Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Harezm Türkçesi ve Harezm Türkçesi İle Basılan Eserler

0 18.566

Doç. Dr. Gülden SAĞOL

Harezm bölgesi, Sir Derya’nın aşağı yatağıyla birlikte daha Moğol devrinden önce, Kaşgar’ın yanında ikinci bir edebî merkez olarak önemli bir rol oynamıştır. Uzun zaman siyasî bakımdan da Altınordu’ya bağlı olan Harezm ve Sir Derya’nın aşağı kesimi, kendilerini Altınordu devresinde de muhafaza etmişler, hatta Moğol akınları bile buradaki İslâmî Türk edebiyatının gelişimine engel olamamıştır. XIII. yüzyılda Harezm ve Aşağı Sir Derya’da görülen kültür faaliyetleri, XIV. yüzyılda Altınordu’nun Saray ve Kırım şehirlerine de sıçramıştır.

İslâmiyet’in ilk zamanlarında Harezm’de konuşulan dil, aslında İranî olmakla birlikte diğer İran lehçelerinden çok farklı olan Harezm lehçesi idi. XI. yüzyılda başlayan Harezm’in Türkleşmesi hadisesi, XIII. yüzyıla kadar devam etmiş ve Harezm ile ona bağlı bölgelerde yeni bir yazı dilinin kuruluşu, bu bölgenin Türkleşmesinden sonra gerçekleşebilmiştir. Harezm’in Türkleşmesinde özellikle Oğuzlar ve Kıpçaklar çok önemli bir rol oynamışlardır. Ayrıca Kalaçlar, Kimekler, Bayavutlar, Kanglılar ve birtakım göçebe Türk aşiretleri de bu hususta etkili olmuşlardır. Bölgenin Türkleşmesinde rol oynayan bu unsurlar, bölgenin kendine has lehçesini de oluşturmuşlardır. Bu lehçe, Karahanlı yazı dili ile bağlantılı ve Oğuz, Kıpçak, Kanglı ve diğer boyların lehçelerinin karışımı ile oluşmuş Harezm Türkçesidir.

XIII. yüzyılda Karahanlı Türkçesinden gelişen ve XV. yüzyılda yerini Çağatay Türkçesine bırakan bu lehçe, Karahanlıcadan teşekkül etmesinin yanı sıra, çeşitli boyların lehçelerini de yansıtması bakımından ilginç bir yazı dili olmuştur. Bu sahadaki eserlere bakıldığında bu edebî dilin farklı metinlerde farklı lehçelerin daha fazla ağırlık kazanmış şekliyle karşımıza çıktığı görülmektedir.

Harezm Türkçesinin belli başlı özellikleri şunlardır: 9’li ve y’li şekillerin bir arada bulunması (a9ır- ~ ayır, a9rıl-, bo9 ~ boy, boya-, ı9-, i9iş, ka9aş ~ kayaş, ka9gu, ka9gur-, ko9-~ koy-, ku9ug, küy-, kü9egü, u9ı-~ uyı-~ uyu-, yadag, yay-, yayıg, yayıl-vb.), birden fazla heceli kelimelerin sonundaki-E,-g seslerinin umumiyetle korunmakla birlikte, Oğuzcanın tesiriyle az da olsa düğürüldüklerinin görülmesi (körklüg ~ körklü, ku9ug ~ ku9u, türlüg ~ türlü, vb.), yükleme eki olarak-E ve -g’ye tesadüf edilmemesi, bazı yapım ekleri ile kelimenin bünyesine dahil hecelerin ve çekim eklerinin bağında bulunan-E-,-g-seslerinin karışık durumda olması (eşek, kazgan ~ kazan, kerek, kurtgar-~ kurtar-, oygan-~ oyan-, suwgar-~ suwar-, yapurgak ~ yaprak, yatgur-~ yatur-vb.), az da olsa-<->-H- değişikliğine tesadüf edilmesi (aHtar-, Hatun, oHşa-, yaHşı vb.), çok daha önce b’den dönüşmüş olan w’nin muhafaza edilmekle birlikte çok seyrek olarak v’ye veya f’ye dönüştüğünün görülmesi (çewür-~ çevür-, çewrül-, ewür-~ ewür-, ewrül-, öbke> öwke ~ öfke, seb-> sew-~ sev-~ söw-, sub> suw ~ suv, suwar-, suwgar-, suwsa-, tabar> tawar, yabız> yawuz vb.), Harezm Türkçesi için karakteristik bir durum olan düzlük-yuvarlaklık uyumundaki karışıklığa sıkça rastlanması (eksil- eksül-, eksit-~ eksüt-, kılış- kıluş-, kimnig ~ kimnüg, korkıt- korkut-, kutıl- kutul-, mülkim ~ mülküm, onlunız, sewün-~ sewin-, toku-~ tokı-, törtünçi ~ törtinçi, uzın ~ uzun vb.), gibi. Ayrıca 3. teklik ve çokluk şahıs iyelik ekinden sonra gelen yardımcı n sesinin yer yer düşmesi, geniş zamanın olumsuzu olarak -mas,-mes ekinin yaygın olarak kullanılması gibi hususiyetler de bu dönemi Çağataycaya yaklaştırmaktadır.

Bu dönemin belli başlı eserleri şunlardır:

  1. Mukaddimetü’l-Edeb

Ebu’l-Kâsım Cârullâh Mahmûd b. Omar b. Muhammed b. Ahmed ez-Zemahşerî el-Hârezmî (1075-1144)’nin 1127-1144 yılları arasında yazıp Harezm şahı Atsız b. Muhammed b. Ânûş Tigin’e sunduğu Arapça pratik bir sözlük niteliğinde olan Mukaddimetü’l-Edeb’de Arapça kelime ve kısa cümlelerin anlamları satır aralarına nüshaların büyük çoğunluğunda Türkçe ve Farsça ile, bir nüshada bunlara ilâveten Moğolca ile, bir nüshada da sadece Harezmce (İran dili) ile kaydedilmiştir.

Arapça öğrenmek isteyenlerin kolaylıkla kullanmaları için kısa cümleler ve kelimelerden ibaret bir sözlük olan Mukkaddimetü’l-Edeb, başlıca beş bölümden ibarettir: 1. İsimler, 2. Fiiller, 3. Harfler (isim ve fiil dışındaki gramer unsurları), 4. İsim çekimi, 5. Fiil çekimi. 3.-5. bölümlerin Harezm Türkçesi ile tercümesine rastlanmamaktadır.

Eserin istinsah edilmiş pek çok nüshası bulunmakla birlikte, Zemahşerî’nin elinden çıkan nüsha kayıptır. Nüshaların bir kısmında ise istinsah tarihi yoktur. Bilinen nüshaların en eskileri Harezm Türkçesi ve Farsça ile tercümeli nüshalardır. Bu nüshalar:[1]

  1. Yozgat, 396 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 655/M. 1257’de Hârezm’de İbrâhîm b. Mahmûd Sûfî el-Mü’ezzin tarafından istinsah edilmiştir.
  2. Berlin, 66 numarada muhafaza edilen nüshanın istinsah tarihi H. 681/M. 1282’dir.
  3. Şuşter. İstinsah tarihi bilinmemekle birlikte dil özellikleri, yazı ve kâğıdından 13. yüzyıla ait olduğu anlaşılmaktadır.[2]
  4. İstanbul Üniversitesi, 114 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 715/M. 1315’te Hârezm’de Barçkentli Mes’ûd tarafından istinsah edilmiştir.
  5. Kastamonu, 2487 numarada muhafaza edilen nüsha.
  6. Taşkent, 2699 numarada muhafaza edilen nüsha.
  7. Taşkent, 3807 numarada muhafaza edilen nüsha.
  8. Paris, 287 numarada muhafaza edilen nüsha.
  9. Damat İbrahim, 1149 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 738/M. 1338’de Hârezm’de Saraylı Mahmûd b. Yûsuf el-Kâtib tarafından istinsah edilmiştir.
  10. Arkeoloji, 1619 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 740-741/M. 1340-1341’de Saraylı Hibetullâh tarafından Saray’da istinsah edilmiştir.
  11. Millet, 2009 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 749/M. 1348’de Hârezm’de Hüsâmeddîn Cendî tarafından istinsah edilmiştir.
  12. Topkapı, 2243 numarada muhafaza edilen nüsha.
  13. Topkapı, 2740 numarada muhafaza edilen nüsha. Şems Hıyvakî tarafından istinsah edilmiştir.
  14. Topkapı, 2741 numarada muhafaza edilen nüsha.
  15. British Museum, Add. 7429 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 760/M. 1359’da istinsah edilmiştir.
  16. Rampur Saray, 3810 numarada muhafaza edilen nüsha.
  17. Hatice Turhan, 322 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 769/M. 1367’de Kahire’de Sivaslı ‘Abdülvâhid b. ‘Abdülmecîd tarafından istinsah edilmiştir.
  18. Hacı Beşir Ağa, 648 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 797/M. 1394’te Kahire’de Hârezmli Şems el-Hıyvakî tarafından istinsah edilmiştir.
  19. Atıf Efendi, 2768 numarada muhafaza edilen nüsha. H. 799/M. 1397’de Mûsâ b. Mürsil Şeyh Dakkak tarafından istinsah edilmiştir.

Eser üzerinde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • İshak Hocası Ahmed Efendi. Aksa’l-Ereb fî Tercemeti Mukaddimeti’l-Edeb. İstanbul, H. 1313/M. 1895.
    • Poppe. “Eine viersprachige Zamaxşari-Handshrift. I. Das çağataitürkische Sprachmaterial.” Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, 101 (1951), 301-332.
    • Borovkov. “Tyurkskie Glossı v Buharskom Spiske ‘Mukkaddimat al-Adab.” Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae, 15 (1962), 31-39.
  • H. Menges. “Report on an Excursion to Leningrad and Taşkent for Research in Çagataj Manuscripts.” Central Asiatic Journal, 8 (1963), 230-252.
  • H. Menges. “Report on the Second Excursion to Taşkent for Research in Çagataj Manuscripts.” Central Asiatic Journal, II (1966), 87-133.
  • “Glava o Zivotnıh v Arabskom Trude Zamahşarî (s Persidskimi i Tyurkskimi Glossami) po Stambul’skomu Spisku 655 g.h. (= 1257).” Rocznik Orientalistyczny, 30/2 (1967), 27-82.
  • Nuri Yüce. Ebu’l-Kâsım Cârullâh Mahmûd bin ‘Omar bin Muhammed bin Ahmed ez-Zamahşarî el-Hvârizmî. Mukaddimetü’l-Edeb: Hvârizm Türkçesi ile Tercümeli Şuşter Nüshası: Giriş, Dil Özellikleri, Metin, İndeks. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları 535. Ankara, 1988.
  1. Kısasu’l-Enbiyâ

Eserin müellifi, Nâsırü’d-dîn b. Burhânü’d-dîn Rabgûzî’dir. Rabgûzî eserini H. 709’da yazmaya başlamış, bir yıl sonra, yani H. 710/M. 1310’da tamamlamış ve Nâsırü’d-dîn Tok Buga’ya sunmuştur.[3]

Peygamber kıssalarını konu alan eserde başta Hz. Muhammed ve diğer peygamber kıssaları ile Harut ve Marut gibi kıssalar yer almaktadır. Rabgûzî dinî konuları edebî bir dille nakletmiş, kıssalarla ilgili Arapça ve Türkçe manzumelere yer vermeyi ihmal etmemiştir. Eserde peygamberlere ve din büyüklerine yazılmış kasidelerden ve mâni-tuyuğ şeklindeki dörtlüklerden başka, aşk, tabiat gibi konuların işlendiği manzumeler de bulunmaktadır.

Nüshaları:

1. Londra, British Museum Add. 7851’de muzafaza edilen nüsha. Bu nüsha, eserin en eski nüshasıdır. İstinsah tarihi bilinmeyen nüsha yazı bakımından incelendiğinde farklı müstensihlerin elinden çıktığı anlaşılmaktadır.[4]

2. Leningrad nüshaları:[5]

  1. Public Library, T.H.C. 71 (16. yüzyıl?).
  2. Oriental Institute of the Academy of Sciences, C 245 (yaklaşık 1600).
  3. Public Library, Dorn 507 (Kaufman derlemesi, 17. yüzyıl).
  4. Oriental Institute of the Academy of Sciences, D 45.
  5. Oriental Institute of the Academy of Sciences, D 46.
  6. Oriental Institute of the Academy of Sciences, D 43.
  7. İsveç nüshaları:
  8. University Library of Uppsala, Nova 578, 580.[6]
  9. University Library of Lund, Universitatsbibliothek.[7]
  10. Paris, Bibliothèque Nationale, Suppl. Turc 1012 (18. yüzyıl).[8]
  11. Bakü, Azerbaycan Cumhuriyeti İlimler Akademisi Yazma Eserler Enstitüsü (16. yüzyıl).[9]

Eserin Kazan’da basılmış birkaç nüshası da bulunmaktadır.

Eser üzerinde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • I. İlminskiy. Kısas-ı Rabguzi. Kazan, 1859.
  • P. Ostroumov. Kritiçeşkiy Razbor Muhammedanskogo Uçeniya o Prorokax. Kazan, 1874.
  • F. Katanov. “Tatarskie Skazaniya o Semi Spiyaşçih Otrokah.” ZVO, VIII (1875), 242-245.
  • Şemsüddin Hüseyn. Kısas-ı Rabguzi. Kazan, 1881.
  • F. Katanov. Rabguzi Kısasu’l-Enbiya Türki. Taşkent, 1898.
  • Gulam Hasan Arifgan. Rabguzi Kısasu’l-Enbiya. Starıy Taşkent, 1916-1917.
  • Schinkewitsch. “Rabguzi’s Syntax.” MSOS, II/XXIX (1926), 130-172; II/XXX (1927), 1-57.
  • E. Malov. “Musul’manskie Skazaniya o Prorokax Po Rabguzi.” Zapiski Kollegii Vostokovedov, V (1930), 507-524.
  • Gr0nbech. Rabguzi. Narrationes de Prophetis. Cod. Mus. Brit. Add. 7851. Reproduced in facsimile with an introduction. Kopenhagen, 1948.
  • Boeschoten ve M. Vandamme. “The Different copyists in the London ms. of the Qisas-i Rabghuzi.” Utrecht Papers on Central Asia. Proceedings of the first European Seminar on Central Asian Studies. Utrecht, 1986, 177-183.
  • Boeschoten. “The Poetry in Rabghuzi’s Qisas.” L’Asie Centrale et ses Voisins. Influences Réciproques. Edited R. Dor. Paris, 1990, 9-36.
  • Kısas-ı Rabguziy. I-II. Taşkent, 1991.
  • Boeschoten. “The Leningrad Manuscripts of Rabghuzi’s Qısas.” Türk Dilleri Araştırmaları 1991 (1991), 47-79.
  • E. Boeschoten, M. Vandamme ve S. Tezcan (Critically edited). Al-Rabghûzî. The Stories of the Prophets. Qisas al-Anbiyâ’, An Eastern Turkish Version. 1. With the Assistance of H. Braam and
  • Radtke. E. J. Brill. Leiden-New York-Köln, 1995.
  • E. Boeschoten, J. O’kane ve M. Vandamme (Translated into English). Al-Rabghûzî. The Stories of the Prophets. Qisas al-Anbiyâ’, An Eastern Turkish Version. 2. E. J. Brill. Leiden-New York- Köln, 1995.
  • Aysu Ata. Nâsırü’d-dîn bin Burhânü’d-dîn Rabgûzî. Kısasü’l-Enbiyâ (Peygamber Kıssaları): Giriş-Metin-Tıpkıbasım, Dizin. I-II. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 681/1-2. Ankara, 1997.
  1. Mu’înü’l-Mürîd

Bilinen tek yazma nüshası, Bursa’da Orhan Kitaplığı’nda bir mecmuanın 186-211 varakları arasında bulunan eser, daha önce Haraççıoğlu Kitaplığı’ndaydı. Metnin kenarlarında bir kıssa, Cevâhirü’l-Esrâr adlı eserden alınmış yedi dörtlük ve Mu’înü’l-Mürîd ve Cevâhirü’l-Esrâr’dan olup olmadığı anlaşılmayan bazı mısralar da bulunmaktadır.

