Eski Türk Destanlarında Metrik Sistem
Destanlar, bir milletin tarih sahnesine çıktığı ilk devirlerde başından geçen büyük hadiseleri, savaşları, kahramanlıkları, göçleri mitolojik unsurlarla süsleyerek lirik bir dille anlatan eserlerdir. Ayrıca kahramanlık, sevinçli veya acı bir hadise gibi konuları işleyen, on birli hece vezni ile ve koşma şeklinde yazılan halk şiiri ya da mizâhi bir meseleyi ele alan manzume, modern Türk şiirinde mühim tarihî hâdiseleri konu alan, şekil, muhteva ve üslûp bakımından eski örneklerinden ayrılan uzun kahramanlık şiirleri, hikâye, masal şekillerinde tanımlanmışlardır.[1] Destanlar Türk dilinin ve edebiyatının, Türklerin geleneklerinin, inançlarının kısacası Türk hayatının olduğu gibi verildiği eserlerdir. Destanların yaratanı da yazarı da anlatanı da milletinin kendisidir. Destanların her biri yazıldıkları dönemin dil özelliklerini yansıtır. Destanlarda kullanılan deyim ve atasözleri de o dönemde günlük yaşayışa ait gözlemleri aktarır. Şekil ve üslup bakımından hikâyeler, hikâyeler arasında konuşmalar ve manzum parçalar vardır. Manzum parçalarda hece vezni değişik şekillerde kullanılmaktadır. Zaman zaman halk hikâyelerinde olduğu gibi hece vezninin düzgün ölçülerine uymayan bir tür serbest nazım kullanılmıştır. Bu bölümlerde kendi başına bir bütün oluşturan şiirler karşımıza çıkmaktadır. Edebî sanatlardan yoksun yalın ifadelerle anlatılmış, tabii bir üslup hemen hemen bütün destanlara hakimdir. Bu canlı ifadenin kaynağı konuşma dilidir. Genellikle kısa cümleler, mecaz unsurları, sıfatlar, benzetmeler, seciler, nazma yakınlaşan anlatım tarzı karşımıza çıkar. Nesrin ifade serbestliğine sahip bir dil kullanılır.
Şiirin ritmi ve ritmik kuralları daha çok simetrik ve açıktır. Şiirin ritmini tutmak nesrin ritmini tutmaktan daha rahattır. Ritm hecelerin belli sayıda öbekleşmeleriyle vurgulu ve vurgusuz uzun ya da kısa hecelerin düzenli dizilişiyle sağlanır.[2] Hece ölçüsünde belli duraklarla ayrılan belli sayıdaki hece dizeleri ritmik anlatımı sağlar.
Her şiir bir sistemdir. Bir şiirde dizeleri oluşturan kelimeleri hece sayıları, hece süreleri ve vurguları açısından inceleyerek dizenin ses yapısını aydınlatmaya çalışan alana metrik adı verilmektedir. Genel olarak Türk şiirinde ritm aruzla yazılmış örneklerde aruzun kendi uzunkısa (kapalıaçık) hece düzeni ve kalıptaki hece sayısıyla sağlanmakta, hece ölçüsüyle yazılan şiirlerde ise duraklarla öbekleşen değişik sayıda hece dizileriyle oluşmaktadır. Şiirdeki ritm kelime, kelime grubu veya aynı dizenin tekrarlarıyla daha da artmakta ses tekrarları da buna eklenince ritm artmaktadır.
Aynı zamanda bu tekrarlarla belli bir kavram veya düşüncenin zihinde yer etmesi, pekiştirilmesi sağlanmaktadır. Şiirin ses yapısı birtakım ritm birimlerine dayandırılır. Bunlar hecelerin süresi, sayısı ve vurgusuyla belirlenmektedir. Bu konuda kullanılan metrum terimi güçlü ve hafif olmak üzere vurguya dayanıyordu. Ayak adı verilen metrik birim ise bir vurgulu heceyle bir ya da iki vurgusuz heceden, kimi zaman da yalnızca vurgusuz hecelerden oluşur.
Şiirde biçim ve içerik ayrılmaz durumdadır. Destanşiir en katışıksız biçimiyle geçmişteki önemli olayların şiir anlatımıyla sunulmasıdır. Şiirdeki söz sanatları, vurgulamalar, sözdizimi öbeklenmeleri değişik ölçüleri, dörtlük biçimlerini ortaya çıkarır. Ölçü ve içerik içiçedir. Şiir dili günlük dile oranla daha dizgisel, ölçülü ve sistematiktir.
Şiirle anlatılmış bir destanda anlam derinliği çok daha yoğundur. Bu tarz destanlar şiir içi ve şiir dışı şeklinde incelenebilirler. Şiir içi öğeler vezin, kafiye, söz sanatları; şiir dışı öğeler ise anlam ve sözdizimidir. Öncelikle böyle bir destanda ölçü dokusu tespit edilmelidir. Destanlar genel olarak on bir, on iki, on, sekiz, yedi, altı, beş, dört hecelik dizelerden meydana gelirler. Hece sayısındaki çeşitlilik hece ayırımında da göze çarpar. Destanlarda hece ayırımları çok çeşitlidir. Genellikle söz dizimi düzenine uyulmaz. On iki heceli bir dize 6+6 şeklinde bölünebildiği gibi 8+4 şeklinde de bölünebilir.
Dede Korkut Destanı’nın nazım bölümünde hece sayısı düzenli değildir. 7+7, 7+4, 7+3, 7+4, 8+8 gibi adeta nesre yaklaşan anlatımlar bulunmaktadır. Bu anlatımların durakları anlatımdaki vurgulara göre değişmektedir. Bir ölçü ikiden fazla parçaya bölünebilir. Baş kesüpdür/kan döküpdür/çuldı alupdur/ad kazanupdur (4+4+5+5) (DK 155), Kara gözlü/kâfir kızın/men aluram (4+4+4) (DK 155), Han Kazan oğlı/imişem (5+3) (DK 239), Kazan mafia/yetişsün (4+3) (DK 249), Kurban olsun size/menüm başum (6+4) (DK 193), Köpegüm/kâfir (3+2) (DK 238), Gice gelen hırsuzları/korkudan (8+3) (DK 102), Berü gelgil/kulunum oğul (4+5) (DK 155), Seni ög/megüm yok (3+3) (DK 238), Mere kavat kızı/munı maña niçün/dimezidüfi (6+6+4) (DK 239), Aduñ nedür yigit/digil maña (6+4) (DK 241), Pilon geyen kesişüfi elin/men öperem (9+4) (DK 155), Görgil/ögrengil/ve hem bize pusu olgıl oğul (2+3+10) (DK 160). Kafiye mısra sonlarındadır. Zaman zaman bu kafiyeler tekrarlardan meydana gelir. Alan sabah han kızı yrümden turmadum mı/boz aygırufi biline binmedüm mi (DK 149), karmanup dört yanufia bakdufi mı kız/kargu kibi kara saçufi yoldufi mı kız (DK 148).
Altay destanlarından Maaday Kara Destanı’nda istisnalar bulunsa da dizeler 8 hecelidir ve 4+4 şeklinde ortadan ayrılır. Attuçuulu/MaadayKara (MK 870), ay alıstıfi/albatızı (MK 6441). Bazen dizelerin hece sayısı sekizi aşar, bu hallerde dizenin ilk yarısında bulunan heceler dörde indirilir. Hece sayısını azaltmada iki yöntem vardır. Dar ünlülerden biri düşürülür veya bazı kelimelerin söylenişi hızlandırılır. Hece sayısı eksik ise yine iki yöntem uygulanır. Bir ünlü uzatılır veya sayısı eksik ise yine iki yöntem uygulanır. Bir ünlü uzatılır veya bu, diyt, la, ol gibi bir dolgu kelimesi dizenin genellikle ikinci yarısına ilave edilir. Bek ter bütken/bu beline (MK 4831). Bazı dizeler 4 heceden oluşmuştur. Cer altınafi (MK 2279).
