Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Türk’ün, Arab’la Dostluğu mu?(!)

1 15.334

Gülsev Eyüboğlu İRHAN

“Arab menaibinde ve bilhassa Tefsir ilimlerinde, Türkler insanlık düşmanı bir canavar şeklinde tasvir edilmişlerdir. Akıl ve izana sığmayacak iftiralara uğramışlar ve ezcümle yamyamlıkla itham edilmişlerdir.”

İsmail Hakkı Danişment, Buhar-i, Tabar-i, Al-Bağdad-i, Al-Balhi, Beyzavi, Makdisi, Nesefi, Nüveyri, İbn’il Esir ve diğer Tüm Arab ulemaları; yecuc ve mecuc’ün aslında Türkler olduğunu ve hem Arablara hemde insanlığa felaket getirici yaratıklar olduğunu savunmuşlardır.

Al-Bağdad-i; Lubab üt-Tevilfi maani-it Tenzil adlı kitabında: yecuc ve mecuc’ün Türkleri tanımladığını belirterek yecüc sözcüğünün aslı ateşin seraresi ve ışığı anlamına gelen Ecic ünnar maddesindendir, onların bu adla çağrılmalarının nedeni ise “kesret ve şiddetleri itibariyle Ecic’e benzetilmelerindendir. Neslen Yafes ibn Nuh evladındandırlar ve Türkler onlardandır. Bu Türklerin ileri kollarının Suriye ve Horasanda bulunduğunu anlatır.

Ahmed-i İskendernamesinde; Türk her şeyi yakıp yıkan yaratık olarak tanımlanmıştır. İbn Haldun un Mukaddime kitabında; Türkler, hırsız ve talan ruhlu, kaba ve haşin, ayağını bastığı heryeri harabeye çeviren, kanun ve hukuk duygusundan yoksun diye tanımlar.

Türklerle Arapların ilk savaşı M.S. 642 yılında Horasan, Maveraünnehir (Ceyhun, Seyhun ) ve Tohoristan bölgelerinde olmuştur. Görüldüğü gibi Arap orduları, TÜRK Yurtlarına saldırmışlardır. Arap tarihçilere göre güya Türkler 732 yılına kadar dayanabilmişler ve kâfir, putperest Türkler dağılmışlardır. Arapların; Türk Yurtlarında akıttıkları oluk oluk kan M.S.1000’li yıllara kadar devam etmiştir. Türk Kentlerinin Arablar tarafından yakılıp yıkılması, çocuklarının kadınlarının kitleler halinde kılıçtan geçirilmesi, esir alınıp köle olarak Arabistana getirilmesi “cihat” gereği gösterilmiştir. Çünkü Cihat onlara göre Kâfir, Putperest, Dinsiz Allahsızlara karşı yapılır! Araplara göre TÜRKLER daima Kâfirdirler ve TÜRKLER yalancı ikiyüzlü Müslümanlardır! TÜRK Coğrafyaları kâfirlere karşı daima Darul Harp’tır! Bu akıl tutulması kinleri onları her yüzyılda TÜRKLER’e karşı Avrupalılar la gönüllü stratejik ortak yapmıştır. Arab hutbelerinde “Ey. Allah’ım; Türklere ait ne varsa her şeyi yoket, onların güçlerini çökert, üzerlerine felaket yağdır” diye dualar edilmiş. Cemaatlerden de “hayır temenni etki, Allah onların ayaklarının altına buzlar yerleştir de kayıp düşşünler” diye toplu halde  dualar istenmiştir.!

Cemal Abdulnasır; çocukluk yıllarımda havada ne zaman uçak görsem mırıldandığım “ey büyük Allahım İngiliz’i yoket” bedduasını istemez ve eleştirirdim. Zamanla öğrendim ki bu sözler bize Memluklardan kalma. Oysa dedelerim (yani Arablar) bu bedduayı Türklere (Memluklulara) karşı edermiş. “Allah’ım, sen Türk ün belasını ver”

1919 yılı Paris konferansında; Emir Faysal, İngiltere’nin ve Fransa’nın isteği üzerine Türklere karşı birlikte savaş veren babamın isteğidir. “diye; İskenderiye’den itibaren, Diyarbakır hattının güneyinden Hint okyanusuna kadar olan bölgenin Cemiyeti Akvam’ın (BM) teminatı altında bağımsız Arab toprakları olarak tanınsın” talebinde bulunmuştur!

1924’lerde Mersinde Arab casusları “Arab Ocakları” adı altında örgütlenmişler ancak “İstiklal Mahkemeleri” örgütlenmeyi darmadağın etmiştir.

1965 yılında BM de Kıbrıs oylamasında Türkiye aleyhine oy kullandılar. 1976 yılında BM de Türkiye’nin Kıbrıs’ı terk etme oylamasında da çekimser kalarak Türkiye aleyhine karar çıkmasına neden oldular. 1975 yılında Mısır Başkanı Enver Sedat; Kıbrıs’a dönen Makarios’a kardeşlik telgrafı çekmiştir. O dönemde Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat; Kıbrıs Rumlarına “Biz sizleri kardeş mücadeleciler sayıyor, sizin zaferiniz bizimde zaferimiz olacaktır çünkü düşmanımız ortak düşmandır.” demiştir. Makariosun ölümünde tüm Arab Ülkeleri Bayraklarını yarı’ya indirerek 3 günlük yas ilan ettiler.

