Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Osmanlı Devleti’nin Beylikleri İlhak Siyaseti ve Dulkadirli Beyliği’nin İlhakı

0 13.148

1520’li yıllarda eski Dulkadirli Beyliği topraklarında sakin olup, çıkardıkları isyanlar ile Osmanlı Devleti’nin başını ağrıtan konar-göçerlerin çoğunluğu, dış destek bulamama ve huzur ortamının da etkisiyle yukarıda izah edildiği üzere yerleşik hayata geçerek klasik reaya olmuştur. XVI. asrın sonlarına kadar bölgede huzur devam etmiş ve halk Osmanlı Devleti’ni benimsemiştir. Gerçi, bu asrın sonunda bölgede yeni isyanlar vuku bulmuş olmakla birlikte bunlar sadece bu yöreye mahsus olmayıp Osmanlı Devleti’nin Anadolu, Suriye ve Irak topraklarının tamamına muhtevi Celali İsyanları adıyla meşhur ayaklanmalardır.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti, bölgede rekabet içinde bulunduğu Memlukluları da dikkate alarak Dulkadirli Beyliği’ni doğrudan ilhak etmemiş; Dulkadirli ailesinden meşhur Şehsuvar Bey’in oğlu Ali Bey’i Osmanlı Devleti’nin yüksek hakimiyetini tanımak üzere bu göreve getirmiştir. Kısa bir müddet sonra Osmanlı Devleti Memlukluları ortadan kaldırınca Ali Bey’in varlığına gerek kalmamış ve yedi yıl sonra onu da devre dışı bırakarak bu beyliği miri sisteme dahil etmiştir. Bununla birlikte, Osmanlı Devleti kanunlarda ve sosyal hayatın önemli unsuru olan vakıflarda herhangi bir değişikliğe gitmeyerek yöre halkını kazânmaya çalışmıştır. Ayrıca, Dulkadirliler büyük bir aşiretin bey ailesi oldukları için, onları devletin desteklediği başka bir güçlü aile Bayezidoğulları ile dengeleme yoluna gitmiştir. Başlangıçta, Osmanlı Devleti, Dulkadirli sipahilerine hatalı bir siyaset takip edip onları küstürerek büyük çaplı isyanlara sebebiyet vermiş ise de kısa bir zamanda hatasını anlayarak bu zümrenin gönlünü almıştır. Diğer taraftan, Dulkadirli Beyliği halkının büyük çoğunluğunu teşkil eden ve istiklâl ümidini yitiren konar-göçerler, Osmanlı Devleti’nin temin etmiş olduğu huzur ortamının da etkisi ile giderek daha fazla zirâatle meşgul olmuşlar ve mezraaları köye dönüşerek yerleşik hayata geçmişlerdir.

Nitekim, 1530’lu yıllarda sınırları Basra Körfezi’nden Azak Denizi’ne, Azerbaycan’dan Viyana önlerine ulaşan Osmanlı Devleti toprakları içinde çok küçük bir alanı ihtiva eden, dolayısı ile tabiî ömrü sona ermiş olan Dulkadirli Beyliği’nin ilhakı tamamlanmış oldu.

Doç. Dr. Hasan Basri KARADENİZ

Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.