Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Osmanlı İmparatorluğu’nda Yahudiler

0 13.389

Prof. Dr. Sabri SÜRGEVİL

Bu çalışma XIX. yüzyıl ortalarında Aydın ve Üsküp sancaklarının merkez kazaları Yahudileri ile sınırlıdır. Dolayısıyla söz konusu kaza merkezlerindeki Yahudilerinin sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin karşılaştırmalı değerlendirme yapılacaktır.

Karşılaştırmalı tarih yaklaşım ve yöntemi, araştırma sonuçlarını değerlendirme aşamasında geniş bir bakış açısı sağlamaktadır. Büyüklük veya küçüklük gibi zıtlıklar içinde bile olsa her türlü oluş, olay ve olgular bağlamında bu yöntemi kullanma olanağı bulunmaktadır. Söz gelimi: Bir yerleşme birimindeki farklı etnik-dinsel toplulukları birbirileriyle veya bir toplumsal grubun birden çok yerleşme birimindekileri kendi aralarında karşılaştırılabilmektedir. Böylece gerek yöreler gerekse toplumsal gruplar hakkında ulaşılan verilerdeki bilgiler, daha anlamlı bir duruma gelmektedirler. Yapılan araştırmalar sonucu ortaya atılan görüşlere dayalı olarak, çeşitli toplumsallıklara baktığımızda, günümüze değin geçen zaman içinde, hiçbir toplumsal birimin, ilk görüldüğü veya herhangi bir zaman dilimi içinde veya coğrafyada saptandığı durumda, yapıda olduğu gibi kalmamış, kalamamış olduğu anlaşılmaktadır. Farklı zaman dilimleri ve farklı coğrafyalarda tarihsel bir olgu olarak karşımıza çıkan tüm toplumsal birimler, değişim, gelişim, gerileme, ilerleme vb. sosyal olayları yaşamışlar ve yaşamaya devam etmektedirler. Sosyal, ekonomik, kültürel gelişmişlik ya da gerilik, iktisadi hayatta önemli rol oynama ya da geri planda kalma, siyasal organizasyonlar oluşturma veya oluşturamama, gündelik yaşamda kırsal veya kentsel yaşam biçimlerinden biri içinde veya her ikisinde birden belirli bir sektör içinde kalma veya hemen her sektörde rol oynama ya da oynamama gibi durumlar tüm etnik, kültürel, dinsel vb. kimlik sahibi topluluklar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, toplumsal bir varlık olarak insanlar, salgın hastalıklar, doğal olaylar dışında kendilerini ve içinde yaşadıkları toplumu ilgilendiren eylemlerde belirleyici rol oynamaya çalışırlar. Onların bu belirleyici rollerinde başarılı olmaları bu konudaki ilgi, istek ve yeteneklerine bağlıdır. Bireysel olarak elde edilen başarı ya da başarısızlıklar, bir toplumsal birim içinde yer alanların yani toplumun tarihini oluşturmaktadır. İnsanlık tarihine bakıldığında farklı toplumsal birimler içinde kendilerine özgü sosyal yapılanmalar görülmekte, bu yapılanmalar, ırka, dile, dine, kültürel düzeye vs. göre oluşabilmektedir. Yine bu yapılanmalarda iklim, beşeri ve ekonomik coğrafya benzerlik veya farklılıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Özetle, toplumsal ve ekonomik tarihçiliğimizde yaygın olan, klasik bilgiler diyebileceğimiz, belirli bir dönem veya coğrafya için geçerli olabilecek bilgilerimiz, her geçen gün ortaya çıkarılan yeni kanıtlar, veriler karşısında değişme durumundadır. Söz gelimi; XIX. yüzyıl ortalarında farklı coğrafyalarda yer alan Türklerin, Yahudilerin, Kıptilerin, Rumların vs. sosyal, ekonomik, kültürel vb. durumlarına ilişkin bilgiler bunlar arasındadır. Bu çalışmamızda, söz konusu topluluklardan Yahudilerin, Aydın ve Üsküp kazaları gibi XIX. yüzyıl ortalarının Osmanlı İmparatorluğu’nun iki farklı coğrafyasında yer alanlarının durumları hakkında bazı saptamalar ve değerlendirmeler yapılacaktır.[1]

Tarih dünyasında ise İspanyol Yahudileri, Balkan Yahudileri, Levant dünyasının hemen her yöresinde görülen Yahudi cemaatlerine (topluluklarına) ilişkin yargılarda, yapılan genellemelerde, elimizdeki verilere göre, değişmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Bu çalışmamızda, bu nedenlerle önce nasıl bir bilgi yumağı ile karşı karşıya bulunuyoruz, bunları gözden geçireceğiz, sonra da XIX. yüzyıl ortalarında iki farklı bölgede, kentte, yaşayan aynı adı taşıyan (Ahali-i Yahudiyan, cemaat-i Museviyan gibi farklı yazılsalar da) fakat farklı sosyal ve ekonomik yapıda oldukları anlaşılan Yahudiyan mahalleleri sakinlerinin durumlarını göstermeye çalışacağız. Önce, Yahudiler hakkında nasıl bir bilgi yumağı ile karşı karşıya bulunuyoruz?

“XVII. yüzyılda İzmir, Halep, Kahire, Selanik gibi merkezlerde İber Yahudileri; Bankacılık, sarraflık, kalpazanlık, tefecilik, Sırmalı ipek dokumacılığı, ticari aracılık mesleklerini tekellerinde tutuyorlardı.”[2] “XVIII. yüzyıldan itibaren, sanat, ticaret, bankacılık alanları ve serbest mesleklerde Rumlar ve Ermeniler tarafından ikinci plana itilen Yahudiler XIX. yüzyıl sonuna doğru, artık karakteristik bir Yahudi, banker, sarraf, kumaş tüccarı değil, perakendeci, gezici satıcı idi.”[3]

“XVII ve XVIII. yüzyıllarda İzmir ile Avrupa arasındaki uluslararası ticarette, Sefaradim önemli bir rol oynadı. XVIII. yüzyılın ilk yarısında tam zirvede iken, bu rolleri sona erdi ticaret sektöründeki pasif konumları XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam etti.”[4] “XVIII ve XIX. yüzyıllarda (Yahudi) cemaat nüfusunun büyük bir kısmını, tenekecilik, hamallık, seyyar satıcılık gibi niteliksiz mesleklerle ve dilencilikle geçinen yoksul sınıf oluşturmaktadır.”[5] “Osmanlı Yahudileri ‘Kahal’ (Cemaat) adı altında ayrı ayrı organize olmuşlardı”[6] “İspanyol Yahudileri de coğrafi orijinlerine ait adlar taşıyan (Kehalim) Kahalın çoğulu, cemaatlar kurdular”[7] “XVI-II. yüzyılın ikinci yarısında Yahudiler sosyal ve siyasal açıdan koyu bir karanlığa gömüldüler. İstanbul, İzmir ve Selanik Yahudi cemaatlerinde ciddi boyutlarda mali sıkıntılar baş gösterdi.”[8] “II. Mahmut 1835 yılında Osmanlı Yahudi cemaatlerinin tek bir merkezden yönetimini sağlayacak olan Osmanlı Hahambaşılığı mevkiini resmen tanıdı. Böylece Kehalim sona erdi.”[9]

“İzmir Hahambaşılık evlilik defterine göre 1910 yılında meslek dağılımı: Gazeteci: 4, Çırak: 14, Terzi: 7, Büyük tüccar: 4, Ayakkabıcı: 7, Manav: 15, Eskici: 4, Çerçi: 7, Bakkal: 4,”[10]

“Hemen hemen tümü Askenazi kolundan olan Yahudiler, seyyar satıcılık, dükkancılık, tefecilik ve kelimenin hafif anlamıyla bankerlik yaparlar. Kırsal Makedonya’da yaşayan Sefardim İspanyol ya da Portekiz Yahudileri.”[11]

Aynı tarihlerde iki farklı coğrafyada örneklerimizde görüldüğü üzere, Batı Anadolu ve Balkanlar’da farklı sosyal ve kültürel çevrelerde Yahudi cemaatlerinin göstereceğimiz biçimde farklı özelliklerde ve konumlarda karşımıza çıkmaları nedeniyle, İspanyol ve Portekiz Yahudileri, Sefaradim, Romanoit, Eskenazim, Karayim, Anadolu’nun eski Yahudi cemaatleri, İtalyan Yahudileri, Girit ve Rodos Yahudileri, Fransa’dan, Bayvera’dan kovulup Osmanlı Devleti’ne sığınan vb. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Yahudilerin durumunu ele alan[12] kitap ve makalelerde görülen, yukarıda belirtilenlerin benzeri tanımlama, niteleme ve değerlendirmelerin yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Olanı değil olması arzu edileni tek gerçek gibi sunma gayreti içinde oluş, tarihin özel amaçlar için kullanılmasından başka bir şey değildir. Aşağıda sunacağımız bilgiler, bir olguyu ifade etmektedir. Tek olarak ele alındıklarında bir dönemin bir çevresinde bir grup insanın durumunun saptanmasıdır.[13] Bunların ikisi birlikte ele alındığında, iki farklı çevredeki aynı adı taşıyan grubun benzerlik ve farklılıklarını gösterme mümkün olmakta, diğer toplumsal gruplarla karşılaştırmaya yardımcı olmaktadır.

Bu tabloların oluşturulmasında yararlandığımız defterlerin sonunda belirtildiği gibi “bir hanesi dahi dışta kalmamak üzere kaydedilen” iki farklı merkezdeki Yahudi cemaatinin bilgilerine bakıldığında;

Mesleklerde

Aydın ve Üsküp Yahudilerinin mesleklerine ilişkin verileri; a) benzerlikler, b) Dağılımda benzer denge, c) Farklı yönelmeler-yoğunluklar açısından gözden geçirdiğimizde, ticaret, zanaat, hizmet vb. sektörlerde yer alma konusunda farklılıklar görülmektedir.

Mesleklere ilişkin yukarıda belirtilen bağlamlarda değerlendirmeler yapıldığında:

  1. Attar, kasap sayıları hemen hemen her iki kazada da aynıdır. Örneğin: Aydın ve Üsküp Yahudileri arasında 4’er tane attar bulunmaktadır. Aynı şekilde kasap sayıları da her iki kazada eşittir.[14] Her iki kazada birer Hahambaşı ve birer Haham bulunmaktadır.[15] Yaşlı, iş güç tutmaya iktidarı olmayıp şunun bunun ianesiyle geçinmekte olanların sayıları kazalardaki Yahudi nüfuslarına oranla hemen hemen aynıdır. Aydın’da %5 oranında (10) alil, Üsküp’te %6 oranında (4) alil vardır.
  2. Mesleksel dağılımda benzer bir denge yoktur. Nüfusun sayısal farklılığı buna izin vermemektedir. Her iki kazada benzer meslekler yedi tanedir. Attar, çerçi, hahambaşı, hizmetkâr, kasap, tenekeci, tüccar her iki kazada da bulunmaktadır.
  3. Üsküp Yahudilerinin 7 iş kolunda (Badanacı, kassar, kibritçi, koltuk sarrafı, kopçacı, sarraf kitabetliği, sergici gibi) Aydın Yahudilerinin de 35 iş kolunda (Bakkal, berber, bezirgan, billurcu, boğazlıkçı, boyözcü, çenberci, çalgıcı, çangalcı, çilingir, fenerci, fesçi, gazzaz, iplik bükücüsü, kelleci, koltukçu, mahalle çorbacısı, masuracı, mühürcü, püskülcü, saatçi, seleci, şekerci, şerbetçi, taşçı, tehril bükücüsü, terzi, yazıcı gibi) diğer kaza Yahudilerine göre farklı eğilim gösterdikleri, gıda maddeleri satıcılığında Aydın Yahudilerinin Üsküp Yahudilerine göre yönelmelerinin daha yoğun olduğu, ticaret, küçük esnaf ve zanaatkârlık konusunda her iki kaza Yahudileri arasında benzer bir eğilim görülmektedir. Bedenen çalışan ırgatlık, hamallık edenler görüldüğü gibi Mekteb Hocası, Sandık Emini, Ayan gibi görevlilere Aydın’da rastlanmaktadır. Dolayısıyla Yahudiler hakkında daha önce örneklerini sunduğumuz görüşlerin yarattığı Yahudi imajı, Yahudilere ilişkin tablo yeniden gözden geçirilmek durumundadır. Yahudi toplulukları içinde de diğer topluluklar içinde olduğu gibi her türlü işle uğraşan insanlar bulunabilmektedir.

Kazanç Düzeyinde

Adı geçen kazaların Yahudiyan mahallelerinin sakinlerinin temettuları karşılaştırıldığında karşımıza şu tablo 3 çıkmaktadır.

> Aydın Yahudiyan Mahallesi;

Toplam temettu 147800 kuruş, en yüksek temettu 11717 kuruş, ortalama temettu ise 794.6 kuruştur.

> Üsküp Yahudiyan Mahallesi;

Toplam temettu 35490 kuruş, en yüksek temettu 5000 kuruş, ortalama temettu ise 572.4 kuruştur.

Buna göre; Maksimum ve ortalama değerlerde farklılık vardır. En yüksek değerde temettuu olanların meslekleri ile ortalama değerde temettuu olanların sayılarında farklılıklar görülmektedir. Aydın Yahudileri temettuat konusunda tüm değerler için Üsküp Yahudilerinden daha iyi durumda gözükmektedirler.

Her iki mahallede oturanların tahmini yıllık kazançları ortalamalarıyla yaşadıkları yörede söz gelimi kaç kile hınta (buğday) alınabildiğine bakacak olursak, satın alma güçleri hakkında bir fikir edinme olanağı bulunabilmektedir. Hınta vb. ürünlerin birim değeri hakkında söz konusu defterlerin benzerlerine bakıldığında, bir hane sahibinin yıllık ürettiği ürünlerden alınan öşrü gösteren bölümlerde bilgi bulunmaktadır. Bu verilere göre; bu defterlerin, kayıtlarının tutulduğu tarihlerde (1844-1845) günümüzden yaklaşık 150 yıl önce, Aydın’da bir dolu veya kile hınta aşarının nakit karşılığı bazen (4), bazen (5) kuruş, aynı şekilde Üsküp’te de bazen (4) bazen (5) kuruştur. Bir kiloya yakın olan bu ölçeklerdeki hıntanın (buğdayın) bir kilosunun fiyatını (5) kuruş olarak benimsersek, Aydın’da en çok kazancı olan yıllık temettu 11717 kuruş olan hane sahibi 2343 kilo, en az kazancı olan yıllık temettu 120 kuruş (temettu (0) olan dışta tutarak 24 kilo ve ortalama kazancı olanlar yıllık temettu 795 kuruş ve civarında olanlar ise 159 kilo; Üsküp’te ise en çok kazancı olanlar, yıllık temettuları 5000 kuruş olan iki hane sahibi de ayrı ayrı 1000’er kilo, en az kazancı olan yıllık temettuları 100 kuruş olan iki hane sahibi de ayrı ayrı 20’şer kilo ve ortalama kazancı olanlar, yıllık temettu 570 kuruş ve civarında olanlar da 114 kilo buğday alabilirdi. Aydın’da 1’e karşı 98 olan satın alma gücü farkı Üsküp’te 1’e karşı 50’dir. Aydın’da 98, Üsküp’te 50 misli olan en yüksek kazancı olan ile en düşük kazancı olan arasındaki satın alma gücü farkı bir hayli düşündürücüdür. Yahudilerin zenginlikleri toplumsal dayanışma içinde oldukları efsaneleri yıkılmaktadır.

Vergi konusunda

Adı geçen kazaların Yahudiyan mahallelerinin sakinlerinin vergileri karşılaştırıldığında karşımıza şu tablo 4 çıkmaktadır.

Aydın Yahudiyan mahallesine ilişkin defterde yer alan bilgiye göre; söz konusu mahalle sakinlerinin bir senede vermiş oldukları vergi 15647 kuruş, aynı kayıtlara göre tahmini temettuları da 147800 kuruştur.

Üsküp Yahudiyan mahallesine ilişkin defterde yer alan bilgiye göre; söz konusu mahalle sakinlerinin bir senede vermiş oldukları vergi 1365.5 kuruş, tahmini toplam temettuları 35490 kuruştur. Aynı mahalle sakinleri hakkında hane bazında tutulan kayıtlara göre; söz konusu mahalle sakinlerinin tahmini vergileri toplamı 1150.5 kuruş, aynı kayıtlara göre tahmini temettuları da 33640 kuruştur. Aydın Yahudiyan Mahallesi sonunda toplam vergi 15187 kuruş yazılı ise de bir önceki sene söz konusu mahalle sakinlerinin vermiş oldukları vergiler toplandığında 15647 kuruş çıkmaktadır. Yani tahmini vergi tutarıyla bir önceki sene verilmiş olan vergi tutarı aynı değildir. Aydın Yahudiyan mahallesi sakinlerinin vergilerinin toplam yaklaşık olarak 500 kuruş arttığı veya vergi verenlere yenilerinin eklendiği söylenebilir. Üsküp Yahudiyan Mahallesi’ne ilişkin vergi kayıtları birbirini tutmaktadır.

Aydın Yahudiyan Mahallesi;

Toplam vergi 15647 kuruş, en yüksek vergi 1500 kuruş iken, ortalama vergi 84.1 kuruştur.

Üsküp Yahudiyan Mahallesi;

Toplam vergi 1365.5 kuruş, en yüksek vergi 140 kuruş iken, ortalama vergi 22.02 kuruştur.

Buna göre; Maksimum ve ortalama değerlerde farklılık vardır. En fazla vergi vermiş olanların meslekleriyle, ortalama düzeyde vergi verenlerin sayılarında farklılıklar bulunmaktadır. Aydın Yahudiyan Mahallesi’nin toplam vergisi Üsküp Yahudiyan Mahallesi’nin toplam vergisinin yaklaşık 11 katı en yüksek düzeyde vergi verenin yaklaşık 10 katı ortalama vergi oranı ise yaklaşık 4 katıdır.

Cizye kayıtlarında

Aydın Yahudileri, Üsküp Yahudilerine oranla hane sayısı bakımından tam üç kat fazladır, fakat bu durum cizyesi olanlar, olmayanlar ve cizye değerleri açısından yapılan ayrıma göre sayılara bakıldığında cizye evrakına yansımamıştır. Buna göre; farklı uygulamalar, kazanç ve vergiye bakıldığında cizye ile bir orantı kurma olanağı bulamama yönünden her iki kazada da benzerlikler vardır. Söz gelimi: Aydın Yahudilerinin 4 ala, Üsküp Yahudilerinin 5 ala cizye evrakı birbirine çok yakındır, Aydın Yahudilerinin 28 evsat, Üsküp Yahudilerinin 14 evsat cizye evrakının iki katıdır, edna cizye evrakı açısından da Aydın Yahudileri Üsküp Yahudilerinin 4 katına yakın ve cizyesi olmayanlar açısından da Aydın Yahudileri Üsküp Yahudilerinin 4 katıdır. Cizyesi olmayanlar ya muaf ya da alil, meczup, divane oldukları için cizye evrakı olmayanlardır. Cizyesi olmayanlar içinde yaşadıkları Yahudiyan mahallelerinin toplam hane sayısına göre; Aydın’da yaklaşık %9, Üsküp’te yaklaşık

%12’sidir. Aydın Yahudiyan Mahallesi sakinleri Üsküp Yahudiyan Mahallesi sakinlerine göre toplam olarak daha fazla cizye vermektedir. Söz konusu mahallelerin hanelerine göre yaklaşık olarak, Aydın’da %80, Üsküp’te %90 hane cizye vermektedir.

Mal ve Mülk Sahipliği Konusunda

Aydın Yahudiyan Mahallesi’nden (10) kişinin gayrımenkulü bulunmaktadır. Bunlar arasında menzil, mağaza, dükkan, bağ, mezru ve gayrımezru tarla, zeytin ağacı, yağhane ve sabunhane dikkati çekmektedir.

Üsküp Yahudiyan Mahallesi’nden (2) kişinin hane ve dükkan sahibi oldukları görülmektedir.

Buna göre; farklı eğilimler: Meslek dağılımlarıyla ilgili olmayan mülkiyet ilişkileri ve arazi ve emlaka karşı farklı düzeyde ilgi bulunmaktadır.

Aydın Yahudilerinin tarım sektörüne de ilgi gösterdikleri, menzil sahibi olarak yöredeki ulaşım ve ulaştırmada rol oynadıkları, imalat ve ticaret yapılan mekanları mülkiyetlerine alma veya mülkiyetlerinde tutmaya çalıştıkları, Üsküp Yahudilerinin de az da olsa taşınmaz mal mülkiyetine önem verdikleri görülmektedir.

Bu durumda Yahudiler hakkında “gayrımenkullere yatırım yapmadıkları”, “tarımla uğraşmadıkları” vb. düşünceler doğru gözükmemektedir. Bu düşünce ve görüşlerin tersine Yahudilerin de arasından diğer topluluklarda olduğu gibi, kira geliriyle, tarımsal gelirlerle vs. geçinen insanların çıktığı anlaşılmaktadır.

Mahalle Sakinlerinin Kaza Geneline Göre Karşılaştırılmalarında

Söz konusu kazalarda, hane sayısı, tahmini temettu, vergi düzeyi, mesleki dağılım, kullanılan adlar ve gündelik yaşam içinde yer alış bakımlarından farklılıklar görülmektedir.

Her iki kazada Yahudiyan Mahallesi sakinlerinin gündelik yaşamları diğer etnik, kültürel ve dinsel unsurlarla iç içedir. Mesleklere ve icara verilen dükkan, han vb. yerlerle ilgili kayıtlara bakıldığında bu durum kolayca görülmektedir. Yıllık kazançları, vergileri, cizyeleri mal mülk sahipliği vb. açılardan benzerlik ve farklılıklar bulunmaktadır. Söz konusu kazalardaki İslam ahalisi mahalle sayısı[16] bakımdan diğer etnik, kültürel ve dinsel unsurlara göre çok olduğu gibi, toplam hane sayısı[17] bakımından da çoktur. Bu sayılara söz konusu kazalara başka yerleşme birimlerinden gelip, henüz yerliden sayılmayan İslam haneleri dahil değildir. İslam ahaliyi her iki kazada da mahalle sayıları ve toplam hane sayısı bakımından reaya izlemektedir. Aydın’da (1) mahallede (353) hane, Üsküp’te (17) mahallede (766) hane reaya vardır. Üçüncü sırada ise Kıptiyan-ı İslam ve zımmiyan yer almaktadır.

Aydın’da ya yazılmamıştır, ya da henüz MI. VRD. TMT. defterleri arasında bulunmamaktadır. Üsküp’te Kıptiyan-ı İslam (5), Kıptiyan-ı zımmiyan (3) mahallede bulunmaktadır. Üsküp’te (5) mahallede bulunan Kıptiyan-ı İslam (96) hane, (3) mahallede bulunan Kıptiyan-ı zımmiyan (21) hane, toplam Kıptiyan hanesi ise (117)’dir. Bu durumda her iki kazada da Yahudiyan mahallesi, gerek mahalle sayısı gerekse söz konusu kazalardaki etnik, kültürel ve dinsel unsurların toplam hane sayıları bakımından diğer unsurlara göre daha azdır. Her iki kazada da birer Yahudiyan mahallesi bulunmakta, Aydın’daki Yahudiyan mahallesi (186), Üsküp’teki Yahudiyan mahallesi (62) hanedir. Vergi ortalamaları aynı şekilde diğer unsurların vergi ortalamalarından düşüktür. Aydın’da gerek İslam gerek Rumiyan mahallelerinin vergi ortalamaları 100 kuruşun üzerinde iken Yahudiyan mahallesinin vergi ortalaması 100 kuruşun altındadır. Aynı durum Üsküp Yahudiyan mahallesi vergi ortalaması için de söz konusudur. Üsküp Yahudiyan mahallesi vergi ortalaması[18] her iki kazadaki tüm mahallelerin (22 kuruş ortalama vergiyle) vergi ortalamasından daha düşüktür. Fakat temettu ortalaması için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Gerek Aydın gerekse Üsküp’te bir çok mahalle sakininin temettu ortalaması, Yahudiyan mahalleleri temettu ortalamalarına[19] yakın hatta altındadır. Gayrımüslim unsurlardan alınan cizyeye bakıldığında aynen vergide olduğu gibi bir durumla karşılaşılmaktadır. Yahudiyan mahallelerinde cizye evrakı edna olanların sayıları, evsat olanlardan çok iken, diğer unsurlarda cizye evrakı evsat olanların sayıları edna olanlardan çoktur.

1845 yılına değin ne kadar değişimlerle karşı karşıya kaldılarsa, bu verilere göre söz konusu yerleşim birimlerindeki Yahudilerin kentlerin o dönemlerden günümüze kadar gelişmesine koşut olarak durumlarında değişmeler meydana gelmiştir. Bu yerleşim birimlerinin XIX. yüzyıl ortalarında olduğu gibi, sonraki yıllarda da bir nüfus çekim merkezi olduğu, Menderes ve Vardar ovalarının XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası ulaşım alanındaki gelişmelerden payını almaya başladığı, sanayileşme ve ticaret hayatında ilerlemeler kaydedildiği, bu nedenlerle de bu yerleşim birimleri ve çevrelerinde yaşayanların bir süre sonra kendilerini sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal vb. mücadeleler içinde kaldığı göz önünde tutulursa bu değişimlerin boyutu daha iyi anlaşılır. Eskiyle karşılaştırılacak olursa bu değişimlerin nedenleri, boyutları açısında karşılaştırılamayacak derecede farklılıklar gösterdiği görülmektedir. Bu değişimleri algılayabilmek ve değişmelerden, gelişmelerden payını alma konusunda farklı etnik, kültürel ve dinsel unsurların birbirlerinden benzer ya da farklı düzeyde aldıkları payı kavrayabilmek için, doğa ve toplum bilimlerinde XXI. yüzyılın başlarında geçen yüzyılın ortalarından beri meydana gelen değişmeleri, gelişmeleri görmek, yıkılan eski bilim paradigmaları yerine geliştirilen yeni bilim paradigmalarından haberdar olmak gerekir. XIX. yüzyılda Balkanlar’ı kasıp kavuran ve XX. yüzyılda da bütün şiddeti ile devam eden milliyetçilik hareketleri, ve bunların doğal sonucu olarak ortaya çıkan mikro milliyetçilik ve ulusal devletler yaratma çabaları bu çalışmamıza konu olan iki kazanın da içinde yer aldığı coğrafi çevreleri ve bu çevrelerin tüm etnik, kültürel ve dinsel topluluklarını etkilemiş, sonuçta yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Özellikle yörelerin toplumsal yapılarının hızla değişmesine yol açan göç ettirmeler ve zorunlu olarak göç etme durumunda kalmalar söz konusu olmuştur. Çünkü dinsel ve toplumsal olarak her insan için yaşanabilecek bir çevre, her zaman ve koşulda gerekli görülmüş, insanlar yaşama olanağı bulamadıkları veya yaşama olanağı kalmayan çevreleri terk etmek ve yeni umutlarla bambaşka çevrelere yerleşmek yol ve olanaklarına her zaman sahip olmuşlardır.

XIX. yüzyılın ortalarında gayet sakin, oturmuş bir sosyal ve ekonomik çevre olan Aydın ve Üsküp kazalarının içinde yer aldığı bölgeler, gerek Batı’ya açılma ve Batı’yla bütünleşme sürecinde gerekse sosyal ve ekonomik yönden gelişme sürecinde bu özelliklerini yitirmişler, yoğun çatışmaların görüldüğü çevrelerden biri haline gelmişlerdir. Bunların sonuçlarına tüm etnik, kültürel ve dinsel cemaatler, topluluklar gibi Yahudiler, Museviler de katılmak zorunda kalmışlardı. Günümüzde söz konusu çevrelerde çok kültürlü dönemin sadece izleri, hatıraları kalmıştır. Bu çok kültürlülüğü yaratan birbirinden pek çok yönden farklı ve birbirine birçok yönden benzeyen toplumsal gruplardan arındırılmış, tekil ve üniter topluluklar yaratılmak istenirken, çok sesliliğin, çok kültürlülüğün, bir arada yaşamanın getirdiği artılar unutulmuştur. Günümüzde bile bunun yarattığı olumsuzlukların sonuçlarına katlanılmak zorunda kalınmaktadır.

Günümüzde her iki yerleşme biriminde bir Yahudi topluluğundan ve bu topluluğun yörelerinin sosyal, ekonomik, kültürel vb. yaşantılarına katkı ve etkilerinden söz etme olanağı kalmamıştır.[20] Bugün varolmayan geçmişin bir saptaması belki kendilerini geçmişte arayanlara bazı ipuçları verecektir. Bu ipuçları da söz konusu defterlerde vardır. Aydın Güzelhisarı’nda hahambaşı Davi veled¬i İlya, idareci haham Ezra veled-i Şimuel din adamı olarak, mahalle muhtarı, gazzaz, Salamon veled-i Musa menzil ve bedesten sahibi olarak, Hayimaki veled-i Aslan sandık emini olarak ve tarladan sabunhaneye mağazadan dükkana kadar pek çok taşınmaz mülk sahibi olarak kardeşi Yosef veled-i Arslan’la beraber, bezirgan Toram veled-i Musa, Üsküp’te ise hahambaşı Musa veled-i Salamon, Haham Merzan veled-i Hayim din adamı olarak, sarraf Bohor veled-i Musa ve sarraf Harko veled-i Salomon kendi toplulukları içinde en varlıklı veya kazancı en yüksek olan Yahudilerden olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Her iki yerleşme birimindeki Yahudilerin son olarak Ek-Liste: 1 ve 2’de ilk sütunda sunulan isim listelerine[21] bakıldığında, kimileri kendilerinin atalarını bulma olanağı elde edeceklerdir. Söz konusu listelerde bazı adların karşısına (?) konulmuştur ki bunlar başka türlü de okunabilir. Biz defterlerde yazılı olanları okunabileceğine en yakın şekilde verdiğimiz kanısındayız. Söz konusu listeler dikkatlice incelendiğinde; Davi-David, Abram-Avram, İsak-İshak, Yose-Yosef, Hayım-Hayımaki gibi birbirine yakın olarak kullanılan yöresel farklı kullanım ve katibe göre farklı yazımlı adlar yanında, Musa, Mordehay, Sabetay, Salomon, Yako, Yuda gibi aynen kullanılan adlar görülmektedir. Aydın Yahudileri arasında; İlya, Nesim, Arslan, Toran, Nahman, Paskal, Yakanha, Pako, Hayta, Şimon, Benyamin, Şugul, Şimuel, Alinşa, Sahain, Ezra görülürken, Üsküp Yahudileri adları arasında bunlar yoktur. Aynı şekilde Üsküp Yahudileri adlarında; Sünbül, Yovan, Aşir, Nuber, Lahor, Mohi, Kemal, Çalıko, Bohor, Harko, Metober, Menahem, Sarafim, Baron, Gaydi, Merzan, Şole, Hamas, Santo, Mando, Gavil, Sadi, Manoya, Herzo, Harun, İstirya görülürken Aydın Yahudileri adları arasında bunlar yoktur. Bize göre çevre kültür etkileri ve etkileşimi açılarından bu durum benzerlik ve farklılıklar büyük bir anlam ifade etmektedir. Söz konusu listelerdeki Yahudi adlarına ilişkin bilgiler Tablo: 1 ve 2’de sunulan mesleklere göre Aydın ve Üsküp Yahudilerinin ekonomik durumları bir arada gözden geçirildiğinde her iki kaza Yahudilerinin bireysel, sosyal ve ekonomik durumları benzer ve farklılıkları ortaya çıkmaktadır. Söz konusu tablolarda belirtme gereğini duymadığımız fakat defterlerde yazılı olan oğlu, karındaşı, yeğeni, damadı, güveysi, kaynı, babalığı, torunu, eniştesi ibareleri söz konusu kazalar Yahudilerinin akraba ve hısımlık ilişkilerini de göstermeye yardımcı olmaktadır. Aydın Yahudilerine ait defterde bu tür ibareler daha yoğunluktadır. Baba adları da belirtilerek yazılmış olan defterlerdeki birbirini izleyen bazı adlardan akrabalık ilişkileri izlenebilmektedir (Avram veled-i Yako ve bunu izleyen İsak veled-i Yako, Hayımaki veled-i Arslan ve bunu izleyen Yosef veled-i Arslan, Mordehay veled-i Musa ve bunu izleyen Nahman veled-i Musa bunların kardeş olduklarını göstermektedir). Nitekim yukarıda belirttiğimiz gibi çoğu yerde bu akrabalık ilişkileri açıkça görülmektedir. Söz konusu tablolardaki isim listeleri, dikkatlice incelendiğinde mesleklerin babadan oğula geçerek devam ettirildiği aynı aileden aynı mesleği sürdürenler görüldüğü gibi kardeşlerin birbirlerinden farklı mesleklerle uğraştıkları da görülmektedir.

