Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Örgütlü Cehalet ve Cumhuriyet

0 13.334

Prof. Dr. Ramazan DEMİR

Kutsal vatan toprağını, bayrağını, iffetini savunan her Türk askeri, neferi aynen şunu haykırmıştır: “Biz düşmana mermiyle, silahla değil, bedenimizle karşı koyduk…”

Evet, kutsal değerler saldırıya uğradığı zaman, tehlikeye düştüğü an, düşmanla savaşıldığı her dönemde, Anadolu’nun yoksul halkı savaşa hazır olmuştur… Bedeniyle, imanıyla karşı koymuştur…

Türk Milletine güven…
Kurtuluş savaşında da Gazi Paşa kendi milletine güveniyordu…
Türk Milleti de Ata’sına…

Anadolu’nun anaları, kadınlarımız Ata’sının en büyük destekçileri…

Hiç bir milletin kadınları Türk anaları kadar özgürlüğüne, haysiyetine, şerefine düşkün değildir, bu bilinir…
Onlar, kucağında bebeleri, sırtında mermi taşıdı cepheye…
Anadolu’nun kurtuluşu için seferberlik ilan edilirken cepheye lojistik destek veren kadınlarımız… Silah, cephane, yiyecek, giyecek tedarikiyle orduyu destekleyen, besleyen Anadolu kadını…
Bebesinin sırtındaki abayı alıp, ıslanmasın diye mermiye örten Analar…
İşte o ruhtur ki yerle bir eder emperyalizmi…

Makine, mermi, yol yoktu; yol da, mermi de yapılıyordu anaların nasırlı elleriyle… Durmadan, bıkmadan, yorulmadan…
Geri cephedeydi, ama tarlalar ekiliyordu, üretim devam ediyordu durmadan…
Her şey Türk milleti içindi…
Anamız, yârimiz, kızımız, bacımızla birlik…
Kadınlarımızın kahramanlığına karşılık bugün ne haldeyiz?
Kadın ve çocukların en çok tacize uğradığı bir çılgın ortamı yaşıyoruz…
“Dünyanın hiçbir ülkesinde kadın, çocuk bu kadar tacize, cinayete maruz kalmıyor” denildiğinde, yetkililer başlarını kuma gömmekteler…
Bunun böyle olmasının ardındaki ana sebep ise; düşünür Goethe’nin “Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir.”
İşin garip tarafı ise, bu ifade Ülkemde itibar görmektedir…
Evet, bizim atalarımız bu yurdu, bu vatan toprağını kanlarıyla suladılar…
Bağımsızlığımız, haysiyetimiz, şerefimiz, namusumuz için…
Emperyalizmi yendiler…
Hem Çanakkale’de, hem Conkbayırı’nda, Anafartalar’da, İnönü’de, Sakarya’da…

Düşman içerde…
Dünün düşmanları, onlar; yine buradalar, yine geldiler, öncekiler gibi…

Olacak sonları da onlar gibi…
Şimdilerde düşman cephede değil içerde; hain, satılmış, kuklalar, doldurulmuş medya kalemler, köşe kapıcı zenginler kimliğiyle içerdeler…
Hiç merak etme aziz şehit dedem, dayım, anam, babam, bacım…
İstiklal Savaşında ordu yoktu kuruldu, düşman çoktu kovuldu, yurdumuz kurtuldu… Vatanseverler, mülksüz kahramanlar, yalın kılıçla savaştılar…

Cumhuriyet kuruldu…
Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk kurtuluşu kutladık coşkuyla…

Bu insanlar bizim için çocuklarını feda ettiler…
Bizim öküzlerimiz bile kağnıyı çekerek vefakâr çıktılar…
Hainler, korkaklar, menfaatçiler, köleleşmiş kafalılar…
Kurtuluş Savaşında savaşmayanlar, kaçan namertler, hainler utansın…
Irkı, cibilliyeti ne olursa olsun…

Cumhuriyet kurulunca tünediler köşelere yine…
Başladılar baykuşlar gibi ötmeye…
Güya “barış” dediler…
Güya “demokrasi” dediler, hainliklerini örtmek için…
Suratlarını perdelemek için…
Gecenin karanlığında avlanan uğursuz varlıklar gibi…
Başladılar yine Türk Milletiyle savaşmaya…
Evet, genç kardeşim, evet, dünün düşmanları yine burada, yine geldiler öncekiler gibi, olacak sonları da…
Dünün düşmanı şimdi içerde…
Hainler içerde; medyada, idarede, sokakta, yanı başında, her yerde…
Onlar yine buradalar, kimlik değiştirmiş olarak…
Uyan, uyuma! Su uyur düşman uyumaz… Bunu hatırla…
O düşman ki “örgütlü cehalet” dalgalar halinde yurduna, cumhuriyetine, kahramanlarına, tarihine, özgürlüğüne saldırmakta… Bunu bil, farkında ol…

(www.r-demir.com)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.