Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Tanzimat Devri Reformları

0 17.072

Osmanlı tarihi boyunca görülen ıslahat hareketleri genel olarak iki ana özellik göstermektedir: İlk olarak şu ya da bu şekilde kurumlarda görülen zaafları gidermek maksadıyla yapılan ve kaynağını devletin kendi gelenek ve anlayışlarından alanlar, ikinci olarak da Batı karşısında düşülen acizlik yüzünden oradaki gelişmelerin doğurduğu hayranlık dolayısıyla benzer yeniliklerin ülkede yapılmasını öngören çalışmalar. Birinci türden ıslahatlara pek çok defa başvurulmakla beraber, ikinci türden olanlara Lâle Devri’nden itibaren daha yoğun ilgi gösterilmiştir. Humbaracı Ahmed Paşa ile Baron de Tott’un çalışmaları, mühendishanelerin açılışı ve nihayet Nizâm-ı Cedid reformları örnek gösterilebilir. Ancak bu yeniliklerin bir özelliği, bazı başarılar elde edilmesine rağmen kesintisiz olarak devam ettirilebilmiş olmamalarıydı.

Yenileşme çabalarının süreklilik kazanması ancak II. Mahmud’un saltanatının son devresinden itibaren mümkün olabildi. Zarar gören devlet otoritesini onarmak, iç ve dış güvenliği sağlayabilecek askerî güce sahip olmak, malî ve ekonomik yapıyı güçlendirmek ve nihayet sosyal ihtiyaç olarak öne çıkan yenilikleri yapmak Sultan’ın esas amacı idi. II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırırken Bektaşîliği yasaklamak, orduyu yenilerken kılık kıyafete önem vermek ve devlet kurumlarını tanzim ederken bürolara resmini astırmak gibi zamanın anlayışına göre aşırı sayılabilecek davranışlar sergiledi.

Yunan İsyanı, Türk-Rus Savaşı, Mısır Meselesi bu dönemde sakin ve eni boyu düşünülerek reformlar yapılmasına izin vermedi. Buna rağmen yapılanların önemi küçümsenemezdi.

Osmanlıların reform tercihlerini etkileyen önemli basamaklardan birini, İbrahim Paşa’nın ordularına karşı Rus askerinin Boğazlara girmesine razı olunması teşkil etti. Osmanlı hükümetleri, Boğazlara Rusların girişi bir tarafa, asırlarca Karadeniz’in “kapalılık statüsü”nü devam ettirebilmek için olanca güçleriyle mücadele etmişlerdi. Oysa şimdi Rus askeri payitahtta idi. II. Mahmud durumu, “Denize düşen yılana sarılır” atasözünün anlamlandırdığı çaresizlikle izah etmişti. Bununla birlikte Rusya dışındaki bir devletin yardımı, maddî açıdan büyük fedakârlığı gerektirse de, manevî bakımdan daha kabule şayan görülmekteydi. Bundan dolayı İngiliz yardımını temin etmek maksadıyla, meşhur Baltalimanı Muahedesi 16 Ağustos 1838 tarihinde imzalandı. Uzun süren

müzakerelerin son bölümü Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa’nın Baltalimanı’ndaki yalısında gizli olarak yapılmış ve sonunda ihraç yasağını, yed-i vahidi, mal nakli sırasında tezkire istenmesi usulünü kaldıran, gümrük tarifesinde indirim yapan, perakende ticarete İngiliz tacirlerinin de girmesini sağlayan, İngilizlerin şaheser olarak tanımladıkları, uzun vadede ülkenin ticaretini, hatta genel ekonomik dengesini alt üst eden bu antlaşma; Ruslara verilen tavizlerden çok daha geniş kapsamlı ve ağır şartları ihtiva ediyordu. Üstelik antlaşmanın öngördüğü prensipler aynı yıl Fransa ve takip eden beş yıl içerisinde de Rusya dışındaki diğer Avrupa devletlerine teşmil edildi.

Osmanlı devlet ve toplum hayatında bir dönüm noktası sayılan Tanzimat Fermanı işte bu antlaşmanın devamıydı. Bunun da mimarı Mustafa Reşid Paşa olup ihtiva ettiği sosyal ve hukukî prensiplere mukabil, ilan ediliş sebebi siyasî idi. Maksat hem devleti ikiye bölme eğilimi kazanan Mısır meselesini çözmek, hem de bu bahane ile memleketi parçalamak isteyen Avrupa devletlerinin fikirlerini olumlu yönde değiştirmek için fiilî bir dış yardım sağlamaktı. Ayrıca Mustafa Reşid Paşa, Mehmed Ali Paşa’nın memleketini kalkındırmada gördüğü desteğin benzerine nail olarak Osmanlı Devleti’nin yenilenmesini sağlamak emelindeydi. Bu arada Batılı diplomatlar da ıslahat beklentilerini Paşa’ya hissettirmekten geri kalmamışlardı. Ferman esasında II. Mahmud’un tuğrasıyla yayınlanacaktı, fakat ilk aşamada Akif Paşa’nın engellemeleri, sonra da Padişah’ın vefatı fermanın ilanının Sultan Abdülmecid Devri’ne bırakılmasına sebep oldu. Genç Sultan’ın tecrübesizliği Mustafa Reşid Paşa’ya önemli ölçüde manevra alanı açtı, o da bunu iyi kullandı.

Doç. Dr. Abdullah SAYDAM

Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi / Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.