Osmanlı Toplumunda Kitap (XIV-XVI. Yüzyıllar)
Her millet, ilim ve kültür hayatını devam ettirecek âlimlerini yetiştirir. Yetişen bu kadro, mevcut bilgilerin üzerine yenilerini koyarak ilmin yükselmesine yardımcı olurken daha sonra gelecek kuşaklar için yeni kapılar açarlar.
Bilginin kaynakları arasında zikredilen unsurlardan en önemlisi kitaptır. Âlimler tarafından kaleme alınan kitaplar sadece kendi toplumunu aydınlatmakla kalmaz, tercümeler yoluyla bir bakıma evrenselleşip bütün insanlığa ışık tutarlar. Dolayısıyla ilim adamlarının dinine ve meşrebine bakılmaksızın ortaya koyduğu eserlerden önemine göre istifade edilmeye çalışılır.
Özellikle ilk üç asırda bu anlayışa sahip olduğunu düşündüğümüz Osmanlı idarecileri, kuruluşundan itibaren ilim adamlarına hazırladığı olumlu ortam sebebiyle Osmanlı Devleti’ni ilmi cazibesi yüksek bir merkez haline getirmişlerdir. Taşköprüzâde’nin eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye adlı eserinde ismi geçen alimleri sultanların dönemlerine göre tasnif eden Cevat İzgi, kuruluşundan XVI. asrın sonuna kadar yetişen âlim sayısını beş yüz yirmi olarak belirtmektedir. Bu eserde ismi geçmeyenleri de dikkate alırsak şüphesiz bu rakam yükselecektir. Osmanlı sultanlarının ilim adamlarını teşvik edici uygulamalarıyla farklı alanlarda te’lif, tercüme, şerh, haşiye vb. çalışmalarda adeta bir rekabet ortamı oluşmuştur. Bunun sonucu olarak gerek akli ilimler gerekse nakli ilimlerde binlerce eser meydana getirilmiştir. Bu eserlerin bir kısmı medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş, bir kısmı tekke ve zaviyelerde rağbet görmüş, bir kısmı da halk arasında evlerde okunan kitaplar olarak kabul görmüştür.
Osmanlı Devleti’nde kitap konusunun ele alındığı bu yazı iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda, kuruluşundan XVI. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı sınırları içerisinde yazılan veya tercüme edilen eserler özet olarak belirtilmeye çalışılacaktır.
İkinci kısımda ise, müelliflerinin tabiiyetlerine ve yaşadıkları döneme bakılmaksızın kitapların farklı sınıflardan insanların oluşturduğu Osmanlı toplumuna nasıl yansıdığı konusu üzerinde durulacaktır. Osmanlı insanının elinde ne tür kitapların bulunduğu, dolayısıyla neler okudukları irdelenmeye çalışılacaktır. Bu konu için Osmanlı Devleti’nin önemli merkez şehirlerinden biri olan Bursa’nın XVI. asırdaki durumu örnek olarak ele alınacaktır.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi / Türkiye