Balkanların Acı 100‘ü
Edirne’nin Kahraman Komutanı Şükrü Paşa Niçin Unutturulmuş?
Malum Balkan Faciası’nın 100. yılındayız, o kadar unutmuşuz ki 8 Ekim tarihinde doğru dürüst resmi bir anma bile olmadı. Şu anda gündemi Suriyeye özgürlük götürmek teşkil ediyor, sonra Yemeni ele alacağız herhalde. Ama bazı mahfillerde Balkan Savaşı’nın 100. yılı kutlanıyor(!)muş.
Unutulan savaşın unutulan kahramanlarından bir örnek olarak, aşağıdaki satırları “Derin Tarih“ Dergisinin Kasım 2012 sayısından özetleyerek aktardım. Merak edenler dergiye bakabilir.
Dergi editörü Mustafa Armağan’ın Edirne’yi 155 gün savunan sonunda açlık yüzünden anlaşmayla teslim etmek zorunda kalan Ferik (orgeneral) Erzurumlu Şükrü Paşa’nın torunu Sevgi Kutlukan ile yaptığı röportajdan öğrendiklerimi yazmaya çalıştım;
Şükrü Paşa İttihatçıların sevmediği komutanlardanmış, Edirne’ye ancak iki aylık tedarikle gönderilmiş. O arada Edirneli olan Talat Bey (o zaman henüz Paşa değilmiş) gönüllü olarak savunmaya katılmış, ama niyeti başka, Anadolulu erat arasında propaganda yapmak, siz buralı değilsiniz, neden savaşıyorsunuz, v.s! İttihatçıların daha önce de asker arasında savaşmayın diye kışkırtıcılık yaptığını okumuştum, (Halaskar Zabitan takımına karşı). Doğrusu Talat Paşanın da aralarında olduğunu hayretle öğrendim.
Kışkırtmaları etkili olmaya başlayınca Şükrü Paşa tarafından çağırılmış ve devam ederse idam ettirileceği yüzüne söylenmiş. Korkan Talat bey Edirneden kaçmış. Ama fırsat bulunca da kinini kusmuş anlaşılan. Edirne 155 gün sonra teslim olunca Paşa esir düşmüş ve Bulgar kıralı Ferdinand tarafından kılıcı kendisine iade edilmiş. Yani Pilevne kahramını Gazi Osman Paşa gibi. Paşa bir süre esir kaldıktan sonra serbest bırakılmış ve Tirenle İstanbula geldiğinde halk karşılamaya çıkmış, fakat ittihatçı yönetim halk seni linç edecek diyerek Şükrü Paşa’yı kapalı bir araba ile halktan kaçırmış. Bu entrika İttihatçıların alışıldık oyunlarındandır. Yetmedi! Paşa tenzili rütbe ile de emekliye sevk edilmiş. Bursaya kaplıcalara dinlenmek için gittiğinde de zatürreden 1916 yılında vefat etmiş. Eşi ve ailesi maddi sıkıntıya düşmüş. Talat Bey de paşa olarak bir savaş kahramanından intikamı böyle almış. Küçücük bir Posta Telgraf memuru iken birden zirvelere çıkınca yükseklik iyice başı dönmüş olmalı. Tirajik sonu nedeniyle hakkında daha fazla yazmayı doğru bulmuyorum. Ancak Talat Paşanın bir çok caddelere adı verilmiştir, Neden Enver Paşanın veya Cemal Paşanın adları verilmemiş? Bir düşünelim.
Paşanın eşine ölen kocasından değil babası Manastırlı Nuri paşadan emekli aylığı bağlanmış.
Şükrü Paşa çok değerli bir Topçu subayı ve matematikçi imiş. Salih Zeki beyi de o yetiştirmiş. Edirne Müdafaası üzerine bütün dünyada takdir edilmiş. Kılod Farrer ve Piyer Loti batı basınında onu öven yazılar hatta bir de kitap çıkartmışlar, Altın Kitap. Ama kendisi bunları öğrenemeden ölmüş.
Balkan Savaşında bir kahraman komutan daha vardı, unutturulanlardan Tosyalı Hasan Rıza Paşa. İşkodra komutanı. Esat Toptani haininin tertibi ile şehit edilerek Karadağlılara İşkodra teslim edilmiş. Esat Toptani’nin kendi Arnavutları tarafından Paris’te öldürüldüğünü yazmıştık. Eşyanın tabiatına uygun bir son!. Karadağlı vahşilerin esir Türklere yaptıkları dergide fotoğraflarla belgelenmiş.
1968-70 öğrenci olayları, boykot ve işgaller sırasında kızı Saffet Rıza Alpar Fen Fakültesinin dekanı idi. Kendisini tehdit etmeye gelen öğrenci militanlara siz kim oluyorsunuz, ben İşkodra kahramanın kızıyım, sizden kokmam demişti.
Kahramanları unuttuğumuz gibi hainleri de neredeyse hiç hatırlamıyoruz. Selanik’i teslim edip, bir İtalyan savaş gemisi ile sıvışan Kara Hasan Tahsin Paşa gibi. İdidalara bakılırsa şehirde 5 bin ile 27 bin arasında bir asker mevcut. Ama şehir teslim ediliyor.
Balkan savaşının 2. Mağlubu, Bulgaristan. Çakallar yaşlı aslandan koparttıkları parsayı paylaşmada birbirlerine düşünce Edirne ve daha ötesi (ama resmi tarih yazmaz, sonra Lozan’a gölge düşer, İnönü’nün itibarı sarsılır) kurtarılmış. Romanya, 250 bin kişilik orduyla Bulgaristana girince ve Sofyaya dayanınca Bulgar pes edip barış istemek zorunda kalmış. 10 Ağostos 1913 te Balkan Savaşı bitmiş.
Bugünlerde İttihatçıları göklere çıkaranlar var, Türk işi yani, ya gökyüzüne çıkarır, ya yerin dibine sokarız, ortası yoktur. Okuyanlar inanmadan önce biraz düşünür sanırım. Korkunun da ecele faydası yok! Balkanı unutursak, daha çok Balkan savaşları yaşarız da yaşamayız inşallah!
Şükrü Paşanın beni Edirne’ye gömün vasiyeti, 2003 yılında gerçekleşmiş. Mezarı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun Genel Kurmay Başkanlığı zamanında Edirne’ye nakledilmiş ve bir de anıt dikilmiş. 13.11.2012