Türk alfabesine yeni harfler eklenmesi, son yıllarda Türkiye’de yaşanan hızlı değişim sürecinde gündeme gelen konulardan biridir. Konunun bir ayağı, SSCB’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk dünyasında ortak bir alfabe oluşturma istekleri iken kamuoyunu daha çok ilgilendiren ikinci ayağı, yerel dillere özgü kimi seslerin gösterimi için Türk alfabesine harf eklenmesi talepleridir.
Bilindiği gibi mevcut Türk alfabesi Cumhuriyetin kuruluşundan sonra gerçekleştirilen en önemli reformlardan birinin sonucudur. Ancak o günden bu güne Türkçenin yazımıyla ilgili sorunlar yanında yerel dillerin, özellikle Kürtçenin kullanılması ve yazımıyla ilgili konular da tartışma nedeni olmayı sürdürmüş; alfabe meselesi, 30 Eylül 2013’te açıklanan ve Demokratik Açılım Paketi adıyla bilinen siyasi düzenlemelerin de önemli ayaklarından birini oluşturmuştur. Ancak dil ve alfabe, popüler kültür içinde en çok karıştırılan, yanlış biçimde özdeşleştirilen kavramlar arasındadırlar. Bu nedenle konunun farklı boyutlarının kamuoyuna sağlıklı bir biçimde aktarılması gereklidir.
Bu ihtiyaca cevap vermek üzere dil politikası, alfabe, toplum ve dil konularında da uzmanlıklarıyla tanıdığımız, Hacettepe Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nurettin Demir ve Prof. Dr. Emine Yılmaz’dan bu ihtiyaca cevap verecek bir rapor hazırlamalarını istedik. Rapor tam da kamuoyunda Demokratik Açılım adıyla tartışılan “Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın TBMM’de kabul edilerek yasalaştığı 2014 Mart ayının ilk haftasında tamamlandı. Bu nedenle raporda konuyla ilgili en güncel durumu da değerlendirme şansı yakalandı.
Stratejik Düşünce Enstitüsü ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Çalışma Grubu’nun ortak bir yayını olan bu raporu, yasanın çıkmasının hemen ardından kamuoyuna sunuyoruz.
SDE İç Politika ve Demokratikleşme Koordinatörü Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Çalışmaları Grubu Başkanı