Eser, H. 713 Ramazan/M. 1313 Kanun-ı Evvel’de tamamlanmıştır (26a/3-4). Bu kaç söz ayıtgan atı İslâm ol/Tilegi âhır vakt îmân İslâm ol (25b10) mısralarından müellifin adının İslâm olduğu anlaşılmakla birlikte Ebu’l-Gazi Bahadır Han Şecere-i Terâkîme adlı eserinde, Salur boyundan Ersarı Bay denilen kişinin şeyhlik makamında oturan ve aynı zamanda hoca olan Şeref Hoca’ya giderek Arapça kitapları anlayıp buna göre hareket etmelerinin zor olduğunu, Arapça yazılmış meseleleri

Türkçeye çevirme lütfunda bulunduğu takdirde çok sevaba gireceğini söyleyince Şeyh Şeref Hoca’nın dinî meselelerin tümünü çevirip Mu’înü’l-Mürîd adını verdiği bir kitapta toplayarak Ersarı Bay’a verdiğini ve o zamandan itibaren Türkmenlerin hepsinin o kitaba göre hareket ettiklerini kaydetmektedir (102b/7-103a/1).[10] Yeterince açıklığa kavuşmayan bu husus hakkındaki görüşler için bk. Recep Toparlı, Mu‘înü’l-Mürîd, Atatürk Üniversitesi, Erzurum, 1988, XII-XVI.

Mütekarip vezninde 407 dörtlükten ibaret olan eser, sadece dinî bilgileri öğretmek gayesiyle kaleme alındığı için edebî bir değer taşımamaktadır.

Mu‘înü’l-Mürîd şu bölümlerden oluşmaktadır: Îmân, Ma‘rifetü’l-Hakk ve Resûlihi Muhammed, Va‘z ve’n-Nasîhat, Zekât, İrâdât, Âdâb, İktidâ, Beyânü’s-Sohbet, Meselü’ş-Şerî’at ve’t-Tarîkat ve’l- Hakîkat, Beyânü’l-Kalb ve’n-Nefs, Sülûk, Şükrü’l-Hakk ve Zikrü’l-Ebrâr.

Eser üzerinde kapsamlı tek çalışma Recep Toparlı tarafından yapılmıştır:

  • Recep Toparlı. Mu‘înü’l-Mürîd. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi yayınları 15. Erzurum, 1988.
  1. Husrev ü Şîrîn

Altınordu sahasında yazılan Husrev ü Şîrîn, Kutb mahlâslı bir şair tarafından Nizâmî’nin aynı adı taşıyan mesnevisinin Türk edebiyatındaki ilk çevirisidir. Kutb bu eseri, Tini-Bek Han ile onun eşi Melike Hatun adına Türkçeye çevirmiştir. Tini-Bek Han 1341’de babası Özbek Han’ın ölümünden sonra tahta çıkıp 1342’de kardeşi Canı-Bek tarafından öldürüldüğüne göre eser, 1341-1342 yılları arasında yazılmış olmalıdır.

Husrev ü Şîrîn hikâyesinin konusu, Sâsânî hükümdarlarından Husrev Pervîz ile Ermen hükümdarı Mehîn Bânû’nun kardeşinin kızı Şîrîn’in aşkına dayanmaktadır. İkinci plânda ise Husrev’in siyasî hayatı verilmektedir.

Kutb’un eseri Nizamî’nin eserinden daha kısadır, ama bu eksiklik, hikâyenin bütünlüğünü bozmamaktadır, konu başlıkları aynen muhafaza edilmiştir.

Eserin bilinen tek nüshası Bibliothèque Nationale’de 312 numarada muhafaza edilmektedir. Bu nüsha, eserin kaleme alınışından yıllar sonra H. 785/M. 1383-1384’te Berke Fakıh tarafından Altın Buga adına İskenderiye’de istinsah edilmiştir.

Eser üzerinde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • Ananiasz Zajaczkowski. La Plus Ancienne Version Turque du Husrav u Şîrîn de Qutb. I: Texte, II: Fac-similé, III: Vocabulaire. Polska Akademia Nauk Komitet Orientalistyczny. Warszawa, 1958-1961.
  • Necmettin Hacıeminoğlu. Kutb’un Husrev ü Şirin’i ve Dil Hususiyetleri. İstanbul Üniversitesi yayınları 1378. İstanbul, 1968.
  1. Muhabbet-Nâme

Manzum bir eser olan Muhabbet-nâme, Horezmî tarafından H. 754/M. 1353’te kaleme almıştır. Müellif hakkında Horezmî mahlâsını kullandığına göre Horezmli (Harezmli) olduğu dışında hiçbir bilgimiz bulunmamaktadır. Yazılış yeri Sir (Sirderya) olan eser, kesin olarak kim olduğu anlaşılmayan Muhammed Hoca Bey’in arzusu üzerine yazılmıştır.

Farsça beyitleri de ihtiva eden Muhabbet-nâme, mesnevi tarzında kaleme alınmıştır.

Nüshaları:

  1. British Museum Or. 8193’te kayıtlı Uygur harfli bir mecmuanın 160a-173b varakları arasındaki nüsha. H. 835/M. 1432’de Emîr Celâleddîn Fîrûz Şâh adına yazılmıştır.
  2. British Museum Add. 7914’te kayıtlı Arap harfli bir mecmuanın 290b-313b varakları arasındaki nüsha. 16. yüzyılda yazılmıştır.
  3. İstanbul Millet Kütüphanesi, Arabî, nr. 86’da muhafaza edilen Arapça tefsirin haşiyesinde bulunan nüsha. Söz konusu tefsirde Muhabbet-nâme, 98b, 54a-57b varaklarının haşiyesinde yer almaktadır.
  4. İstanbul Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî, Munzum, nr. 949’da muhafaza edilen nüsha. Müstakil bir cilt içinde bulunan bu nüsha, beş varaktan ibarettir.

Eser üzerinde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • Ş. Abdullaeva. Adabiyat Hrestomatiyası. Taşkent, 1951.
  • Tourkhan Gandjei. “Il “Muhabat-nâma”di Horazmî.” Annali dell’ Istituto Universitario Orientale di Napoli, Nuova Serie, VI (1957), 131-161; VII (1958), 135-166.
  • Tourkhan Gandjei. “Il lessico del “Muhabat-nâma” “Annali dell’ Istituto Universitario Orientale di Napoli, Nuova Serie, VIII (1959), 91-102.
  • Şçerbak. “Oguz-nâme, Muhabbat-nâme.” Pamyatniki Drevne Uygurskoy i Staro Uzbekskoy Pis’mennosti. Moskova, 1959, 111-170.
  • N. Nadjib. Horezmi, Muhabbet-name, İzdanie, Teksta, Transkripsiya, Perevod i İssledovanie. Moskova, 1961.
  • Sir G. Clauson. “The Muhabbat-nâma of Xwârazmî.” CAJ, VII (1962), 241-255.
  • Osman F. Sertkaya. “Horezmî’nin Muhabbet-nâme’sinin İki Yeni Yazma Nüshası Üzerine.” Türkiyat Mecmuası, XVII (1972), 185-207.
  1. Nehcü’l-Ferâdîs

Dinî mahiyette bir eser olan Nehcü’l-Ferâdîs, Türk edebiyatı sahasındaki kırk hadis tercümelerinin ilk örneğidir.[11] Zaten eserin bu vasfı müellifi tarafından da girişte belirtilmiştir.[12]

Kitap, her biri onar fasıldan ibaret olan dört müstakil baptan oluşmuştur: Hz. Peygamber’in faziletleri, Hulefa-i Raşidin, Ehl-i Beyt ve Dört İmamın faziletleri, Allah’a yaklaştıran ameller, Allah’tan uzaklaştıran ameller.

Kitapta her fasıl bir hadisle başlamakta, bu hadisin Türkçe tercümesi verildikten sonra, tanınmış İslâm âlimlerinin eserlerinden söz konusu hadisin manasını daha etraflı olarak aydınlatacak mahiyette mütalâalar, menkıbeler, hikâyeler nakledilmektedir. Bazan tanık olarak ayetlere ve başka hadislere de başvurulmaktadır. Hatime kısmında müstensih, musannifin bu kitabı oluştururken istifade ettiği kaynakları sıralamaktadır.[13] Bu verilen kaynaklar, eserde istifade edilen kaynakların tamamını içine almamakla birlikte kitapta bahsi geçmeyen bazı eserleri içerdiği görülmektedir.[14] Müellif ayrıca her fasıl içindeki vaaz ve nasihatlerinde çeşitli müelliflerin eserlerinden hikâyeler nakletmektedir.

Müellifin bu kitabı yazmaktaki gayesi, kitaba verdiği addan da anlaşıldığı üzere okuyucularının kitaptaki sözler ile amel etmesi ve bu kitabın onlara cennete gitmek için bir kılavuz teşkil etmesidir. Bu sebeple, hiçbir sanat gayesi güdülmemiş, edebî olması gibi bir endişeye yer verilmemiştir. Bundan dolayı gayet sade ve açık bir üslûpla kaleme alınmıştır. Fakat ele alınan meseleler, ilgi çekici hikâyeler ışığında verildiği için kesinlikle sıkıcı bir kitap değildir. Bu üslûbundan dolayı da çeşitli muhitlerde kopyaları oluşturulmuştur.

Şihabeddin Mercanî’nin kütüphanesinde bulunan, fakat sonradan ortadan kaybolan Nehcü’l- Ferâdîs nüshası 759 (M. 1357-1358) tarihini taşımaktadır ve Altınordu Devleti’nin başkenti Saray’da istinsah edilmiştir. Mercanî bu nüshanın sonunda müellif veya müstensih olarak gösterilen “Mahmûd b. ‘Alî es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî” adını müellif adı olarak kabul etmektedir.[15] E. N. Nadjib, Mercanî nüshasındaki “Mahmûd b. ‘Alî b. es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî” isminin önündeki kılguçı kelimesi ile Kazan Üniversitesi Kütüphanesi’nde 60261 numarada kayıtlı bulunan cem‘ kılguçı kelimelerinden hareketle müellifin büyük bir tevazu ile kendisini “müellif” olarak değil de, “toplayıcı” diye vasıflandırdığını belirtmekte ve Mahmûd b. ‘Alî b. es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî’yi eserin müellifi olarak kabul etmektedir.[16] Ona göre es-Sarâyî, müellifin yaşadığı yeri göstermektedir. St. Petersburg SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nde 316 numarayla kayıtlı bulunan nüshadaki “Mahmud b. ‘Alî b. şeyh es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî ‘akden” kaydından müellifin “Saray şeyhinin oğlu, Bulgar doğumlu, Kurder (Kerder) ile ilgisi bulunan Ali oğlu Mahmud” olduğunu belirtmektedir.[17] Nadjib ayrıca, söz konusu nüshadaki “‘akden” kelimesinin müellifin aslının Kürder Kazak aşiretine bağlı olduğunu gösterebileceğini ileri sürer, yani Nadjib’e göre Kürder Kazak aşiretinden olan müellif, Bulgar’da doğmuş, Saray’da yaşamış ve eserlerini yazmıştır.[18]

Nadjib’in Mercanî nüshasında… kılguçı, St. Petersburg’da 316 numarada kayıtlı nüshada cem‘ kılguçı olarak geçen kelimelerin müellifi işaret ettiği yolundaki görüşü, makul bir görüştür. Zaten İstanbul nüshasında da 2a/1’de müellif yerine cem‘ kılgan ifadesi tercih edilmiştir. Nehcü’l-Ferâdîs çeşitli din âlimlerinin rivayetlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir eser olması sebebiyle, müellifin kendisini “toplayan, bir araya getiren” olarak vasıflandırması şaşılacak bir husus değildir. Dolayısıyla başka bir bilgi elde edilmediği sürece, Mahmûd b. ‘Alî’yi müellif olarak kabul etmek uygundur.

Saray, Bulgar ve Kerder’le alâkası hususunda Mercanî nüshasında “Mahmûd b. ‘Alî es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî” ibaresine rastlıyoruz ki bu Saray’da yetişmiş, Bulgar doğumlu anlamına gelmektedir. Ancak bu ibarede “ve’l-Kerderî” açıkta kalmaktadır, yani bundan sonra Kerder’le bağlantısının ne yolla olduğunu açıklayan bir kelimeye ihtiyaç vardır ki biz bu bilgiyi St. Petersburg’da 316 numarayla kayıtlı nüshada bulmaktayız. Orada ibare şu şekilde karşımıza çıkıyor: “Mahmûd b. ‘Alî b. şeyh es-Sarâyî menşe’en ve’l-Bulgârî mevliden ve’l-Kerderî ‘akden” Saray’da yetişmiş, Bulgar doğumlu, ailesi itibariyle (?) Kerderli” Yazmayı görmediğim için “‘akden” kelimesinin doğru olduğundan emin değilim, çünkü “‘akden”, bu tür ifadelerde alışılmış bir kelime değildir. Eğer doğru ise “aile itibariyle, kök itibariyle veya evlilik itibariyle” gibi anlamlara gelebilir.

Eserin tarihine gelince St. Petersburg 316 numaralı nüsha, 8 Sefer 759 (M. 20 Ocak 1358, Cumartesi) tarihini taşımaktadır. Mercanî nüshası ise 759 (M. 1357-1358) yılının ikinci günü tarihini taşımaktadır, ama okunamayan bir kısım bulunduğu için hangi ayda yazıldığı belli değildir. İstanbul nüshasında hatimedeki kayda göre eserin müstensihi yazım işini müellifin ölümünden üç gün sonra, yani 6 Cemaziye’l-Evvel 761 (M. 25 Mart 1360, Çarşamba) tarihinde tamamlamıştır. Bu durumda eser, 759’da veya 759’dan önce yazılmış olmalıdır.

Eserin yazılış yeri Mercanî ve St. Petersburg nüshalarında Saray olarak gösterilmiştir. Diğer nüshalarda bu konuda bir bilgi bulunmamaktadır.

Aslı Uygur hafleriyle yazılmış olan Mi’râcnâme’nin mukaddimesinde bu eserin Nehecü’l-Ferâdîs adlı kitaptan Türkçeye çevrilmiş olduğu belirtilmektedir.[19] Mi’râcnâme’deki Kaf dağına yolculuk haricindeki kısım, Nehcü’l-Ferâdîs’te bulunmaktadır ve bu kısımların tertip bakımından birbirine uyduğu görülmektedir. Fakat şu andaki bilgilerimize dayanarak, hele söz konusu Nehecü’l-Ferâdîs adlı eser ortaya çıkmadan bizim müellifimizin Mi’râcnâme’de bahsi geçen Nehecü’l-Ferâdîs’ten faydalandığını ileri sürmek doğru olmaz.[20]

Nüshaları:

  1. İstanbul nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi, Yeni Cami, 879 numarada muhafaza edilmektedir. Tam bir nüshadır. Müellif adı, yazılış yeri ve yılına dair bir kayıt mevcut değildir. İstinsah kaydından müstensihin Harezmli Muhammed b. Muhammed b. Husrev olduğunu öğreniyoruz (444/13-16).

Hatimedeki kayda göre eserin müstensihi Harezmli Muhammed b. Muhammed b. Husrev yazım işini müellifin ölümünden üç gün sonra, yani 6 Cemaziye’l-Evvel 761 (M. 25 Mart 1360, Çarşamba) tarihinde tamamlamıştır. Bu durumda müellifin ölüm tarihi M. 22 Mart 1360, Pazar’dır (443/15-17).

  1. Paris nüshası: Paris Bibliothèque Nationale 1020 numarada muhafaza edilmektedir. Tam bir nüsha olmayıp başı ve sonu kayıptır. Birinci babın üçüncü faslının son kısmı ile başlamakta, üçüncü babın ikinci faslı ile sona ermektedir.

