Atatürk Maaşıyla Cami Yaptırdı…
Mustafa Kemal Atatürk’ü doğru anlayamayanlar ya da anlamak istemeyenler, O’nu ‘din karşıtı’ gibi iftiralarla yüceliğini lekelemeye, granitten toz koparmaya çalıştılar… Bu yazımızda Atatürk’ün doğru anlaşılmaması için gizlenen bir olayı paylaşacağım sizlerle… Yazımızın konusu, herkesi, hatta ‘din ticareti’ yapan, insanları Allah ile kandıran ‘dinci’ sıfatlıları dahi hayrete düşürecek bir olayın özeti olup, konu hakkında bilgiler vermeye çalışacağım.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘kendi cebinden verdiği paralarla cami yaptırdı’ dediğimde; insanların akıllarından nelerin geçtiğini-geçeceğini tahmin etmek tabii ki çok güç… Belki birileri şunu da düşünebilir; ‘Mustafa Kemal neden kendi cebinden para vererek Tokyo’ya cami yaptırsın ki? Devlet başkanıdır, devletin bütçesinden ödeseydi’ diyebilirler… Ancak bu ifadeyi isterseniz gelin bir ‘varsayım’ olarak kabul edelim ve konuyu irdeleyerek İSPAT etmeye ya da bu varsayımın hipotezden öte çok ‘uçuk’ bir teori olduğunu gösterelim…
Olayın aslı şöyledir, anlatalım; çok dinli ülkelerde her türlü ibadethanenin olması kadar doğal bir durum olamaz. Bu bağlamda Japonya’da yaşayan Müslümanların ibadetlerini yapmaları için bir camiye ihtiyaç olur. Japon kültüründe çok farklı derecelerde Budizm mezhepsel ayrışımının yanında diğer pek çok inanç sahibinin olması da bir gerçektir. Bu nedenle Tokyo’da bir caminin yapılması girişimi başlar; öncelikle bu istek Japon Kralından gelir…
Tokyo’ya cami yapılmasını isteyen Kral, önce en makul ‘dost’ niteliğindeki devlet olarak Türkiye’yi düşünür… Türkiye’nin ‘dost’ olarak algılanmasının tarihi sebepleri vardır. (Ertuğrul Firkateyn’in hikâyesi…)
Bir diplomatını Ankara’ya yollar Japonya…
Mustafa Kemal Atatürk, Japon Büyükelçisi Torijori Yamada‘ya nasıl bir cevap verdiği hep merak konusu olur.
Farklı anlamlara gelebilecek düşünceler ileri sürülür… Bu saptırılmış söylemlere inanıldığı için ve Mustafa Kemal doğru anlaşılmadığı için bu tür sorular çoğalır maalesef… Aradan yıllar geçer ve bu konu hiçbir şekilde gündeme getirilmez Cumhuriyet hükümetlerince… Hep bu konunun üstü kapatılır ve halka yansıması engellenir… Öyle ya, halka yansırsa vatandaş doğruları öğrenmiş olacak ve ‘dinci’ yobazın söylemlerine inanmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, hürriyet kahramanı, büyük deha, komutan, devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata veda edişinin tam 74. yıl dönümüne aylar kaldı… Bu süre içinde Mustafa Kemal’in gerçek din olan Kur’an’a dayalı Müslümanlığı nasıl anladığı, vatandaşın dinini doğru öğrenmesi ve anlaması için neler yaptığını anlatmazsanız, yapılanları göstermezseniz, karşıtları olan ‘pıtırım’ gibi yurdu saran örümcek ağının görüntülü, sesli ve yazılı ağlardan çıkan, yalan ve iftiralara maruz kalırsanız, vatandaş ne yapacak, ne yapabilir?
Söylenene inanacak, çaresiz…!
