ne dünyanın her yerinden büyük ilgi gösterilmektedir. Hazar Denizi’nin Azerbaycan bölümündeki petrol ve doğal gaz yataklarında ortaklaşa faaliyet göstermek için bize çok sayıda şirket müracaat etmektedir. Büyük bir memnuniyetle söylüyorum, artık diğer Hazar ülkeleri de -Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, İran da- Hazar Denizi’nin kendilerine ait olan bölümlerinde çalışmaya başlamışlardır. Ümit ediyorum ki, bu işler de başarılı olacaktır. Hazar Denizi’nin enerji rezervleri insanlık için çok önemli olduğundan insanlığın da gelişmesine katkıda bulunacaktır.

Bugün buraya toplanmamıza neden olan olay, ilk petrolün çıkarılmasıdır. Ancak bugün aynı zamanda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk demokratik anayasasının ikinci yıldönümüdür.

Bu bayram münasebetiyle bütün Azerbaycan vatandaşlarını kutlarım ve Azerbaycan’da anayasal bir temel üzerine kurulan demokratik, hukuksal, laik devletimizde hepsine esenlikler diliyorum.

Bugün Azerbaycan için kutlu olan anayasa günü ile Hazar Denizi’ndeki yataklarda üç yıldır sürdürülen çalışmalar sonucunda ilk petrolün elde edilmesinin kutlanması birbirileriyle derinden bağlanmışlardır. Çünkü Azerbaycan devlet olarak ancak bağımsızlığını elde edip, halkımız kendi servetini istediği gibi kullanma hakkını elde ettikten sonra dünyanın birçok ülkesi, birçok şirketiyle “yüzyılın anlaşması”nı imzalama başarısına ulaşabilmiştir. Bağımsız Azerbaycan, ilk demokratik anayasasını kabul etmiştir. Azerbaycan’da demokratik devlet kurma süreci devam etmektedir. Bunlar birbiriyle bağlantılı, birbirini tamamlayan olaylardır. Bugün bizi buraya toplayan Çırağ petrol yatağından ilk petrolün alınması bayramıdır. Bugün sabah erkenden helikopterle Çırağ petrol yatağında kurulmuş platforma gittik; onun hakkında bilgi aldık ve platformu inceledik. Denizin ortasında gerçekten de bir mucize yaratılmıştır.

Azerbaycanlıları deniz üstündeki kazıklı yollarla, platformlarla şaşırtmak mümkün değil. Dilerim, helikopterle Çırağ yatağına uçan konuklarımız bunu görmüşlerdir. Çünkü sahilden Çırağ platformuna uçarken biz helikopterden Hazar Denizi’nde sayısız platform ve petrol bölgelerinde inşa edilmiş kilometrelerce uzunluktaki kazıklı yollar ve barınma yerleri gördük. Bunların tümünü Azerbaycan halkı yaratmıştır. Onun için bunlar bizi o kadar da şaşırtmıyor. Ancak bununla birlikte, Çırağ petrol yatağında üç yıl süresince yaratılmış platform gerçekten de mucizedir, insanı gerçekten de hayrete düşürüyor. Çünkü o, Hazar Denizi’nde olan başka platformlardan, kazıklı yollardan modern teknolojisi ve modern olanakları ile farklıdır. Bu platformu gören kişi hayran olur. Çünkü bu büyük bir entegre tesistir, yani büyük bir şehirdir. Orada insanlar yaşıyor da, çalıyor da.

Bu işin hem iktisadî hem siyasî hem de manevî yönü vardır. Bunun iktisadî yönü şudur ki, başladığımız iş bu yıl da, gelecek yıllarda da hem Azerbaycan’a hem de Hazar Denizi’nde Azerbaycan’la birlikte ortaklaşa çalışan şirketlere ve ülkelere büyük ekonomik yarar sağlayacaktır. Manevî ve siyasî yönüne gelince, biz modern teknolojiyi buralarda tatbik ediyoruz ve dünyanın birçok ülkesinden üst düzeydeki uzmanlar, mühendisler, işçiler gelip burada Azerbaycan petrolcüleri, uzmanları ile yan yana çalışıyorlar. Bu çok sevindirici bir durumdur. Bu bizim gelecekte yapmak istediğimiz işlerimizin başlangıcıdır ve çok güzel bir başlangıçtır. Üç yıl süresince görülmüş işler takdire şayandır. Çünkü Çırağ petrol yatağında büyük bir platform yapıldı. Orada suyun derinliğinin 120 metre olduğu yerde 3 bin metre derinliğinde bir kuyu kazıldı o kuyudan petrol alınmaktadır. Plânımıza göre gelecekte de bu platformdan ikinci bir kuyu sonra da sekiz kuyu daha kazılacak toplam olarak ise yirmi dört kuyuya ulaşılacaktır. Bu platformdan yılda altı milyon ton kadar petrol çıkarılacaktır. Bu platform ile birlikte önümüzdeki üç yıl süresince yapılacak işler çıkarılacak petrolün derhal ihraç olunması için gerekli bütün maddî teknik imkânlar hazırlanmıştır. Platformdan sahile 176 kilometre uzaklıkta petrol borusu yapılıp kullanıma sunulmuştur. Artık Çırağ platformundan çıkan petrol, bu boru ile sahile gidiyor. Kuyulardan petrol ile birlikte doğal gaz da çıkıyor. Bu doğal gazdan da yararlanmak için Çırağ platformundan 48 kilometre uzunluğunda gaz boru hattı çekilmiştir. Çıkarılan petrolün toplanması ve yabancı pazara gönderilmesi için Bakû’nün yakınlarında denizin sahilinde Sengeçal’da büyük bir terminal yapılmıştır. Yani, çıkan petrolün sahile gelmesi ve yerleştirilmesi sağlanmıştır. Onun dünya pazarına ihraç edilmesi için de petrol boru hattı yapılmıştır. Bilirsiniz ki, zamanında biz Hazar Denizi’nin Azerbaycan bölümünde genellikle Azerbaycan’da çıkan petrolün ihracı için iki petrol boru hattının yapılmasını plânladık. Birinci petrol boru hattı Rusya topraklarından Karadeniz’in Novorossisk limanına, ikinci boru hattı ise Gürcistan toprağından Karadeniz’e Supsa limanına çıkacaktır.

Birinci petrol boru hattı büyük zorluklardan sonra artık çalışmaya başlamıştır. Azerbaycan’ın toprağında bu petrol boru hattının uzunluğu 230 kilometredir ama onun Novorossisk’e kadar uzunluğu 1400 kilometredir. Rusya topraklarında yapılan işler sonucunda Kuzey Kafkasya’da ortaya çıkan zorluklar ortadan kaldırılmıştır. Bu petrol boru hattındaki Azerbaycan petrolü 25 Kasım’da Azerbaycan Rusya sınırını geçmiştir. Bu sabah bize verilen bilgiye göre bu boru hattı ile petrol Grozni şehrini de geçmiştir. Dilerim ki, petrol yakın zamanlarda Novorossisk limanına ulaşacaktır. Ancak bugün bize gelen bilgiye göre, Çırağ yatağından çıkan petrol bu boru hattı ile gelecek yılın Şubat ayında Novorossisk limanına ulaşacaktır. Yani bu işlerin tümü birbirine paralel olarak düzenlenmektedir.

Geçen yılların, geçen dönemlerin deneyimlerini biliyorum. Bazen işin bir bölümü görülür, diğer kısmı görülmediği için bütün bu işler de bir sonuç vermezdi. Ama burada iş bütün olarak tamamlanmıştır. İkinci boru hattı Gürcistan toprağında yapılmaktadır. Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi’nin rehberliği şu bilgiyi veriyor ki, bu boru hattı gelecek yılın Eylül ayında hazır olacaktır. Böylece sadece Çırağ yatağından değil, diğer yataklardan elde edilen petrol de iki ayrı istikametteki petrol boru hatları ile dünya pazarına çıkarılabilecektir.

Şüphesiz ki, yapılan bütün bu işler konsorsiyuma dahil olan şirketlerin büyük faaliyeti ve onların koydukları sermayenin sonucudur. Uluslararası İşletme Şirketi’nin rehberliği altında bu üç yıl süresince görülen işlere konsorsiyumun taraflarınca toplam bir milyar dolar tutarında yatırım yapılmıştır. Bu dikkate değer bir olaydır. Bir milyar dolar belki de herhangi bir devlet için küçük bir meblağ sayılır. Ancak Azerbaycan için bir milyar dolar tutarında müşterek iş yapılması çok büyük ve sevindirici bir olaydır.

Bildirmek istiyorum ki, görülen bu işler, dünyanın birçok şirketini Azerbaycan’a getirdi. Onlar burada faaliyet gösteriyorlar. Bu birinci anlaşmanın programını hayata geçirmek için yapılan işlere dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 400’den fazla şirket katılmakta. Bu şirketler bir milyar dolar hacmindeki bu yatırımdan yararlanmakta ve her biri bundan bir fayda sağlamaktadır. Burada Amerikan, İngiliz ve bazı Avrupa şirketleri de vardır. Memnuniyetle söyleyebilirim ki, ortaklaşa iş yapan bu şirketlerin içinden 72 kuruluş Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sanayi ve inşaat kuruluşlarıdır. Azeri kuruluşlarının yaptıkları işin değeri 163 milyon dolardır.

Böylece bu anlaşmanın hayata geçirilmesi için hem dünyanın birçok şirketi hem de Azerbaycan’ın petrol sanayiinde faaliyet gösteren şirketler, kuruluşlar bilim adamları, uzmanlar, kalifiye işçiler hep birlikle çalışmaktadırlar. Bizi sevindiren hal şudur, bu işlerin hayata geçirilmesi için yurt dışından gelen üst düzey uzmanların sayısı gitgide azalıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kendi uzmanlarının sayısı artıyor. Bu da doğaldır. Çünkü Azerbaycan, petrol sanayii alanında büyük bilimsel ve teknik bir potansiyele sahiptir. Azerbaycan’ın bu potansiyelinden yararlanmak gerekir. Bu ekonomik açıdan daha da verimlidir.

Bir kez daha tekrarlamak istiyorum, yapılan bütün işler Hazar Denizi’nin enerji rezervlerini bütün dünyaya tanıtmıştır. Artık Azerbaycan bölümünde olan yataklar hakkında dokuz anlaşma imzalanmıştır. Birinci anlaşmanın sermayesi 8 milyar dolardır. İmzalanmış bütün anlaşmaların sermayesi 30 milyar dolar tutarındadır. Bunların tümü Hazar’ın Azerbaycan bölümünde olan yataklar için öngörülmüş yatırımlardır. Ancak Hazar’ın diğer ülkelere mensup olan bölümlerinde çok zengin petrol ve doğal gaz yatakları vardır. Sanıyorum Azerbaycan bölümünde yapılan işler, elde edilmiş deneyimler onların harekete geçmesi için çok önemli olacaktır. Biz bu tecrübeyi bütün Hazar ülkeleriyle paylaşmaya, Hazar Denizi’nin enerji rezervlerinden yararlanılmasında kendi hizmetlerimizi göstermeye hazırız.

Bütün bu işler hakkında görüşmeler yaparken ilk anlaşmaya dahil olan bütün şirketlere, imzalanmış anlaşmaların hayata geçirilmesinde gösterdikleri hizmetler için teşekkür ediyorum. Uluslararası İşletme Şirketi’nde çalışan bütün uzmanlara, petrolcülere gerek yurt dışından gelmiş gerekse Azerbaycan’dan olan bütün insanlara teşekkürümü bildirmek istiyorum.

Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi’nin önderliğinde ve özel olarak onun başkanı ve British Petroleum Şirketi’nin temsilcisi olan Sayın Terry Adams’a teşekkür ediyorum. Bizim bu üç yıl süresince yaptığımız ortak çalışma, geleceğe doğru büyük bir yol açmıştır sanırım. Biz Azerbaycan’a gelmiş bütün şirketlerle, ait oldukları ülkelerle gelecekte de ortak iş yapmaya hazırız. Biz arzu ediyoruz ki, Hazar ülkeleri kendi bölgelerindeki imkânlardan istedikleri kadar yararlanabilsinler. Biz bu işlerde de komşu ve dost ülkelerle her zaman bir yerdeyiz ve onlarla müşterek iş yapmaya, kendi deneyimlerimizi onlara öğretmeye hazırız.

Dediğim gibi, Hazar Denizi dünyanın en zengin enerji rezervlerine sahip bir su havzası olarak ünlenmiştir. Ama aynı zamanda, Hazar Denizi’nin diğer sahilinde, Orta Asya ülkelerinin topraklarında da çok zengin petrol yatakları vardır. Hem karada hem de denizde olan bu petrol yataklarının işletilmesi gelecekte de karşımızda duran büyük bir görevdir. Biz bu görevlerin hayata geçirilmesinde kendi üstümüze düşen hizmetleri yapmak istiyoruz. Bu işler, 21. yüzyıl ekonomi stratejisini yaratmak için çok önemlidir.

Bizim imzaladığımız anlaşmaların tümü, tahminen 30 yıl süresince geçerlidir. Ancak inanıyorum ki, bu anlaşmalar, 30 yıldan çok daha uzun süre yaşayacaktır. Azerbaycan’ın dünyanın büyük petrol şirketleriyle imzaladığı anlaşmalar 21. yüzyılda hem Azerbaycan için hem de Azerbaycan’la ortak iş yapan şirketler, ülkeler için de çok önemlidir. Biz gelecekteki iyi günlerin başındayız. Biz bunun temel taşını, esasını koyduk. Bugünkü görkemli tören de bunun içindir. Bu nedenle ben hem Azerbaycan halkına hem de Hazar ülkelerinin halklarına, Hazar’ın rezervlerinden yararlanmak isteyen bütün ülkelere, şirketlere bu büyük işlerin 21. yüzyılda da şans getirmesini diliyorum.

Önemli bir mesele de gelecekte ortaya çıkacak petrolün ihraç edilmesi. Dediğim gibi, ilk anlaşmaya göre üretilen petrolün ihraç edilmesi için artık iki petrol boru hattının yapılmasının gerekliliği açıktır. Ancak bizim ilk anlaşmamızda dikkate alınan esas büyük boru hattı da yapılmalıdır. Bu bir anlaşmada öngörülmüştür. Ancak bundan sonra sekiz anlaşma daha imzalanmıştır ve dokuzuncu anlaşma yani Kürdaşı petrol yatağının ortak işletilmesi konusundaki anlaşma imzalanma arefesindedir.

Demek ki dokuz anlaşma imzalanacak ve bu anlaşmaların temelinde büyük işler görülecek, milyonlarca ton petrol çıkarılacaktır. Meselâ bizim ilk hesaplamalarımıza göre 5-6 yıldan sonra bu anlaşmalara göre Azerbaycan’da tahminen 50-60 milyon ton petrol çıkarılacaktır. Bunların ihraç edilmesi için esas petrol boru hattı ve değişik istikametlere giden alternatif boru hatlarının yapılması lazımdır. Bu, şimdi önümüzde duran temel hedeflerden biridir.