Başı ve sonu kopmuş olduğu için eserin adı, müellifi, müstensihi, yazılış ve istinsah tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır. İstinsah tarihi bilinmemekle beraber dil özellikleri açısından İstanbul nüshasından daha sonraki bir yüzyıla ait olduğu görülmektedir.[21]

  1. Mercanî nüshası: Şihabeddin Mercanî’nin kütüphanesinde bulunan ve kendisi tarafından tanıtılan, fakat sonradan ortadan kaybolan nüshadır. H. 759/M. 1357-1358 tarihini taşıyan yazma, Altınordu Devleti’nin başkenti Saray’da istinsah edilmiştir. 1877 yılının Ağustos ayında Kazan’da düzenlenen IV. Rusya Arkeoloji Kongresi çerçevesinde düzenlenen sergide gösterime sunulan el yazmalarından on ikincisi Nehcü’l-Ferâdîs’tir. S. G. Vahidov’a göre, bu nüsha Mercanî’nin elinde bulunan ve daha sonra kaybolan nüshadır.[22]
  2. Yalta nüshası: 1928’de Kırım’da bir kitapçıda bulunmuştur. Yalta Doğu Müzesi’nin satın aldığı bu nüsha sadece ilk iki babı ihtiva eder. Sonradan yapıştırılan yaprak ve zedelenen yaprakların tamiri için kullanılan kâğıt, XVII. asrın sonunda kullanılan kendine has kâğıt tipine aittir. Yazmanın cildi XVII. veya XVIII. asırda, siyah maroken deriden yapılmıştır. İstinsah kaydında belirtildiğine göre istinsah tarihi Rebiülâhir 792 (M. 19 Mart-16 Nisan 1390), müstensihi ise Kasım b. Muhammed’dir. Yazılış yeri ve müellifi belirtilmemiştir. Yakup Kemal, nüshanın Kırım’da ortaya çıktığına ve istinsah tarihinin Kırım’ın Altınordu Devleti’nin kültür merkezi olduğu devre rastladığına dayanarak, müstensihin Solhatlı bir zat olduğunu var saymakta, müellif olarak ise Mahmud b. Ali’yi kabul etmektedir (Yakub Kemal, Tyurko-tatarskaya rukopis’ XIV veka “Nehju’l-feradis”, önsözü yazan: A. Samoyloviç. Yaltinskiy Ob’edinennıy Kraevedçeskiy Muzey, Simferopol, 1930).[23]

Bu yazma, halen kayıptır.

  1. Kazan nüshaları: Halen Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan nüshalardan biri, 60261 numarada muhafaza edilmektedir. Kâğıdı XVII. asra ait olan yazmanın 2, 21-23, 27-28, 30, 265, 267 varakları başka yazı ile yazılmış ve yazmaya sonradan ilâve edilmiştir. Bazı sayfalar ise mevcut değildir. Sonradan ilâve edilen varaklarda 14-16 satır, diğer varaklarda ise 17-19 satır bulunmaktadır. 1-20, 24-25, 263-264. varaklar tamir edilmiş ve bu varaklardaki eksik kısımlar tamamlanmıştır (B. A. Yafarov, “Literatura Kamsko-Voljkih Bulgar X-XIV vv. i rukopis “Nahc al-Faradis,” Kazan, 1949).[24]

Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan diğer nüsha, 3060 numarada kayıtlıdır. Tamamı 28 varaktır ve her sayfasında 29 satır bulunmaktadır. Kâğıdı, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına aittir (B. A. Yafarov, Literatura Kamsko-Voljkih Bulgar X-XIV vv. i rukopis “Nahc al-Faradis”, Kazan, 1949).[25]

Kazan nüshalarının üçüncüsü yine Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi’nde 12100 numarada muhafaza edilmektedir. 532 sayfadır. Başka bir elle yazılan ilk birkaç varak sonradan eklenmiştir. Yalnız ilk sayfası eksiktir. Hicrî 1185 (M. 1771-1772) tarihini taşıyan nüshanın müstensihi, Feyzullah Caferoğlu’dur ve yazmayı hocası Molla Selimcan Dost Muhammed’in oğlu için istinsah etmiştir.[26]

  1. F. İslamov bize ayrıca Nehcü’l-Ferâdîs’in üç nüshasını haber vermektedir: Bunlardan biri M. G. Gosmanov yönetimindeki araştırma gezisinde 1968’de Ehmet köyünde bulunmuştur. İkincisi aynı yıl G. İbrahimov Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü’nde (bugünkü G. İbrahimov Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü) çalışan M. Yusupov tarafından Ulyan bölgesinin Yugarı Tireşke köyünde bulunmuştur. Üçüncüsü Milla Rehmetulla tarafından 1723’te istinsah edilen derlemenin arasındadır ve bugün adı geçen enstitüsünün arşivinde muhafaza edilmektedir.[27]

Nekiy İsenbet Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi’nde 1357 yılına ait bir Nehcü’l-Ferâdîs nüshası bulunduğunu belirtmektedir.[28] Fakat İsenbet’in bahsettiği nüsha, yukarıda tanıttığımız nüshalardan biri midir, bilemiyoruz.

  1. F. İslamov, Nehcü’l-Ferâdîs’in bir nüshasının da Kazan Pedagogika Üniversitesi’nde bulunduğunu ileri sürmektedir.[29]
  2. Petersburg nüshaları: St. Petersburg SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nde bulunan nüshalardan biri 316 numarada muhafaza edilmektedir. Tam bir nüsha değildir. Birinci babın dördüncü faslı ile başlayan yazmadaki kayıtta 759 yılı sefer ayının sekizinci gününde (M. 20 Ocak 1358, Cumartesi) yılkı yılında Saray’da yazıldığı ve kitabı cem‘ kılguçı (toplayan) kişinin “Mahmud b. Ali b. şeyh es-Sarayî menşe’en ve’l-Bulgarî mevliden ve’l-Kerderî ‘akden” olduğu belirtilmektedir.[30] Nadjib, yılkı yılının Hicrî 754 veya 756 (M. 1353 veya 1355) yılına tekabül ettiğini, halbuki kitabın 759 (M. 1357-1358)’da yılında yazıldığının kaydedildiğini belirtmektedir.[31]

St. Petersburg SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nde bulunan nüshalardan diğeri 2590 numarada kayıtlıdır. Tam bir nüsha değildir. Başı ve sonu kayıptır.[32]

Bu her iki yazma da Kazan’dan S. G. Vahidov’un kütüphanesinden getirilmiştir.[33] Ayrıca R. F. İslamov, söz konusu enstitüde muhafaza edilen ve Vahidov tarafından bulunduğunu belirttiği bir nüshadan söz ediyor ve 1085 numarada muhafaza edildiğini ifade ediyor.[34]

  1. F. İslamov, S. A. Alimov’un Astrahan’da tespit ettiği bir derleme arasında bulunan (62b-73a) ve Nehcü’l-Ferâdîs’in iki kısmından ibaret olan bir başka nüshanın söz konusu enstitüde 4310 numarada kayıtlı olduğunu bildirmektedir.[35]
  2. H. Menges, St. Petersburg’a yaptığı inceleme gezisi sırasında, birisi büyük bir ihtimalle tam olmak üzere dört adet Nehcü’l-Ferâdîs nüshası bulunduğunu tespit ettiğini belirtmektedir.[36] Muhtemelen Menges’in gördüğü bu nüshalar yukarıda zikrettiğimiz nüshalar olmalıdır.

