Lonca Teşkilatı
Gelişmişliğin önemli olgularından olan sağlık, eğitim, kültür, ekonomi terimleri hayatımızın ayrılmaz dörtlüsü. Bu ayrılmaz dörtlünün devasa yapılarından kaynaklanan sorunlarını çözebilmek, insanların yaşam seviyesini doğanın dengesini bozmadan yükseltebilmek adına STK (Sivil Toplum Kuruluş) örgütleri özveriyle çalışma arzusu içindeler.
Hayırseverlerin bir araya gelerek kurdukları belli hizmetlerin yerine getirileceği, ihtiyaç sahiplerinin de bu hizmetlerden yaralanabileceği vakıflar ve dernekler toplumsal hayatın gelişmesi hususunda gerekli desteği devlet kurumlarından alamadı. Gönüllülüğü esas alan insana, hayvana, doğaya yardımda nitelikli ve nicelikli ulvi kurumlar olgusunu bünyesinde barındıran bu örgütlerin bazıları tabela özelliği taşırken bazıları hedeflerini daha da büyütmenin peşindeler.
Bu kadar emek ve çalışmaların karşılığında STK departmanları Osmanlı dönemindeki Lonca Teşkilatı projelendirmelerinin hala yanına bile yanaşamadı. 19. asra kadar Türk şehirlerindeki ve köylerindeki hayat şartları, asayiş ve huzur yönünden de Avrupalı devletlerden üstün oluşumuz 16. asırda Avrupa’nın en büyük şehri olan İstanbul da halk arasında büyük bir sevgi, saygı, hakkaniyet yaşanması Lonca Teşkilatı projeleri sayesindedir. Bu dönemlerde esnaf arasındaki bağın kaideler, adetler, geleneklerle var olması, kanunları zora sokmadan ilerlemesi sosyal hayatın ve sosyal yardımlaşmanın neticesidir.
Türk esnaf ve tüccarının ahlakı birbirlerine olan bağlılıkları o devirdeki gezginlerin seyahatnamelerinde de yer almıştır. Mesleki ve teknik alanda her iş kolunun bir Lonca Teşkilatı olması ve Loncaya üye olmadan esnaflık bile yapılamaz oluşu bu kurumun tüm asaleti ile uzun yıllar ayakta kalmasını sağlamıştır. Devletten önce esnafın Lonca Teşkilatı tarafından desteklenip; Lonca Teşkilatının izni olmadan çıraklıktan kalfalığa geçilememesi ise kuralların nizamıyla işlemesindendir. Esnafların gelir düzeylerinin kötüleşmesi durumunda ise zararın Lonca yöneticileri tarafından karşılandığını, esnafa dil, din ayırımı yapılmadan STK birlikteliğinin samimiyetini görmekteyiz.
Teknolojide ve ekonomide bu zamana kadar geçen süre içinde inanılamayacak kadar yol alınmasına rağmen o günkü sosyal hayata benzer sadakatin olmadığı ortadadır. Bu sebeple sosyal yardımın gelişmesi toplumun tek yürek olması anlamında ilkokuldan başlayarak toplumsal yaşamın önemini gündeme taşımak amacıyla sosyal paylaşımın genişletilmesi gerekmektedir. Okul aile birlikleriyle sağlanmaya çalışılan yardımlaşma projelendirmeleri içine ilkokuldan başlayarak öğrencilerinde görev almaları sağlanmalıdır. Öğrenci için yönetilen, eğitilen sıfatının yanında temsil eden yetkisi de böylelikle verilmeli; STK üyesi olabilmesi için çocuklara ve gençlere görevlendirmeler yapılarak vakıf ve derneklerde sanat, kültür, zanaat dallarında aktif olmalarının yolu da açılmalıdır. Öğrenciler STK üyesi olabilme yolunda birbirleriyle rekabet eder konuma getirilmelidir. Halkın sorunları çözülmediği sürece sosyal örgütlenmeyle ekonomik ve sosyal hayatın dinamizm kazanması sağlanmalıdır.
STK varlığının geçmişten günümüze varoluşunun altının çizilebilmesi adına Lonca Teşkilatı örneklendirmesinde olduğu gibi devlet yöneticileri tarafından monografi çalışmaları yerinde bir karar olacaktır.
10.Ocak.2011 – Sabahat UZUN