Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Birinci Dünya Savaşı – Çanakkale Cephesi – 3

1 22.217

20 Mayıs’ta düşman hatlarından Kızılhaç bayrağı kaldırılarak yaralı ve ölüleri toplamak için ateşkes önerildi. 5 nci Ordu ve Başkomutanlık bu öneriye pek yanaşmak istemediler. Düşmanın hazırlanmasına fırsat vereceği, Türk mevzilerinin zayıf noktalarını saptayacakları gibi nedenler gösteriliyordu. İşin daha ilginç yanı, her iki taraf komutanlığı da, böyle bir arzunun doğrudan kendilerinden gelmediğini dolaylı olarak anlatan bir davranış içerisinde bulunuyorlardı. Fakat, ortada kalan binlerce ölü kokmaya başlamıştı. Mevzilerde durulamıyor, askerin morali sarsılıyordu. Görüşmeler sonucunda bir anlaşmaya varıldı. 24 Mayıs günü 07:30’dan saat 16:30a kadar karşılıklı ateşkes kurallarının gözetimi atında şehitler toplanarak gömülecekleri yerlere alındılar.[11]

27 Mayıs 1915 tarihine kadar 57 nci Piyade Alayı bölgesinde önemli bir olay olmamıştır. 19 ncu Tümen Komutanlığının emri ile 57 nci Piyade Alayı tuttuğu mevziiyi 27 nci Piyade Alayına devir ve teslim ederek tümen ihtiyatı olmak üzere Düztepe’nin güneyindeki 180 Rakımlı Tepenin doğusundan inen ikinci dereye giderek yeni görevine başlamıştır.

30 Mayıs 1915 tarihinde Tümen Komutanlığının emirleri ile 57 nci Piyade Alayı 27 nci Piyade Alayına yardım etmek üzere hazır duruma geçmiştir. 3 Haziran 1915 tarihinde 57 nci Piyade Alayı, 5 nci Tümen birliklerinin siperlerini devir ve teslim almıştır. 3 Haziran 1915 tarihinde 19 ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Albaylığa yükselmiştir.

19 Mayıs’ta Arıburnu Cephesinde Türk taarruzu başarılı olamamış ve ağır kayıplara uğramıştı. General Hamilton, Türk Ordusu kendilerini toparlamadan taarruz yapmak düşüncesindeydi. Bu amaçla İngiliz ve Fransız kuvvetleri 4 Haziran 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesinde 3 ncü Kirte taarruzunu planladılar. Türk Ordusunun dikkatini Arıburnu bölgesine çekmek için 3 Haziran 1915 tarihinde Arıburnu bölgesinde bir gösteriş taarruzu yapmayı planladılar. Arıburnu’na girişilecek bu taarruzlardaki amaç, Türk Komutanlığının dikkatini bu kesime çekerek, Seddülbahir bölgesinde baskın taarruzu yapmaktı. Bu nedenle, Arıburnu’ndaki İngiliz taarruzu, 3 Haziran 1915 günü saat 23:30’da denizden ve karadan yapılan şiddetli bir topçu bombardımanı ardından başladı. İngiliz piyadeleri, Türk siperleri topçu ateşleriyle alt üst edip barınılmaz duruma getirildikten sornra 4 Haziran 1915 saat 03:30’da, bütün cephede ve özellikle 16 ncı ve 19 ncu Tümen cephelerinde taarruza geçti.

Aldatma niteliğindeki bu taarruz, akşamın geç saatlerinde etkisini gösterdi. İngilizler, 57 nci Piyade Alayının sağ kanadındaki 31 ve 32 numaralı Türk siperlerine girmeyi başardılar, durumu öğrenen 19 ncu Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal 5 Haziran 1915 günü saat 05:15’te Düztepe’den sırasıyla 27 nci, 57 nci, 72 nci ve 64 ncü Alay Komutanlarına gerekli emirleri vermiş; kendisi de, İngiliz taarruzunun geliştiği bölgeye, 57 nci Alay Komutanının yanına gitmiştir.