Eser üstünde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • Yakub Kemal. Tyurko-tatarskaya rukopis’ XIV veka “Nehju’l-feradis”. Önsözü yazan: A. Samoyloviç. Yaltinskiy Ob’edinennıy Kraevedçeskiy Muzey, Simferopol, 1930.
  • A. Yafarov. “Literatura Kamsko-Voljkih Bulgar X-XIV vv. i rukopis “Nahc al-Faradis (X-XIV. yüzyıllarda Kama-Volga Bulgarları Edebiyatı hem ‘Nehc-el-Feredis’ Kulyazması).” Kazan Devlet Üniversitesi Doktora Tezi, 1949.
  • Nehcü’l-Feradis: Tıpkıbasım. I, önsözü yazan: Janos Eckmann. Türk Dil Kurumu Tıpkıbasımlar Dizisi 35. Ankara, 1956.
  • Osman Nedim Tuna. “Studies on Nahju’l-Farâdis: A Method for Turkic Historical Dialectology”. Ph D thesis University of Washington, 1968.
  • Ali Fehmi Karamanlıoğlu. “Nehcü’l-Feradis’in Dil Hususiyetleri I.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XVI (1968), 55-72.
  • Ali Fehmi Karamanlıoğlu. “Nehcü’l-Feradis’in Dil Hususiyetleri II.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XVII (1969), 33-56.
  • Ali Fehmi Karamanlıoğlu. “Nehcü’l-Feradis’in Dil Hususiyetleri III.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XVIII (1970), 57-80.
  • Ali Fehmi Karamanlıoğlu. “Nehcü’l-Feradis’in Dil Hususiyetleri IV.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XIX (1971), 145-170.
  • N. Nadjib. “O pamyatnike XIV veka ‘Nahc al-faradis’i yego yazıke.” Sovetskaya Tyurkologiya, 6 (1971), 56-68//Çevirisi: Nazif Hoca. “Nehcü’l-Feradis ve Dili Üzerine.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXII (1977), 29-44.
  • Ş. Nurieva. İssledovaniyi Yazıka Pamyatnika XIV veka ‘Nahdj al-Faradis’. Kazan, 1993.
  • Şirvan Kalsın. “Nehcü’l-Feradis’te Sözcük Yapımı.” Mersin Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, 1996.
  • Gülden Sağol. Nehcü’l-Ferâdîs: İlk İki Bap (Giriş-Tenkitli Metin-Sözlük-Dizin-Arapça İbareler). Basılmamış Doçentlik çalışması, 1998.
  • Janos Eckmann, çeviriyazı. Nehcü’l-Ferâdîs. Uştmahlarnıg Açuq Yolı (Cennetlerin Açık Yolu): Metin. II. Yay. Semih Tezcan ve Hamza Zülfikar. Türk Dil Kurumu Yayınları: 518. Ankara, tarihsiz; Dizin-Sözlük. III. Haz. Aysu Ata. Türk Dil Kurumu Yayınları: 518. Ankara, 1998.
  • Ş. Nurieva. “Nahdj al-Faradis” Mahmuda al-Bulgari. Akademiya Nauk Tatarstana Kazanskiy Gosudarstvennıy Universitet. Kazan, 1999.
  1. Mi‘râc-Nâme

H. 840/M. 1436’da Mâlik Bahşı tarafından istinsah edilmiştir. İstinsah yeri Herat olan eserin, bu tarihten önce yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple XIV. yüzyıl eserlerinden sayılmaktadır. Mi‘râc- nâme’nin Paris Bibliothèque Nationale’de muhafaza edilen bu Uygur harfli nüshadan başka nüshası ele geçirilememiştir.

Eser üzerinde yapılan çalışmalar:

  • Pavet de Courteille. Mirâdj-Nâmeh: Le manuscript Oigour de la Bibliothèque Nationale. Paris, 1882.
  • Osman Fikri Sertkaya. “Miracnâme: Metin, İndeks.” İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezuniyet tezi. İstanbul, 1968.
  1. Kur’ân-ı Kerîm Tercümeleri

8.1.Süleymaniye Kütüphanesi Hekimoğlu Ali Paşa Camii 2 numarada muhafaza edilen satır arası Kur’ân tercümesi nüshası. Yazma daha önce Millet Kütüphanesi Hekimoğlu Ali Paşa 951 numarada bulunmaktaydı. Tercümesi yapılmayan 196a/196b sayfaları ile Farsça olarak vakıf ve ibtida kaidelerinin verildiği 586b-587b’nin devamının olmayışı hesaba katılmazsa tam bir nüsha olup tercüme kısmı 583b’de, kitabın tamamı ise 587b’de sona ermektedir.

585b-586a’da Farsça olarak Kur’an ayetleriyle nasıl fal bakılacağı öğretilir. 586b-587b’de Farsça olarak Kur’an-ı Kerim’in kıraatında riayet edilmesi gereken hususlardan olan vakıf ve ibtida kaideleri üzerinde durulmaktadır. Fakat bu kısım Nahl suresinden itibaren eksiktir. Nüshada satır arasında kelime kelime tercümeden başka -birkaç önemsiz istisna dışında- ilâve veya tefsir yoktur.

Bu kitap üzerinde yapılan tek kapsamlı çalışma Gülden Sağol tarafından yapılmıştır:

Gülden Sağol. An Inter-linear Translation of the Qur’an Into Khwarazm Turkish = Harezm Türkçesi Satır Arası Kur’an Tercümesi: Introduction and Text. I, Sources of Oriental Languages and Literatures 21, Turkish Sources XIX, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1993; Glossary. II, Sources of Oriental Languages and Literatures 26, Turkish Sources XXIII, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1995; Facsimile Section One: 1b-300b. III, Sources of Oriental Languages and Literatures 36, Turkish Sources XXXIII, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1996; Section Two: 301a-587b. III, Sources of Oriental Languages and Literatures 46, Turkish Sources XXXIX. Harvard University, 1999.

8.2.İngiltere (Manchester), John Rylands Kütüphanesi Arabic MSS. 25-38’de kayıtlı olan satır arası tercümeli nüshadır. Satır arasında Farsça ve Türkçe tercüme ihtiva etmektedir. Tamamı otuz cilt olan eserin elde on dört cildi mevcuttur. Bu on dört cilt 1145 varaktan ibarettir. Maalesef bu ciltlerde de eksikler bulunmaktadır. Bu ciltlerin haricinde tercümeye ait olan iki varak da Dublin, Chester Beatty Kütüphanesi nr. 1606 ve nr. 1630’da kayıtlıdır.

Yazma, her sayfada sadece üçer satırlık Arapça, Farsça ve Türkçe metin ihtiva ettiği için çok hacimlidir. Başı ve sonu eksik olduğundan nerede ve kimin tarafından meydana getirildiği hakkında bilgimiz yoktur. J. Eckmann, bazı dil özelliklerini ve yazı biçimini göz önünde tutarak metnin XIII. yüzyılın ikinci yarısı veya XIV. yüzyılın ilk yarısından önce istinsah edilmediğini belirtmektedir.[37]

Üstünde yapılan belli başlı çalışmalar:

  • Janos Eckmann. “Two Fragments of a Koran Manuscript with Interlinear Persian and Turkic Translations.” Central Asiatic Journal, XIII/4 (1969), 287-290.
  • Janos Eckmann. Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran Translation. Bibliotheca Orientalis Hungarica XXI, Akademiai Kiado. Budapest, 1976.