Ancak ne yazık ki bu şimdilik, uluslararası âlemde değişik fikirler doğuran bir sorundur. Azerbaycan’ın Hazar petrolünün nereden, hangi yönden, hangi ülkeden geçeceği uzun uzun tartışılmaktadır. Şüphesiz ki, sorunların temelini teşkil eden ekonomik verimliliktir. Örneğin, ben bu ilk anlaşmanın tarafları ile birçok kez konuştum. Onlar bu meselenin ticarî yani ekonomik tarafına çok önem veriyorlar. Çünkü bu, esas petrol boru hattını kuzeye de güneye de batıya da götürmek olur. Bilmem ama, herhalde doğuya götürmek mümkün değil. Ancak bunların hangisi ekonomik açıdan daha verimlidir ve hangisinin güvenliği tamamıyla sağlanır. Hiç şüphesiz bunları iyice ölçüp biçmek gerekir. İlk önce petrol şirketleri, konsorsiyumlar bu konuda kendi fikirlerini söylemelidir. Şüphesiz ki, biz de kendi fikirlerimizi bildirmeliyiz. Şimdi iki petrol boru hattı var. Esas petrol hattının güzergâhı konusunda birçok konuşmalar yapılıyor, güneye mi yoksa batı tarafından Karadeniz’e mi gitsin diye tartışılıyor. Yoksa Türkiye topraklarından ya da kuzeyden Rusya topraklarından mı geçsin diye düşünülüyor. Ben yine diyorum ki, bunlar iyice ölçülüp biçilmelidir. Bir sorun daha var. Kazakistan’da büyük petrol yatakları vardır; orada da petrol çıkarılmaktadır. Amerika’nın Chevron petrol şirketi Tengiz yatağından petrol çıkarıyor ve onu ihraç etmek için yollar arıyor. Chevron petrol şirketi bize başvurdu. Biz Chevron’un çıkardığı petrolün Kazakistan’ın Hazar Denizi’ndeki limanı Aktau’dan tankerlerle Bakû’ye getirilip buradan da demir yoluyla Gürcistan toprağından geçip Karadeniz’deki Batum limanına kadar taşınmasını kabul ettik. Mart ayından bugüne kadar bu yolla 500 bin ton yani yarım milyon ton Chevron Tengiz petrolü nakledildi ve Batum limanına ulaştırılacaktır. Bu rakamın giderek artacağını sanıyorum; bu yıl bu yolla 2 milyon ton petrol ihraç etmek mümkün olacaktır. Ancak bu yol da çok ağır yoldur. Onun için de bu yılın yaz aylarında, Kazakistan Cumhurbaşkanı ile ben Aktau limanından Hazar Denizi’nin dibinden Bakû’ye kadar petrol boru hattı yapılması hakkında protokol imzaladık. Bunu kabul ettik. Bu, Kazakistan’ın petrolü için gereklidir. Azerbaycan’daki terminallerimiz ve Azerbaycan’dan kuzey ve batı yönlerinde uzanan boru hatlarımız petrolün ihraç edilmesine imkân veriyor. Bu yüzden inanıyorum ki, bu meselenin halledilmesi gelecekte çıkarılacak petrolün dünya pazarına ulaştırılması için esas meselelerden biri olacaktır.

Bundan önce, örneğin, Türkmenistan’dan Azerbaycan’a doğal gaz boru hattının çekilmesi hakkında da görüşmeler yapılmıştır. Bu yılın Mayıs ayında Aşkabat’ta bir protokol da imzalanmıştır. Eğer bu mesele de çözüme kavuşturulursa, bunlar da Batı’ya çok faydalı olacaktır.

Karadeniz havzasında bulunan ülkeler, örneğin, Gürcistan, Ukrayna, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve daha ilerde Avrupa’nın diğer ülkeleri Hazar Denizi’nden çıkan petrolden yararlanmak istiyorlar. Böylece eğer biz petrolü bu boru hattıyla Türkiye’nin Karadeniz sahiline veya Gürcistan üzerinden Türkiye’ye çıkarabilirsek o zaman bu ülkeler de temin olunabilir. Bu ülkeler, Hazar Denizi’ndeki yataklardan çıkarılan petrole büyük ilgi göstermektedirler. Bütün bunları iyice hesaplamak gerekmektedir. Bizim önce projemizde temel, büyük petrol boru hattının Bakû-Ceyhan yönünde olması öngörülmektedir.

