Mimar Sinan’ın Camilerinin Ana Kubbe Hatları
Osmanlı mimarisinde yazı, kendi estetik özelliğinden hiçbir şey kaybetmeden kullanıldığından, daima gözün rahatlıkla okuyacağı şekilde düzenlenerek yazılmıştır. Yazı, yerinde kullanıldığı zaman, kendine özgü kompozisyonu içinde, herhangi bir bezemeye gerek duymadan bütünlüğünü korur. Kullanılan hatlarda, harflerin sade form güzelliğini, ahengini ve genel kompozisyonlarının içindeki soyut güzelliklerini bulmak mümkündür.
Camilerimizde yazılar ön plandadır. Çünkü yazılar Allah’ın kelamını dile getirirler. Camilerde belirli yerlere, belirli yazıların gelmesi gelenek haline gelmiştir. En küçük caminin, giriş kapısı üzerinde, Kuran-ı Kerim’den bir dua, yaptıranın adı, yapılış tarihinin yazılması gereklidir. Mihrap üzerine, ’’mihrap yazısı’’, mihrabın sağında ’’Allah’’, solunda ’’Muhammed’’, pandantiflerde; dört halife isimleri ’’Ebubekir, Ömer, Osman, Ali’’, minberde ’’Kelime-i Tevhit’’yazılması gelenek haline gelmiştir.
Bunların dışında; kubbe, yarım kubbe, kubbe kuşağı, pencere üstleri, yan giriş kapıları, son cemaat yerinin pencere üstlerindeki alanlar, yazı ile bezenmiştir.
Bütün bu yazılar, genellikle, celi sülüs, muhakkak, talik ve makılı hat ile yazılırlar. Uygulama yerine göre, genellikle taş kabartma, renkli çini veya sıva üstüne kalemişi tekniği kullanılmıştır.
Camilerdeki hatlar, Kuran-ı Kerim’den alınmış ayetleri, Esma-i Hüsna’ları ve hadislerden seçilmiş metinleri içerirler. Bu metinlerin yazılma amacı, hat sanatı yardımı ile insanlara mesajlar vermektir. Bu mesajlar insanları düşünmeye ve eğitmeye yöneliktir.
Mimaride duyguları anlatan, bir çeşit resim olan kubbe yazıları, verilmek istenen mesajları ileterek, gözleri ölçülü bir güzelliğe alıştırmaktadır.
Bu araştırmada, Mimar Sinan’ın Şehzade, Süleymaniye ve Selimiye Camilerinin ana kubbe yazıları üzerinde durulacaktır.
Şehzade Cami, H. 955/M. 1548 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman’ın 21 yaşında ölen oğlu Şehzade Mehmet’in anısına Mimar Sinan tarafından inşa ettirilmiştir. Mimar Sinan ’’Çıraklık Eserim’’ dediği Şehzade Camisi’ne 1544 yılında başlamış ve dört yılda tamamlamıştır. Yarım kubbe problemini ilk defa ele aldığı bu camide, Mimar Sinan dört yarım kubbeli ideal bir merkezi yapı meydana getirerek, Rönesans mimarlarının rüyalarını gerçekleştirmiştir.
Şehzade Mehmet Cami’nin 19 metre çapındaki ana kubbesinde, ortada ve bunun etrafındaki altı kartuş içinde, malakari tekniği ile, lacivert zemin üzerine beyaz renk kullanılarak yazılmış, celi sülüs ve muhakkak hatlar yer almaktadır.
Ortada; celi sülüs hat kullanılarak “Besmele’’ ile başlayan ’’Fatiha Suresi’’ yazılmıştır. Bu sure: “Esirgeyen bağışlayan Allah’ın adı ile. Hamd esirgeyen, bağışlayan, din gününün sahibi, âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur. Sade sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola, iyiliğine erenlerin, gazabına uğramayanların yoluna eriştir’’ anlamını taşımaktadır.
Bu yazının etrafındaki altı kartuş içinde, celi muhakkak hat ile ’’İsra Suresi’nin 1. ve 2. ayetleri’’ yer almaktadır. Yine “Besmele’’ ile başlayan yazı: “Esirgeyen bağışlayan Allah’ın adı ile başlarım. Kulu Muhammedi geceleyin Mescid-i Haram’dan ayetlerimizden bir kısmını kendisine göstermek, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah; noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz; O her şeyi duyar ve görür. Biz Musa’ya da kitap verdik. Ve o kitabı ‘benden başka hiçbir koruyucu tanımayın’ buyruğu ile İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık.’’
Ana kubbe yazılarında hattat imzası (ketebe) okunmamaktadır. Hattat, büyük bir alçak gönüllülük göstererek, yazdığı yazılara imza atmaktan kaçınmıştır. İleride Şehzade Cami ile ilgili yapılacak arşiv çalışmaları, konunun aydınlatılmasını sağlayacaktır.
Süleymaniye Cami, 1550-1557 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. 26.50 metre çapındaki ana kubbe, iki yarım kubbe ile desteklenmiş, yarım, ikişer eksedra ile genişletilmiştir. Yan nefleri, bir büyük, bir küçük kubbe olmak üzere, beşer kubbe ile örterek değişik bir etki yaratmıştır. 53 metre yüksekliğindeki ana kubbe, mekanda mistik bir ferahlık ve genişlik etkisi yaratmaktadır.
Süleymaniye Camii’nin ana kubbesinde, kalemişi tekniğinde, nefti yeşil zemin üzerine altın ile celi sülüs hat kullanılarak Fatır Suresi’nin 41. ayeti yazılmıştır. Besmele ile başlayan yazı: “Allah, zeval bulmasınlar diye, gökleri ve yeri tutmaktadır. And olsun, zeval bulsalar, kendisinden sonra, artık onları kimse tutamaz. Şüphesiz O, halimdir, çok bağışlayandır”anlamını taşımaktadır.
Devrinde bazı kaynaklara göre Ahmet Karahisari (1469?-1556) tarafından, bazılarına göre ise Ahmet Karahisari ve öğrencisi Hasan Çelebi tarafından yazılan kubbe hattı, daha sonra Abdülfettah Efendi (ölümü: 1896) tarafından yenilenmiştir.
Süleymaniye Camii’nin kubbe hattının, Ahmet Karahisari tarafından yazıldığı Katip Çelebi’nin ’’Cihannüma”isimli eserinde açıkça belirtilmiştir. Tuhfe-i Hattatin de ise, yazıların, Karahisari ve öğrencisi Hasan Çelebi tarafından yazıldığından bahsedilir. Mimar Sinan Tezkiret-ül Bünyan’da, Süleymaniye Camii’nin kubbe yazısının Hasan Çelebi tarafından yazıldığını söylemektedir.
Ahmet Karahisari (Afyonkarahisarlı Ahmet Şemsettin Efendi), XVI. yüzyılın önde gelen hattatlarındandır. Sanat hayatına II. Bayezid devrinde başlayan hattatın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde hat sanatının zirvesine çıktığı bilinmektedir. Yahya Sofi ve Esedullah Kirmani’nin öğrencisi olmuştur. İlim ve edebiyatla uğraşan hattatın, Türkçe şiirlerinin olduğu bilinmektedir. Karahisari, Yakut ekolünü devam ettirmiştir. Celi yazıdaki tesiri, Mustafa Rakım’a kadar devam etmekle birlikte, sülüs ve nesih yazıdaki üslubu, Şeyh Hamdullah’ın üslubu karşısında benimsenmeyerek, kısa zamanda talebeleri tarafından terkedilmiştir. Karahisari’nin, Topkapı Sarayı ve Türk İslam Eserleri Müzesi’nde Kuran-ı Kerimlerinin bulunduğu bilinmektedir. Kaynaklar, Mimar Sinan’ın Sebil ve Türbe kitabesinin, Piyale Paşa Camii’ndeki “Selamün aleyküm tıptüm” ayeti ile kendi mezar taşı kitabesinin, Karahisari tarafından yazıldığını belirtilmektedir.
Hasan Çelebi de (Hasan bin Abdullah) hocası Karahisari gibi, büyük bir hat üstadıdır. Çerkez olduğu söylenen hattat, hocasının ölümünden sonra, Şeyh Hamdullah tarzında eserler vermiştir. Süleymaniye Camii’nin kapı kitabeleri ve Hürrem Sultan Türbesi’nin kubbe hattı, Hasan Çelebi tarafından yazılmıştır.
Aslen Rum olan Abdülfettah Efendi (1814-1896), Hüsrev Paşa tarafından Sakız adasından getirilip, Müslüman edilmiştir. Mustafa Şakir Efendi ve Yesarizade’den hat dersleri almıştır. Sadaret Mektubi kalemi, Sivas, Amasya Evkaf Müdürlükleri, Saruhan, Kastomonu Mal Müdürlüklerinde görev yapmıştır. 1860 yılında filigran yapmasını öğrenmek için, Viyana ve Paris’e gönderilmiştir. Bursa Ulu Camii’nde, Edirne de iki camide, Bayezid Camii’nde, Bab-ı Hümayun’un içinde ve dışında Abdülfettah Efendi’nin hatları yer almaktadır.
Edirne Selimiye Camii, Sultan II. Selim’in emri ile 1569-1574 tarihleri arasında, Mimar Sinan’ın mekan bütünlüğüne ulaşma çabalarının doruk noktası olarak inşa edilmiştir. Kubbenin ağırlığı, sekiz paye ve bunların arkasındaki payanda kemerleri ile karşılanarak, sekizgen kaide üzerine oturan kubbe sistemi, en son imkânlara kadar geliştirilmiştir.
Selimiye Camii’nin 31.30 cm çapındaki ana kubbesinde, ortada mavi zemin üzerine, kalemişi tekniği kullanılarak, beyaz renkli celi sülüs hat ile Besmele ile başlayan “İhlas Suresi’’ yazılmıştır.
Bu Sure: “De ki: O, Allah birdir. Allah, samed’dir. (Her şeyin başvuracağı, yardım dileyeceği, tek varlık O’dur). Kendisi doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey, O’nun dengi olmamıştır” anlamını taşımaktadır.
Celi sülüs harflerin uzantıları, ortada örgülü bir rozet meydana getirmektedir.
Bu yazının etrafındaki sekiz adet şemse formundaki alanlar içinde, kahverengi zemin üzerine beyaz ile kalemişi tekniği kullanılarak, celi hat ile “Allah’ın güzel sıfatları’’ yazılmıştır.
Selimiye Camii’nin hatları, Hasan Çelebi (Hasan bin Abdullah) tarafından yazılmıştır. Karahisari’nin öğrencisi olan Hasan Çelebi’nin yazıları, hocası ile aynı üsluptadır. Evliya Çelebi, Selimiye Camii’nin hatlarını yazarken gözleri görmez olan Hasan Çelebi’ye, Sultan II. Selim tarafından hayat boyu maaş bağladığından bahsetmektedir.
Selimiye Camii’nin hatları, üç asır sonra, Edirneli hattat ve müzehhip Nakşi Molla Mustafa (ölümü: 1809) tarafından yeniden yazılmıştır. Hattatın Edirne Eski Camii ile Üç Şerefeli Camii’nde hatlarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, 1982 yılında restorasyona alınan Selimiye Camii’nin hatları, celi sülüs üstadı olan merhum Mahmud Öncü tarafından yeniden yazılmıştır.
