Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

İskitler

3 17.603

Kavimlerin tarih sahnesine çıkışlarında, başka kavimlerle karışıp, kaynaşmalarında ve bazen büyük bir, güç olarak ortaya çıkmalarında göçlerin büyük etkisi olmuştur. Göçler tarih öncesi ve tarihi devirlerde belirli fasılalarla gerçekleşmiştir. Bu göçlerin büyük bir kısmı Asya içlerinden yapılmıştır. Asya’nın bu iç kısmı Türk ırkının anavatanı olarak bilinmektedir. Burası, doğuda Kadırgan Dağlarından, batıda Ural Dağları ile Hazar Denizi’ne kadar, kuzeyde Sibirya’dan, güneyde Çin, Tibet ve Iran ülkelerine kadar uzanan oldukça geniş bir sahadır. Bu sahanın günümüzde coğrafyacılarca kabul edilen adı Orta Asya’dır.

Buradan binlerce yıl dalgalar halinde devam eden göçler başlıca iki yoldan olmuştur. Bunlardan biri kuzey yoludur. Bu yol Ural dağları ile Hazar denizi arasından ve Karadeniz’in kuzeyinden geçmektedir. Güney yolundan Kafkaslar’ı geçmek suretiyle kuzey yoluna ulaşan kafileler de olmuştur.

Güney yolundan Ön Asya’ya aralıklı olarak yapılan göçler tarih öncesi devirlerde başlamıştır. Buraya ilk göç edenlerin Sümerler olduğu kabul edilmektedir. Sümerlerin Turanî bir kavim olması, bunların menşeini Orta Asya’ya götürmektedir. Kutların dillerinden günümüze ulaşan bazı kalıntılar dikkate alınarak, onların Türklerle akraba, dolayısıyla Orta Asya kökenli bir kavim olduğu anlaşılmaktadır.

Kuzeydoğu step bölgesi yüksek Pamir, Tiyen-Şan, Altay dağ kolları ve Batı Türkistan üzerinden batıya ve aşağı Tuna bölgesine kadar bütün Güney Rusya’ya yayılmaktadır. Batıda Silezya’ya kadar uzanan bu bölgenin Doğu Türkistan ve Gobi bölgesiyle olan bağlantısı doğudaki çok sayıda geçitle kurulabilmektedir. Bu bölgenin doğusunda geniş çöller vardır. Öte yandan batıda, doğunun aksine oldukça verimli topraklar bulunmaktadır. Daha eski zamanlarda bu bölgenin kuzeye doğru bataklıklar ve sık ormanlarla kaplı olduğu bilinmektedir. Güneye doğru uzanan geniş sahalar Hazar Denizi ve Karadeniz, geri kalan kısımlar ise İran’daki dağlık arazinin yükselen dağ dalgaları ve Kafkas silsilesiyle sınırlanmıştır. Batı Türkistan step bölgesi ile İran’daki dağlık arazi arasında nispeten sıkı bir bağlantı bulunmaktadır.

Yukarıda kapladığı sahayı belirtmeye çalıştığımız step bölgesinin batı tarafında, Karadeniz’in kuzeyinde Hazar Denizi ve Tuna nehri arasındaki coğrafya M.Ö. 2. binin başları ve M.Ö. 8. yüzyıllar arasında Orta Asya kökenli bir kavim olan ve daha sonraki yıllarda adlarından Kimmerler olarak bahsedilen bir kavim tarafından iskan edilmiştir.

Bugünkü Moğolistan ve Türkistan’da yaklaşık olarak M.Ö. 800 yıllarında meydana gelen ve oldukça uzun süren bir kuraklık Orta Asya ve Güney Rusya bozkırlarında kayda değer bir nüfus baskısına sebep olmuştur. Otlakların kuraklıktan büyük ölçüde zarar görmeleri doğu bozkırlarındaki göçebelerin Çin’in kuzeybatı sınırlarına kaymalarına sebep olmuştur.

Çin kaynaklarından öğrendiğimize göre, M.Ö. 8. yüzyılın başlarında Hiung-nular Çinlilerle ve Choular’la savaşmışlardır. Buna sebep olarak Chouların, her yerde garnizonlar kurmaları ve Hiung-nuların otlaklarının küçülmesi gösterilebilmektedir. İmparator Suan (M.Ö. 827-782) onlara karşı askeri bir harekette bulunmuştur. Bunun sonucunda Hiung-nular Çin sınırlarının batısına kadar çekilmişler ve batıda bulunan komşularını yerlerinden oynatmışlardır. Diğer kabilelerin de batıda bulunan kabilelere hücum etmeleri çok geçmeden bozkırda müthiş bir göç hareketinin başlamasına zemin hazırlamıştır. Her kabile, yeni otlaklar elde edebilmek gayesiyle batıdaki komşularına saldırmak zorunda kalmıştır.

İskitler yukarıda da belirttiğimiz üzere doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda, tarih sahnesine çıkmışlardır. Bunların M.Ö. 8. yüzyılda Kimmelilerin ülkesine yayıldıkları kabul edilmektedir. Antik yazar Herodotos da göçebe İskitlerin Asya’da yaşadıklarını ve Massagetlerle yaptıkları savaşta yenildiklerinden dolayı batıya doğru ilerleyerek, Kimmerlerin yaşadıkları coğrafyaya yayıldıklarını bildirmektedir.

Prof. Dr. Abdülhaluk M. ÇAY

Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü / Türkiye

Doç. Dr. İlhami DURMUŞ

Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

3 Yorumlar
  1. kayaalp buyukataman diyor

    pek basit ve fazla arastirma gerektirmiyen bir yazi olarak budum bunu .. icindekiler ise kisa kisa paragraflar .. herhangi bir kaynakda mevcut seyler .. iskitlerin dunya tarihindeki onemini hic bahsetmemissiniz .. iskitlerin romalilarla savasi ve romalilarin emrinde Ingiltereye asker olarak sevk edildiklerini ,, ve ingiliz impoaratorlugunun dogusundaki etkilerini bahis bile etmiyorsunuz.. bira dis kutuphanelerde olan bilgileri arastirin.. ingiliz arsivlerine girin iskoc arsivlerine girin irlanda arsivlerine girin .. yani ter dokun yanaci dil ogrenin sayet bilmiyorsaniz .. oyle bir eser ortaya cikarinki tarihe isik tutsun .. basarilar

    1. Altayli diyor

      Sayın Büyükataman,
      Şu yazdığınız yorumu siz beğenerek mi paylaştınız çok merak ediyorum. Türkçe’yi resmen katletmişsiniz. Örnek olsun diye onaylanmıştır.
      Eleştirilerinize yanıt vermeyeceğim bu Abdüulhaluk M. ÇAY ve İlhami DURMUŞ hocalarıma saygısızlık olur…
      Saygılarımla…

  2. Serap diyor

    Sayin Altayli cok haklisiniz. Okumus cahil okumamis cahilden daha tehlikelidir derler. Az bilip cok bilirim gorunenlerde keza ayni. Hic dikkate bile alinmayacak bir yorum. Kendini bir seyler biliyorum gosterme cabasindan baska bir sey degil. Sayin Hocalarimiz konunun uzmani. Bu yorumu yazan kisinin tek bir akademik calismasi var mi? Yok. Bir tek kitap yazmis mi bu alanda? Yok..ama konusmaya gelince….bosgecin, degmez!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.