Bu Kavm-i Necip’ler, 1900 yıllarda Anglo-saksonlarla işbirliği yaparak TÜRK’ü arkadan hançerlemiş ve topraklarına Haçlıları yerleştirerek, Güney bölgelerimizin işgaline yardım etmişlerdir. Türklerin içlerine sızarak genellikle şeyhülislamlık makamlarına gelmişler. Çıkardıkları fetvalarla, Anadolu Türklerini aşağılamışlar, yönetimin güvenine dayanarak kavm-i Necip (üstün kavim) unvanıyla her türlü hileye başvurmuşlardır. İngiliz Lawrens’le işbirliği ederek onları korumak amacıyla orada bulunan Türk askerini arkadan hançerleyerek Arap çöllerinde binlerce Vatan evladını şehit etmişlerdir.

Tüm bu ihanetler, ATATÜRK döneminde; Türk çocuğu öğrensin diye ders kitaplarına konulmuş ancak onun ölümünden sonra ki 10 yıllık devrede, içimizdeki Arapçılar tarafından ders kitaplarından sinsice çıkartılmıştır. Türk’ün 7000 yıllık İslamiyet öncesi şanlı Tarihi görmezden gelinerek; içimizdeki Arapçılar ve Haçlıların işbirlikçileri elbirliğiyle TÜRKLERİN belleklerine 1071 başlangıç alınarak Türk evladına SEN burada işgalcisin hıyaneti yerleştirmeye çalışılmaktadır. VE TÜRK Tarihinden, MS 642’den itibaren başlayan Arab’ın Türk’e olan kini yok sayılmıştır, Türklerden saklanmıştır. Üstüne üstlük DİN gereğidir yalanlarıyla Arap gelenekleri Türklere adeta dayatılmış, zorla kabul ettirilmeye çalışılarak Arap geleneklerinin TÜRK Törelerini ortadan kaldırarak TÜRK Kimliğinin yeryüzünden silinmesi en büyük hedefleri olmuştur ve asla bu hedeften vazgeçilmemiştir!

Her türlü melanet; TÜRK’e karşı duyulan genetik kinlerden gelmektedir. Bugün Batılı güçler tarafından beslenen, desteklenen kahpe pkakalılar, Ermeni diasporası, mavri mira yanlıları (ekümenikler) Arap topraklarındaki kamplarda eğitilerek üzerimize salınmaktadırlar. Haçlılarla işbirlikleri devam etmektedir! İslamiyet’in Kutsal Topraklarını yüzbinlerce Haçlı askerlerinin çiğnemelerine canı gönülden ev sahipliği yapmaktadırlar. Irak’ta yüzbinlerce masum Müslüman Camilerde İbadet ederken bombalanarak katledilirken hiç sesleri çıkmaz! Onbinlerce Cami Amerikan Askerlerinin bombalarıyla yerle bir olmuştur, hiç sesleri çıkmaz!

Yüzbinlerce masum Müslümanı çoluk çocuk kadın demeden katledenler onlara göre kafir değildir ama TÜRKLER kafirdir!.

Ancak; ben Türk Ulusunun sıradan bir ferdi olarak; Ortadoğu topraklarında ABD, İngiltere ve koalisyon güçlerinin ve İsrail’in uyguladıkları amansız şiddeti ve kan dökmelerini nefretle kınıyorum. Çocuklara, kadınlara, savunmasız sivil halka uygulanan vahşet, insanlık dışıdır. “Özgürlük ve Demokrasi” yalanlarıyla o topraklarda katliam yapılıyor.

TÜRKLERİ geçmişte de ve şimdi de Ebedi Başkomutan (Başbuğ) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu Laik Türkiye Cumhuriyetini kafir ilan edenler; bombalanan camilerde ibadet eden Müslümanlara uygulanan kanlı saldırılara karşı ne yapıyorlar.?

Bu insanlığa karşı yapılan vahşete göz yummaktır, yardım etmektir! İşte budur kafirlik..

Bizim içimizde ki Arapçılarda bu hunharca katliamlara göz yumarak ortaktırlar…

Eminim 70 milyon Türk’ün; bu yapılanlar karşısında içleri sızlamaktadır. Ne güzel der ATA’larımız, “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur”. diye.. Demek ki Arap saldırılarında yüzbinlerce Ecdadımızı katleden Araplarla olan savaşlarından kalmadır bu nasihat!!

Yıllardır  Binlerce Türk Yiğiti (Asker-Polis-Sivil) hain kalleş dölleri pkakalı piçlerin kançıklıklarıyla alçakça pusularda şehit edilmiştir. Vatan için şehit olan kahraman Türk evlatlarının kanında; her komşumuzun ve komşumuz olmayan Batılıların parmağı vardır. Bu ezeli  ve ortak bir TÜRK düşmanlığıdır!

BİLİNE…

1 yorum
  1. Hayriye Aygül diyor

    İlginç bir yazı, beğenerek okudum, teşekkürler.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.