19 ncu Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal, 27 nci Alayın ihtiyat taburuyla 57 nci Alay cephesinde yapılacak karşı taarruza katılmasını; 72 nci Alaydan bir taburun, ihtiyat göreviyle, 57 nci Alay bölgesindeki Edirnesırtı gerisinegönderilmesini ve iktisat edeceği diğer kuvvetleriyle bulunduğu yerde harekete hazır olmasını; 27 nci, 57 nci ve 64 ncü Alaylara, yok olma pahasına da olsa, mevzilerinde direnmelerini ve bu amaçla gerekli düzeni almalarını emretti.

Bu sırada, 57 nci Piyade Alayının sağında bulunan 27 nci Piyade Alay Komutanı Yarbay Şefik, 31 ve 32 numaralı siperlerin gerçekten düşman eline geçmiş ve İngilizlerin siperlere yerleşmeye başlamış olduğunu yakından görmüştü. Bunun üzerine üç erlik bir bomba ekibi kurarak, siperlere girmiş olan İngilizleri el bombası atışlarıyla yok etmeyi başardı. Ardından 3 ncü Taburun 4 ncü Bölüğünü ileri sürerek, İngiliz subay ve er cesetleriyle dolu olan 31 numaralı siperi geri almayı sağladı.

Taarruza devam eden 27 nci Piyade Alayı, 57 nci Piyade Alayının da taarruza katılmasıyla, saat 07:25’te 32 numaralı siper düşmandan geri alındı. Böylece bir an başarılı gibi olan İngiliz taarruzu, geri atılmış; geri alınan siperlerde bırakılmış pek çok silah ve araçla birlikte, o güne kadar hiç bilinmeyen gözetleme aynaları ele geçirilmiştir.

30 Haziran 1915 tarihine kadar 57 nci Piyade Alayı Cephesinde önemli bir olay olmadı. 30 Haziran 1915 tarihinde 57 nci Piyade Alayının cephesinde bulunan düşmanın baskın şeklinde taarruzları üzerine 1 ve 3 ncü Taburlar karşı taarruza geçerek, düşmana saldırdı ve cephesindeki düşman siperlerini elde etti.

Temmuz ayında Arıburnu bölgesi ve 57 nci Piyade Alayının cephesi sakin geçmiştir. Çanakkale Harekâtının bu ay içindeki en şiddetli muharebeleri Seddülbahir bölgesinde meydana gelmiştir. 6 Ağustos 1915 tarihine kadar önemli bir olay meydana gelmemiştir. Birlikler bu ayı daha çok tahkimat, gözetleme faaliyetleri ve gece baskınları şeklinde taarruz faaliyetleri ile geçirdiler. Ancak, birliklerimiz bu faaliyetlerde kullanmak için gerekli malzemeleri teminde çok sıkıntı çekiyorlardı. Bu sıkıntının derecesini vurgulamak açısından 57 nci Piyade Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Beyin 19 ncu Tümen İstihkâm Bölüğü Komutanlığına gönderdiği 4 Ağustos 1915 tarihli yazısı dikkat çekicidir.

“Buraya Kolordu İstihkâm Taburu Kumandanı geldi. Ahvali gördü, siperlerin haline acıdı. Şiddetle çok sayıda kum torbasına olan ihtiyacı tasdik etti. Daha sonra her alaydan çok buraya torba, kalas vs., göndereceğini söyledi. Siz bir şey vermiyorsunuz. Şimdi en az 500 torba ve 200 kalasa ihtiyaç vardır. Bunlar verilmezse siperlerdeki çalışmalar duruyor. Eğer acır iseniz… İnanmaz iseniz buraya bizzat gelip tetkik ediniz. Aranılan şeyler burada yenmez içilmez elbet yerlerine sarf olunur. Bu millete hizmet isterseniz vatanımızın bir karış toprağını bile muhafaza ister isen eldeki imkan ve şeyleri sarf etmeli ve şu an neticesi vahimdir. Akşam iki sandık bomba istedim, bir sandık verildi. Bunlar sadaka veriliyor gibi muhafaza ediliyor. Bugün maazallah siperlerimize girecek düşmanı bombadan başka bir şey çıkaramaz. Bu gün üç sandık bomba, 500 çuval, 200 kalas gönderilmesi önemle talep edilir”[12]

İngilizler, 6/7 Ağustos 1915 gecesi ANZAK Cephesinden 2 nci Yeni Zelanda ve Avusturalya Tümeni ve kolorduyu takviye eden diğer kuvvetlerle, 19 ncu Tümen Cephesi olan Conkbayırı’na taarruzu planladılar.

16 ncı Tümenin 6 Ağustos 1915 akşamı Kanlısırt’taki siperlerini geri almaya uğraşması sırasında İngilizler, 19 ncu Tümen Cephesinin sol kanadında bulunan Merkeztepe doğusundaki Türk mevzilerini topçusuyla yoğun ve devamlı bir şekilde ateş altına aldı.

İngilizler, önce Merkeztepe karşısındaki 47 ve 48 numaralı Türk siperlerini lağım patlatarak, 57 nci Piyade Alayı cephesini ise taarruz ederek ele geçirmek istedi. 57 nci Piyade Alayının taburları bu taarruza kahramanca karşılık vererek İngilizleri ağır zayiat verdirerek püskürtmüştür.

7 Ağustos tarihinde saat 04:00 sıralarında İngiliz topçusu, tüm gücüyle 19 ncu Tümenin sağ kanadını bombardımana başladı. Saat 04:30’da da piyadesiyle hücuma kalktı. 57 nci Piyade Alayının 2 nci Taburunun karşılık vermesi üzerine taarruzu başarısızlıkla sonuçlandı.

7/8 Ağustos gecesi düşman bomba ve piyade ateşi ile Bombasırtı cephesine taarruz etmek istemiş ise de 57 nci Piyade Alayı tarafından yapılan şiddetli karşılık üzerine bu taarruzu da sonuçsuz kalmıştır. Bu taarruz sırasında, 57 ncı Piyade Alayı 2 nci Tabur Komutanı Yüzbaşı Ata tarafından saat 04:00’te gönderilen raporda ilginç bir noktaya dikkat çekiliyor:

“Düşman sabahki taarruzunda siperlerimize hücum eden efradın kollarında pazubant üzerine kırmızı salip (haç) ve salibin iki yanına dikey bir kırmızı şerit dikilmiş bulunuyordu. Siperlerin önünde biri subay olmak üzere pek çok düşman efradı telef olmuş ve bunların hepsinin de kollarında bu işaret vardır. Henüz maksadı anlaşılmamıştır.”[13]

Arıburnu kesiminde 6 Ağustos’ta başlayıp 10 Ağustos 1915 günü akşamı sona eren muharebelerde; İngilizlerin Conkbayırı’na yöneltilen taarruza yardım için giriştiği bu taarruzlar, 19 ncu Tümen kuvvetlerince ağır kayıplar verdirilmiş; başarıyla durdurulmuştur. Bu suretle düşmanın Conkbayırı’nı tutmasına engel olunmuştur. Düşmanın engellenebilmesi için birliklerimiz tarafından katlanılan zorlukları ve fedakârlığı göstermesi açısından 57 nci Piyade Alayı 3 ncü Tabur Komutanı Binbaşı Ali Hayrı tarafından 57 nci Piyade Alayı Komutanlığına gönderilen aşağıdaki yazı önemli ve ibret vericidir.

“Gecedenberi 72 nci Alay 2 nci Tabur siperlerinde bulunan 3 ncü Bölüğü müsaadenizle buradaki bölüklerden biriyle değiştireyim. Adı geçen bölük daha bu sabah çorbasını yiyememiştir. Doğrusu, gönderilmiş ise de siperlerde ve yollarda şühedanın çokluğu buna mani olmuştur. Yüce emirlerinizi bekliyorum efendim” [14]

9 Ağustos 1915 tarihinde 19 ncu Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Anafartalar Grubu Komutanlığını devralmak üzere Tümen Komutanlığından ayrılmış yerine 27 nci Piyade Alayı Komutanı Yarbay Mehmet Şefik vekil olarak atanmıştır.

