Bacıyân-ı Rum (Anadolu Bacıları) ve Fatma Bacı
Aşık Paşazade (1481) “Târih-i Âl-i Osman” adlı eserinde Anadolu Selçukluları devrinde Türkmenler arasındaki sosyal zümreleri “Gaziyân-ı Rûm” (Anadolu Gazileri). “Ahiyân-ı Rûm” (Anadolu Ahileri), “Abdalân-ı Rûm” (Anadolu Abdalları), ve “Bacıyân-ı Rûm” (Anadolu Bacıları) diye dörde ayırmıştır. Burada üzerinde duracağımız “Bacıyân-ı Rûm” tabirinden Anadolu Selçukluları zamanında Türkmen erkeklerin mensup olduğu, Ahi Teşkilâtı diye bilinen ve Âşık Paşazade’nin “Ahiyân-ı Rûm” olarak adlandırdığı teşkilâtın yanında gene Âşık Paşazade’nin “Bacıyân-ı Rûm” diye adlandırdığı, o günün toplumunda Türkmen kadınların kurduğu bir başka teşkilâtın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Âşık Paşazade’nin “Hacıyân-ı Rûm” diye adlandırdığı bu zümre üzerinde ilk defa Alman müsteşrik Franz Taeschner durmuştur. Franz Taeschner o günün toplumunda kadınların bir teşkilât kurmuş olmalarını o kadar imkânsız görmüştür ki, bunun bir istinsah hatası veya yanlış anlama sonucu Aşık Paşazade tarafından ortaya atılmış olduğunu kabul etmiştir. Ona göre Bâcıyân-ı Rûm” (Anadolu Hacıları) veya “Bahşıyân-ı Rûm” (Anadolu Sihirbazları veya Ruhanîleri) tabirleri bir istinsah hatası sonucu “Bâcıyân-ı Rûm” olarak yazılmış olabilir. Böyle olunca o devirde Anadolu’da Hacı olmuş Türkmenlerin bir örgüt kurması ve bunlara Hacıyân-ı Rum denmiş olması veya çok eskiden beri Türkler arasında sihirbazlıkla meşgul Nasreddul olan ve kendilerine “Bahşı” denilen kimselerin Anadolu’da faaliyet göstermiş ve bir örgüt oluşturmuş olmaları imkân dahilinde görülmüş oluyor. Z. Velidi Togan da F. Taeschner’in bu iki görüşünden ikincisini benimsemiştir.
İlk defa Fuad Köprülü, Âşık Paşazade’nin “Bacıyân-ı Rûm” diye adlandırdığı zümre hakkında verdiği bilgileri Bektaşî rivayetleriyle ve başka kaynaklarla da te’yid ederek F. Taeschner’in öne sürdüğü iddiaların hiçbir suretle varid olamayacağını ve gerçekten Anadolu Selçukluları devrinde ve Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Türkmen kadınların mensup oldukları bir teşkilâtın mevcudiyetine dikkatleri çekmiştir. Ancak Fuad Köprülü bu teşkilâtın mahiyeti ve çalışmaları hakkında açık bir görüş ortaya atmamıştır. Bu ismin üyeleri kadınlardan müteşekkil bir sofi zümresinin (Kadınlara mahsus bir tarikat) adı olabileceği ihtimali üzerinde de durmakla beraber bu konuda daha kuvvetli bir ihtimal olarak da şöyle demekledir: “Acaba Âşık Paşazade Bacıyân-ı Rûm ismi altında uç beyliklerindeki Türkmen kabilelerin müsellah ve cengâver kadınlarını mı kasdediyor? Şimdilik akla en yakın gelen te’vil bu görünüyor”.
Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye