Eminönü Dayanışma Platformu: Bülten – 3
26 Aralık 2010
“ANKARA’NIN TAŞINA BAK.. GÖZLERİMİN YAŞINA BAK !..”
“Aha geldik ulan !” diyen bir “başkaldırı” imiş bu Verkaya’nın deyişiyle..
MHP’nin ve Ülkücü Hareket’in düşmanlarına karşı, “İşte buradayız !.. Ölümüne !.. Bu ülke için bir daha silah kuşanmak gerekirse kuşanırız !..” dercesine..
Ankara’ya gidebilenler anlattı, gidemeyenler dinledik anlatılanları.. Doğan Avcı, Mustafa Aydın, Memduh Yellice, İsmet Çerçi.. En çok da Mustafa Verkaya anlattı, kendine özgü o müstesna yorumlarla paylaştı yaşadıklarını ve hissiyatını..
Gitmek lazımdı.. Orda olmak lazımdı..
Bunun idrakinde olup ta orda olamayanlar, manisi olanlar, orda olanlardan çoktu muhakkak..
Ama yine de binlerce saçı ağarmış Bozkurt o koca salonu hıncahınç doldurmuş, içeridekilerden daha fazlası dışarıda kalmış.. Spor kompleksinin bahçesinde “sinevizyon” dan izleyenler sigara molası için dışarı çıkanların yerini hemen dolduruyormuş “canlı performans” için.. Bir o kadarı da bitişik parkta ses düzeninden yapılan yayını dinliyormuş, karşılaştıkları eski dostlarla hasret giderirlerken. Katılım yüksekmiş yani.. 50’li yaşlarının ilk çeyreğini, 2. çeyreğini ve 3. çeyreğini yaşayan yaş kuşağındaki Bozkurtlar yeniden kükremişler orada..
İyi olmuş.. Lazımdı..
Bu kadar da değil; “Bu bir ‘Aslına Dönüş’ hareketi idi” diyor Verkaya.. “Genel Başkan’ın bu güne kadar yapmış olduğu ‘en güzel, en değerli’ konuşma idi..” diyor.
Hepsinin yaşı 50’yi geçkin bu koca kurtların, gözleri dolmuş bu konuşma esnasında. Ajanslar da böyle vermişti haberi.. “Şehitler bir bir, isim isim, anılırken gözleri yaşardı Ülkücülerin” diye yazıp söylenmişti haberlerde..
İlk defa mı anıldı ki şehitler ?!.. İlk defa mı hatırladılar da böyle duygulandılar ?!.. Ya da her hatırlandıklarında bu kadar duygulanıyorlar mıydı ?!..
Değil tabii.. Başka bir şey vardı orda !.. On küsur yıldır MHP yönetiminden bekleyip de göremediklerini gördüler ilk kez.. Hak ettikleri sahiplenmeyi gördüler.. Saygıyı gördüler.. Ondandır gözlerinin dolu dolu olduğu.. Yoksa onlar ölümün kıyılarında gezinmiş “korkusuz” bir nesil idi.. Yanı başlarında arkadaşlarını şehit verdikçe yürekleri kemikleşmiş, kemikleri çelikleşmiş, kaya gibi sert ve dayanıklı olmuşlardı her acıya karşı.. Onların gözlerini yaşartan bu “ASLINA DÖNÜŞ” idi aslında..
İyi oldu bu toplantı.. Lazımdı.. Ama hiç eksiği yoktu da denmez.. Gözler protokol sıralarında Ozan Arif’i aradı, Sadi Somuncuoğlu’nu, Koray Aydın’ı, Ümit Özdağ’ı, Ali Güngör’ü aradı..
Bu ilk adımdı, devamı gelecek sayalım.. Devamında inşallah onlar da kürsülere gelecek sayalım.. Ummaktan zarar mı var !.. Bakmışınız ki bir sonraki kongre süreci öncesinde bir üye kampanyası yapmışız.. Bütün Ülkücüleri üye yapmışız, seçici yapmışız.. Olamaz mı ?!..
Olmasa da.. Olmayacaksa da.. Bu gün Türkiye bir “son dönemeç” e girmek üzere..
Ne varsa yaralarımızı kanatan, buzluğa koyalım.. Bu seçimin öncesinde ne kadar ateşimiz var ise yakalım.. Köz iken “kor” olalım.. Yanımızı yöremizi de yakalım !..
Bu son dönemece Bozkurtların hepsi ayakta, hepsi dikilmiş, “.ÜLKENİN KADERİNE YÖN VERMEK ÜZERE” girelim..
“.Bundan sonrası ya bölünmedir, ya iç savaş !.” Bahçeli’nin de dediği gibi..
Ya teslim olacak bu millet, YA DİRENECEK !..
Elbette ki direnecek.. Elbette ki direneceğiz !.. Bunun için oradaydı “Kır saçlı Bozkurtlar”.. “Aha geldik, buradayız ulan !..” diyorlardı MHP’nin düşmanlarına..
3. Toplantıyı da yaptık Eminönü’nde.. Çoban ateşimize bir büyük ateş yakarak karşılık veren MHP Genel Merkezi’nin övünçlü öyküsünü dinledik anlatanlardan.. Ateşimizi körükledik.. Yangınımızı büyüttük.. Yeni yansımaların da olacağı umuduyla yeni toplantılarımızda buluşmak üzere..
Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin !
MHP’nin ve Ülkücü Hareket’in düşmanlarına karşı, “İşte buradayız !.. Ölümüne !.. Bu ülke için bir daha silah kuşanmak gerekirse kuşanırız !..” dercesine..
Ankara’ya gidebilenler anlattı, gidemeyenler dinledik anlatılanları.. Doğan Avcı, Mustafa Aydın, Memduh Yellice, İsmet Çerçi.. En çok da Mustafa Verkaya anlattı, kendine özgü o müstesna yorumlarla paylaştı yaşadıklarını ve hissiyatını..
Gitmek lazımdı.. Orda olmak lazımdı..
Bunun idrakinde olup ta orda olamayanlar, manisi olanlar, orda olanlardan çoktu muhakkak..
Ama yine de binlerce saçı ağarmış Bozkurt o koca salonu hıncahınç doldurmuş, içeridekilerden daha fazlası dışarıda kalmış.. Spor kompleksinin bahçesinde “sinevizyon” dan izleyenler sigara molası için dışarı çıkanların yerini hemen dolduruyormuş “canlı performans” için.. Bir o kadarı da bitişik parkta ses düzeninden yapılan yayını dinliyormuş, karşılaştıkları eski dostlarla hasret giderirlerken. Katılım yüksekmiş yani.. 50’li yaşlarının ilk çeyreğini, 2. çeyreğini ve 3. çeyreğini yaşayan yaş kuşağındaki Bozkurtlar yeniden kükremişler orada..
İyi olmuş.. Lazımdı..
Bu kadar da değil; “Bu bir ‘Aslına Dönüş’ hareketi idi” diyor Verkaya.. “Genel Başkan’ın bu güne kadar yapmış olduğu ‘en güzel, en değerli’ konuşma idi..” diyor.
Hepsinin yaşı 50’yi geçkin bu koca kurtların, gözleri dolmuş bu konuşma esnasında. Ajanslar da böyle vermişti haberi.. “Şehitler bir bir, isim isim, anılırken gözleri yaşardı Ülkücülerin” diye yazıp söylenmişti haberlerde..
İlk defa mı anıldı ki şehitler ?!.. İlk defa mı hatırladılar da böyle duygulandılar ?!.. Ya da her hatırlandıklarında bu kadar duygulanıyorlar mıydı ?!..
Değil tabii.. Başka bir şey vardı orda !.. On küsur yıldır MHP yönetiminden bekleyip de göremediklerini gördüler ilk kez.. Hak ettikleri sahiplenmeyi gördüler.. Saygıyı gördüler.. Ondandır gözlerinin dolu dolu olduğu.. Yoksa onlar ölümün kıyılarında gezinmiş “korkusuz” bir nesil idi.. Yanı başlarında arkadaşlarını şehit verdikçe yürekleri kemikleşmiş, kemikleri çelikleşmiş, kaya gibi sert ve dayanıklı olmuşlardı her acıya karşı.. Onların gözlerini yaşartan bu “ASLINA DÖNÜŞ” idi aslında..
İyi oldu bu toplantı.. Lazımdı.. Ama hiç eksiği yoktu da denmez.. Gözler protokol sıralarında Ozan Arif’i aradı, Sadi Somuncuoğlu’nu, Koray Aydın’ı, Ümit Özdağ’ı, Ali Güngör’ü aradı..
Bu ilk adımdı, devamı gelecek sayalım.. Devamında inşallah onlar da kürsülere gelecek sayalım.. Ummaktan zarar mı var !.. Bakmışınız ki bir sonraki kongre süreci öncesinde bir üye kampanyası yapmışız.. Bütün Ülkücüleri üye yapmışız, seçici yapmışız.. Olamaz mı ?!..
Olmasa da.. Olmayacaksa da.. Bu gün Türkiye bir “son dönemeç” e girmek üzere..
Ne varsa yaralarımızı kanatan, buzluğa koyalım.. Bu seçimin öncesinde ne kadar ateşimiz var ise yakalım.. Köz iken “kor” olalım.. Yanımızı yöremizi de yakalım !..
Bu son dönemece Bozkurtların hepsi ayakta, hepsi dikilmiş, “.ÜLKENİN KADERİNE YÖN VERMEK ÜZERE” girelim..
“.Bundan sonrası ya bölünmedir, ya iç savaş !.” Bahçeli’nin de dediği gibi..
Ya teslim olacak bu millet, YA DİRENECEK !..
Elbette ki direnecek.. Elbette ki direneceğiz !.. Bunun için oradaydı “Kır saçlı Bozkurtlar”.. “Aha geldik, buradayız ulan !..” diyorlardı MHP’nin düşmanlarına..
3. Toplantıyı da yaptık Eminönü’nde.. Çoban ateşimize bir büyük ateş yakarak karşılık veren MHP Genel Merkezi’nin övünçlü öyküsünü dinledik anlatanlardan.. Ateşimizi körükledik.. Yangınımızı büyüttük.. Yeni yansımaların da olacağı umuduyla yeni toplantılarımızda buluşmak üzere..
Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin !