Eytam İdaresi ve Sandıklar (1851-1926)
Osmanlı Devleti’nin duraklama dönemi ile başlayan ekonomik sıkıntılar, beraberinde piyasada para sıkıntısına neden olmuştur. Piyasayı canlandırmak amacıyla bir çok para vakfı kurulmuştur. Devlet, tefeciliği önlemek için birçok emirler yayınlamıştır. Tanzimat’tan sonra da hem ekonomik canlılığı sağlamak, hemde tefeciliğin önüne geçmek amacıyla birçok para sandıkları kurulmuştur. 19. yüzyılda yetimlerle ilgili artan şikayetlerin önüne geçebilmek için Eytam İdaresi ve sandıkları kurulmuştur. Bu idare ve sandığın amacı, her ne kadar yetimlerin haklarını korumak ise de bunun yanında deli, kayıp, dul kadın, yaşlı ve bunakların haklarının korunması, para ve mallarının değerlendirilmesini yapıyordu. Bu amaçla 1851’de İstanbul’da Eytam Nezareti kurulmuştur. Bu Nezarete bağlı olarak her il ve kazada Eytam Meclisleri ve Eytam Sandıkları kurulmuştur. Bu idarenin taşrada kurulması daha sonralarıdır.
Eytam Nezareti veya Eytam Meclisleri, yetimlerin haklarını, ebeveyninden birinin ölümünden itibaren koruma altına almaya başlamıştır. Daha önceleri yetimlerle ilgili bir takım hükümler varken, tereke, vasi, rüşt ve diğer hukuki işlemlerle ilgili hükümler, Nezaretin kurulmasıyla yazılı hale getirilmiş ve disiplin altına alınmıştır. Eytam idareleri, yetim ve bahsedilen kişilerin hukuki işlemlerini takip ederken, para ve mallarının değerlendirilmesi işine de bu idarenin bünyesinde kurulan Eytam Sandıkları bakmaktaydı. Bu idare ve sandığın kurulması ile hem yetimlerin hakları, hemde para ve mallarının değerlendirilmesi sağlanmıştır. Sandığın adı, daha sonra “Eytam İdanat Sandığı” şeklinde değiştirilmiştir. Değerlendirilen para ve mallardan yetimler için aylık nafakaları sağlanmıştır. Bunun yanında bu idare ve sandıklarla, devlete vergi olarak kazanç sağlanmıştır. Aynı zamanda istihdam yaratılmıştır. Yine sandıklar vasıtasıyla bölgesel çapta sermaye oluşturulmaya çalışılmıştır.
Sandıklardan borç olarak verilen paraların faiz oranlarına baktığımızda dönemin ekonomik yapısı hakkında bilgilere erişmekteyiz. 19. yüzyılın ortalarında uygulanan yıllık faiz oranları %15 civarında iken, daha sonra yetimlerin para ve mallarının değer kaybetmemesi için sandıklarda bekletilmesi yerine daha düşük faizle (%12) para verilmeye çalışılmıştır. Bu oran daha sonra uzun bir süre teamül olarak uygulanacaktır. Faiz oranları, özellikle Balkan savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında % 9’lara talipli bulunmadığı için düşmüştür. Bu dönemde savaş nedeniyle askerde ölen veya şehit düşen kişilerin dul ve yetimlerinden herhangi bir vergi alınmamıştır.
Eytam Sandıkları, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadoluda başlayan işgaller ile birlikte ortaya çıkan kargaşalık ortamında ekonomik olarak etkilenmiştir. Bundan dolayı, İstanbul merkezdeki sandık 1920 yılında kapatılmıştır. Taşradakiler ise, Eytam İdareleri ile birlikte 1926’ya kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. 1926 yılında çıkarılan Medeni Kanun’la Eytam İdareleri ve sandıkları kaldırılmıştır. Sandığın yerine Eytam ve Eramil Bankası kurulacaktır.
Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye