Türkiye Ekonomisi (1923-1960)
1923’te Türkiye’nin nüfusu yaklaşık 12,5 milyondu. Savaşlarda yorgun ve bitkin düşmüş bu nüfusun, çok büyük bir bölümü köylerde yaşıyordu. Bu nüfus, durağan olduğu kadar nitelikli işgücü açısından da elverişli değildi. Okur yazarlık oranı çok düşüktü. Yaşam koşulları çok ağırdı. Beslenmeden sağlığa son derece ilkel olanaklar söz konusu idi.
GSMH’nin büyük bir bölümünün tarım kesiminde üretildiği Türkiye’de 1923’te, kişi başına düşen GSMG 45 dolar civarındaydı. Başlıca iktisadi uğraşı olan tarım, kara sabanla sembolize edilen derece ilkel yöntemlerle gerçekleştiriliyordu. Mevcut sınai üretim, ülke gereksinimini karşılayacak nitelik ve nicelikten uzak bir yapıya sahipti. Toplu iğnenin dahi üretilemediği ve ancak ithal edilebildiği ülkede, Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923’te, 36 milyon dolar tutarında bir dış ticaret açığı söz konusuydu.
Milli Mücadele henüz sona ermişti. Ankara Hükümeti ve bu hareketin önderi Mustafa Kemal, Türkiye’nin top yekun sefalet ve yokluk içindeki hazin durumu karşısında savaş meydanlarından sonra ekonomide de verilecek ciddi bir mücadele olduğu bilinci ile harekete geçtiler. Bu hareketin ilk adımı 17 Şubat 1923’te İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi idi.
İzmir’de toplanan kongreden önce İstanbul’da Milli Türk Ticaret Birliği etrafında bir araya gelen Müslüman-Türk ticaret kesimi bir dış ticaret kongresinin hazırlıklarına girişti. Ancak Ankara Hükümeti, İzmir’de daha geniş bir kongre düzenleyeceğini bildirerek İstanbul’un girişimini engelledi. Lozan barış görüşmelerinin kesintiye uğradığı günlerde İktisat Vekaleti’nin girişimi ile toplanan ve 4 Mart 1923’e kadar süren Kongreye 1.135 kişi katıldı. Kongrede her ilçeyi mesleki temsil anlayışına göre bir tüccar, sanayici, sanatkar, amele, şirket, banka ve üç çiftçi temsilcisi olmak üzere toplam sekiz kişiden oluşan heyetler temsil etti.
Bunun yanında bazı dernek ve meslek örgütleri de kongreye temsilci gönderdiler. Bunların başında Milli Türk Ticaret Birliği, İstanbul Esnaf Cemiyetleri, İstanbul Hamallar Cemiyeti, Umum Terziler Cemiyeti, Darülfünun Hukuk Mektebi, İstanbul Ticaret Mekteb-i Alisi, Çiftçiler Derneği, Fransa Darülfünun Mezunları Cemiyeti ile Macaristan Türk Mezunları Cemiyeti yer aldı.
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kongrenin açılışında yaptığı tarihi konuşmasında ülkenin ufukta beliren yeni dönemdeki hedeflerini şu sözler ile ifade etti:
“Kılıç kullanan kol yorulur; fakat saban kullanan kol her gün daha çok kuvvetlenir ve her gün daha çok sahip olur… Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi zaferle tetviç edilemezse semere-i netice payidar olamaz. En kuvvetli ve parlak zaferimizi de tetviç eden semerat-ı nafiayı temin için hâkimiyet-i iktisadiyemizin temin ve tarsini lazımdır.”
Meslek grupları ve kurumlar adına görüş ve beklentilerin dile getirildiği Kongrede, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar ile bağdaşır siyasal ve ekonomik mesajlar ortaya çıktı. Lozan’da, barış görüşmelerinin kilitlendiği bir sırada dış dünyaya, çok uzakta olmayan yeni Türkiye’nin barışçı bir dış siyaset izleyeceği ve özellikle Milli Mücadele sırasında Sovyetlerle gerçekleşen yakınlaşma ve işbirliğinden dolayı bolşevizmi benimseyeceği kanısına varılmaması mesajı verildi.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi / Türkiye