Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Hacı Wılheım’in Hacıları

1 14.203

Kasım 1898 Yer ŞAM.

Almanya İmparatoru ve Prusya Kralı Kayzer II.Wilheim konuşuyor:”300 milyon Müslümana söyleyin ki ben onların en candan dostuyum !”İyi de bu 300 milyon Müslümanın en candan dostu Şam’a Kudüs yoluyla Siyon Dağının eteklerinden, Aclan Vadisinden azametli azametli gelmişti! Daha sonraları öylesine müslüman dostu(!) olmuştu ki artık o Kraliyet armalı “Hacı Wilhem”di… Ne garip tesadüf ki 100 yıl sonra aynı aileden bu kez başka bir anglo-sakson Kraliyet armalı “Hacı Charles”ti..

Kasım 1898 yer LONDRA.

Kraliyet armalı “Hacı Wilhem” ŞAM’da candan dostluğunu 300 milyon Müslümana ilan ederken, aynı saatlerde İngiltere Kraliçesi Victoria; İngiliz Mısır Ordusu Kumandanı Sir Hubert H.Kiteher’e azametli törenle “Kraliyet Madalyası” takıyordu çünkü Sir Hubert H.Kitiher Müslüman Sudan’da İngiliz işgaline direnen Sudanlı Müsliman Halife Mehdi ve direnişçilerini çoluk çocuk (günde en az 20.000 Müslüman) katletmişti. Ancak tabii ki o günlerde de yine Kraliyet orduları ve müttefikleri müslüman topraklarına “demokrasi ve özgürlük” getiriyorlardı, göğüslerine Kraliyet Armalı Kraliyet Madalyalarını taka taka !!

ŞAM’da 300 Milyon Müslümanın candan dostuyum diye İngiliz Kraliyet Ailesine mensup olan Almanya İmparatoru Kaiser ll.Wilhem, Müslümanları oyalarken İngiliz Kraliyet Ordularıda Müslümanları kırıyordu…

Candan Müslüman dostu(!) “HACI WİLHEM” yine aynı rotadan yani SİON Tepelerinin vadilerinden geçerek Kudüs’ten Avrupa’ya döndü. Ama o artık 300 Milyon Müslümanın dostu “HACI WİLHEM”di !!

Candan Müslüman dostu(!) Hacı Wilhem’in Seyahatı Avrupa’da büyük yankı yaptı bu “Dinler arası diyalog”!! Bilumum Avrupalıları akın akın Müslüman topraklarına çekti. Artık Mısır, Suriye, Irak, Lübnan ve İran Otelleri binlerce candan Müslüman dostları(!) “Dinler arası diyalog”cu Avrupalılarla dolup taşmaya başladı. Otellerde yer kalmadı. Bir yandan” demokrasi ve özgürlük” ve bir yandan da “Turizmle kalkınma” hamleleri Küçük Asya topraklarında hızla başladı(!).. O zamanlar Avrupalılar Küçük Asya diyorladı, şimdilerde Büyük Ortadoğu diyorlar…

Küçük Asya topraklarına kimler kimler akın etmedi ki! İngiliz Kraliyet Orduları (Hindistan dahil) ve Almanya İmparatorluğu Orduları İstihbarat Subayları seyyah kılığında sivil olarak, Avusturya Demiryolları mühendisleri, İngiltere, Almanya, Fransa, Amerika Üniversitelerinden arkeologlar, Viyana ve Prag Bilim Laboratuvarlarında çalışan BÖCEK ve LARVA uzmanları. Londra, Berlin, Paris’ten özellikle finanse edilerek gönderilen SERÇE takip gözlemcileri!! Kimisinin başında “fes”, kimisinin boynunda “poşu” kimisinin sırtında “entari”, kimisinin başında “melon şapka”, kimsinin “kefiye”, kimisinin ayağında “çarık”, kimisi”çarçaflı”, kimisinin sırtında Müslüman yetimler için “çıkın”lar (ki o onbinlerce müslüman yetimin anne ve babalarını yine kendi orduları katletmiştir, bu ne iki yüzlülük bu ne hayasızlık !) … Kimisinin sırtında üç ayaklı fotoğraf makineleri..

Artık Küçük Asya (Ortadoğu) toprakları bu binlerce çeşit çeşit sözüm ona seyyah (turist)lerle kaynıyordu !!

Bu binlerce çeşit çeşit “HACI Wilhem’in seyyah (turist)ları, şehirlerde, kasabalarda, köylerde, çöllerde, vahalarda, dağlarda karıncalar gibi geziniyorladı. Onları otomobilleriyle gelenler, Trenlerle gelenler, yanlarında Telgraf Makineleri taşıyanlar takip etti. Artık Türk İmparatorluğu topraklarının her karışı bir turizm cenneti(!) olmuştu !!

Yıl 19 Mayıs 1901 Yer İSTANBUL.

Siyonistlerin Şefi Dr.Teodor Herzl, Sultan Abdulhamit’le görüşmek üzere Viyana’dan İstanbul’a geldi.

Kudüs ve Filitin’de bir Musevi Yurdu tesisine izin istedi. Daha önceleride çeşitli yollardan yapılan bu teklifleri Sultan Abdulhamit reddetmişti. Bu sefer Siyonistlerin Şefi Dr. Teodor Herzl, Baron Edmond de Rothchild tarafından Osmanlı Hazinesinin Duyuni Umumiye’ye olan borçlarını Kudüs ve Filistin’de kurulacak Musevi Devletine karşılık ödemeyi taahhüt ediyordu. Ancak Sultan Abdulhamit Han “Türk Devleti bana ait değildir, Türk Milletinindir” diyerek yine Siyonistlerin Şefinin teklifini reddetti.

Yıl 1903 Yer Küçük Asya Limanları.

İngiliz Kraliyet Orduları Süveyş’in doğusu ve Hindistan Bölgesi Başkomutanı ve İngiltere Kraliçesi  Naibi (vekil) Lord Curzon; İngiliz Donanmasıyla Küçük Asya Limanlarına dostluk(!) ziyaretlerinde bulundu. Uğradığı Limanların Valileri tarafından oldukca ihtişamlı törenlerle karşılanıyor ve İngiltere Kraliçesi Naibi Lord Curzon her Valilikte dostluk(!) beyanatları veriyordu. İşte o dostluk(!) beyanatı:

“Türkistan, Afganistan, Hazar ve Fars toprakları belki benim dışımda pek çok kişi için sadece uzak doğu ve Asya’nın vahşi ve romantizim hatıralarıdır. Ancak benim için (buraya dikkat) dünyayı hakimiyet altına alma planlarının santraç tahtasındaki piyon taşları olduğunu kesinlikle belirtiyorum”

İngiliz Kraliyet Naibi Lord Curzon tabii ki Anglikan Kilisesinin Başpapazı ve İngiltere Kraliyet Orduları Başkomutanı İngiltere Kraliçesinin adına konuşuyordu.

Yıl 1903 Yer Bağdat.

C.M.S (Doğu Kiliseleri) Bağdat temsilciliği raporundan: Kuruluşumuzda 141 inançlı gerçek misyoner, 183 yardımcı yerli misyoner, 3 gazeteci, 75 okul, 4600 Arap, Türk, Ermeni, Kürt, Süryani talebe bulunmaktadır.”

Yıl 1910 Yer Küçük Asya.

Beyrut, Şam, Sidon, Tripoli, Bağdat, Gazze Şehirlerinde sokaklarda geceleri gizlice asılan afişler –“İliklerine kadar cahil olmasına ve ifşat edilmişliğine ve karı tabiatlılığına ve o iki milyonu aşmayan sayılarına rağmen soysuz Türkler 35 milyondan fazla Allah Hizmetkarı biz Arapları bin senedir boyunduruk altında tutuyorlar. Eyy bu peygamber memleketi ahalisi, siz pis Türk’ün zulmünü biliyorsunuz. Onlar sizin kutsal kanunlarınızı yok ettiler, kutsal kitabınızla alay ettiler, sizi köle yaptılar, sizin dilinizde Halifelik varken Türkler Halifeliğide sizden çaldılar. (Tibavi. Arabic and islamic Themes London)..

Bu afişleri asanlar, Müslüman dostu(!) “Hacı Wilhemm” Hacılarıydı.

Yıl 1913 Yer İSTANBUL.

Türk (Osmanlı) İmparatorluğu Sadrazamı Mahmut Şevket Paşa Müslüman dostu “Hacı Wilhem”e, İstanbuldaki Almanya Konsolosu Vangenheim aracılığıyla mektup gönderdi. Mektubun içeriği “Elimizde usta ve namuslu bir memur sınıfı yoktur. Ordu tepeden tırnağa yeniden ISLAH(!) edilmelidir. Ordunun yeniden yapılandırılması için umudum Almanyadır. Bize yardım edin ıslahatçı heyetler gönderin” Yaaa… Ve de vahhh..Ve deee ne korkunç bir hiyanet !

300 milyon Müslüman dostu Kaiser ll Wilhem ancak lütfederek ilgi Islahat teklifine ancak yine konsolosu aracılığıyla yanıt verdi. İşte o yanıt “Masejte İmparator Büyük Kaiser, Osmanlı İmparatorluk Hükümetinin dilediği ISLAH Heyeti gönderme isteğini (buraya dikkat) kabul etmek tenezzülünde bulunmamıştır.”..

Ancak daha sonra iktidara getirilen AB’nin Jön Türkleri Hükümetinin taleplerine Müslüman dostu(!) “Hacı Wilhem” hemen olumlu bakmış ve Alman Islah Heyetlerini gönderdi. Neden? Çünkü onlar “ileri demokrasi” getirdilerr!! Osmanlılık getirdiler.

O günlerin Yiğit bir TÜRK Subayı anlatıyor “Ben, Ordunun kayıtsız şartsız bütün SIRlarıyla Alman Askeri Heyetine teslim edilmesine kahroluyordum. Bir rastlantı sonucu öğrendiğim zaman sesimin duyulabildiği bütün makamlara kadar itirazlarda bulunmayı görev saydım. Lakin itirazlarıma kimse cevap vermedi, cevap vermeye tenezzül etmedi. TÜRK ORDUSUNU aciz ve yeteneksiz göstererek ecnebilerin ayaklarına kadar giderek, rica ile davet edenler bizim Devlet adamlarımızdır. TÜRK Milletinin yeteneksizliğinden ve beceriksizliklerinden açık olarak söz edilerek ecnebilere adeta gelip bizi adam etmeleri teklif edilmiştir, çağrılmıştır.” Kim bu Yiğit TÜRK Subayı?

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…

Yıl 29 Ekim 1914 Yer KARADENİZ

“Hacı Wilhem”in TÜRK Donanmasını ISLAH etsin diye gönderilen Amiral Şason, İstanbul Hükümetinin haberi olmadan Alman Savaş Gemileri “Goben” ve “Pravlev”e Türk Bayrağı çektirerek Odesa, Sivastopol, Teodosya Limanlarını topa tuttu..

Yıl 30 Ekim 1914 LONDRA

“Kraliyet Donanmasının tüm kuvvetlerine; Osmanlı Devletine karşı derhal çarpışmalara başlayın”…

Yıl 1914 Yer LONDRA

İngiltere Başbakanı Lloyd George: “Türkler, cennet Mezopotamya’yı, Arap memleketlerini çöle, Ermeni topraklarını mezbahaya çevirmiştir. Avrupanın başına her zaman dert açan Türkler (buraya dikkat) bir insanlık kanseri olarak yönettikleri toprakların etine işleyen bir yaradır.”

Yıl 1914 Yer KAHİRE

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon: “Kozmopolit ve Uluslararası bir şehir olan İSTANBUL (buraya dikkat), Avrupanın hayatını yaklaşık 500 yıldan beri zehirleyen TÜRKLERİN elinden alınma fırsatı kesinlikle gelmiştir. Ayasofya 900 yıl öncesinde olduğu gibi yeniden Hristiyan Kilisesi yapılmalıdır.”..

İşte durumlar!! Yine Haci Wilhem’in Hacıları, Kırk asırlık TÜRK Yurdunda senelerdir TÜRK’ün tertemiz kanlarını akıttırıyorlar. Onbinlerce ŞEHİT!!! Yetmediiii.. O Müslüman dostları(!) Hacılar, icat ettikleri yeni Arap Baharlarında kan rüzgarları estire estire yine can dostları Müslümanların “RAMAZAN”larını kutluyorlar!! Bu ne iki yüzlülük ???

Ve hatta bu yeni Kan Baharlarında Müslüman Devletlerin Yöneticileri “Hacı”lar; Somali’deki sözüm ona iç savaşlar nedeniyle açlık çeken çocuklara gözyaşları dökerken aslaa o iç savaşları çıkaran Müslümanların Can dost(!) larından hiçç bahsetmiyorlar!! Suriyede çıkan olaylara şiddetle “Ramazanda bu olurmu? Şiddetle kınıyoruz” diyenler, Libya’da Haçlıların bombalarını görmezden geliyorlar. 2001 yılından bugüne Afganistandaki Müslümanların, 2003 yılından bugüne Irak’taki Müslümanların başlarına tüm “RAMAZAN”larda yağan bombalar yoksa “Ramazan paket”lerimidir???

Bu ne ikiyüzlülük? Bu ne vicdansızlık???

Tekerrür ettirilen tarihler önce tekerrür ettirenleri yutacaktır!

Saygıyla…

1 yorum
  1. Ercan Akbaş diyor

    Uzun,fakat açıklayıcı makale..öneririm..

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.