Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

3 Mayıs 1944 ve Türkçülük Davası – Giriş

0 14.892

Necmettin SEFERCİOĞLU 

03 Mayıs 1944, gönülleri Türklük ve Türkçülük ülküsünde birleşenlerin büyük acılara, dayanılmaz işkencelere, büyük sıkıntı ve bunalımlara, akıl almaz suçlama, tehdit ve aşağılamalara uğratıldığı uğursuz bir devlet terörü döneminin başladığı gün idi. 1944-1947 yıllarına yayılan o karanlık dönemde, Türkçüleri temsilen tutuklanıp çeşitli maddî ve manevî işkenceler görenler arasından seçilerek mahkeme önüne çıkarılan Türk milliyetçi­leri, katlanılamaz zindan şartlarında yaşamağa çalışırlarken, dışarıda kalan ülküdaşları de toplumdan âdeta dışlanmanın, horlanmanın, soyutlanmanın acısını yaşıyorlardı. Türkçüleri derinden etkileyen o yaraların izleri on yıllar boyunca varlığını sürdürdü; hâlâ da sürdürüyor denebilir.

Bunlara rağmen, 03 Mayıs 1944 günü, Türkçülük tarihinin kilometre taşlarından biri olmuştur. O gün ve ardından gelen yıllarda yaşanan olaylar, bir yandan Türkçülere onulmaz acılar tattırırken bir yandan da Türkçülük hareketine yeni ufuklar açmıştır. Bu durum göz önüne alınarak; Üç Mayıs günü, Türkçülük günü olarak kabul edilmiştir. Böylece, Türkçülerin yalnız bile olsalar, her yıl bu günde, onu hatırlamaları ve anmaları benimsenmiştir. Bu tür anmanın tipik bir örneğini, 27 Mayıs’çılardan bir kesimin Millî Birlik Komitesinde gerçekleştirdiği 13 Kasım 1960 iç darbesi ile görevden alınıp dış ülkelere sürgün edilen “14’ler”den Muzaffer Özdağ’ın kaderdeşi Dündar Taşer’e yazdığı bir mektupta görüyoruz. O, 02 Mayıs 1961 günü başlanan ve yazılışı 03 Mayıs’a kadar uzayan mektuba şu not ekledi:

Mektubuma 2 Mayıs’ta başlamıştım, bir gün sürmüş yazması: şimdi 3 Mayıs, 00.45.

3 Mayıs dedim de aklıma geldi. Türkçü bayramı olarak tesit edilir bu gün: Türkçülüğü veya Türk milliyetçiliğini de perişan halinden kurtarmak; yön, tarif kazandırmak, bir zümre hareketi ve fikriyatı olmaktan çıkarıp millete mal etmek, bize düşüyor.”

Burada ilk akla gelenler, “O günü neden her yıl anıyoruz? Onu ve ardından gelen olayları niçin sürekli hatırlama gereğini duyuyoruz? Onları neden belleğimizde tutmalıyız?” sorularıdır. Bunları yapmalıyız; çünkü 03 Mayıs 1944 Türkçülük tarihinin en önemli günlerinden biri! O bir yandan Türkçülüğün acı geçmişini hatırda tutmamıza yardımcı oluyor, bir yandan da geleceğimizi aydınlatıyor. O gün, bu kutsal ülkü ve düşüncenin, dergi sayfalarından taşıp on binlerce, yüz binlerce hançereden yükselen güçlü bir sese dönmesini sağladı. Türkçülük, Türk kamuoyu ve toplumu ile o gün yapılan gençlik yürüyüş ve gösterisinde tanıştı. 03 Mayıs 1944’ü önemli ve daima anılmaya değer kılan bir başka husus da, Türkçülüğün Türk milletine açılış eylemlerinin başlangıcı olmasıdır.

Kitapçığımız, Türkçülüğün önemli kilometre taşlarından biri olan o dönemi genç Türkçülere tanıtabilmek, yetişkin ülküdaşlara hatırlatabilmek emeliyle hazırlandı. Umarız ereğine ulaşmış olur.

Kaynak: Necmettin SEFERCİOĞLU
3 Mayıs 1944 ve Türkçülük Dâvâsı
TÜRK OCAKLARI ANAKARA ŞUBESİ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.