Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Mart 1918: Azerilerin Olmadığı Azerbaycan!

0 14.883

Dr. Aslan HALİLOV

XX. Yüzyılın Başlarında Meydana Gelen Rus İhtilalinden Sonra Güney Kafkas Bölgesinde Anarşi Ve Kötü Yönetim Atmosferi Mevcuttu. Bu Duurumu Fırsat Bilen Ermeni Şovenistler Eskiden Beri Hayalini Kurdukları “Denizden Denize Sınırı Olan Büyük Ermenistan” Arzularını Hayata Geçirmeye Çalıştılar Ve Bu Yoldaki İlk Hedefleri; Ermenilerin XIX. Yüzyılın Başlarında Yerleştikleri Azerbaycan Topraklarının Büyük Kısmını İşgal Etmekti. Bu Büyük İdeoloji Taşnak Partisinden Bolşevik Partisine Kadar Tüm Ermeni Parti Ve Organizasyonların Ana Sloganıydı.

Bilindiği gibi 2 Kasım 1917 tarihin­de Bakü ve çevresinde Sovyet hakimiyeti yönetime gelmişti. Bakü yönetiminde kendisini Bolşevik addeden – Şaumyan, Mikoyan, Amiryan, Kamo vs. Ermeniler başı çekiyor­du. Onlar yönetimdeyken bulundukları mevkilerini Müslüman halka baskı yap­ma aracı olarak kullandılar. S. Şaumyan ve arkadaşlarının Azerbaycan karşıtı siyaseti 1918 yılının başlarında doruk noktasına ulaştı: Ermeniler Mart ayın­dan Temmuz ayına kadar Sovyet haki­miyeti adına hareket ederek, tüm Bakü vilayetinde Müslüman katliamı yaptılar.

Dişine kadar silahlanmış Ermeni gruplar ilk darbelerini Bakü’ye vurdular. Olağanüstü Hal Komisyonu üyesi, tec­rübeli hukukçu A. Y. Kluga’nın binlerce tanık ve yıkımlara dayanarak hazırladığı “Bakü’deki Müslüman halk üzerinde yapılan zorbalık ve şiddet” raporunda da belirtildiğine göre, 1918 yılının sade­ce Mart sonu ve Nisan ayının başında silahlı Ermeni gruplar tarafından suçsuz yere 11. 000 Azerbaycan halkı öldürül­müş ki bu oranın büyük çoğunluğu yoksul halktan oluşmaktaydı. Bu ger­çeğin içyüzünü S. Şaumyan’ın kendisi de 13 Nisan 1918 tarihli halk komiser­leri şurasında yaptığı konuşmada şöyle itiraf etmektedir: “…30, 31 Mart ve 1 Nisan arasındaki 3 gün içinde Bakü’de çetin bir çatışma yaşandı. Bu çatışmanın sonucu hepimizin malu­mudur. Düşmanın tamamı bozguna uğratıldı. Ayrıca bu çatışma içinde bizim emrimizde olan 3-4 bin Daşnakçı Ermeniler de vardı. Bunların olaylara karışması sonucunda ça­tışma sivil ihtilaldan daha çok milli çatışmaya dönüştü ancak bundan kaçınmak mümkün değildi. Biz bunu bilerek hareket ettik. Müslüman al­çaklar fazlasıyla zarar gördü”

A.Y. Kluga’nın raporunda Müslüman katliamının son derece vahşetle yapıldı­ğı ve bundan en fazla ihtiyarlar, kadınlar ve çocukların mağdur olduğu gösteril­mektedir. Geydar Kuliyev’in anlattık­larına göre; A. Y. Kluga Müslüman mahallelerini dolaşırken bazı bölge­lerde vahim derecede bedenleri par­çalanmış cesetler görmüş. Örneğin, kendi yeğeni Başir Cafarov’un başı koparılmış, kolu ayrılmış ve bedeni üç yerinden delinmiş olan cesedini bulmuş… Diğer bir yerde ise boğa­zı kesilmiş genç bir Müslüman ka­dın yatıyordu, bu kadının cesedinin üstünde ise bıçakla öldürülmüş bir bebek cesedi yatıyordu ve bebeğin bıçakla kesilmiş ağzı kadının meme emziğindeydi.

Bulunan bazı kadın cesetlerinin rahmi, burnu, kulağı ve göğüs me­mesi kesilmiş halde yatıyordu. Bir yerde ise soba üzerinde yanarak öl­müş bebeğin cesedi vardı. Zorluk çekerek öldüğü belliydi. Diğer bir yerde ise karnından ahşap çubuk geçirilmiş bir çocuk cesedi yere yapı­şık halde yatıyordu.”

Ermeni katiller Azerbaycan halkı­nı hunharca katliam etmekle kalma­mış, kentteki Müslümanlara ait en iyi binaları yakmış ve yerle bir etmişti. A. Y. Kluga’nın raporunda da gösterildiği gibi olaylar esnasında “İsmailiye” bina­sı, 5000 Kuran nüshasının bulunduğu “Kaspiy” gazetesinin binası, “İslamiye” “Dagestan” “İskenderiye” otelleri ve di­ğerleri ateşe verilmişti. Ermeni askerler öldürdükleri Azerilerin mülk ve eşya­larını çaldılar, talan ettiler ve ellerine geçen ne varsa hepsini imha ettiler. Bu durum da A. Y. Kluga’nın raporunda yer almaktadır: “Müslüman evlerine zorla giren Ermeniler evlerdeki kıymetli eşyaları aldılar, geri kalan malları ise kırdılar veya bir kısmını ateşe verdi­ler. Kentin aşağı tarafından ise Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in evi hariç yağmalanmayan hiçbir Müslüman evi kalmadı. Olayların sonucunda Bakü’deki Müslümanların zararı eski fiyatlarla en az 400.000.000 ruble­dir”.

A.Y. Kluga 1918 yılının başlangıcında meydana gelen bu olayla ilgili tanık­lar ve delil niteliğindeki diğer belgeler esasında çıkardığı sonuca göre, olaylar aniden meydana gelmedi tersine daha önceden iyi bir hazırlık yapıldı. Bu olay­larda başroldeki politik organizasyonlar ve Ermeni silahlı grupların yanında, aktif olarak şehirde yaşayan Ermeni kökenli birçok kişi de katıldı.

“A. Y. Kluga, diyor ki – Mart olay­ları, daha 1917 yılında Daşnakçılar ve Ermeni milli şurası tarafından planlandı. Bu gruplar daha önce birkaç kez Müslüman halkı silah­lı isyana teşvik etmiş bu vesileyle önce Bakü’deki sonra çevre illerdeki Azerbaycan halkını imha etmek, on­ların tüm mülkünü ele geçirmek ve böylece bölgedeki tüm yönetimin Ermenilerin eline geçmesini sağla­mak istiyorlardı. 17 (30) Mart 1918 tarihindeki olaylarda Müslümanla­rın öldürülmesi ve mülklerinin imha edilmesine bakılırsa, tüm şehirdeki olaylar Bakü’deki yerli Ermeniler ve Ermeni silahlı organizasyonları tara­fından önceden belirlenmiş sistem ve plana göre yapıldığı belli oluyor”

Belirtmemiz gerekir ki, Azerbaycan halkının topluca katliamı ve onların mülklerinin talan edilmesi mart olay­larından sonra 1918 yılının Eylül ayına kadar devam etti. Örneğin Bakü’de ya­şayan Sadıkbek Mamed Rızabekoğlu 1918 yılının Ağustos ayının sonunda Bakü’den Pirşaga köyündeki ailesine doğru yola çıkar. Mamedli köyüne gel­diğinde onunla birlikte 20 Azeriyi 17 kişilik silahlı Ermeni askerleri tutuklarlar ve Zabrat köyüne esir olarak götürürler. Burada tutuklu esirlerin hepsini halat­la bir birine bağlar ve kurşuna dizerler, esirler yere düşmesine rağmen bıçak ve hançer batırmaya devam ederler.

Ermeni milliyetçilerin bir sonraki katliamı Bakü vilayetine bağlı Şamahinskiy ve Gubnskiy kasabalarında yapıldı. 1918 yılının Mart ayının sonla­rında S. Şaumyan tarafından yönetilen ve güya Şamahinskiy kasabasında Sov­yet hakimiyetini kurmak için faaliyet gösteren silahlı Ermeni çeteleri, yerli Ermenilerle işbirliği yaparak tüm kasa­bayı ateşe vererek cinsiyetine, yaşına ve politik görüşüne bakmaksızın on bin­lerce suçsuz Müslümanı öldürdüler. 31 Mart 1918 tarihinde Şamaha kentinin merkezi yerle bir edildi. Kent sakinleri sabahın erken saatlerinde silah sesleriy­le uyandılar. Aslında geceleyin Ermeni çeteleri Ermeni köyü olan Matrası ta­rafından kente doğru hücum etmiş ve kenti her yönden abluka altına almıştı. G. Korganov, T. Amirov, S. Lalayev ve diğerlerinin yönettiği hücum grubu kentin Müslüman (aşağı) kısmına ulaş­tılar ve evleri ateşe vermeye başladılar, önüne gelen erkek, kadın ve çocuk her­kesi öldürdüler. Azerbaycan hükümeti bünyesindeki olağanüstü durum komi­tesi üyesi A. Novatskiy, Şamahi kentinin yerle bir edilmesi ve Müslüman halkına katliam yapılması ile ilgili raporunda şöyle yazmaktadır: “Onlar ilerlediği her adım sonrasında evler yakılıyor, talan ediliyor ve suçsuz insanlar öl­dürülüyordu. Yangın tüm kenti öyle sardı ki ertesi sabahında şehrin sa­dece harabesi kalmıştı.