13 Ağustos 1915 tarihinde 57 nci Piyade Alay karargâhına düşen bir obüs mermisi ile kahraman Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey şehadet mertebesine ulaşmıştır. 2 nci Tabur Komutanı Binbaşı Murat Alay Komutanlığına vekil olarak atanmıştır. Binbaşı Murat bu olayı 57 nci Piyade Alayı askerlerine aşağıdaki yazıyla duyurmuştur.

“13 Ağustos 1915
Saat: 14:30

Edirne Sırtından

57 nci Alay ve 72 nci Alay ve Makineli Bölük Komutanlıklarına

Alay Komutanımız Avni Bey, bugün karargâhına düşen bir obüs mermisiyle şahadet rütbesine erişmişlerdir. İmansız düşmanımıza layık olduğu derecede intikam hissiyle hazırlanmaya gayret olunmak üzere, üzerimize düşen görevleri daha büyük bir gayret ve uyanıklıkla gerçekleştirilmesini bütün arkadaşlarımdan temenni ederim.

57 nci Alay Komutan Vekili
Binbaşı Murat”
[15]

Arıburnu cephesinde yapılan kanlı muharebeler, iki taraf siperlerinin birbirine pek yaklaşmış olmasından dolayı, hareketliliğini yitirmiş; siper muharebeleri durumuna gelmiştir. İngilizler, önemli noktalardaki Türk mevzilerini geceli gündüzlü obüslerle ve bomba toplarıyla ateş altına almakta; açtığı lağımlarla Türk mevzilerini yıkmakta, sık sık tutuşturucu maddeler atarak yangınlar çıkartmakta ve dolayısıyla Türk kıtalarını aralıksız olarak tedirgin etmekteydi.

Bölgedeki Türk birlikleri, İngilizlerin yaptığı bu zararları sabahlara kadar durmadan çalışarak onarmakta; elde bulunan araçlar ve kısıtlı olanaklar ölçüsünde karşılık vermekte ve mevzilerini korumaya çalışmaktaydılar.

Bu karşılıklı siper muharebeleri süresince iki tarafta, gece hücumları, topçu ve piyade ateş baskınları yapmakta; özellikle bomba muharebeleri, gece gündüz devam etmekteydi.

Siper muharebeleri için İngilizlerin olanakları çok ve çeşitliydi. Gözetleme aynaları, çelik kalkanlar, siper kundakları, bomba topları ve daha pek çok teknik araç ve gereçten bol bol yararlanıyorlardı.

24 Ağustos 1915 tarihine kadar önemli bir olay olmamıştır. Alay komutanlığına vekâlet eden Binbaşı Murat 11 nci Piyade Tümeni emrine verilmiş yerine 3 ncü Tabur Komutanı Binbaşı Ali Hayri Bey, 57 nci Piyade Alayı Komutanı olmuştur.[16]

19 Aralık 1915 tarihine kadar 57 nci Piyade Alayı gözetleme, siperleri onarmak, düşmanın yaptığı piyade ateşlerine karşılık vermek ve gece baskınları düzenlemek gibi faaliyetlerle uğraşmıştır.

İngilizler, 1915 yılı Ağustos ayı sonlarına kadar, Gelibolu Yarımadası’nda giriştiği bir çok taarruz hareketleriyle talihini denemiş ve her seferinde, layık olduğu karşılığı almıştı. Bütün gücünü kullandığı halde hiçbir hedefine ulaşamamış olan düşman, artık yeni bir başarı ümidini kaybetmiş bulunuyordu. İtilaf Devletleri ise, Çanakkale Seferinin tam bir çıkmaza girdiğini kabul etmişler, artık yeni başarı şöyle dursun bulundukları hatların muhafazasını bile şüpheli görmeye başlamışlardır. Nitekim General Ian Hamilton yayınlamış olduğu raporunda bu durumu şu şekilde dile getirmektedir.

“… Artık Türk mukavemet ve şiddetine hatime çekecek yegane çare bunların cephane ve mühimmatının tükenmesine kalmış denilebilir.” [17]

Nihayet, içine düşülen bu bataktan nasıl çıkılabileceği konusunda çareler aramaya koyuldular. 11 Ekim 1915’te Lord Kitchener, General Hamilton’a gönderdiği bir telgrafta, “Bir tahliye yapılırsa ne kadar zayiat verileceğini” sordu.

