Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

İngiliz Kültüründe Osmanlı Etkileri

0 7.103

Osmanlı-İngiliz ilişklerinin devlet düzeyinde başlangıcı 1580li yılların başında olup 1914 yıllarına kadar sürmüştür. Bu süreç içinde İngiliz sosyal yaşamındaki Türk imgesi ve bunun değişik şekillerde yorumlanması sonucu meydana gelen Osmanlı etkileri, İngiliz kültür yaşamı içinde önemli bir yer tutmuştur. Bu kitap kapsamında sosyal içerikli bölümde yayınlanan “İngiltere’de Türk İmgesi” başlıklı makalede Ortaçağlardan itibaren İngilizlerin Türkler hakkındaki bilgileri ve bakış açıları yansıtılmaya çalışılmış ve İngiliz-Osmanlı ilişkilerinin başlamasına ait bilgi verilmiştir. Bu makalede ise Osmanlı- İngiliz ilişkileri sürecinde özellikle İngiliz kültürünün sanat, edebiyat, mimari ve sosyal yaşamı kapsamında Osmanlı kültüründen aldığı etkiler ele alınacaktır.

Osmanlı Kültürünün İngilizlere Tanıtılması: Diplomatik ve Ticari İlişkiler

Kültürlerin oluşumunda yerel özellikler yanında dış etkenlerin önemi büyüktür. Kültürler arası iletişimin tüm toplumlarda ne denli önemli olduğu günümüzde artık kabul edilmiş bir olgudur. Avrupa kültürünün gelişiminde 7. yüzyılda başlayan İslam akınları ve bunu izleyen Haçlı Seferleri süreçlerinde, bilim ve Gotik sanatın gelişmesinde Yakın Doğu kültürünün etkisi olduğu bir çok araştırmacı tarafından ortaya konmuştur. Bunu izleyen Rönesans Dönemi’nde de eski klasik kültürün yeniden canlanması ve eski Yunan ve Roma kentlerinin yeniden önem kazanması ile eski Roma eyaletlerine ilgi artmış ve Avrupa kültürünün yeniden oluşumunda yeni arayışlara girmesinde büyük bir rol oynamıştır. Eski klasik eserleri yeniden inceleme, onlardan ilham alma gayesi ile yeniden şekillenen araştırmacı ruhu ve turizm olgusu, bunların da ötesinde doğunun efsanevi zenginliklerinden pay alma amacı, ticaretin geliştirilmesi isteği ile de birleşince ortaya yeni arayışlar çıkmış, yeni karşılaşılan kültürlerden kendilerince uygun olanları bir süzgeçten geçirip yeni bir Avrupa kültürünün oluşumu gerçekleşmiştir. Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda ve Avusturya gibi Avrupa ülkeleri arasında İngiltere de, özellikle Amerika kıtasının keşfinden sonra, denizcilik alanındaki başarılarını Hindistan Kumpanyası, Rusya Kumpanyası veya Türkiye Kumpanyası gibi ticaret birlikleri kurarak geliştirmiş, doğunun zengin ürünlerini ithal etmeye karşılık, kendi ürettikleri yünlü kumaşları ve madenleri pazarlayarak halkının refah seviyesi ve kültürel boyutlarını geliştirmiştir. Bu çalışma kapsamı içinde ele alınan konularda özellikle Turkey Company’nin iki ülke kültürüne katkısı büyüktür. 1581 yılında kurulan Turkey Company adlı ticaret filosu, 1592 yılında Venetian Company ile birleşerek Levant Company adıyla 244 yıl İngiltere’nin Osmanlı İmparatorluğu ile olan ticaretinde olduğu kadar kültürüne de büyük katkıda bulunmuştu.

Bir Yaşam Biçimi ve Eğitim Gereksinimi Olarak Doğu Ziyaretleri

İngiliz kültür yaşamında genellikle aynı dini ve coğrafyayı paylaşmaları nedeniyle Fransa, Almanya Hollanda gibi Batılı ülkeler ile aynı çizgiyi izlemişler, genellikle de önce İtalya iken daha sonra Fransa’nın öncülük yaptığı sanat akımlarını izlemişlerdi. Doğu kültürü ise ayrı bir din veya mezhep olması ve uzaklığı yanında yaşam tarzı ile Batılılar için gizemli ve egzotik olmuş ve bu kültürü de öğrenme yolunda büyük çabalar sarfetmişlerdi.