Yatırımcılar, haklı olarak bu boru hattının pahalı olduğunu söylemektedirler. Bunun ekonomik tarafını onlar aydınlatmalıdırlar. Bizim düşüncemiz, bu hattın Azerbaycan petrolünün ve Hazar Denizi petrolünün ihraç edilmesindeki esas hatlardan biri olabileceği yönündedir. Bu yüzden de bu petrol boru hattının yapılmasını daha önce de desteklemiştik, bugün de destekliyoruz.

Ama meselenin son durumu, şüphesiz ki, şirketlerden, konsorsiyumdan ve taraflardan kaynaklanmaktadır. Bugün Rusya Başbakan Birinci Yardımcısı Boris Nemtsov, kuzey yönünde yeni bir petrol boru hattının Rusya Federasyonu’nun arazisinden geçmesi konusunda bir görüş ortaya koymuştur.

Bu görüşe de bakmak, onu da tartışmak gerekir. Başka alternatifler de olabilir. Her durumda hem Hazar Denizi’nin Azerbaycan bölümünden, başka bölümlerden hem de Orta Asya’dan özel olarak da Kafkasya’dan çıkan petrolün ihracı, özel olarak da Batı’ya ihracı için çok işler halletmek gerekmektedir; birçok petrol boru hattı yapılmalıdır. Bu işlerde faal olarak çaba göstereceğiz.

Yaptığımız bütün bu işler, Asya ile Avrupa arasında yeni bir nakliyat hattının da yaratılmasına neden olmaktadır. Eski İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması meselesi artık gerçekleşmektedir. Geçen yıl bir protokol imzaladık; buna göre Orta Asya’dan Hazar Denizi’ne, Azerbaycan’dan Gürcistan’a, Karadeniz’den Avrupa’ya bir nakliye hattı açtık.

Bu nakliye hattı artık işliyor. Hem Orta Asya’dan Avrupa’ya hem de Avrupa’dan Orta Asya’ya yükler gidiyor. Bu da ekonomik açıdan çok verimlidir. Bu yükleri Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan’a ait olan küçük gemiler getirmektedir. Yükler, Azerbaycan’dan Gürcistan’a demir yolu ile gitmektedir. Sonra bunlar Karadeniz’den gemilerle Avrupa’ya ulaşıyor. Bu başarı yolunun çok büyük önemi ve geleceği var. Biz bunu da destekledik ve bu nakliye yoluna giren ülkelerle birlikte iş birliği yapıyoruz ve bu iş birliği bundan sonra da devam edecek.

Hem boru hatları hem de Asya-Avrupa, Avrupa-Asya nakliye yolu, bu ülkelerin ekonomilerini birbirine daha da yaklaştıracak, onların ilişkilerini daha da sağlamlaştıracaktır.

Bugünkü görkem, elde edilmiş başarılar, yalnız ve yalnız Azerbaycan’ın devlet bağımsızlığının kazanılmasından sonra mümkün olabilmiştir. Biz bugün, Azerbaycan’ın bağımsız devlet olmasının faydalarını görüyoruz.

1994 yılının Eylül ayında biz, ilk büyük petrol anlaşmasını imzalarken dünyaya, Azerbaycan’ın bağımsız bir devlet olduğunu ve bağımsız bir devlet olarak kendi doğal kaynaklarının sahibi olduğunu ve onlardan yararlanmakta kararlı olduğunu duyurduk. Üç yıl geçtikten sonra biz bir kez daha ifade ediyoruz ki, Azerbaycan bağımsız bir devlettir, Azerbaycan’ın bağımsızlığı daimidir ve biz artık bu bağımsızlığımızın meyvelerini alıyoruz. Bizim bugün yaptığımız işler, 21. yüzyıl ve gelecek nesiller için yapılan işlerdir. Biz bugün ilk petrolün alınmasının bayramını kutluyoruz. Gelecek yıl Çırağ petrol yatağından iki milyon ton petrol çıkarılacaktır. Ancak beş yıla kadar 5-6 milyon ton, 5-6 yıldan sonra 40-50 milyon ton petrol üretilecektir. Ondan sonra daha da çok petrol çıkarılacaktır. Demek ki, 21. yüzyılda Azerbaycan bu petrol sanayii vasıtasıyla yükselecek ve zenginleşecektir.