İnsanları evlerinde, sokakta öl­dürüyorlardı. Bir de insanları zor­layarak ve vahşice öldürüyorlardı. Halka ait kıymetli eşyalar çalındı. Sokaklarda memesi kesilmiş, karnı açılmış ve aşağılanırcasına öldürül­müş kadın cesetleri yatıyordu. Ayrı­ca sokaklarda çocukların kazıklan­mış cesetlerine de rastlanıyordu.”

Ermenilerin Müslümanlara karşı Şamahi’de yaptığı kanlı vahşet ancak kente Azerbaycan askerinin gelme­siyle durduruldu. Ermeniler harabeye dönmüş kentten zayiatsız kaçabildiler ve Kozliçay köyüne çekildiler (Hilmil­li). Çok geçmeden Azerbaycan ordusu kenti terk etmek zorunda kalınca Erme­niler yeniden gelmeye başladı. Kenti yerle bir etme, halkı vahşice katletme yeniden baş gösterdi. Olağanüstü Hal Araştırma Komisyonu Başkanı Alekper Bek Hasmamedov Bakü’deki Sovyet ordusu kumandanına yazdığı 9 Aralık 1918 tarihli mektubunda: “. S. Lalayev’in talimatıyla askerleri genç Müslüman kadınları tutuklamış ve onları Şemaha’daki evine götür­müşler. Askerler evde kadınları soy­muşlar, zorla bağlamışlar, sonra da tecavüz etmişler. Olay sırasında bir kadını orada öldürmüşler, diğer bir kadını da yüksek balkondan sokağa doğru atmışlar ve sokakta parçala­mışlar.” demişti.

Ermenilerin Şamaha’da yaptığı sal­dırılarda önde gelen birçok yerli halk lideri öldürüldü. Öldürülenler arasında belediye başkanı Teymurbek Hudaverdiyev, İlk Devlet meclisi üyesi Mamed Tagi Aliyev, Hacı Baba Abbasov, Aşraf Haciyev, Hacı Cafar Kuli Ahund gibiler canavarca öldürülmüşlerdi. Bu konuda Şamaha kentindeki olayların tanığı olan Nasrullah Hacı Sultanoğlu 29 Eylül 1919 tarihli göstermelerinde: “Ben meşhur ve saygın Molla Cafer Kuli Ahund’un ve dört yüze yakın kadın ve çocuk­ların öldürülmesine şahit oldum. Camide Molla Ahund ve dört yüze yakın kadın ve çocuk saklanmıştı. Ermeniler camiye girdiler ve hepsini katlettiler. Molla Ahund’u öldürme­den önce: onun dişlerini söktüler, sakalını yoldular, dilini, kulağını ve burnunu kestiler.”

S. Lalayev (Lalayan) – Gülbandyan, Arzumanyan, Doliyan, Petrosyan, Kara­petyan gibi yerli elebaşılar ile hareket ederken, Şamaha’da içinde kadınların, çocukların ve ihtiyarların saklandığı 13 caminin ablukaya almasını emretti. Ermeniler bu camileri ateşe verdi ve içeriden kaçmak isteyenleri de acımasızca öldürdüler. Sonuçta camilerin içindeki­ler yanarak can verdi.

Ermenilerin Şamaha’ya yaptıkları birinci ve ikinci saldırı sonucunda bir­kaç bin insan öldü. Kentin Müslüman tarafı tamamen harabeye döndü. Vah­şice öldürmeler ve zorbalıklar Şamaha kasabasının diğer yerlerinde de de­vam etti.

1918 yılının Nisan ayında Ermeni çeteleri Navagi köyüne saldırdılar. Köye giren Ermeniler suçsuz halkı gaddarca ve aşağılayarak öldürüyor, kaçanları kurşuna diziyor, eline geçirdiklerine bı­çak ve hançer saplıyor, çocukları demir çubuklara saplayıp kaldırıyor, kadınlara tecavüz ediyor ve memelerini kesiyor­lardı. Saldırı sonucunda 555 erkek, 260 kadın ve 140 çocuk öldürüldü.

Katliam ve toplu kıyım karşı kasaba Agsu’da da devam etti, orada 200 erkek, 300 kadın ve çocuk öldürüldü. Tyagyali köyünde 360 erkek, 150 kadın ve 140 çocuk, Bagirli köyünde ise 80 erkek, 150 kadın ve 140 çocuk öldürüldü. Şamaha bölgesindeki Müslüman katliamı 1918 yılının Temmuz ayına kadar devam etti.