Doğa boşluk kabul etmez; boş kalan, boşluğa düşen beyinler ve benlikler bir şeylerle mutlaka doldurulur…
Ne verirseniz onunla dolar beyinler…
İşte bu uzun zaman dilimine rağmen hiç kimse çıkıp ‘Mustafa Kemal Atatürk kendi parasıyla cami yaptırdı’ demedi, açıklamadı, yazmadı…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptırdığı bir kutsal mekânın haber değeri “ten” ticareti yapan bir diziden daha mı değersiz?
Atatürk’ün 82 yıl önce kendi cebinden parasını vererek Japonya, Tokyo’da yaptırdığı caminin gerçek hikâyesi şöyledir. (Kaynak: Işın Erşen, Gazeteci)
Işın Erşen anlatıyor; “1980’li yılların başında kardeşim ve eşi, Japonya’da Tokyo’da diplomat olarak görev yapıyorlardı. Annem, kardeşimin yanına Tokyo’ya gitti. Annem, bir süre sonra döndüğünde Japonya anılarını anlatırken, Ertuğrul faciasının yaşandığı 18 Eylül günü Oshima’da yapılan anma törenine kardeşimle birlikte katıldığını ve kendisine de üzerinde Japonca ‘Ertuğrul faciasının anısına’ yazılı bir tabak verildiğini, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen Japonların bunu unutmadığını ve Türklere büyük saygı duyduğunu anlatmıştı…”
Bu aktarım bize bir şeyi hatırlatıyor; Japon milletinin vefakârlığını, ‘dost’ bildiği ülkelere karşı özgün davranışlarla farklı olduklarını göstermektedir. Gazeteci Işın Erşen’in annesi bir şeyden daha bahseder; Tokyo Camii hakkında bilgiler verir. Annenin konuşmaları arasında, Tokyo Camiine de gittiğini öğrenir. İşte Tokyo Camii hakkında aktarılan hatıra: “Tokyo’da cami de mi varmış?” sorusuna muhatap kalan anne gazeteci kızına “Hem de Atatürk yaptırmış” dediğinde bir gazetecinin hayatında yakalayabileceği flaş değerde haber olduğunu herkes kabul eder…
Olayın özeti şöyledir; yıl 1931…
Japon Elçisi Torijori Yamada, Türkiye’ye gelip Atatürk’ü ziyaret eder…
Atatürk’e Tokyo’ya bir cami yaptırması konusunda Japon Kralının ricasının olduğunu iletir…
Atatürk’ün mükemmel Fransızcasının yanında az da Japonca bilmektedir. Mustafa Kemal Harp Akademisinde okurken kısa bir süre için Büyükelçi Torijori Yamada Japonca derslerine girdiğinden tanışmaktadırlar.
Torijori Yamada’yı karşılayan Mustafa Kemal Atatürk, büyük elçiye şunları söyler; “Daha savaştan yeni çıktık… Ülkem çok fakir… Borç harç içindeyiz, devlet parasıyla cami yaptıramam, ancak bu camiyi ben kendi maaşımdan biriktirdiğim paramla yaptırırım” dediğinde Japon diplomat hayrete düşer…!
Mustafa Kemal Atatürk’ün burada gösterdiği üstün liyakat ve feraset, devletini yüceltme ve dinine sahip çıkma düşüncesinin doruktaki yaşanmışlıktır…Arayıp bulun bulabilirseniz; O’nun sadece kılının hissettiği millici ve maneviyatçı ama samimi ruhunu taşıyanı…!!!
İşte o günden itibaren Mustafa Kemal Atatürk devletten aldığı maaşıyla Yamada’ya verdiği sözü tutar Tokyo Camii’ni yaptırır…
Cami, Atatürk’ün ölüm yılı olan 1938 yılında tamamlanır…
Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği yılda bu caminin bitirilmiş olması da anlamlıdır. Ve Tokyo Camii ibadete açılır…
Gazi Paşa’nın ruhuna de Fatihalar ve Mevlit okunur…
Sonuç
Din ticaretiyle servet sahibi ‘dinci’ yobaz takımının kendilerine ait çirkeflikleri örtmek için Mustafa Kemal Atatürk’e yaptıkları iftiralar (din düşmanı, kâfir, dinsiz) hiçbir zaman Atatürk’ü anlamadıklarını gösteriyor… Atatürk, yalnız Tokyo camii “Tokyo Jamii Mosque” yaptırmakla yetinmemiş, ayrıca Fransa’daki, Paris Camii de (La Mosque de Paris) Mustafa Kemal’in yardımlarıyla tamamlanmıştır…
Varlığımızı borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ü yanlış anlayanları bir tarafa bırakarak artık doğru anlamaya çalışmanın ne kadar önemli olduğu, geldiğimiz “felaket” ortamından anlaşılmaktadır. Ulus devletin kuruluş felsefesiyle uyanışın başlayıp genişlemesi dileğimdir.
