Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Medrese ve Medreselerin Bozulması

0 30.306

Nazan SEZGİN

Günümüzde Üniversitelerin hal ve gidişi hiç kimseyi memnun etmediği için Üniversite Medreseye döndü sözü sıkça işitilmektedir. Bunu söylerken medrese ve tarihçesi neydi? konu hakkında ne biliyoruz ki?

Büyük Selçuklu İmparatorluğunu veziri Nizamülmülk’ün Nizamiye medreselerinin kurucusu olduğu bilinir. Kimi fikir adamlarına göre zat bir Fars ırkçısıdır ve Selçukluyu Fars etkisine sokmuştur. Kimine göre Siyasetname yazarı yetkin bir devlet adamıdır. Evet İranlı ve Şafii mezhebine mensuptur. Çağdaşı hatta bazılarına göre arkadaşı Hasan Sabbah’ın fedaileri tarafından katledilmiştir. Sabbah da İranlı ve başlangıçta Şafiidir ama Mısıra gidip döndükten sonra Şii / Fatımi propagandacısı olmuştur. Yaygın kanaat Vezirin Nizamiye Medresesini ilk önce Horasanda Nişaburda Mısırdaki Şii Fatımi devletinin propagandasına karşı kurduğudur. Ancak Prof. Aydın Sayılı kaynak göstererek ilk Medresenin Nişaburda Tuğrul bey tarafından kurulduğunu, Maveraünnehir ve Horasanda ki Kerrami mezhebinin yayılmasına  karşı daha önceden Karahanlı, Gazneli ve Selçuklu hükümdarlarının devlet destekli medreseler kurduklarını yazmaktadır.

Kerrâmi tarikatı  züht ehli ve fakirliği yaşam biçimi olarak benimsediği için halk tarafından sevilen bir tarikatmış, yalnızca Orta Asya’da değil Kudüs ve Kahire’de bile tekkeleri/zaviyeleri varmış. Horasan ve Maveraünnehir de Hanefi ve Şafiilerle ölümlü çatışmalara giren ve sonuçta kaybeden, aşırı tutucu bir yol. Zaviyelerinde mektepleri olduğu Aydın Sayılı tarafından yazılmış. Bizim imam Maturidi’miz Nişaburda 17 Mu’tezile ve Kerrami mektebi olduğuna dair tarihe not düşmüş. Var olan Sünni medreseleri Cami,Zaviye ve zenginlerin özel olarak kurduğu mekteplerden kaynaklanmış. Nizamülmülk’ün Nizamiyeleri ise bunlarda okutulan müfredatın programlaştırılması üzerine daha evrimleşmiş bir kurum. Devlet desteği daha fazla, ve zamanla bütün Orta Asya, Irak, Suriye, Musul hatta Anadolu’ya hatta Mağrib’e kadar uzanış.. Alaaddin Keykubat Anadolu medreselerinin başlıca destekçilerinden. Nizamülmülk bir ünlü alim için bir medrese kurarmış. Medreseler gelişmiş haliyle  bizde 11. yy.a, onları bir çok bakımdan örnek alan, hatta mimarisini bile taklid eden, Oxford ve Bolonya Üniversiteleri ise 13.yy.a tarihleniyor. Prof. Yaşar Çoruhlu’ya göre medrese planlarının aslı Budist Uygur Türklerinin mabedleridir…

Doğu’nun batıya aktardığı çok şey var ama ne onlar kabul eder, ne de biz biliriz.

MEDRESELERİN BOZULUŞU

Diğerlerinin nasıl bozulduğu hakkında bilgim olmadığı için, burada bize ait olanın, Osmanlı Medrese’sini bozuluşu üzerine Doç. Dr. A. Turan’ın tespitlerini özetle aktarmaya çalışacağım. Yazarın İslam’da Bilim tarihi adlı kitabındandır.