General Hamilton bu telgrafa, “Her hangi bir tahliyenin mevcut kuvvetlerin yarısının ve tüm topçularla cephenin kaybına yol açacağını ve tahliyeye taraftar olmadığı” şeklinde karşılık verdi.

Bu rapor üzerine Çanakkale Komitesi, 15 Ekim 1915’te tahliyenin daha uygun koşullar altında ve taraf gütmeyecek bir fikirle incelenmesi olanağını sağlamak amacıyla, General Hamilton’un geri alınmasına karar verdi.

23 Kasım 1915’te toplanan Harp Meclisi, askeri nedenler yüzünden, Çanakkale’nin tamamen tahliyesi için kabineye öneride bulunmaya karar verdi. Kabinedeki tartışmalar uzun sürdü. Birçok fikir ve karar değiştirmeler oldu. 5 Aralık 1915 günü Fransız Hükümeti, bütün meselelerin yeniden görüşülmesini istedi. 6 Aralık 1915’te General Joffre’nin karargâhında toplanan İtilaf Devletleri konferansında herkes, Çanakkale’nin tahliyesini istedi. Ruslar da, 7 Aralık 1915’te Çanakkale’nin tahliye edilmesi isteğinde bulundu.

7 Aralık 1915’te İngiliz kabinenin yirmi iki üyesi, tekrar bir araya gelerek durumu görüştüler. En sonunda, Anafartalar’la Arıburnu bölgelerinin hemen tahliyesine; fakat, kısmen denizcilik bakımından ve kısmen de seferin tümünün sona erdiği yolundaki düşünceleri gizlemek için, şimdilik Seddülbahir’in elde tutulmasına karar verildi. Çanakkale Cephesindeki tüm komutanlar da 12 Aralık 1915’te tahliye kararını kabul ettiler. Anafartalarla Arıburnu’ndaki kuvvetlerin 19/20 Aralık 1915’te boşaltılmasına karar verdiler.

Tahliye kararının verilmesinden önceki günlerde, yani Kasım 1915 ayı başlarında, İngilizlerin yalnız Anafartalar ve Arıburnu bölgelerinde toplam 92.100’e yakın insan, 5.368 hayvan ve 196 adet topla bir aylık yiyecek ve çok sayıda cephane, araç ve gereçleri vardı.

İngilizler tahliye işine telaş etmeden başladılar. Kuvvetlerini yavaş yavaş çekerken cephedeki ateş faaliyetini aksatmayacak şekilde düzen almış ve birliklerimizi; yeterince aldatmayı başarmışlardı.

20 Aralık 1915 saat 03:30 sıralarında Cesaret Tepesi civarındaki iki lağımın İngilizler tarafından patlatılmasından sonra çıkan gürültü, birliklerimizin gözünü açmış; ileri atılan birliklerimiz hiçbir direnmeyle karşılaşmadan, en ileri mevzileri ele geçirmişlerdi. Buradan ileri sürdükleri keşif kollarıyla, İngiliz siperlerinin boşaltılmış olduğunu görmüşlerdi. Bu durum, kısa sürede bütün cephede duyulmuş; harekete geçen Türk birlikleri, İngilizlerin boşalttığı ilk hat siperlerini ele geçirmişlerdir.

Böylece, Anafartalardaki tahliye, başarıyla tamamlanmış ve 20 Aralık 1915 saat 01:30’da mevzilerde kimse kalmamıştır. Arıburnu kesimindeki tahliye de, aynı biçimde yürütülmüş ve son İngiliz Layter’i, 20 Aralık 1915 saat 04:10’da kıyıdan ayrılmıştır.

İngilizler, bu boşaltma sırasında, 8/9 Aralık 1915’ten 20 Aralık 1915 günü saat 05:00’e kadar, Arıburnu ve Anafartalar bölgesinden toplam olarak 83.048 er ve subay, 186 top, 1.697 atlı araba, 21 motorlu araç, 4.695 at ve katırı gemilere bindirerek götürmüş; hiç zayiat vermemişlerdir.

İngilizler, tahliye sırasında tüm silah, araç ve gereçlerini götürmeye çalışmış; kalanlarını da tahrip etmek istemiş ve hatta, gemilerden açtığı top ateşleriyle kalanları kullanılmaz duruma getirmeye çalışmıştır. Fakat bizim amacımız, zaten ganimet elde etmek değil, düşmanı ele geçirmekti. O ise, uçup gitmişti.

İngilizler aylarca uğraşmış, Türkleri yerinden kıpırdatamamış, bütün imkânlarını kullanmış bir karış toprak alamamıştı. Fakat kaçmakta gösterdikleri bu hüner, her türlü takdirin üstünde idi.

Anafartalar Grubu Komutanı Albay Mustafa Kemal, 10 Aralık 1915 günü hastalandığından, tedavi ve istirahat için İstanbul’a hareket etmişti. Albay Mustafa Kemal, İngilizlerin Anafartalar ve Arıburnu cephelerini boşaltması sırasında grup komutanı olarak görevi başında bulunsaydı, belki de kendine özgü ön sezisi ve ileri görüşlülüğüyle Anafartalar Grubu kıtalarına aldıracağı düzenler, yaptıracağı hareketlerle bu çekilmenin bu derecede başarılı olmasına engel olabilirdi. Mustafa Kemal’in muharebe alanlarındaki yaşantısına bakarak, buna olumlu karşılık vermemiz gerekir. Çünkü, Mustafa Kemal, hiçbir durumu rastlantıya bırakmayan, her konuda gerekli en ayrıntılı olasılıklara önem ve değer veren kişiliğiyle, kendini kabul ettirmiş büyük bir komutan ve yöneticiydi. O’nun cepheden ayrılmış bulunması, İngiliz kuvvetleri için büyük bir şanstı.

Biz, kaçan İngilizleri yakalayamadık diye hala üzülelim. Onlar ise, evvelâ 18 Mart Çanakkale deniz savaşında ve arkasından bu Gelibolu Harekâtında uğradıkları mağlubiyetin acısını hiçbir zaman unutamayacaklardır. Çanakkale’de Türk cesareti, İngiliz soğukkanlılığını; Türk azmi, İngiliz inadını; Türk vatanseverliği, İngiliz gururunu yenmiştir.

19/20 Aralık 1915 tarihinde düşmanın çekildiğinin anlaşılması üzerine, 57 nci Piyade Alayı ilerleyerek Arıburnu ile İhraç İskelesi batısında ki burun noktasına kadar bütün siperleri elde etmiş ve kıyıya yanaşmıştır. 19 ncu Tümen, Sazlıdere’den Haintepe’ye kadar olan kıyı bölgesini tutmuştur. Ayrıca 57 nci Piyade Alayı bir bölüğü ile de Haintepe ve çevresini tutmuştur. 21 Aralık 1915 tarihinde 57 nci Piyade Alayına verilen bölge 4 ncü Piyade Bölüğü tarafından tutulmuştur.

27 Aralık 1915 tarihinde Padişah tarafından, yapmış olduğu üstün hizmet ve kahramanlıklarının nişanesi olarak 57 nci Piyade Alayının Sancağına Gümüş ve Altın Harp Madalyaları verilmiştir.

27 Aralık 1915 tarihinden itibaren 57 nci Piyade Alayı ileri karakolda bulunan bölükler hariç Kurtdere’sinde eğitime başladı. 11 Ocak 1916 tarihinde 19 ncu ve 20 nci Tümenlerin iştirakiyle 15 nci Kolordu meydana getirildi. 19 ncu Piyade Tümenine, Kolordu Komutanlığının emri ile 19 Ocak 1916 tarihinde Uzunköprü’ye hareket için hazır olması emredildi.

57 nci Piyade Alayı 20 Ocak 1916 tarihinde Uzunköprü doğrultusunda saat 07:00’de Bigalı’nın kuzey sırtlarındaki ordugahından hareket etmiş ve 27 Ocak 1916 tarihinde Keşan’a varmıştır. 30 Ocak 1916 tarihinden itibaren eğitime başlamıştır. 57 nci Piyade Alayı, 8 Şubat 1916 tarihinde Keşan bölgesinde Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa tarafından denetlendi.

7/8 Mart 1916 tarihinde Keşan’dan Çelebi Köyüne hareket etti ve orada yerleşerek eğitim faaliyetleri ile meşgul oldu. Bu sırada alayın mevcudu 54 subay ve 2741 Er idi.

57 nci Piyade Alayı 25 Nisan 1916 tarihinde Çelebi Köyünün kuzey doğusunda toplanarak, Alay sancağına padişah tarafından “25 Nisan 1915 tarihinde Çanakkale’de Arıburnu bölgesine yapılan çıkarmada düşman kuvvetlerinin ilerlemesine ve Kocaçimen Tepelerinin düşman eline geçmesine aynı gün yaptığı çabuk hareket ve şiddetli taarruz nedeni ile engel olmak ve aylarca düşman karşısında mevzilerde kalarak kahramanca muharebeler yapmak sureti ile gösterdiği olağanüstü yiğitlik ve yararlığa karşılık” verilen nişanlar, merasimle Alay Sancağına takılmış ve resmi geçit yapılmıştır.

Daha sonra 57 nci Piyade Alayı Çelebi Köyünden Kuruçeşme’ye gelerek Ordugâha geçmiştir. 3 Temmuz 1916 tarihinde Başkomutan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından teftiş edildi. 14 Temmuz 1916 tarihine kadar eğitim faaliyetleri ile meşgul oldu.

57 nci Piyade Alayı, 19 ncu Tümen Komutanlığının emri ile, Uzunköprü doğrultusunda hareket ederek 21 Temmuz 1916 tarihinde Uzunköprü İstasyonunun kuzey yamacında ordugâha geçti.

57 nci Piyade Alayı, Çanakkale’de büyük bir zafer kazandı. Ama bunu düşmanın üstün silahlarına karşı canlarını, kanlarını ortaya koyarak kazandılar. Bir neslin gürbüz gençliğini orada gömerek kazandılar. Pek çok eksikliklerine ve olanaksızlıklarına karşın, en modern silah ve araçların desteğine dayanan üstün İngiliz kuvvetlerini, bulunduğu dar bir kıyı şeridi içinde kalmaya mecbur ettiler ve hatta onu karaya çıktığına pişman ettiler.

Çanakkale Savaşı Birinci Dünya Harbinin kaderini bir çok yönleriyle değiştirmiştir ki; en önemlisi Türk milletinin eski kuvvet ve kudretini muhafaza ettiğini göstermiş, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koymuş ve dünya milletlerine de bunu bir kere daha kabul ettirmiştir.

Dipnotlar:

  1. Gnkur ATAŞE Arşivi; No. 7/9602-181/1 Harp Ceridesi.
  2. Gnkur ATAŞE Arşivi; No. 5/2453, Kls.3964, Dos. H-7, F. 1/8, 1/13, 1/15.
  3. Gnkur ATAŞE Arşivi; No. 5/2453, Kls.3964, Dos. H-8, F.l/4, 1/6, 1/8.
  4. GÜNESEN, Fikret; Çanakkale Savaşları, Sy: 135.
  5. Mustafa Kemal; Arıburnu Muharebeleri Raporu.
  6. İbrahim Refik; Çanakkale’nin Ruh Portresi.
  7. Mustafa Kemal; Arıburnu Muharebeleri Raporu.
  8. Gnkur ATAŞE Arşivi: 5384-H-3 (1-16).
  9. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-1, Harp Ceridesi.
  10. BARIŞ, Yusuf İzzetin; Çanakkale Savaşları.
  11. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-1, Harp Ceridesi.
  12. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-H:10/1-10.
  13. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-H9-H16 Klasör No: 5384.
  14. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-H:10/1/17.
  15. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183-H: 11/1/1.
  16. Gnkur ATAŞE Arşivi: 7/9602-183:Hl 1-1/12.
  17. Gnkur ATAŞE Arşivi: A: 4/8749, D:30 F:42.
1 yorum
  1. ibrahim Kuşkulu diyor

    Çok güzal bir çalışma olmuş yüreğinize elinize sağlık

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.