Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Gagauz Edebiyatı

0 11.333

Yirminci yüzyılın başlarına kadar yazılı bir edebiyat meydana getirememiş olan Gagauzların çok zengin bir sözlü edebiyatları vardır. Millî varlığın devamlılığını temin eden ana dili bu sözlü edebiyat sayesinde yaşayabilmiş ve Gagauz Türklerinin millî kimliğini asırlar ötesine taşıyabilmiştir. Halkın arasında devam eden ve ancak 20. yüzyılın başlarında derlenmeye başlanabilen bu sözlü edebiyat, onların aynı zamanda Türk dünyası coğrafyasıyla da bağlanabilmelerini sağlamıştır. Destanlar, masallar, efsaneler, türküler, bilmeceler, fıkralar, özellikle de Nasrettin Hoca fıkraları Türk kültürünün ortak malları olarak Gagauz halkı tarafından da anlatılmıştır. Halk edebiyatının sözlü olarak devam eden bu ürünleri, Türk coğrafyasının diğer taraflarında olduğu gibi Gagauzlar arasında da onların tarihî maceralarını, karakteristik özelliklerini yansıtan gerçekçi bir ayna durumundadır.

Bu sebeple halk edebiyatı Gagauzlar için sadece millî varlığın devamlılığını sağlayan tabiî bir alan olmamış aynı zamanda sözlü tarih olmuştur. Sosyolojik ve tarihsel sebeplerle kendilerine ait bir yazıya çok geç kavuşan Gagauzlar için bu sözlü kültür sosyolojik, etnografik ve tarihsel malzeme ile yüklüdür. Yaşadıkları coğrafyalar, temasta bulundukları kültürler, üzerlerinde söz sahibi olan siyasî hakimiyetler, mensup oldukları din, Sovyet ideolojisinin edebiyatı Gagauzların sözlü edebiyatlarını bir tarafından daima etkilemiştir. Halk hafızasında devam eden ürünler, içinde yaşanılan siyasî hayat ve kültürel coğrafyanın tesirleriyle zaman zaman tahrif edilmiş veya değiştirilmiş bazen yapılan aktarmalarla yabancılaşmış olmasına rağmen Gagauzların millî kimlikleri açısından önemli olmuştur.

Doç. Dr. Hülya ARGUNŞAH

Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.