Selçuklu Sonrası Orta Doğu’da Türk Varlığı
Doğu Anadolu bölgesi, İlhanlIlarla birlikte iki askerî bölgeye ayrılmıştı. Bunlardan biri Musul, Mardin ve Diyarbekir’i içine alan ve merkezi Musul olan Diyarbekir bölgesi; diğeri ise merkezi Ahlat olan Van bölgesiydi. Diyarbekir bölgesindeki Moğol askerî birliklerinin çoğunu Uyratlar teşkil ediyordu. Kışı Musul yöresinde geçiren bu oymak, Gazan ile Baydu arasındaki taht mücadelesinden yararlanarak Türkmenlere saldırıp, onların hayvanlarını yağmalamışlardı (1296). Burada sözü geçen Türkmenlerin Karakoyunlular olması kuvvetle muhtemeldir.
1312 yılında Diyarbekir valisi Kara Tatarlardan Mulay Noyan’ın ölümü üzerine, bölgenin idaresi Sutay Noyan’a verildi. O, 1332 yılındaki ölümüne dek Diyarbekir valiliğinde kalmış ve kendisinden sonra Uyratlardan, İlhan Ebû Said’in dayısı Ali Padişah vali olmuştur. Bununla birlikte Sutay’ın oğulları Diyarbekir ve Van bölgelerinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Sutaylıların hâkimiyeti Musul’dan Erzurum’a kadar uzanıyordu. Ebû Said’in ölümünden sonra (1335), Sulduzlardan Emir Çoban’ın torunu Küçük Şeyh Hasan, Celâyirli Büyük Şeyh Hasan ile işbirliği yaptıklarından dolayı, Sutaylıların gücünü kırarak onları hâkimiyeti altına almak istemiş ise de, bunu başaramamıştı. Lakin çok geçmeden Sutaylar arasında büyük bir iç mücadele başladı. Sutay’ın oğlu Hacı Tugay ile yeğeni, Barımbay’ın oğlu İbrahim Şah arasında cereyan eden bu mücadele sırasında, Hacı Tugay Musul, Ahlat ve Erzurum yöresini; yeğeni İbrahim Şah ise Diyarbekir yöresini elinde bulunduruyordu. Bu mücadele sonunda İbrahim Şah amcasını öldürmüş (1343) ve Musul’a da hâkim olmuştur. Bu amca- yeğen arasındaki mücadele sırasında iki Türkmen topluluğundan Karakoyunluların Hacı Tugay, Akkoyunluların ise İbrahim Şah’ın yanında oldukları söylenebilir. Çünkü biraz sonra Karakoyunluları Hacı Tugay’ın hâkim olduğu; Akkoyunluları ise İbrahim Şah’ın hâkim olduğu yörelerde görmekteyiz.
Bu olaylarla ilgili olarak önceki devirlerin aksine, Anadolu’dan İran’a göç hareketleri de başladı bu göçlerin ilki Moğolların Diyarbekir valisi Uyrat Ali Padişah’ın 1336’da İlhanlı hükümdarı Arpagaun üzerine yürümesi ile başlamıştır. Ali Padişah’ın, Arpagaun’u yenerek iktidarı ele alması üzerine, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’dan çok sayıda Moğol ve Türk topluluğu İran’a gitti. Bunu aynı yılda Moğolların Anadolu umumi valisi Celâyir Büyük Şeyh Hasan idaresindeki Moğol-Türk toplulukları takip etti. Çobanlı Küçük Şeyh Hasan ile Düzmece Timurtaş’ın yine daha çok Orta Anadolu’dan İran’a götürdükleri topluluk ise ilk ikisinden daha kalabalık idi. Bunları XV. yüzyılda Karakoyunlu ve Akkoyunlular ile nihayet Safevî Devleti’ni kuran Türk oymaklarının göçü takip etti.
İlhanlı Ebû Said’in ölümü üzerine, Moğol beyleri arasında başgösteren hakimiyet mücadeleleri sırasında, merkezi Erciş olmak üzere Van Gölü dolaylarında ortaya çıkan Türkmen topluluklarından Karakoyunluların adının nereden geldiği ve 24 Oğuz boyundan hangisine mensup oldukları kesin olarak bilinmemektedir. Başlıca Sa’dlu, Baharlu, Duharlu, Karamanlu, Alpagut, Döğer, Bayramlu, Hacılu, Câkirlu ve Âyinlu gibi oymaklardan meydana gelen Karakoyunlular hakkında tarihi bilgiler ilk defa reisleri Bayram Hoca ile 1366 yılında başlamaktadır. Zira, Sutaylı İbrahim Şah uzun bir hastalık sonucu ölünce (1350), Sutaylıların hakimiyeti oldukça zayıflamış, daha doğru bir ifade ile Moğol hakimiyeti sona erip, Türkmen hakimiyeti başlamıştı.
Celâyirli Sultan Üveys, 1366 yılında Bağdat’tan Musul’a gelerek, şehrin hakimi Bayram Hoca’nın kardeşini tutsak almış, oradan da Mardin’e gitmiştir. Muş yöresinde Bayram Hoca’yı yenilgiye uğratan Celâyirli sultanı Tebriz’e gelmiş, Bayram Hoca da kendisine boyun eğmişti. 1374 yılında Üveys’in ölümü üzerine faaliyetlerini arttıran Türkmen beyi, kısa zamanda Musul’u ele geçirdiği gibi, Hoy ve Nahcivan yöresine de hakim oldu. Erzurum’dan Musul’a kadar uzanan sahada bir beylik kurarak, Karakoyunluları siyasî sahneye çıkaran Bayram Hoca 1380 yılında ölmüş ve yerini Kara Mehmed (1380-89) almıştır.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi / Türkiye