Türk Dış Politikası (1960-1980)
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle savaş sırasındaki zoraki birliktelikler de sona erdi ve nimetlerin bölüşümü sürecinde anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı. SSCB’nin Batı’lı ülkelerle, özellikle ABD ile savaştaki birlikteliğini sağlayan faktör, tehlikeli ortak düşman olan Nazi Almanyası idi. Fakat bu tehlike ortadan kaldırıldıktan sonra savaş sonrası nimetlerin bölüşümü sorunları ortaya çıktı ve eski defterler de açılmaya başlandı. İdeolojik farklılıklar kendini daha fazla hissettirmeye başladı. Netice itibariyle SSCB liderliğinde Doğu Bloğu ve ABD liderliğinde Batı Bloğu ortaya çıktı. 1980’lerin sonlarına kadar farklı derecelerle de olsa dünyanın gündemine oturacak Soğuk Savaş böylece başlamış oldu. Türkiye ise II. Dünya Savaşı’na girmemekle beraber savaş sona erdikten sonra rahatlayamadı, tam tersine Sovyet talepleri yüzünden yeni bir savaş riskiyle karşı karşıya kaldı. Sovyet talepleri Türkiye’yi SSCB’yi dengeleyici güç arayışına itti ve Türkiye NATO’ya girerek Batı güvenlik sistemine dahil oldu. Bu adım Türkiye’nin Batılılaşma hedefine de uygundu. Türkiye tüm Batılı kurumlara üye olmayı amaçladı. Bu doğrultuda örneğin AET’ye başvurdu ve Avrupa Konseyi’ne üye oldu. 1945-1960 döneminde Türkiye Batı ile ve ABD ile neredeyse pürüzsüz denebilecek ilişkiler tecrübesi yaşadı. Diğer taraftan SSCB ve Orta Doğu ile ilişkiler soğuktu. Fakat 1960 sonrası, özellikle Kıbrıs buhranlarıyla beraber Türk-ABD ilişkilerinde buhranlar baş göstermeye başladı. Türk- Yunan ilişkileri çok zayıfladı, hatta savaş rüzgarları esmeye başladı. Aslında Kıbrıs konusu 1960-80 döneminde Türk dış politikasının temel gündemini oluşturmakta ve dış politikayı yönlendiren temel belirleyici faktör konumundaydı. Türk-ABD, Türk-Yunan, Türk-SSCB ve hatta Türk-Orta Doğu ilişkileri Kıbrıs sorunun gölgesinde ve onun temel birleyici olduğu bir ortamda gerçekleşti. 1980 sonrası dönemde Kıbrıs sorunun dış politikada belirleyiciliği azalmaya başladı ve bu sorundan kaynaklanan bazı yaralar, örneğin Türk-ABD ilişkilerinde, iyileştirilmeye başlandı.
Bu makalenin amacı 1960-1980 arası Türk dış politikasının temel çerçevesini çizmektir. Bu geniş ve yoğun hareketliliğin yaşandığı bir dönemin bir makale ölçüleri içerisinde detaylı olarak ele alınması mümkün olmadığından dolayı, bu dönemin çok temel çizgileri ortaya konulacaktır. Bu amaca yönelik olarak, öncelikle Kıbrıs sorunu ve Yunanistan’la ilişkiler ele alınacak, diğer konulara göre biraz daha fazla üzerinde durularak gelişmeler özetlenecektir. İkinci olarak Türk-ABD, Türk-SSCB ve Türk- Ortadoğu ilişkileri özetlenecektir.
Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi / Türkiye