Sadece petrol endüstrisi için değil, Azerbaycan ekonomisinin bütün alanlarının, bağımsız devlet olarak Azerbaycan’ı geliştirmek, ülkemizde serbest pazar ekonomisini geliştirmek için çok güzel bir imkân olduğunu düşünüyoruz. Bu imkânlardan yararlanacağız.

Bugünkü tören, bu görüşmeler, bir kez daha gösteriyor ki, Azerbaycan’ın kapısı dünya ekonomisine açıktır. Azerbaycan dünya ekonomisi ile günden güne daha da bütünleşiyor. Azerbaycan kendi ekonomisini serbest pazar ekonomisi ile kuruyor. Azerbaycan kendi ekonomisini bundan sonra da serbest pazar ekonomisi ile geliştirecektir. Biz artık bunun olumlu sonuçlarını alıyoruz.

Size çeşitli bilgiler vermek istiyorum. Son yıllarda Azerbaycan ekonomisindeki 5-6 yıl önce olmuş düşüşü ortadan kaldırdık. Şimdi Azerbaycan’ın ekonomisinde yükseliş başlıyor. Ülkemizde geçen yıl genel yurt içi üretim yüzde 1,3, bu yıl ise yüzde 5’tir.

Endüstride üretim her yıl yüzde 20-25 aşağıya düşmekteydi. Şimdi düşüş durmuştur. Bu yılın ilk dokuz ayında tahminen yüzde 1’dir. Azerbaycan’da 1993 yılı enflasyon oranı yıl içinde yüzde 1600’dü. Bu geçen yıl yüzde 6 olmuştur. Bu yılın ilk dokuz ayında enflasyon yoktur, sıfıra inmiştir. Ekonomik reformlar sürmektedir. Toprak hakkında kabul edilmiş kanun, toprağın özel mülkiyete verilmesini sağlamıştır. Şimdi toprak özel mülkiyete verilmiştir. Mülkiyet özelleştirilmiştir ve biz bu özelleştirmenin meyvelerini alıyoruz. Dış ticaret liberalleştirilmiştir; dış ticaret oranı ilk dokuz ayda yüzde 30’a çıkmıştır. Bu yıl bütün ekonomimize genel olarak 1 milyar 500 milyon dolar değerinde sermaye koyulmasını plânlıyoruz. Bunun bir milyar dolarını yabancı yatırımlar oluşturacaktır.

Bunların tümü, Azerbaycan’da süren demokratik süreçlerin, değişimlerin, pazar ekonomisinin sonucudur. Azerbaycan ekonomisinin dünya ekonomisi ile bütünleşmesinin uyumlu bir şekilde gelişmesinin bir sonucudur.

Bunlar bizi sevindiriyor. Doğaldır ki, ben bu sevinç duygularımı bugün sizle ve bu törene katılan konuklarla paylaşmayı bir borç bilirim. Bu tarihi olay münasebetiyle sizi bir kez daha kutlarım.

Azerbaycan petrolcülerine ve Azerbaycan’da bizimle ortaklaşa iş yapan bütün şirketlere, petrolcülere, uzmanlara, ekonomistlere başarılar dilerim.

Haydar ALİYEV

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı / Azerbaycan

Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 19 Sayfa: 115-120

1 yorum
  1. Timur çağlar diyor

    Çök teşekkür ederim den sosyalden ödevi yapmaştım
    .

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.