Doç. Dr. Gülden SAĞOL

Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 5 Sayfa: 804-813


Kaynaklar :
♦ Ata, Aysu. Nâsırü’d-dîn bin Burhânü’d-dîn Rabgûzî. Kısasü’l-Enbiyâ (Peygamber Kıssaları): Giriş-Metin-Tıpkıbasım, Dizin. I-II. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 681/1-2. Ankara, 1997.
♦ Barthold, V. V. Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler. Yayına hazırlayanlar: Kâzım Yaşar Kopraman ve Afşar İsmail Aka. Ankara, 1975.
♦ Blochet, E. Catalogue des Manuscripts Turcs. Bd. II, Paris, 1933.
♦ Boeschoten, H. [E. ] ve M. Vandamme. “The Different copyists in the London ms. of the Qisas-i Rabghuzi.” Utrecht Papers on Central Asia. Proceedings of the first European Seminar on Central Asian Studies. Utrecht, 1986, 177-183.
♦ Boeschoten, H. [E. ] “The Leningrad Manuscripts of Rabghuzi’s Qısas.” Türk Dilleri Araştırmaları 1991 (1991), 47-79.
♦ Boeschoten, H. E., M. Vandamme ve S. Tezcan (Critically edited). Al-Rabghûzî. The Stories of the Prophets. Qisas al-Anbiyâ’, An Eastern Turkish Version. 1. With the Assistance of H. Braam and
♦ Radtke. E. J. Brill. Leiden-New York-Köln, 1995.
♦ Boeschoten, H. E., J. O’kane ve M. Vandamme (Translated into English). Al-Rabghûzî. The Stories of the Prophets. Qisas al-Anbiyâ’, An Eastern Turkish Version. 2. E. J. Brill. Leiden-New York- Köln, 1995.
♦ Caferoğlu, Ahmet. Türk Dili Tarihi. I-II. 3. baskı. Enderun yayınları: 17. İstanbul, 1984.
♦ Courteille, A. Pavet de. Mirâdj-Nâmeh. Le Manuscript Ouigour de la Bibliothèque Nationale. Paris, 1882.
♦ Çağatay, Saadet Ş. Türk Lehçeleri Örnekleri. VIII. Yüzyıldan XVIII. Yüzyıla Kadar Yazı Dili, 2. baskı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayımları: 62, Türk Dili ve Edebiyatı Enstitüsü: 9. Ankara, 1963.
♦ Eckmann, Janos. “Die Kiptschakische Literatur 1. Die Literatur von Chwarezm und der Goldenen Horde.” Philologiae Turcicae Fundamenta, II, Wiesbaden, 1964, 275-296.
♦ Eckmann, Janos. “Harezm Türkçesi.” Çev. Mehmet Akalın. Tarihî Türk Şiveleri. İlâveli 2. baskı. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınları: 73, Seri: IV-Sayı: A. 21. Ankara, 1988.
♦ Eckmann, Janos. “Eastern Turkic Translations of the Koran.” Studia Turcica, XVII (1971), 149-159. Türkçe çevirisi: Ekrem Ural. “Kur’an’ın Doğu Türkçesine Tercümeleri.” Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXI (1975), 15-24.
♦ Eckmann, Janos. Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran Translation. Bibliotheca Orientalis Hungarica XXI, Akadémiai Kiado. Budapest, 1976.
♦ Eckmann, Janos, Çevriyazı. Nehcü’l-Ferâdîs. Uştmahlarnıg Açuq Yolı (Cennetlerin Açık Yolu): Metin. II. Yay. Semih Tezcan ve Hamza Zülfikar. Türk Dil Kurumu Yayınları: 518. Ankara, tarihsiz; Dizin-Sözlük. III. Haz. Aysu Ata. Türk Dil Kurumu Yayınları: 518. Ankara, 1998.
♦ Gr0nbech, K. Rabguzi Narrationes de Prophetis, Cod. Mus. Brit. Add. 7851. Kopenhagen, 1948.
♦ Hacıyeva, N. “Rabguzi’nin Kısasü’l-Enbiya Eserinin Bakü Yazması.” Türk Dili, 514 (Ekim 1994), 292-296.
♦ İsenbet, Nekiy. Tabışmalar. Kazan, 1941.
♦ İslamov, R. F. Altınordu Hem Memlükler Misırı: Yazma Miras, Medenî Baglanışlar. Kazan, 1998.
♦ Jarring, G. Studien zu einer osttürkische Lautehre. Lund, 1933.
♦ Kafesoğlu, İbrahim. Harezmşahlar Devleti Tarihi: 485-618/1092-1221). Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları VII/29b. Ankara, 1992.
♦ Karahan, Abdülkadir. İslâm-Türk Edebiyatında Kırk Hadîs Toplama, Tercüme ve Şerhleri. Gözden geçirilmiş, buluşlar ve eklerle zenginleştirilmiş yeni baskı. Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları: 284, İlmî Eserler: 23. Ankara, 1991.
♦ Köprülü, M. Fuad. Türk Edebiyatı Tarihi. 3. baskı. Ötüken Neşriyat: 157, Kültür Serisi: 28. İstanbul, 1981.
♦ Kurışcanov, A. K. İssledovanie po Leksike Starokıpçakskogo Pis’mennogo Pamyatnika XIII v. – “Tyurksko-Arabskogo Slovarya”. Akademiya Nauk Kazaxskoy SSR İnstitut Yazıkoznaniya. Alma-Ata, 1970.
♦ Malov, S. E. Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pismennosti. Moskva-Leningrad, 1951.
♦ Menges, K. H. “Report on an Excursion to Leningrad and Taşkent for Research in Çagatay Manuscripts.” Central Asiatic Journal, VIII/4 (1963), 231-252.
♦ Mercanî, Şihabeddin. Kitâbu Müstefâdi’l-Ahbâr fî Ahvâli Kazân ve Bulgâr. I. Kazan, 1885.
♦ Nadjib, E. N. “Nehcü’l-Feradis ve Dili Üzerine.” Çev. Nazif Hoca. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXII (1977), 29-44.
♦ Nehcü’l-Feradis: Tıpkıbasım. I. Önsözü yazan: Janos Eckmann. Türk Dil Kurumu Tıpkıbasımlar Dizisi 35. Ankara, 1956.
♦ Ölmez, Zuhal Kargı. Ebulgazi Bahadır Han. Şecere-i Terâkime: Türkmenlerin Soykütüğü. Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi 3. Simurg. Ankara, 1996.
♦ Özaydın, Abdülkerim. “Hârizm.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 16. cilt. İstanbul, 1997, 217-220.
♦ Sağol, Gülden. An Inter-linear Translation of the Qur’an Into Khwarazm Turkish = Harezm Türkçesi Satır Arası Kur’an Tercümesi: Introduction and Text. I, Sources of Oriental Languages and Litera tures 21, Turkish Sources XIX, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1993; Glossary. II, Sources of Oriental Languages and Literatures 26, Turkish Sources XXIII, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1995; Facsimile Section One: 1b-300b. III, Sources of Oriental Languages and Literatures 36, Turkish Sources XXXIII, Harvard University The Department of Near Eastern Languages and Civilizations, 1996; Section Two: 301a-587b. III, Sources of Oriental Languages and Literatures 46, Turkish Sources XXXIX. Harvard University, 1999.
♦ Sağol, Gülden. Nehcü’l-Ferâdîs: İlk İki Bap (Giriş-Tenkitli Metin-Sözlük-Dizin-Arapça İbareler). Basılmamış Doçentlik çalışması, 1998.
♦ Samoyloviç, A. “Cuci Ulusu veya Altın Ordu Edebî Dili.” Türk Dili Belleten, I/12 (1935), 34-52.
♦ Sertkaya, Osman F. “İslâmî Devrenin Uygur Harfli Eserlerine Toplu Bir Bakış.” “İslâmî Devrenin Uygur Harfli Eserlerinden Sirâcü’l-Kulûb: Transkripsiyon ve İndeks, İstanbul, 1975” adlı Doktora tezinden ayrı basım. Bochum, 1977.
♦ Şçerbak, A. M. Grammatika Starouzbekskogo Yazıka. Akademiya Nauk SSSR İnstitut Yazıkoenaniya. Moskva-Leningrad, 1962.
♦ Togan, Zeki Velidi. “Hârizm.” İslâm Ansiklopedisi. İslâm Âlemi Tarih, Coğrafya, Etnografya ve Biyografya Lugati. 5/1. Yeni baskı. Millî Eğitim Bakanlığı. İstanbul, 1993, 240-257.
♦ Toparlı, Recep. Harezm Türkçesi Grameri. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bölümleri Ders Notları: 82, Türk Dili ve Edebiyatı: 41. Erzurum, 1985.
♦ Toparlı, Recep. Mu‘înü’l-Mürîd. Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi yayınları 15. Erzurum, 1988.
♦ Yüce, Nuri. Ebu’l-Kâsım Cârullâh Mahmûd bin ‘Omar bin Muhammed bin Ahmed ez-Zamahşarî el-Hvârizmî. Mukaddimetü’l-Edeb: Hvârizm Türkçesi ile Tercümeli Şuşter Nüshası: Giriş, Dil Özellikleri, Metin, İndeks. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları 535. Ankara, 1988.
♦ Zajaczkowski, Ananiasz. Najstarsza Wersja Turecka Husrav u Şîrîn Qutba = La Plus Ancienne Version Turque du Husrav u Şîrîn de Qutb: Tekst, Facsimile, Slownik. I-III. Warszawa, 1958-1961.
Dipnotlar:
[1] Nuri Yüce, Ebu’l-Kâsım Cârullâh Mahmûd bin ‘Omar bin Muhammed bin Ahmed ez- ZamahŞarî el-Hvârizmî, Mukaddimetü’l-Edeb: Hvârizm Türkçesi ile Tercümeli Şuşter Nüshası: GiriŞ, Dil Özellikleri, Metin, İndeks, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları 535 (Ankara, 1988), 9.
[2] Nuri Yüce, a.g.e., 11.
[3] Rabgûzî eserinde Nâsırü’d-din Tok Buga’nın küçük yaşta bey olduğunu, müslümanlığı sonradan kabul ettiğini ve Moğol olduğunu belirtmektedir (2v/5-11). Bk. Aysu Ata, Nâsırü’d-dîn bin Burhânü’d-dîn Rabgûzî, Kısasü’l-Enbiyâ (Peygamber Kıssaları): Giriş-Metin-Tıpkıbasım, Dizin, I, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 681/1 (Ankara, 1997), XIII. Tok Buga hakkında ayrıca bk. M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, 3. baskı, Ötüken Neşriyat: 157, Kültür Serisi: 28 (İstanbul, 1981), 287.
[4] H. Boeschoten ve M. Vandamme, “The Different copyists in the London ms. of the Qisas-i Rabghuzi, ” Utrecht Papers on Central Asia, Proceedings of the first European Seminar on Central Asian Studies (Utrecht, 1986), 177-183.
[5] H. Boeschoten, “The Leningrad Manuscripts of Rabghuzi’s Qısas, ” Türk Dilleri Araştırmaları 1991 (1991), 49-50.
[6] J. Eckmann, “Die Kiptschakische Literatur 1. Die Literatur von Chwarezm und der Goldenen Horde, ” Philologiae Turcicae Fundamenta, II (Wiesbaden, 1964), 278.
[7] G. Jarring, Studien zu einer osttürkische Lautehre (Lund, 1933), 20.
[8] E. Blochet, Catalogue des manuscripts turcs, Bd. II (Paris, 1933), 138.
[9] N. Hacıyeva, “Rabguzi’nin Kısasü’l-Enbiya Eserinin Bakü Yazması,” Türk Dili, 514 (Ekim 1994), 292-296.
[10] Zuhal Kargı Ölmez, Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terakime: Türkmenlerin Soykütüğü, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi 3, Simurg (Ankara, 1996), 220.
[11] Abdülkadir Karahan, İslâm-Türk Edebiyatında Kırk Hadîs Toplama, Tercüme ve Şerhleri, gözden geçirilmiş, buluşlar ve eklerle zenginleştirilmiş yeni baskı, Diyanet işleri Başkanlığı yayınları: 284, İlmî Eserler: 23 (Ankara, 1991), 143.
[12] Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami 879, 2/4-13.
[13] Süleymaniye Kütüphanesi Yeni Cami 879, 443-444/17-9.
[14] Eserde zikredilen kaynaklar ve bu kaynakların müellifleri için bk. Gülden Sağol, Nehcü’l- Ferâdîs: İlk İki Bap (Giriş-Tenkitli Metin-Sözlük-Dizin-Arapça İbareler), basılmamış doçentlik çalışması (1998), XXX-XXXI.
[15] Şihabeddin Mercanî, Kitâbu Müstefâdi’l-Ahbâr fî Ahvâli Kazân ve Bulgâr, I (Kazan, 1885), 15-16.
[16] E. N. Nadjib, “Nehcü’l-Feradis ve Dili Üzerine,” çev. Nazif Hoca, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXII (1977), 36-37.
[17] E. N. Nadjib, a.g.e., 37.
[18] E. N. Nadjib, a.g.e., 39.
[19] A. Pavet de Courteille, Mirâdj-Nâmeh, Le Manuscript Ouigour de la Bibliothèque Nationale (Paris, 1882).
[20] Bu konu hakkında bk. Ahmet Caferoğlu, Türk Dili Tarihi, II, 3. baskı, Enderun yayınları: 17 (İstanbul, 1984), 113; E. N. Nadjib, a.g.e., 41; Nehcü’l-Feradis: Tıpkıbasım, I, önsözü yazan: Janos Eckmann, Türk Dil Kurumu Tıpkıbasımlar Dizisi 35 (Ankara, 1956), X-XII; Osman F. Sertkaya, “İslâmî Devrenin Uygur Harfli Eserlerine Toplu Bir Bakış, ” “İslâmî Devrenin Uygur Harfli Eserlerinden Sirâcü’l-Kulûb: Transkripsiyon ve Şndeks, İstanbul, 1975” adlı Doktora Tezinden Ayrı Basım (Bochum, 1977), 12; R. F. İslamov, Altın Urda Hem Memlükler Misırı: Yazma Miras, Medenî Bağlanışlar (Kazan, 1998), 60; S. E. Malov, Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pismennosti (Moskva-Leningrad, 1951), 96; Saadet Ş. Çağatay, Türk Lehçeleri Örnekleri. VIII. Yüzyıldan XVIII. Yüzyıla Kadar Yazı Dili, 2. baskı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayımları: 62, Türk Dili ve Edebiyatı Enstitüsü: 9 (Ankara, 1963), 175;           vd.
[21] Gülden Sağol, a.g.e., XVI.
[22] R. F. İslamov, a.g.e., 61.
[23] Görmedim, Bk. E. N. Nadjib, a.g.e., 31-32.
[24] Görmedim, Bk. E. N. Nadjib, a.g.e., 34-35.
[25] Görmedim, Bk. E. N. Nadjib, a.g.e., 35.
[26] E. N. Nadjib, a.g.e., 35.
[27] R. F. İslamov, a.g.e., 64.
[28] Nekiy Isenbet, Tabışmalar (Kazan, 1941), 15
[29] R. F. İslamov, a.g.e., 65.
[30] Görmedim, bk. E. N. Nadjib, a.g.e., 36-37.
[31] E. N. Nadjib, a.g.e., 37.
[32] E. N. Nadjib, a.g.e., 36; R. F. İslamov, a.g.e., 63.
[33] A. Samoyloviç, Yakup Kemal’in risalesine yazdığı önsözde (Tyurko-tatarskaya rukopis’ XIV veka “Nehju’l-feradis”, Yaltinskiy Ob’edinennıy Kraevedçeskiy Muzey, Simferopol, 1930), Aralık 1928’de Kazan’da S. G. Vahidov’a ait yazmalar arasında iki Nehcü’l-Ferâdîs nüshası gördüğünü kaydetmekte, fakat Vahidov’un bunları bizzat tanıtmak istediğini söyleyerek fazla bilgi vermemektedir, bk. Nehcü’l-Feradis: Tıpkıbasım, I, önsözü yazan: Janos Eckmann. Türk Dil Kurumu Tıpkıbasımlar Dizisi 35 (Ankara, 1956), VI. Ayrıca A. Samoyloviç II. Türk Dil Kurultayında okuduğu tebliŞğde S. G. Vahidov tarafından Tatar Cumhuriyeti Devlet Kütüphanesi’ne ve St. Petersburg’daki Şlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’ne hediye edilen yazmalar içinde eserin üç nüshasının bulunduğunu belirtmiştir, bk. A. Samoyloviç, “Cuci Ulusu veya Altınordu Edebî Dili, ” Türk Dili Belleten, I/12 (1935), 35.
[34] R. F. Şslamov, a.g.e., 63.
[35] R. F. Şslamov, a.g.e., 63.
[36] K. H. Menges, “Report on an Excursion to Leningrad and Taşkent for Research in Çagatay Manuscripts”, Central Asiatic Journal, VIII/4 (1963), 242.
[37] Janos Eckmann, “Eastern Turkic Translations of the Koran”, Studia Turcica, XVII (1971), 154.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.