1.Kültür merkezlerinin yer değiştirmesiyle İstanbul’un tek merkez haline gelmesi, kadı ve kazaskerlerin Fatih’in Sahn-ı Seman medreselerinden mezun oluşu, merkeziliği kanunlaştırmıştır. Bu taşralı kabiliyetli gençlerin ilmen kaybıdır (Hüseyin Atay’a göre).

2. Saltanat kavgalarının medreselere yansıması.

3. Şehzadelerin sonraları kapalı hayata mahkum edilmesi, hayatı ve idareyi tanımamalarına sebep oldu. Etki altında kaldıkları devlet adamlarının yetersizliği onların yanlışlarının da sebebiydi.

4. İdari kademelere Enderun mezunlarının tayini, müftülük, medreselik ve kadılık ise medreselilere verildi. Bu medreseye eski itibarı azaltmıştı, gerileme ve bozulma başlamıştı .

5. Ulufeli Subaşı’lıklar 16. yy. sonlarında kadılardan alınıp Sancak Beyliklerine verildi. Bu medreselilere bir darbe oldu, Kadılar Sancak beylerini etkisinde idari davalarda tarafsızlıklarını kaybettiler.

6. Müderrisliğe atanmanın hatırla oluşu.

7. Devlet ricaline verilen imtiyazlarla zadegân sınıfının doğuşu (Beşik Uleması denenler böyle olabilir). İlk imtiyaz Molla Fenari’nin çocuklarına ve torunlarına verildi. Ehliyete bakılmadan Padişah hocası oğulları, Şeyh ül İslam ve Kazasker oğulları sıra beklemeksizin 15 yaşına geldiklerinde dahili ve harici müderris oluyordu.

8.Ekonomik Yapının bozulması, züyuf akçe denen ayarı düşük paranın tedavüle verilişi.

9.Medreselerde öğrenci sayısının artışı, fakir çiftçi çocuklarının Medrese ve İmaretlere yığılması sonradan isyanlara sebep oldu. Talebeler gezici vaiz oluyordu, halk ta kendilerini yardım ediyordu. Bu da yetmeyince Celâlilere katıldılar. Bolu, Kastamonu, Çankırı, Tokat, Amasya, Tarsus, Silifke, Manavgat ayaklanmaları (Celâli Fetreti yani).

10.Sosyal huzursuzluğun sebebi dinden uzaklaşma olarak görülünce bazı dersler medreseden kaldırılmış.. 16.yy.ın sonlarında Matematik, Geometri, Astronomi, Felsefe tefekkürü harekete geçiren dersler olarak görülmüş, dini inançlara terstir diye yerini Nakli ilimlere bırakmış (canım nakil varken akıla ne lüzum var?, bunun meyvesi IŞİD ve benzerleridir), diğerleri ikinci plana itilmiş. Fatih devrinde İbni Sina’nın el Kanun’u okutulurken daha sonra onun yerini 200 sayfalık El Hidaye almış. İbni Rüşt’ü, Gazaliyi, İbni Sina’yı tartışan Osmanlı alimleri sonradan müsbet İlimlerin okutulmasını tartışmış. Takiyüddin Mengüberti’nin (tanrı verdi yani) rasathanesi bu yüzden topa tutulup yıktırıldı anlaşılan.  Akli İlimlere düşmanlık neticede Bilim ve Felsefe’yi geriletmiş. Fıkıh bütün İlim dallarını yerine geçmiş.

İbni Teymiyye’ci (Urfa civarından, 14.yy.), İmam Birgivi’nin takipçileri Kadızadeliler 17.yy. felsefe ve müsbet ilimler derslerini Medreseden kaldırttılar (Mevlüt okunmasını da). Sonunda işi adam öldürmeye kadar vardırınca Vezir köprülü tarafından ortadan kaldırıldılar.

İmam Birgivi hakkında Kadızadeliler Döneminin tanığı Kâtip Çelebi Mizan-ül Hak adlı kitabında bilgiler vermiştir. İmam Birgivi Balikesirli bir Türk, 16.yy. da yaşamış, Ödemiş/Birgi de medresesi var. Türbesi bugün ziyarettir, işin komiği kendisi İbni Teymiyye’nin  takipçisi olduğu için türbe ve mezar taşına karşıdır, ama çocuk sahibi olmak isteyen, kızı ya da oğlu İhtisas sınavına girecek olan bir çok kişi Birgivi’nin türbesine koşar bugün. Birgi Dede diyerek.

