Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Türk Tasavvuf Kültüründe Bir Şeyhler Ailesi: Şemsî-Sivâsîler

0 10.315

Onüçüncü asırda İran’da kurulan Halvetiyye tarîkati değişik bölgelere dağılan halifeleri vasıtasıyla Anadolu, Balkanlar, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika, Sudan, Habeşistan, ve Güney Asya’yı da kapsayan geniş bir muhite yayılmış ve zamanla en çok kol ve şûbeye sahip olan bir tarikat hüviyeti kazanmıştır.

XIII. asrın sonlarına doğru Ahî Yûsuf Halvetî tarafından açılan bir zaviye ile Anadolu’ya girmiş, Sadreddîn Hiyavî’nin (Ö.1455, Şamahı) halîfelerinden Amasyalı Pir İlyas (Ö.1433, Şamahı) vasıtasıyla Amasya ve civar muhitlerde yayılmıştır. Tarîkatın İstanbul’a ilk defa girişi ise Cemal Halîfe diye bilinen Cemaleddîn İshak Karamanî (Ö.1527) vâsıtasıyla olmuştur. İstanbul’da ilk defa halvetî âyînini neşreden de bu zâttır.

Kuruluşundan itibaren Sünnî şeklini muhâfaza eden bu tarîkatın uç beyliklerinin dînî hayâtı üzerinde doğrudan doğruya mühim bir te’sîri olmamakla birlikte Anadolu’ya yerleşir yerleşmez Ahî teşkilâtıyla sıkı bir alâka peyda ederek, müntesiplerini artırmış ve kuvvetlenmiştir.

XV. asırdan itibaren Anadolu’da faaliyetleri artarak devam eden Halvetîlik, Türk insan ve cemiyetine en fazla müessir olan tarîkatlerden biri belki de birincisi olmuştur. Bu tarîkat her sınıftan insana hitâp eden ve mensûpları arasında muhtelif meslek erbabını görmek imkânı olan bir gönül ocağı şeklinde müşâhede edilmektedir. Siyâset, askerlik, fikir ve sanat dünyâsının birçok ünlülerinin de, ya doğrudan veya bilvesile Halvetîlik’ten feyz aldıklarını bilmekteyiz.

Türk cemiyetine geniş ölçüde müessir olmuş bu tarîkatın keyfiyet planında taşıdığı özellik kemmiyet planında da kendini göstermiş, Osmanlı döneminde İstanbul başta olmak üzere pek çok beldede Halvetî tekkeleri ekseriyeti oluşturmuştur.

Yrd. Doç. Dr. Cengiz GÜNDOĞDU

Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi / Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.