MaadayKara’da düzenli bir kafiyeden söz edilemez. Bir türden bir ses ahengi tabii mevcuttur. Bu bazen tekrar edilen cümle yapısından doğan ses ahengidir. Köpti bolso cigen tafima/köldi bolso içken tafima (MK 524525), bazen dize içi kafiyedir. Altın tiskin tefidey tutup (MK 387), bazen de dize başı kafiyedir. Caaktuga bu ayttırıp/caman konok bu konbogon/carınduga bu bastırıp/caynap ıylap bu cürbegen (MK 375-380).
Altay Türklerinin kahramanlık destanı Alıp Manaş’da ise 4+4, 5+5, 5+4, 4+3 heceli şekiller bulunmaktadır. Odus aygırlu/mal turgadıy (5+4) otuz koçlu koyun durabilirdi (AM 18), olorbıla/kajo bütken (4+4) onlarla birlikte biten (AM 10), odus kuçalu/koylor turgadıy (5+5) otuz koçlu koyun durabilirdi (AM 16), cajıl keen/Altayda (4+3) yeşil görklü Altayda (AM 2). Destan 4’lü veya 5’li mısralar halinde yazılmıştır. Kafiyeler mısra sonundadır. caş agaştarı bür sargarbas/cajıl keen Altayda/caygı kuştarı ün seribes/caraş cırgaldu keen cerde (AM 14), olorbıla kajo bütken/bajı kuudıy kajaygan/tiji kuulıdıy sargargan/barçookır atka mingen/baybarak dep baatır curtadı (AM 1014).
Kırgız Destanı Manas’ta 4+4, 4+3, 5+4’lü şekiller bulunmaktadır. Kırgıstı bu/zup cegendey (4+4) Kırgız’ı yercesine yok etse (MD I38), erkek bala/bar bar bolso (4+3) bir oğlan vücut bulsun (MD I25). Bütün bir destan ara verilmeksizin mısralardan oluşur. Kafiye mısra sonunda ve üç beş mısrada biraradadır.
Kırgız destanı Seytek’te 4+4, 4+3’lü şekiller bulunmaktadır. Belesiçunkur/bel basıp (5+3) (Seytek 14743), şerin aban/kelatat (4+3) (Seytek 14824). Kafiye düzeni mısra sonlarındadır. Oluya atam cerdegen/tüz bolgurdu surasan/munu tübünön kayıp eelegen (Seytek 14761).
Kırgız destanlarından Semetey’de ise 4+4, 4+3 şekilleri kullanılmıştır. Ey köbü tögün, köbü çın (4+4) ey çoğu yalan, çoğu gerçek (Semetey 1), bayırkının kalpı köp (4+3) eskilerin yalanı çok (Semetey 15). Kafiye son hecededir. aytpay koysok bolobu/ulamadan ukkan söz/ulam birge cukkan söz/karılardan kalgan söz/kattay cattap algan söz (Semetey 1014).
Tatar destanı Edigey birbirini takip eden kıtalar, tiradlardan kurulmuştur. Eserde çoğu kez satırlar 7’li hece veznine dayalı olsa bile bu vezin bütün mısralarda aynı değildir. Bazen arada 11’li, 12’li veya daha uzun satırlara da rastlanıyor. Genel olarak destanlardaki bu durum irticalen söyleme geleneğinden kaynaklanmaktadır. Borın ütken/zamanda (4+3) (ED 1), Tuktamış digen/han buldı (5+3) (ED 7), Tugrına kungan/tökle ayak (5+4) (ED 40), Şah Timerge birgen de/sin iken (7+3) (ED 178). Destanda hece ölçüsü esas olmakla beraber belli bir kalıp tekrarlanmakta ve anlatım tekniği olarak nazım kullanılmaktadır. Destanda ahenk mısra başı ve mısra sonu kafiyelerle, iç kafiyelerle ve rediflerle sağlanmaktadır. Unına torıp ber baktı/sulına torıp ber baktı (ED 4546), sum timerdey kızardı/kızargan son ut buldı (ED 5051), anı bakkan sin iken/anı kötken min iken (ED 113-114).
Başkurt Halk Destanı Ural Batır dizelerden ve dizelerin arasında verilen nesir parçalarından oluşmuştur. Nazım kısmı 6’lı, 7’li ve 8’li hece veznine dayanır. Bulgan ti/ber urın (3+3) (UB 16, unda bulğan/ti boron (4+3) (UB 16), yanbika tigan/ber karsık (5+3) (UB 16). Kafiye genel olarak dize sonlarındadır. atlap alğa kitkanda/tal töböna yetkanda (UB 146), taw batşağa barayım/haray seren belayem (UB 146).
Hakas Destanı Altın Arığ 3 heceli şekillerden başlayarak 11 heceli bazen de daha fazla heceden meydana gelmiştir. Aralarda yine dizeler halinde konuşmalar vardır. Bu nedenle hece sayısı birbirini tutmamaktadır. Bu nedene bağlı olarak belli bir kafiye sistemi bulunmamaktadır. Nadir olarak dize sonlarında kafiyelere rastlanmaktadır. Çazı çirde mal xalbazın/een çirde is xalbazın (AD 790791), uluğ çurttı anda unadıbısxannar/xalın çurttı anda talabısxannar (AD 800-801).
Türkmen Halk Destanı Göroğlu Destanı nesir parçaları arasında dört dizelik kıtalar halindedir. Dizeler 4+4 şeklinde 8’li veya 6+5 şeklinde 11’li hece veznindedir. Kıtalarda ya ilk üç dize sonu kafiyeli, dördüncü dize serbesttir ya da dört dize sonu da kafiyelidir. 8’li: Men atadan/yeke boldum/gaygy hesret/bilen öldüm/daglarda mu/nalyp kaldym/atym yok yo/lum daş oldy (Göroğlu 20), 11’li: Baş menzilden arap atlar çeker men/her menzilde sermes guzy gapar men/dah.
Kazak destanlarından Kozı Körpeş Bayan Suluv Destanı’nda düzenli olarak (6+5) 11’li şekil kullanılır. Üyünde saymanı jok boyına epüstünde doğru dürüst giysisi yok (Kozı Körpeş 16), sonanson Sarıbayğa barıp tüssesonra Sarıbay’la karşılaşınca (Kozı Körpeş 35).
Destanlara bakıldığında 6, 8, 10, 12, 14, 16 heceli dizelerde durak dizeyi iki eşit parçaya bölmekte, 7, 11 gibi şekillerde çok heceli bölüm dizenin ilk yarısına alınmaktadır. Duraklar genellikle kelimeyi bölmemekte, dizelere renklilik getirerek tekdüzeliği önlemektedir. Ölçünün sağladığı ritmin gücü kelime ve kelime grubu tekrarlarıyla daha da artmakta, seslerdeki uyum buna eklenince söz müziğe dönüşmektedir. Ses yapısı ritim birimlerine dayandırılmıştır. Bunlar hecelerin süreleri, sayıları ve vurguları ile tamamlanır. Destan dilindeki kısa anlatım, anlatılacakları belli kalıplara sokarak en etkileyici anlam açısından çeşitli çağrışımlara yol açan öğelerin seçilmesine neden olmuştur. Kafiye ise ölçüyü tamamlayan bir öğedir. Seslere dayanan tamamen dilin müzik yönüyle ilgilidir. Metrik sistemi ölçü, kafiye (uyak), durak ve vurgu tamamlar.
Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi / Türkiye
Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 3 Sayfa: 597-599