Mimar Sinan’ın Şehzade Camii’nin ana kubbesinde yer alan “Fatiha Suresi’’, Hadım İbrahim Paşa ve Mesih Mehmet Paşa Camilerinin’’ ana kubbelerinde de kullanılmıştır.
Süleymaniye Camii’nin ana kubbesinde yer alan “Fatır Suresi’nin 41. ayeti’’, “Molla Çelebi, Rüstem Paşa, Azapkapı Sokullu Mehmet Paşa, Zal Mahmud Paşa, Şemsi Paşa, Atik Valide, Lüleburgaz Sokullu, İzmit Pertev Mehmet Paşa Camilerinin’’ ana kubbelerinde de yer almıştır.
Edirne Selimiye Camii’nin ana kubbesinde yer alan ’’İhlas Suresi’, “Haseki, Kara Ahmet Paşa, Kılıç Ali Paşa, İvaz Efendi, Manisa Muradiye Camilerinin’’ ana kubbelerinde de tekrarlanmıştır.
Allah’ın birliğini ve büyüklüğünü vurgulayan ana kubbe yazıları, adeta evrendeki birliği vurgular. Böylece ana kubbe ile gök kubbe, birbiri ile özdeşleşmiş olmaktadır. Evren sembolizmi, ana kubbede ifade bulmuştur.
Fatiha ve İhlas Sureleri namazda sık tekrarlanan surelerden olması nedeni ile doğal olarak ana kubbeye yazılmış olmalıdır.
Fatır Suresi’nin 41. ayetini ana kubbeye yerleştiren Mimar Sinan: “Ben kul olarak en mükemmelini yapmaya çalıştım. Ama bu cami, kubbesi ile, zemini ile, her şeyiyle ancak Allah’ın izni olursa, yıkılmadan duracaktır’’ mesajını vermektedir.
Mimar Sinan’ın İstanbul’daki Şehzade, Süleymaniye ile Edirne’deki Selimiye Camilerinin ana kubbelerine, devrinin hat şaheserleri olarak yazılan hatlar, hem form, hem de anlam açısından mimari ile bütünleşen bir özellik göstermektedirler.
Ahmet Karahisari, Hasan Çelebi gibi, XVI. yüzyılın meşhur hattatları tarafından gayet ustaca yazılan bu hatlar, kendilerinden sonraki hattatları şüphesiz çok etkilemiş olmalıdırlar.
Hesaplı, akılcı ve mimari ile uyum içinde olan kubbe yazılarının programlarının bizzat Mimar Sinan tarafından düzenlendiği fikrine varılmaktadır. Bu fikri doğrulayan iki irade bulunmaktadır.
8 Muharrem 980 (M. 1572) tarihini taşıyan birinci irade, Sultan II. Selim tarafından Mimar Sinan’a gönderilmiştir. Bu irade de, Mimar Sinan’ın hattat olarak istediği Molla Hasan’ın atanarak gönderildiğini, hatların, Mimar Sinan tarafından uygun ve yakışır tarzda düzenlenerek yazdırması emredilmiştir.
4 Rebiülevvel 980 (M. 1572) tarihli ikinci irade de, Selimiye Camii’nin pencerelerine kadar çini kaplatılması ve bu çinilerinin üzerine yazılacak “Fatiha Suresi’nin’’ Mimar Sinan tarafından, uygun gördüğü üzere düzenlenmesi emri verilmiştir.
Görülüyor ki, Mimar Sinan tarafından düzenlenen ana kubbe yazı programı, yine kendisi tarafından titizlik ile seçilen usta hattatlar tarafından başarı ile uygulanmaktadır.
Mimar Sinan’ın tasarım gücü ile camilerin ana kubbelerine uyguladığı hatların, yaşatılması, korunması ve gelecek nesillere orijinal olarak intikal ettirilmesi, dünya durdukça durması en büyük dileğimizdir.
Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi Müdürü / Türkiye
Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 4 Sayfa: 121-123