Gazi Paşam ışıklar içinde mutlu uyusun, dilerim…
Yoldaşı, rehberi; Hz. Muhammed olsun dilerim…
Ülkemin hızla sürüklenmeye çalışıldığı uçurumun ne denli tehlikeli olduğunu iyi anlamak için mutlaka Mustafa Kemal Atatürk’ün doğru anlaşılması ve anlatılması gerektiği noktasında bir sonucu zihinlere aşılamayı amaç edinmiş bu mütevazı kalem birilerine uyarı, hatırlatma olur umuyorum…
Türkiye’nin dört bir yanından çarpan yürekler şimdilik ‘sessiz çoğunluk’” durumundadırlar… Milli bilinç galeyana geldiği zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün sevgisi; Türk milletinin gücünü, uyanışını, direncini, coşkusunu gösterir…
Milletin oluşturduğu sevgi denizinin derinlerinde vatan ve millet karşıtları boğulacaklardır… Bu denizin dalgaları arasında bir damlacık vefa borcumuzu ödemek için çırpındığımızı, inatla, ısrarla haykırmaya devam ettiğimizi-edeceğimizi tekraren ilan ediyorum…
Gazi Paşa’ya olan minnet ve sevgimizle oluşan deryanın içinde sadece bir ‘damla’ varlık olarak; Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete, O’nun fikirlerine, ilke ve inkılâplarına bağlılığımızı korkusuzca haykıracağız… Bu sesimizi duymak isteyen duyacaktır; ‘sağırlar’ ve ‘körler’ olmak isteyenler olmaya devam etsinler… Kölelik asaletten bir paye ise bırakalım kölelikleriyle hainlikleriyle yaşasınlar…
Kaynak: http://www.ramazan-demir.com
Şahsi görüşümdür, kimsenin inancını sorgulama gibi bir niyetim yok. Hele ki ölmüş birinin. Şuanda atatürkçüyüm diyenler atatürk ü iyi anlayanlar neden dini değerlere karşı. Sizde yobaz diye kimleri kastediyorsunuz. Atatürk parasını cebinden verdiğine dair belge, yanlarında kim varmış, japon un hayrete düştüğü nasıl anlaşılmış. Şu veya bir şekilde cami yapılmasına sebep olmuş. Sevabını anladığım kadarı ile almıştır.. ne yani devlet eğlence gezme yerleri tatil yapar da. Camii yapamaz mı .en sonda neyi ima ettiniz
İlyas bey Atatürkü benimseyen komünist,ataist, agostik, deist kişiler olduğu kadar ki bu görüşler çok fazla olunca haliyle zayıcada fazlalar neyse onların fazla olması biz İslam dinine gönül vermiş kişilerin Atatürkçü olmadığı anlamına gelmez. Onların dine karşı olmaları Atatürkün kanka ları olduğu anlamına gelmez. Atatürk bu ülkenin değeri. Ve Atatürke fesligiller familyasının ve benzer zihniyette insancıkların hakaretleri ortada. Yobaz sormuşsun, işte yobaz onlar. Bilime, teknolojiye karşı olan, dinle yönetilelim, Avrupa icat etsin biz satın alırız zihniyeti YOBAZ DIR. Şimdi bu tanıma siz dahilseniz yobazsınız. Değilseniz üstünüze alınmayın.