Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Osmanlı’dan Devreden Kriz Potansiyeli Ve Tek Parti Dönemi Ekonomik Krizleri

0 9.476

Cumhuriyet dönemi Türkiyesi kurulduğu günden bu yana sürekli ekonomik krizlerle uğraşmıştır. Osmanlı’dan devraldığı insan kaynakları ve ekonomik potansiyel hem oldukça yetersiz hem de niteliksiz olmuştur. Bunun yanı sıra, yeni rejimin toplumun çeşitli kesimleri tarafından bir süre meşru görülmemesi nedeniyle, önemli miktarda enerjinin bu alana harcanması ayrı bir tıkanıklığa yol açmıştır. İsmet İnönü’nün “Anadolu’nun ortasında kurulmuş bir köylü hükümetiyiz” sözü, ilk yıllardaki zorlukları çok iyi betimlemektedir. Modern Türkiye, kurulduğundan bu yana çeşitli ekonomik ve siyasi rejimler uygulamıştır. Ne var ki, yaklaşık bir yüz yıl geçmesine rağmen, halen ciddi krizlerle iç içe yaşamaya devam etmekte ve kaygı verecek derecede kırılmalarla yüz yüzedir. Bu çalışma, 1980’li yıllarda uygulanmaya başlayan dışa açık ekonomi modeline kadar olan dönemde yaşanan ekonomik krizleri, ekonomik göstergeler ve gelişmelerle destekleyerek incelemektedir.

Türkiye’nin, Cumhuriyetin ilk on yılında nispeten liberal denebilecek ekonomi politikası, Büyük Dünya Krizi’yle birlikte sona ermiş ve Lozan’ın kısıtlayıcı hükümlerinin süresi dolduğu için, zamanın Hükümeti himayeci bir strateji uygulamaya başlamıştır. Bu nedenle, ilk on yılda bağımsız bir iktisat politikasından söz etmek pek mümkün değildir. Büyük Bunalım ile II. Dünya Savaşı arasındaki dönemde, Türkiye’de bir yandan himayeci politikalar izlenmiş, diğer yandan deflasyona yol açacak maliye ve para politikası önlemleri uygulanmıştır. Dolayısıyla, Türkiye bu dönemde tam anlamıyla bütçe disiplini içinde bir savaş ekonomisi durumunu yaşamıştır. Menderes dönemine geçişte iç dinamiklerden ziyade, dış dinamikler rol oynamıştır.

Doç. Dr. Metin TOPRAK

Kırıkkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi / Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.