Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Ermenistan Rüyası Gerçek Oluyordu

0 11.925

Dr. M. Galip BAYSAN

Bir evvelki yazımızda sizlere Sevr’den önce Ermenilerin Rus Elçiliği baş tercümanı ünlü Türk düşmanı Mandelstam’ın Ermenilerle işbirliği yaparak nasıl bir Ermeni yurdu yaratmaya çalıştığını ve dost düşman bütün Avrupa devletlerinin ağır baskısına karşı koyamayan Osmanlı yöneticilerinin hazırlanan anlaşmayı imzalayarak gerçekleri kabul ettiğini görmüştük. Özetle: Osmanlı Devleti, “Türkiye Ermenistan’ı” olarak tanımlanacak bu topraklarda yeni bir düzen kurulmasını kabul etmiş oluyordu. Birinci Genel Müfettiş Erzurum, Trabzon ve Sivas, ikincisi de Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır’ın başında bulunacaktı. Genel Müfettişler kendi kesimlerinin idare, adliye, polis ve jandarmasının denetliyebileceklerdi.[1]

Bundan sonra iş sadece Genel Müfettişlerin seçimine kaldı. Devletler aralarında anlaşmakta zorluk çekiyorlardı. Çıkarılan bütün zorlukların arkasında “Ermeni liderleri” nin bulunduğunu söylemeye gerek var mı bilmiyoruz. Gelişmeleri Yusuf Hikmet Bayur’un kaleminden izliyoruz.

“12 Nisan 1914 tarihiyle Bab-ı Âliye çektiği bir telde Brüksel işgüderi Seyfettin Bey şunları bildirmektedir.”

“Nubar (Paşa) (Ermeni lideri) doğrudan doğruya müfettiş namzetleriyle müzakereler yapmış ve işine gelmeyenleri bırakmıştır. O buradan gittikten sonra da Rus Elçisi onları (genel müfettişleri) Rus tebaası’ndan Ermeni papazlarıyla temasa getirmektedir. Bundan başka Rus hükümetinin müfettişlerin kesin olarak atanılmalarından sonra onların Petersburg’a gitmeleri gerektiği iddiasını ileri sürdüğünü güvenilir bir kaynaktan öğrendim.[2]

İngiliz Belgeleri de müfettişlerin seçimi işinde Rusya’nın başrolü oynadığını göstermektedir.

İki adayın seçimi Nisan ayı ortalarında tamamlandı. Birinci Bölge yani Trabzon, Erzincan ve Sivas vilayetleri Genel Müfettişi olarak Hollandalı, Doğu Hindistan sömürgeleri uzmanlarından biri olan Westenek, İkinci Bölge, yani Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır Genel Müfettişi olarak Norveç Ordusundan binbaşı (sonra Yarbay) Hoff seçildi. Bu iki aday Bab-ı Âli ile 25 Mayıs 1914’te kontrat imzaladılar. Bu kişiler Osmanlı görevlisi sayılacaklar, 400 altın lira aylıkları olacak, kendilerine ev verilecek, kendi eşyalarını gümrük vermeden getirebilecekler. Yabancı bir subayı da kendilerine yaver olarak seçebileceklerdi.[3]

Bu iki genel müfettişten Hoff’un görevine başlamak için Van’a geldiği günlerde Saraybosna’daki ünlü cinayet işlendi. Siyasi durum gerginleşince, Osmanlı Devleti Genel Müfettişleri bölgeden uzaklaştırdı ve nihayet yılsonunda 31. Aralık 1914’de çıkan irade ile bu iki zatın görevlerini resmen sona erdirdi.

Dönemin tarihi ile ilgili hemen hemen bütün yayınlarda üzerinde fazla durulmadan kısaca temas edilen bu olay; kanaatimizce Türk-Ermeni ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır ve Ermenilerin o güne kadar ” bir devlet kurma” yolunda elde ettikleri en büyük başarıdır. 19.yy’ın ilk çeyreğinden sonra, Din adamlarının, yabancı misyonerlerin, yabancı liderlerin, Ermeni gençlerine Avrupa ve Amerika da verilen batı kültürünün, kapitilasyon görevlilerinin, batı basını ve özellikle Rus ve İngiliz politikacılarının ve Ermeni Hıncak, Taşnak ve Ramgavar örgütlerinin yıllar süren çabaları muhteşem bir sonuca ulaşmıştı. Gördüğümüz şekilde başta Rusya olmak üzere, batılı büyük ülkelerin baskısıyla bir “Ermeni Anayurdu” yaratılmış ve Anadolu’nun doğusundaki bu Türk toprakları üzerinde, hemen hemen her ilde %15-20’ye yakın bir azınlık durumunda olmalarına rağmen, bir “Ermeni Yurdunun” temeli atılmıştır.

Dönemin Osmanlı Devlet adamları Talat Paşa, Cemal Paşa, Enver Paşa gibi İttihatçı liderler, Ermeni-Rus ilişkilerinin bu dönemde çok ileri seviyede olduğunu ifade ederken, Rus liderlerinin de “İstanbul ele geçirildiği zaman bu şehirde yaşayan 200.000’e yakın Ermeni’nin, Rumlara karşı kendilerine destek vereceğinden” emin olduklarını ifade ediyorlardı.[4]

Dr. M. Galip BAYSAN


DİPNOTLAR:
[1] Yusuf Hikmet Bayur: Türk İnkılap Tarihi Cilt II, Ks. III, s. 169-174(TTK, Ankara-1983), Kamuran Gürün: Ermeni Dosyası., s. 191(TTK,Ankara-1983)
[2] Yusuf Hikmet Bayur, Cilt II, Ks. IV, s. 186
[3] Aynı Eser, s. 186-187.
[4] Akdes Nimet Kurat: Türkiye-Rusya., s. 211 ( Ankara Üniversitesi-1970)
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.