İngiltere’de Doğuya olan ilgi çok erken yıllarda olmasa da özellikle ticari ilişkilerin başladığı yıllardan itibaren yoğun bir şekilde görülmüştür. Türk imgesi yanında kültürüne de olan ilginin sürekli olarak İngiltere’de gündemde kalmasına neden olan en önemli unsur sayısız İngiliz soydaşının sürekli olarak Osmanlı İmparatorluğu’nu değişik nedenlerle ziyaret etmesi idi. Bu gezginler, başlıca tüccarlar, diplomatlar, İngiliz aristokrasisi, din adamları, bilim adamları ve sanatçılar olarak gruplandırılabilir. İngilizler 400 yılı aşkın bir süre ticari faaliyetleri yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli yörelerini gezip, araştırmışlar, Türk gelenek ve görenekleri ile sanatını öğrenmeye çalışmışlar, hatta kimisi Türk gelenekleri ve İslam dinini benimseyerek Osmanlı topraklarında yerleşip, Türkler gibi yaşamayı yeğlemişlerdi.

Türk kültürünü İngiltere’ye tanıtan İngiliz seyyahlar arasında diplomatlar başta gelmektedir. Elçiler yanısıra 19. yüzyıla kadar Levant Company tüccarlarının bazıları da elçi kabul törenlerinde Osmanlı sarayına girebilmişler ve Padişah’ın yaşam tarzını kısmen gözlemleyip, anılarını yazınsal veya resimsel olarak ifade etmişlerdi. Ancak Doğu Sarayı çoğu kez egzotik temalarla ifade edilmiş ve böyle taklit edilmişti. Elçilerin maiyetlerinde saraya girebilmek için İngiliz tüccarları, soyluları, araştırmacılar adeta kendi aralarında rekabete girmişti. Ünlü Şair Lord Byron, elçi maiyetinde huzura çıkmasına izin verilmediğinden elçi Lord Elgin’e çok içerlemişti. Elçiler genellikle rahat hareket etmek için Türk giysilerini özellikle yolculuk sırasında benimsemişlerdi. Bunun dışında bunu törenlerde de benimseyen elçiler vardı. Barton, bunlardan biri idi. Mısır seferi sonucunda bir çok ayrıcalıklar kazanan ve Parthenon kabartmalarını İngiltere’ye kazandıran elçi Lord Elgin görevini tamamlayıp İstanbul’dan ayrılırken yapılan görkemli törende hem kendisi, hem de maiyetindekiler ihtişamlı Türk giysileri giymişlerdi. Lord Elgin, son derece zengin takımlarla donatılmış atının üstünde, başında yeşil bir sarık ve al renkli işlemeli, kürk kaplı bir kaftan giymiş, maiyetindeki adamların bazıları da işlemeli atlas kıyafetler giymişlerdi.

Görevli veya gönüllü olarak Osmanlı İmparatorluğu’nu gezen bir çok gezgin, benimsedikleri, ya da küçümseyip alay ettikleri Osmanlı adet ve gelenekleri ile sanatını, değişik anlatım yolları ile memleketlerine tanıtmış, buna karşılık, İngiliz adet ve gelenekleri ile sanatı, dolayısı ile de Batı kültürünün bu gezginlerce direk olarak Osmanlılara da tanıtılmasında rol oynamışlardı. Çoğu kez anılarını yazmayı ihmal etmeyen gezginler Türk görgü ve geleneklerini ülkelerine tanıtmışlardı. Tarih, sanat, arkeoloji ve din bilimi çalışmaları yapan aydın kişiler tarafından hazırlanan çok sayıda resimli kitap ve albüm daha sonraki gezginlere rehberlik görevini yaparken, günümüz araştırmaları için de Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili değerli dökümanlar olarak incelenmektedir.

Adeta eğitimin bir parçası olarak nitelenen yabancı ülkelere seyahat etme konusunda 17. yüzyıl ortalarından itibaren rehber kitaplar dahi yazılmış, seyahat etmenin gereği yanı sıra, gençlik yıllarında kendilerine aileleri tarafından görevlendirilen bir eğitmen eşliğinde seyahat etmeleri, nelere dikkat etmeleri ve öğrenmeleri konusunda bilgiler verilmişti.

Fotoğraf makinesi, kamera gibi günümüz teknolojilerin olmaması nedeniyle ressamlara görev düşmüş, elçilerin maiyetinde ve diğer heyetlerin arasında ressam bulundurulması bir gelenek haline gelmişti. İngiliz sanat tarihinde İngiliz ressamların azlığı ve bunun yerine yabancı ressamların özellikle İngiltere’de çalıştığı bilinen bir husustur. İngiliz elçiler de özellikle İtalyan ve Hollandalı ressamları çalıştırmakta çekinmemişler ve John Vosterman, Luigi Meyer, Jean Etinne Liotard, William Pars gibi sanatçıları Osmanlı İmparatorluğu’ndaki görevleri sırasında maiyetlerine alıp, çalıştırmışlardı. Meyer, Sir Robert Ainslie için, Liotard da Lord Ponsonby için çalışan önemli ressamlardır.

Doç. Dr. Netice YILDIZ

Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi / KKTC

TAM SAYFA GÖRÜNÜMÜ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.