Milli İrade, Millet İradesi Demek Değildir…
Milli İrade, Millet İradesi Demek Değildir…
Toplumun devamlılığını anlatan, varlığını ebedileştiren kavramlar olduğu kadar, aynı toplumun günlük yaşamını düzenleyen, anlatan kavramların olduğu gibi… Türk Milleti için çoğu kez “Türk’ün aklı gözündedir” ifadesi kullanılırdı, halen kullanan var mı, sormak gerek…
Son beş yıldan beri bu değerlendirme kriteri artık unutuldu; Ülkemin insanı gördüklerine, dokunduklarına değil, hileyle uydurulmuş gayri ahlaki her türlü yalana ve iftiraya, yani duyduklarına, söylenenlere inanıyor. Elbette ki söylenene inanılır, eğer söyleyen doğru insan ise!… Peki, ya yalancı, hırsız, hilekar, çirkin politikacı ise! Kalitesi ve kapasitesi tartışmalı diplomalı, hırs, kin, nefret yumağı haline gelmiş çirkin politikacılardan ise; yedikleri tencereyi kirletme seviyesizliğini gösterecek kadar çukurlaşmışlardan ise!..
Çoğunun anlamını bilmediğinden emin olduğum bazı kavramları dillerinden düşürmemeleri tesadüfi olmaktan öte bilinçli bir tahribatın öncülüğünü yapıyorlar!… Bilgisizliklerini cehaletlerini kapatmak, gizlemek için, Türk milletinin ebediyetini (sonsuzluğunu) anlamlandıran deyimleri de kendilerine kalkan yapmaktadırlar.
Bunu yapanlar sadece çirkin politikacı tipi mahlukatlar değil elbette; isminin önünde kalabalık unvanlılardan tutun da köşe kapıcı medya kalemşorlarına, kiralık beyinlere, besleme medya patronlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor!..
Bir kısmı efendilerine yaranmak için, “aferin” almak için, önlerine biraz daha fazla kaynak konulmasını sağlamak için yardakçılık yapmayı marifet sayıyorlar!
Kula köle olmayı “kazanç” sanan biatçi ve ikbalci soytarı takımı da dahildir…
İşte bunlar bu milli kimlikli kavramların ırzına tecavüz ediyorlar!…
Hangi milli kimlikli kavramlara tecavüz var?
***
En çok taciz edilen, en çok yumruklanan kavram “milli irade” kavramıdır…
Çapsız ve cehalet örneği zevat düşüncelerini, amaçlarını anlatmak için “milli irade” ifadesi kullanılıyor… Kin ve hırslarının ilacı olarak Türk Milletinin geleceğini feda etmek için bu milli kavramla sığlaştırılamaz!
“Milli irade”, geçmişten bugüne, bugünden geçmişe ve geleceğe devam edecek olan millet iradesi yerine kullanılıyorsa ki -öyle kullanılıyor- doğru değildir. Yanlış terminoloji…
Çünkü millet, ezelden ebede var olan, varlığı süren, inandığı, yaşayıp yaptığı, uyguladığı kültürün bir yansıması olan varlıktır. O, milli iradedir, bir bütündür, istismarı olamaz!..
O’nun iradesi sandıkla tespit edilemez!.. Sandıkta tespit edilen “Milli İrade” değil sadece halkın iradesidir.
***
Halen yaşayan kesimine de halk denir.
Oyu yaşayanlar kullanabildiği için sandıktan çıkan milli irade değil, sadece halkın iradesidir.
Bu da seçtiklerine her şeyi yapma imkân ve yetkisini asla vermez.
Sadece belli bir süre içerisinde mevcut anayasal düzenle çerçevesi belirlenmiş hukuka göre yönetme yetkisi verir!
Bu bağlamda; “sandıktan çıktık her şeyi yaparız” diyen örgütlü cehalet mensupları yanılıyorlar, her şeyi yapamazsınız; mevcut yasalara uyarak kurallara, geleneklere uyarak ancak “hizmet” edebilirsiniz…
İşkembeden atarak, her şeye maydanoz olup Donkişotluk yaparak devleti yönetemezsiniz!
Halkın oyuyla, çoğunluk oyuyla iktidar oldunuz diye mandacılığı kabul edemezsiniz!
Türk Milletinin bağımsızlığını riske atamazsınız!
Milletin egemenliği üzerinde oyun oynayamazsınız, ikbal için, iktidar için yabancıya peşkeş çekemezsiniz!
Sınırları kanla çizilmiş, şehit kanıyla yoğrulmuş kutsal vatan topraklarını kısmen ya da tamamen, bölemezsiniz, satamazsınız!
Devlet aklıyla oynayamazsınız, kendinizi “X” sayıp devletin aklını bir kenara koyamazsınız onu kirletemezsiniz!
Onun içindir ki devletin ve milletin ebediliğini belli kurallara bağlayan irade, yani milli irade, devletin kurucu ve uygulayıcı felsefesine uygun anayasasında değişmez ilkeler, maddeler koymuştur…
Onun için “Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez!” kuralını koymuştur! İşte bu milli iradedir…
Bu millet iradesi değildir…
Milletin oyuyla verilen yetki milli irade değildir, görev tayinidir…
***
Görevin sınırlarını da yine anayasanın beşinci maddesinde yazılı amaçla sınırlamıştır.
O görevler ve amaçlar dışında verilen millet iradesi kullanılamaz, devlet yönetilemez!
Tersini yapmak suçtur!
Devletimizin işleyişini ilelebet devamını sağlamak için kurallar konulmuştur; bunların bir kısmı yasalardır.
İşte bu yasalardan biri de Türk ceza yasasının 302. Maddesidir.
Milli iradeyi yanlış anlayıp yanlış mecralara sürüklemeye kalkan cahil yöneticilere verilecek ceza belirlenmiştir; ağırlaştırılmış müebbet hapistir!
Milli irade ile millet iradesinin aynı şey olmadığı, halk iradesi hiç olmadığı, %50 oyla seçilmiş olmanın ise hiç ama hiç olmayacağı anlaşılmalıdır.
Birey akıl kirlenmesi yaşayabilir, ancak devlet aklı kirlenemez!
Devletin böyle bir riski yoktur…
Yorumsuz paylaştım.Aklınıza yatarsa dostlarınızla paylaşın.