Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Eski Oğuzların İnanışları ve Mitolojik Görüşleri

0 11.216

Oğuzlar Türk kavmine ait kabileler içerisinde kültürleri, kahramanlıklarla dolu galibiyetli savaşları ile tarihte iz bırakmış ve kendi nesillerini günümüze dek yaşatmayı başarmışlardır. En eski devirlerden beri dünyanın kültür ve politik tarihinde izleri olan, dünya tarihine ait bütün eski ve çağdaş kitaplarda (Asur kaynaklarından en yeni tarih kitaplarına dek) adı geçen Oğuz nesillerinin tarihinde karanlık noktalar çoktur. Böyle noktalardan biri de Oğuz kelimesinin menşei ile bağlıdır.

Oğuz kelimesinin menşei meselesi devamlı olarak araştırmacıların dikkatini çekmiş ve onlar zaman zaman bu meseleye dönerek çeşitli varsayımlar ileri sürmüşlerdir. Buna rağmen daha Oğuz kelimesinin delillere dayanan ilmi izahı yoktur ve bu mesele Türkoloji karşısındaki çözüm gerektiren problemlerden biridir. Bu konuda daha önceleri A. N. Bernştam bilgi vermişti.

Oğuz kelimesinin etimolojisi konusunda yazılmış eserlerden bir kısmı tanınmış bilim adamı, Türk mitolojisini derinden bilen merhum Profesör M. Seyidov tarafından tahlil edilmiştir. Bu tahlilden belli oluyor ki, Oğuz kelimesinin menşei meselesi ile bağlı ilim âleminde birkaç fikir mevcuttur ve onları genel olarak aşağıdaki gruplarda toplayabiliriz.

  1. Bir grup bilim adamı Oğuz//Uğuz kelimesinin öküz kelimesi ile aynı olması fikrini savunuyorlar (A. N. Bernştam, S. P. Tolstov, D. Sinor, A. Bazen, M. H. Tehmasib) ve bunu, öküzün Hunlarda totem olmasına bağlıyorlar.
  2. Okuz//öküz//üküz kelimesinin M. Kaşgarlı’da gösterildiği gibi birçok sular (nehirler), dereler için kullanılması ve nihayet Amu Derya’nın Oksa adlandırılması (Herodot’ta Akes şeklindedir), Ş. P. Tolstov’u Oğuz kelimesinde nehir veya denizle bağlı anlamlar aramak fikrine getirmiştir. Bunu da belirtelim ki, Orhun Kitabelerinde de nehirlere üküz denir.
  3. Bazı bilim adamları (İ. N. Berezin, P. Pelliot) Oğuz//Uğuz kelimesini ağüz (ilk süt) kelimesine bağlayarak onu, ilk sütün koyuluğuna işaret eden uyuşmak, koyulaşmak, katılaşmak anlamında kabile veya tayfaların birleşmesini belirten söz gibi algılıyorlar.
  4. Fikrimizce Oğuz kelimesinin anlamının açılımına en yakın olan bilim adamları, bu kelimeyi izah etmek için onu ikiye oğ+uz bölmeyi teklif ediyorlar (A. Ligeti, O. Pritsak, G. Nemeth, A. İ. Kononov, G. Clauson, A. M. Şçerbak, İ. Markvart). Fakat bu parçaların anlamı meselesinde aynı fikri savunmuyorlar I. Markvart Oğuz kelimesini ok+uz şeklinde iki sözcüğün birleşmesi olarak kabul ediyor ve onu, ok atan kişiler gibi anlatıyor. A. Ligeti, O. Pritsag, G. Nemeth, Oğuz kelimesini oğ//og// ok//ile bağlıyor ve uz kısmının çoğul eki olduğunu belirtiyorlar. A. İ. Kononov ve L. N. Gumilyov’a göre ise oğ sözcüğü ok olmayıp eski Türk dillerindeki og//ökana kelimesi ile ilişkilidir. Fakat her iki halde oğ kısmını kabile, boy gibi yorumluyor ve Oğuz kelimesinin boylar anlamına geldiğini belirtiyorlar.
  5. Ş. Cemşidov’a göre Oğuz kelimesi ğuz şeklinde yuvarlak, yüksek, yüksek yer, tepe anlamı taşıyor.
  6. Nihayet M. Seyidov Oğuz//Uğuz kelimesini o+ğ+uz parçalarına ayırarak belirtiyor ki, u//o birçok eski Türk dillerinde becerikli, kâdir anlamını veren fiil köküdür, ğkağan//ğan kelimesinden kalan kısımdır, uz ise fonetik varyantları üz, us, üs, ız, ıs, iz, is olmakla alev, ışık, ateş anlamı veriyor. Bu halde Uğuz//Oğuz kelimesi becerikli, kâdir, ilahi, ışık, ateş, kağanı, ganı, kanı, hanı, hakimi anlamındadır.

Oğuz//Uğuz kelimesinin etimolojisi konusunda ileri sürülen bu fikirler bilimsel olarak dikkati çekse de Oğuz kelimesinin sadece çeşitli mâna nüanslarının açılmasına hizmet ediyor. Ne var ki, zaman geçtikçe Oğuz kelimesi çok değişik anlamlar kazanmıştır ve tabii ki, bu kelimenin her halde bir ilk anlamı olmuştur.

Fikrimizce Oğuz kelimesi iki kelimeden oğ//ok ve uz kelimelerinden oluşmuş birleşik kelimedir. Bu kelimenin oğ//ok kısmı yukarıdaki fikirlerden görüldüğü gibi ok anlamında birçok alimler tarafından kabul ediliyor. Uz hissesi konusunda ise değişik fikirler vardır. Bazıları bu kısmı çoğul eki gibi, diğerleri ise bağımsız kelime gibi kabul ediyorlar. Uz parçasını müstakil kelime gibi kabul eden bilim adamları da onun değişik anlamlar taşıdığını kaydediyorlar ve fikrimizce ikna edici bir fikir söyleyemiyorlar. Gerçekten de uz müstakil bir kelime veya kelimenin bir parçası gibi çeşitli fonetik varyantlarda âlem, evren (uz+a, uz+ay), mesafe (uz+un, uz+ag), ateş, hararet (iş+ıg, is+ti), yüz, çehre, sima (üz), kâdir, becerikli, (us+ta), yüksek, yüce (üs+t, üs+tün) anlamlarına sahiptir.

Mecazlar bakımından yaklaşırsak bu anlamların çoğunun birbirinden çok farklı olmadığını görebiliriz (ileride bunun gerçekten böyle olduğunu göreceğiz). Ne var ki, zaman geçtikçe, insanoğlunun dünya görüşü zenginleştikçe kelime yeni mâna nüansları kazanabilir. Fakat bu, kelimenin eski mânasının tamamen ortadan kalkması anlamına gelmez. Eski anlam da kalmakta devam eder. Bu açıdan uz kelimesi de istisna değildir. Bu kelimenin dilin iptidai çağlarından, yani daha onun tek heceli sözlerden oluştuğu çağlardan kaldığı düşünülebilir. Bu nedenledir ki, uz kelimesinin ilk anlamda kelimenin bir parçası olarak girdiği birleşik kelimeler de artık arkaikleşmiştir. Bundan dolayı bu kelimenin anlamını araştırırken her şeyden önce arkaik sözleri tetkik etmek gerekir.

Doç. Dr. Nazim PAŞAYEV – Doç. Dr. Valide PAŞAYEVA

Azerbaycan Türkoloji Üniversitesi Yüngü Sanayi Fakültesi / Azerbaycan

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi/ Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.