Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

İdil-Ural Bölgesi Türkleri Türkiye’de

0 15.030

Roza KURBAN

Türkiye’de Kuzey Türkleri olarak adlandırılan İdil-Ural bölgesi Türkleri uzak diyarlardan ortak kökleriyle buluşmak için Türkiye topraklarındaydı. Aralarında demir perde olan ve uzun yıllar bir birine hasret kalan, kavuşamayan kardeşler, 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yeniden buluşma fırsatını bulmuştur.

İdil bölgesini Kazan Tatarları, Ural bölgesini ise Başkurtlar kendilerine yurt edinmiştir. Fakat ne yazık ki İdil-Ural bölgesinin sahipleri Kazan Tatarları ve Başkurtlar Türkiye’de pek tanınmamaktadır. Bu bölge hakkında az çok bilgi sahibi olanlar bile, onların kültürleri ile ilgili bilgi sahibi değildir. Bu boşluğu ortadan kaldırmak için son yıllarda Türkiye’de gerçekleşen Başkurdistan ve Tataristan Kültür Günlerinin önemi büyüktür. Bu etkinlikler,  7’den 70’e kadar herkes için Başkurt ve Tatarlarının kültürünü yakından tanıma fırsatı sunmaktadır.

25–26 Mayıs 2012 tarihinde TÜRKSOY tarafından düzenlenen Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Günleri İstanbul’da yapılmıştır. Başkurdistan Başbakan Yardımcısı Salavat Segiytov başkanlığındaki 60 kişilik heyette Başkurdistan Cumhurbaşkanı Danışmanı Marat Merdenov, Ufa Belediye Başkanı İrek Yalalov, Mostay Kerim Başkurdistan Milli Gençlik Tiyatrosu sanatçıları, “Miras” Folklor Grubu yer almıştır. 25 Mayıs tarihinde Prof. Dr. Zeki Velidi Togan Parkı ve Büstünün açılışı töreninde, Başkurdistan Başbakan Yardımcısı Salavat Segiytov, Cumhurbaşkanı Danışmanı Marat Merdenov, Ufa Belediye Başkanı İrek Yalalov, İstanbul Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir, Türkiye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Faruk Şahin, Başkurdistan’ın Türkiye Temsilcisi Kauşanbiy Miziyev, Tataristan’ın Türkiye’deki Temsilcisi Radik Gıymatdinov, Zeki Velidi Togan’ın oğlu Subidey Togan hazır bulunmuştur. TÜRKSOY 2010 yılını “Zeki Velidi Togan Yılı” ilan etmiş ve çeşitli etkinlikler düzenlenmenin dışında, Ankara Keçiören’de Zeki Velidi’nin adı bir parka verilmiştir. Bu sefer, Togan’ın büyük emek verdiği ve bugünün önemli bilim adamlarına eğitim verdiği İstanbul Üniversitesi’nin yanında Zeki Velidi Togan Parkı’nın açılması ve Togan’ın Sankt-Petersburg Üniversitesi’ndeki büstünün aynısının bu parka dikilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu olayın öneminin büyük olduğunu vurgulayan konuşmacılar memnuniyetlerini dile getirmişlerdir. Togan’ın öğrencilerinden olan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Zeki Velidi’ye park açılışının Togan için bir vefa borcu olduğunu söylemiştir. Açılış töreninde bir teşekkür konuşması yapan Zeki Velidi Togan’ın oğlu Subidey Togan, babasının vatanı Başkurdistan’ı, Başkurdistan’daki dağları çok özlediğini, bu özlemi gidermek için sık sık Uludağ’a gittiğini söyleyerek herkesi duygulandırmıştır. Söz Zeki Velidi Togan’dan açılmışken, Togan ne hayattayken, ne de ölümünden sonra hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Son yıllarda Zeki Velidi’nin adının tekrar dile getirilmesi, Rusya ve Türkiye’de büstünün dikilmesi, Başkurdistan’da sokaklara, kütüphaneye adının verilmesi, Türkiye’nin İstanbul ve Ankara şehirlerinde park ve sokaklara adının verilmesi, “Hatıralar” kitabının Başkurt, Rus ve son olarak İngiliz diline çevrilerek Amerika’da yayımlanması – Zeki Velidi Togan’ın, bilimin, Türkçülerin ve Türkçülüğün bir zaferidir. Ural bölgesi denince ilk akla gelen isim Zeki Velidi Togan, bölgedeki tüm Başkurtların babasıdır ki, daha iyilerine layıktır. Onun Türk milletine yaptıkları hiçbir şekilde telafi edilemez. Yeri asla doldurulamayacak olan bu büyük insan tüm Türk Dünyası’nda ebediyen yaşayacak ve yaşatılacaktır.

Park açılışından sonra akşam Reşat Nuri Salonu’nda Mostay Kerim Başkurdistan Milli Gençlik Tiyatrosu “Çiy” (Çık) adlı oyunu sergilemiştir. 26 Mayıs’ta Sultanahmet’te bulunan Mehmet Akif Ersoy Parkı’nda Başkurdistan Saban Tuye (Saban Düğünü) gerçekleştirilmiştir. Bu yıl Saban Tuye şenliğinin 7.si İstanbul’da yapılmış olup, Başkurt milli dansları, türküleri katılımcılar tarafından büyük beğeni ile karşılanmıştır. Yanı sıra Saban Tuye’nda çeşitli yarışmalar da düzenlenmiştir. Yıl geçtikçe Saban Tuye’na olan ilgi ve talep artmakta, seyirciler Başkurt Kültürü ile daha yakından tanışmaktadır.

Ural bölgesinin bu başarılı çıkartmasından sonra sıra İdil bölgesindeydi. 30–31 Mayıs 2012 tarihinde Tataristan Cumhuriyeti Kültür Günleri için Tataristan Cumhurbaşkanı Röstem Minnehanov başkanlığındaki 200 kişilik heyet Türkiye’ye gelmiştir. Tataristan Cumhurbaşkanı Minnehanov İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, TC. Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül, TC. Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sn. Düsen Kaseinov ile çeşitli görüşmeler yapmıştır. Akşam saatlerinde Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRKSOY, RF. Tatarsistan Kültür Bakanlığı ve Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği’nin katkılarıyla Tataristan Cumhuriyeti Kültür Günleri kapsamında Tataristan El Sanatları Sergisi açılışı ve Tataristan Gala Konseri gerçekleşecekti. Tataristan Gala Gecesi’ne iştirak edenler arasında oğlum Erk ve ben de vardım. Büyük bir kalabalık vardı Opera Bale Sahnesi’nin önünde. Türkiye’nin dört bir yanından konser için Ankara’ya gelen Kazan Tatarları bir birleriyle tanışma-konuşma fırsatını bulmuştu. Herkeste büyük bir heyecan ve aynı zamanda bir gurur vardı. El Sanatlarının Sergisi ve kokteyl için Opera Bale’nin kapıları saat 19.00’da açıldı. Bir birinden güzel tübetey, kalfak, hediyelik eşyaların sergilendiği ve satıldığı El Sanatları Sergisi’nde katılımcılar Kazan Tatarlarının milli kıyafetlerini yakından tanıma ve bilgi edinme imkânını bulmuştu. Kokteyl sırasında Türkiye’de eğitim gören yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle de konuştuk. Onlar da Tataristan Kültür Günlerinin düzenlenmesinden duydukları memnuniyetlerini dile getirdiler. Türkiye’de Kazan Tatarlarının üniversite çevresinde bile tanınmadığını, konserin Kazan Tatarlarını tanımak ve tanıtmak için bir vesile olacağını söylediler. Haklıydılar, gerçekten de Türkiye’de, “Tatar’ım” dediğinde ilk önce yüzüne bakarlar, sonra da “Kırım Tatarı mı?” diye sorarlar. En azından konser için gelenler de olsa Kazan Tatarları ile ilgili bir bilgi sahibi olacak ve onlar da çevrelerindekilere anlatacaklardı, bu da bir artıdır bizim için.

Tataristan Gala Konseri için büyük bir hazırlık yapılmış, Tataristan Devlet Halk Dansları Topluluğu, Tataristan Devlet Folklor Müzik Topluluğu, Kazan Devlet La Primavera Orkestrası, “Kazan Yiğitleri” grubu, “Aygöl” çocuk vokal grubu ve sanatçılardan oluşan dev bir kadro Ankara Devlet Opera ve Bale Sahnesi’ndeydi. Bu kadar kalabalık sanatçıyı bir arada görmek Tataristan’da bile imkânsızdır ki, seyretmek isteyenler de ancak tek tek konserlerine gidebilir. Ankara’daki seyirciler şanslıydı. Ve sahne açıldı… Tataristan Devlet Halk Dansları Topluluğu, Tataristan Devlet Folklor Müzik Topluluğu, Kazan Devlet La Primavera Orkestrası sanatçılarının danslı-müzikli “Destan” adlı gösterisiyle muhteşem bir açılış yapıldı. “Destan” gösterisi, tarihte büyük kahramanlıklara imza atan, destan yazan Kazan Tatarlarını yansıtıyordu. Dans, müzik, milli kıyafetler bir bütün olmuştu, hem göze hem de kulağa hitap eden bu gösteriden sonra açış konuşmalarına geçildi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sn. Düsen Kaseinov, Tataristan’ın 1999 yılından itibaren TÜRKSOY’da temsilci olduğunu, düzenlenen tüm etkinliklerde Tataristan’ın aktif rol aldığını vurguladı. Kaseinov, 2011 yılının TÜRKSOY tarafından “Gabdulla Tukay Yılı” ilan edildiğinin altını çizerek, bu kapsamda birçok faaliyet yapıldığını söyledi. Tataristan Cumhurbaşkanı Sn. Röstem Minnehanov, “Tarihimizde bir ortaklık vardır, dilimiz dinimiz ortaktır. Amacımız tarihten gelen bu bağları güçlendirmek ve pekiştirmektir.” dedikten sonra, sözlerini “dost olalım, bir birimize yakın duralım” diye sonlandırdı. TC. Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu, 2007 yılında Sabantuy vesilesiyle Tataristan’a gittiğini, İdil Nehri boyunda gezerken Sakarya, Yeşilırmak, Kızılırmak, İdil’in kardeşleri Dicle ve Fırat’ı anımsadığını dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu topraklar bizim yurdumuz, bizim topraklarımız, diye düşündüm… Türkiye bütün Tatarların yurdudur… Kazan büyük medeniyet merkezi, Bulgar büyük bir medeniyetin doğuş merkezidir. Türk ve Tatarlar büyük bir çınarın iki kardeş kollarıdır. Bu iki kol birleşti, bir birine yaklaştı, artık bir birini daha iyi tanıyor. Birlikteliğimiz ebediyete kadar sürecektir.” dedi. Sn. Davutoğlu çok güzel ve yerinde konuştu, fakat bir terslik vardı… TC. Dışişleri Bakanının konuşmasını yanındaki çevirmen Rusçaya tercüme etti. Bunu kimin için yaptı anlayamadım doğrusu, eğer Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi için yaptıysa bu olay Türkiye için onur kırıcıdır… Protokol kurallarını bilmiyorum ama bir ülkenin Dışişleri Bakanının bir büyükelçi için çevri yaptırmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Salondaki diğer herkes pekâlâ Türkçe biliyor, bilmeyenler de çevirmenini yanında getirmişti. Bu olayı garipsedim doğrusu…