11. Prof. Dr. Hüseyin Atay’a göre öğretimin Arapça oluşu da mahzurluydu, İlmi gelişmeyi önledi . Ne var bunda? Hangi devirde hangi dil geçerliyse öğretim öyle. Osmanlı’da hutbe Arapça okunmaktaymış (Dinimiz için dilimiz, A. V. Ecer). Cumhuriyetle Türkçeye çevrilmiş. Günümüzde ise İngilizce, yavaş yavaş Türkiye Üniversitelerinden Türkçeyi kovmuyor mu? kimin itirazı var? Bir kaldırın İngilizce öğretimi bakalım, önce ana/babalar itiraz eder. Roma işgaliyle Latince’nin Britanya’da ki sokak ağzı olan İngilizce günümüzde en makbul dil.

İngilizce Tıp eğitimi meselâ, köylü hasta gelecek, belime kulunç girdi doktor bey diyecek, doktor ne bilsin Kuluncu?, o İngilizcesini biliyor Lower Back Pain mi tarif ediyor acaba diyecek. Oysa Türk hekimleri vaktiyle Fransızca olan Tıp eğitimini Türkçeye çevirebilmek için hayli uğraşmıştı.  

Atay hocanın aksine düşünenler de varmış, Arapça tedris İslam dünyasında akademik hareketi sağlamışmış, akademik göç yani. Günümüzde Arapça ile öğretim olamaz (şimdilik hani yani) ama İngilizce Türkçeyi kovuyor. Robert Kolej (şimdi Boğaziçi) ile başlamıştır bu iş. Misyoner Hamlyn ile. .

12. Eğitimin Ezbere dayanması: Eleştiri yok, neticede Fıkıhçılar ancak hukuk teknisyeni olmuş. 16. yy. dan 18.yy. kadar olan soysuzlaşmayla, problem çözmeden ezberciliğe geçiş. Halk ta İlim aşkıyla yanan anlamında ki “Suhte”yi, cahil anlamında ki softa’ya çevirmiş .

Prof. Atay’a göre talebenin meşhur hocayı seçmesi, tek müderristen icazet alması, kalabalıklaşmaya ve hocanın yorulmasına sebep olmuş.

1914 yılında İstanbul’daki medreseler ıslahat amacıyla Darü’l Hilafeti’l Aliyye adı altıda birleştirilmiş, 3 Mart 1924’te ki Tevhidi tedrisat Kanununa kadar. Bu medresede Fen Bilimleri ve Matematik’te okutulmuş.

Nazan SEZGİN


NOTLAR: Prof. Hüseyin Atay 80 yaş civarında bir hoca, hayatta olduğunu sanıyorum, Türkiye de Mütezile ekolünün temsilcisi olarak  bilinen bir İlahiyatçımızdır..

Baha Gelenbevi Ö. 1791. Klasik Matematik Metodu ile çalışan Osmanlı Matematikçilerinin sonuncusu. Mühendishaneyi  Bahriyi Hümayun ile ilgisi var.

İstanbul’da adını taşıyan bir ortaokul vardı. Değiştirilmediyse  eğer. 

KAYNAKLAR: İslam’da Bilim Tarihi Doç. Dr. Ahmet Turan Yüksel, Selçuk Üniversitesi. Kitap Dünyası, 2002.

Ortaçağ İslam Dünyasında Yüksek Öğretim, Medrese, Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı, İngilizceden çeviren Recep Duran, Öncü kitap.

Dinimiz için dilimiz, Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer ,Yesevi yayıncılık.

Türk Sanatının ABC si, Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu.

Mizanü’l-Hakk, Kâtip Çelebi, Tercüman 1001 Temel Eser serisinden, çeviren: Orhan Şaik Gökyay.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.