Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Kan Uykusundan Uyan Artık !…

0 17.111

“Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen; Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve İstikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün; İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitlerden daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidar sahipleri gaflet ve delalet hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhid edebilirler. Millet fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk İstikbalinin Evladı!

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

 

 

 

TÜRK’ÜN SON BAŞBUĞU ATATÜRK işte bu sözlerle hitap etmiştir Türk Gençliği’ne… Başbuğ’umuz sanki bugünleri görmüş gibi bizleri önceden uyararak vazifemizi bildirmiştir.

O’nun da dediği gibi bizi “En Büyük Hazinemiz”den mahrum etmek isteyen iç ve dış düşmanlara karşı mücadele zamanımız gelmiştir. Gözümüzün bebeği vatanımız dört bir yandan kuşatılmış, milli gururumuz rencide edilmiş; milletimiz ciğeri beş para etmeyen conilere muhtaç duruma düşürülmüş; devletimiz, içimizdeki hainler yüzünden sömürgeleştirilmiş ve bağımsızlığımız elimizden alınmıştır.

Beyinleri çoktan yabancılaşmış, ruhlarını ve kimliklerini dış düşmanlara satmış zihniyetler yüzünden bugün kendi vatanımızda, kendi kimliğimize hasret kalmışız. Dedelerimizin, ninelerimizin kanlarıyla sulanan bu topraklar üzerinde iğrenç tezgahlar kurulmuş ve gençlerimiz ideolojiler uğruna şer odaklarının hain planlarına alet edilmiştir.

Ey Türk evladı, gün artık bugündür! Üzerine serpilen ölü toprağını atmanın, yemliha uykusundan uyanmanın zamanı gelmiştir. Artık 10 Kasım Başbuğ Atatürk’ü gözyaşlarıyla anmanın değil, O’nun emanetine göz dikenlerin gözlerini oyma günüdür. Ancak bu şekilde Ata’nı anabilir, O’nun ruhunu şad edersin. Ağlayarak sızlayarak emanete sahip çıkılmaz.

Asırların kini bilenmeli, lavlı bir volkan gibi püskürmelidir… “Türk” kimliğini ve “Türk Yurdu”nu canın pahasına korumak senin en kutsal görevindir. Vatanının üzerinde oynanan oyunlara karşı koy! Hainlerin amaçlarına ulaşmalarına izin verme! Yurduna uzanan kirli elleri kırmak, onları bu ülkeden kovmak senin en birinci vazifendir. Sen; bu ülkeyi sadece yüreğindeki Vatan ve Hürriyet aşkıyla yoktan var edenlerin torunusun. Kudretin damarındaki asil kanda mevcuttur!…

“EY TÜRK GENÇLİĞİ! EMANETİNE SAHİP ÇIK!”

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.