Konuşmalardan sonra konser kaldığı yerden devam etti. Ünlü Tatar bestecisi Salih Seydeşev’in bestelediği “Vals”ını Gölnara Rahimova seslendirdi. Ünlü Tatar şairi Gabdulla Tukay hakkında yazılan “Şairin Aşkı” (besteci Rezeda Ahiyarova) operasından bir aryayı Ahmet Agadi okudu. Aynı zamanda Tukay’ın “Şürele” şiirinden baleye uyarlanmasından bir bölüm seyircilerin beğenisine sunuldu. Tataristan Devlet Halk Dansları Topluluğu’nun sunduğu “Tataristan Gençleri” dansı yaşlı-genç herkesi âdete dansa davet ediyordu. İdris Gaziyev’in seslendirdiği Muhitdinova’nın “Bulgar Cile” (Bulgar Yeli) oratoryosundan “Şehri Biler”, Aygöl Heyri, Elmira Kalimullina ve Elmira Titovaların okuduğu “Tatar şarkılarından potpurisi”, Marsel Vagıyzov ve Tataristan Devlet Folklor Müzik Topluluğunun icra ettiği “Koşlar kebek” (Kuşlar Gibi) şarkısı seyircilerden tam not aldı. Ayrıca Tataristan’da genç yetenek yarışması Yıldızlık finalistleri “Aygöl” çocuk grubu “Dağ Çiçeği” adlı hareketli şarkısıyla tüm salonu neşelendirdi. Konserin sürprizi ise, TC. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Beşlisi’nin Türkçe ve Tatarca müzikleri çalması ve Tataristan Devlet Halk Dansları Topluluğu Korosu’nun solistler Vahitova ve Yıldız’ın (Türkiye) seslendirdiği Türkçe türkü ve halay çekilmesiydi. Salonda gerçek anlamda yer yerinden oynadı. Konserin kapanışı, ünlü Tatar şairi Gabdulla Tukay’ın şiirine bestelenen ve Kazan Tatarlarının milli marşı olarak kabul edilen “Tugan Tel” (Ana Dili) şarkısıyla yapıldı. Şarkıya tüm sanatçıların yanı sıra, salondakiler ayağa kalkarak hep bir ağızdan eşlik etti. Güzel bir kapanış, muhteşem bir konserdi.(Araya sıkıştırılan “Moskova Akşamları” şarkısı ve “Rus Süiti” dansı olan Rus unsurlarını saymazsak… Tataristan Cumhuriyeti Kültür Günü ile ne alakaları varsa artık? Bence hiç alakası yok!) Tataristan Sanatçıları görevlerini hakkıyla tamamlamıştı. Müzik ruhun gıdasıdır, derler ya, gerçekten de Kazan Tatarlarının konseri Türkiye’deki Tatarlar için ilaç gibi geldi diyebiliriz. Ezgiler, sözler Kazan Tatarlarının ruhundan izler barındırmaktaydı… Uzak diyarlara, memlekete götürdü bu konser bizleri.

31 Mayıs 2012’de Tataristan Cumhurbaşkanı R.Minnehanov, Türkiye-Tataristan Ticaret ve Yatırım Forumu’na katılmış ve TUSKON (Türk Sanayiciler Konfederasyonu) üyesi olan 600 Türk işadamına hitaben bir konuşma yapmıştır. Konuşmasında, Tataristan’a yatırımların artırılmasını gerektiğini vurgulayan Minnehanov, bir sonraki forumun Kazan’da yapılmasını teklif etmiştir. Tataristan Cumhurbaşkanı Minnehanov başkanlığındaki Tataristan heyetinin bir sonraki durağı Türk Milletleri Parkı olmuştur. Minnehanov ve beraberindekiler Tatar Evi’nin açılışını yaptıktan sonra Eyüp Belediyesi’nde geçen yıl açılan Gabdulla Tukay Parkı’nın yolunu tutmuştur. Burada heykeltıraş Asiye Miñnullina’nin yaptığı ünlü Tatar şairi Tukay heykeli açılışı gerçekleştirilmiştir. Akşamüstü Ayasofya Müzesi yanındaki meydanda Tatar Milli Bayramı Saban Tuye etkinliği düzenlenmiştir. Etkinlikte Tataristan sanatçılarının konseri, oyun ve yarışmalar yapılmıştır. Ayrıca Tataristan Cumhurbaşkanı Röstem Minnehanov, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı R.T.Erdoğan ile görüşmüştür. Görüşmeye gazeteciler alınmamış, yanı görüşme kapalı kapılar ardında gerçekleştirilmiştir.

30–31 Mayıs 2012 tarihlerindeki Türkiye’de Tataristan Cumhuriyeti Kültür ve Ekonomi Günleri dolu dolu geçmiştir. Türkiye Kazan Tatarlarını daha yakından tanıma fırsatı bulmuş, Kazan Tatarları ise tüm baskılara, yasaklara, zulümlere ve zalimlere rağmen dimdik ayakta olduklarını bir kez daha kanıtlamıştır. Görünen o ki, yüzyıllardır süregelen Rusların Kazan Tatarlarını yok etme, yeryüzünden silme siyaseti pek işe yaramamıştır. Direniş simgesi haline gelen Kazan Tatarları – şarkıları, türküleri, dansları, milli ruhları ve milli şuurları ile bugün de var, yarın da var olacaktır! 

Roza KURBAN

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.