Aynı trajedi Gubinskiy bölgesinde de yaşandı. Bakü ve Şamaha bölge­sindeki “Zafer”den havalanan Ermeni katiller burada da en az öteki taraf ka­dar acımasız ve küstahça işlerini yaptı­lar. Sadece Ermenilerden oluşan grup Daşnak başkanı Amazasp tarafından yönetiliyor, çete üyelerini ise bizzat askeri komiser Korganov seçmişti. Ermeniler Mayıs ayında girdikleri Gubinskiy bölgesine giderlerken yoldaki köylerde yine aynı gaddarlığı yaptılar ve Gubinskiy kentini hiçbir savunma olmadan ele geçirdiler. Buna rağmen Ermeniler yerli halkı acımasızca kur­şuna dizdiler. Kadın ve çocukların ce­setleri sokakları doldurmuş, cesetlerin çoğunun başı kesilmişti. O bölgede 14 üyeden oluşan Kerbalai Maşadi Tagi ai­lesinin tümü yok edildi. Gubinskiy böl­gesinde olup bitenleri araştıran A. Novatskiy aşağıdaki delilleri sunmaktadır: “…askerler saygın yaşlı ihtiyarlara Müslüman kadın getirmelerini em­rediyordu. Bu emri yerine getir­meyen Alipaşa Kerbalai Magerramoğlu ve oğlu öldürüldü. Özellikle oğlunu babasının gözünün önünde önce gözlerini oyarak, yüzü ve kar­nını yüzerek öldürdüler. Sonuçta erkek, kadın ve çocuk olmak üzere toplam iki bin insan öldürüldü. Ermeniler yüzden fazla kadın ve kıza tecavüz ettiler.”

Amazasp yönetimindeki hücum grubu yerli Ermenilerin yardımıyla Gubinskiy bölgesinde 122 Müslüman köyünü, ayrıca Deveçi, Siyazan, Hudat, Nabur, Gusar, Nügedi, Çahmahli, Çarhane, Sarvan, Karaçaylı köylerini yerle bir ettiler. Buralarda Daşnaklar inanılmaz derecede acımasızca saldırdılar.

Biz şovenist Ermenilerin Şamaha ve Gubinskaya bölgesinde yaşayan müs­lüman halkın politik ve diğer konumla­rına bakılmaksızın kökünü kazmak için gerçekleştirdikleri katliamdan sadece birkaç delil getirdik. Bakü vilayetinde yapılan katliam, totaliter Ermeni te­rörünün Osmanlı İmparatorluğunda, Azerbaycan’ın güney ve kuzeyinde, Karabağ’da, Nahçıvan’da, Zengezür’de, Erivan’da, Borçalı ve diğer yerlerde yapı­lan katliam silsilesinin kanlı bir zinciridir. Ermeni milliyetçilerinin Azerbaycan’a karşı insanlık dışı politikaları günümüz­de de devam etmektedir. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yaptığı askeri harekat sonucu ülkemizin yüzde 20% toprağı işgal edilmiş, 20 binden fazla Azeri öl­dürülmüş, 1 milyon kadar insan da ana­yurtlarından kovularak çeşitli bölgelere dağılmış durumdadır. Katliam devam ediyor.

Dr. Aslan HALİLOV

Tarih Bilimci


Kaynak: İRS Dergisi – http://www.irs-az.com

♦  Azerbaycan Cumhuriyeti siyasi parti ve toplumsal hareketleri mer­kezi devlet arşivi.
♦  Şaumyan. 13 Nisan 1918 ta­rihli Halk Komiserleri Şurası’na Sunumu. – Seçilmiş Eserler. cilt 2, sayfa 246.
♦  Azerbaycan Cumhuriyeti siyasi parti ve toplumsal hareketleri mer­kezi devlet arşivi. Fon 277, arşiv dosya 1, korunma yeri 27, sayfa 18.
♦  Azerbaycan Cumhuriyeti siyasi parti ve toplumsal hareketleri mer­kezi devlet arşivi. Fon 277, arşiv dosya 1, korunma yeri 27, sayfa 20.
♦  Azerbaycan Cumhuriyeti siyasi parti ve toplumsal hareketleri mer­kezi devlet arşivi. Fon 277, arşiv dosya 1, korunma yeri 27, sayfa 18.
♦  Azerbaycan Milli Arşivi, Fon 1061, dosya 1, numarası 106, sayfa 6.
♦  Azerbaycan Milli Arşivi, Fon 1061, dosya 1, numarası 99, sayfa 6.
♦  Azerbaycan Milli Arşivi, Fon 1061, dosya 1, numarası 106, sayfa 18.
♦  Azerbaycan Milli Arşivi, Fon 1061, dosya 1, numarası 110, sayfa 18.
♦  Azerbaycan Milli Arşivi, Fon 1061, dosya 1, numarası 95, sayfa 5-6.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.