Prof. Dr. Sabri SÜRGEVİL

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 10 Sayfa: 251-260


Dipnotlar :
[1] Söz konusu kazalardan Aydın hakkında bir çalışma yapılmıştır, bkz. [Arzu Tozduman, Aydın Güzelhisar’ının sosyal ve İktisadi Durumu (1844), İ. Ü Sos. Bil Ens. Y. Lisans Tezi, İstanbul, 1992, (Basılmamış)]. Üsküp üzerine ise, tarafımızdan sürdürülen arşiv çalışması tamamlanmış olup, değerlendirmeleri yapılmakta, çeşitli bilimsel toplantılarda bilim dünyasına sunulmaktadır.
[2] Bora,  s. 95.
[3] Bora,  s. 96.
[4] Bora,  s. 130.
[5] Bora, s. 131.
[6] Bora, s. 13.
[7] Bora, s. 14.
[8] Bora, s. 15.
[9] Tarih ve Toplum C. /s. 229, Bora, s. 16.
[10] Bora, s. 119. Benzer bir tablo da 1911-1914 yılları kayıtlarına göre ay. es. s. 120-121’de var.
[11] Slaone, s. 70.
[12] Hikmet Tanyu, Tarih Boyunca Yahudiler. A. Galanti, Türkiye Yahudileri Tarihi. Barnai, Türkiye’de Yahudi Esnaf Kuruluşları. Arie, Yahudi Tarihi. Arie, Osmanlı Yahudileri, Azınlıklar. Tarih ve Toplum C. 5. s. 290-298. Osmanlı İmparatorluğu’nda Yahudiler, Tarih ve Toplum, C. 8 s. 49-56. vd.
[13] Bu olgulara ilişkin saptamalarımızın kaynağı BOA. Ml. VRD. TMT tasnifinde yer alan Aydın ve Üsküp kazaları Yahudiyanına ve bu kazalarda yaşamakta olan diğer etnik dinsel topluluklara ilişkin verilerdir.
[14] Yalnız, Aydın’da biri sığır kasabı olmak üzere çırak ve kalfalarıyla birlikte kasaplıkla uğraşan 4 hane vardır, Üsküp’teki kasapların esnaf, kalfa veya çırak olup olmadıklarına ilişkin bir kayıt yoktur.
[15] Aydın’da Hahambaşı ile İdareci Haham ayrımı yapılırken, Üsküp’te Hahambaşı ve Haham kaydı bulunmaktadır.
[16] Aydın’da (19), Üsküp’te (41) mahallede İslam ahali oturmaktadır.
[17] Aydın’da yaklaşık (2250), Üsküp’te yaklaşık (1440) hane İslam ahalisidir.
[18] Maktu vergi veren Kıptiyan unsur hariç tutulmak koşuluyla.
[19] Aydın Yahudiyan mahallesi yaklaşık 190, Üsküp Yahudiyan mahallesi yaklaşık 510 kuruş.
[20] Makedonyalı Yahudilerin tasfiyesi hakkında bkz. Poulton, s. 245-246.
[21] Bkz. Ek-Liste: 1 ve 2. İsimler defterlerdeki sıraya göredir.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.