Kazakistan Cumhuriyeti
Kazak atasözünde denildiği gibi, “yürüyen insan yolun hakkından gelir”. Zaman gibi tarihin objektif kanunları, zaman gibi, yaşananların ve olayların en iyi şahitleridir. Kazakistan’ın son yılları çok sayıda zorluk ve karşılıklarla anılmaktadır. Eski geleneklerin ve basma kalıp hükümlerin kırılması gerçekleşmiştir diyemeyiz. “Babalığa” alışmış toplumsal düşünce halen kaynağının “yukarıdan” geldiği sayılan, sosyal-ekonomik ve siyasi değişiklikleri zor kabul etmektedir.
Totalitarizm okulu ve yönetimsel-emir sistemi toplumda, “sosyal taklitçilik” adlandırılan, bir özellik doğurdu. Düşünülenlerde, söylenenlerde, yapılanlarda bir ortak hareket oluşturulamamaktadır. Dolayısıyla biriyle düşünülmekte, başkasına söylenmekte, üçüncüsüyle de hareket edilmektedir. Bu hastalığın kökü, tüm eski “Sovyet adamlarının” bir “sosyalizm kışlası” kalıbından çıkması ve onun baş postulatının “kim bizimle değilse, o bize karşıdır”, sloganı olmasında yatmaktadır. Bu prensip birkaç nesilce, içine koruma içgüdü belirtisi olarak derin şekilde kabul edilmişti.
Bu arada Kazakistan kendisine kapandı, kendisiyle daha çok ilgilendi ve çevresindeki tüm sorunlarıyla birlikte kendisini yutabilecek başka bir dünyanın var olduğunu unuttu.
Düşünmeyen insanın bir insan olma mutluluğundan mahrum kaldığı gibi vatanının ve halkının geleceğini düşünmeyen devlet ve hükûmet de, devlet olma niteliğini yitirir. Bundan dolayı Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın 10 Ekim 1997’de, “Kazakistan 2030, Gelişme Güvenlik ve Tüm Kazakistan’ın Refahının Düzeltilmesi”, adındaki halka hitap eden mesajı tamamıyla haklı çıkmaktadır. Mevcut mesaj, Cumhurbaşkanı’nın, anayasal görevi çerçevesinde verilmekteydi. Anayasa gereğince, cumhurbaşkanı ülkenin iç ve dış siyasetinin esas yönlerini, Kazakistan halkına her sene açıklamak zorundadır. N. A. Nazarbayev, Mesajında, birtakım stratejik teklif ve fikirleri ele almıştır. Bunların uygulanması insanlık tarihinin yeni yüzyılında, Kazakistan’ın yerini belirleyecektir. “Neslimizin birçoğu, bu sistemin uygulandığını göremeyecektir. Bizim çocuklarımız bu stratejilerin doğruluğunu değerlendireceklerdir. Dünya kamuoyu da, bizim kararlılığımızı ve amaçlılığımızı değerlendirerek, her günkü faaliyetlerimizi takip ederek analiz edecektir”.
N. A. Nazarbayev tarafından teklif edilen “Kazakistan 2030” stratejisi, Kazakistan halkına kısa zaman içerisinde gelişmiş bir endüstriyel devlet olan Kazakistan’ın yaşamakta olduğu tarihin aslını açıklamaktaydı, ayrıca, Asya kaplanlarının fenomenini açıklamaktaydı. Devlet Başkanı, Kazakistan’a Orta Asya “parsının” gelişme imkanlarını teklif etmektedir. Orta Asya parsının, ayrıcalıklı çizgisi ise, seçkinlik, bağımsızlık, zeka, mertlik, asillik ve cesarettir. Aynı zamanda, Kazak parsı gelişmenin önceliğini ihtiva eden Batı zarifliğine, Doğu bilginliğine ve dayanıklılığına sahip olacaktı. Çok arzulanan ve zor elde edilen durumun başarı şartları da, uzun vadeli öncelik amaçları ve uygulama stratejileri olmaktadır. “Kazakistan 2030” stratejisi yedi uzun vadeli öncelik hedefi içermektedir: 1) Milli güvenlik. 2) İç siyasî istikrar ve toplumsal yapıyı pekiştirmek. 3) Yabancı yatırımın yüksek seviyesiyle gelişmiş pazar ekonomisinde temelleşen, ekonomik büyüme. 4) Kazakistan halkının sağlığı, eğitimi ve refahı. 5) Enerji kaynakları. 6) Ulaşım ve iletişim alanlarında alt yapı. 7) Sadece bazı temel görevlerini yerine getiren profesyonel devlet kurmak.
Reformun ana noktası, toplumun her bir bireyinin katılımı olmaktadır. Buna ilaveten, değişen dünyada herkesin yerini belirtmek de önemlidir. John Kennedy’nin Amerikan halkına hitap eden çağrısında: “Ülkenin sizin için ne yapabileceğin değil, sizin ülke için ne yapabileceğinizi sorun” şeklindeki konuşması boşuna veya tesadüfen söylenmiş olmasa gerektir.
Kazakistan Bilimler Akademisi Tarih ve Etnografya Bölüm Başkanı / Kazakistan
Kazakistan Bilimler Akademisi Tarih ve Etnografya Bölümü /Kazakistan