Sultan II. Abdulhamid dönemi Osmanlı donanması, üzerinde en fazla polemiğin yapıldığı, müspet ve menfi görüşlerin serd edildiği, ancak bununla birlikte yok denecek kadar da araştırmanın yapıldığı bir konu olmuştur. II. Abdulhamid dönemi Osmanlı deniz gücü, adeta bu padişahın algılanma biçimiyle özdeşmiştir. Sempati duyanların Ulu Hakan, antipati duyanların ise Kızıl Sultan şeklindeki yaklaşımları donanma için de geçerli olmuştur denebilir.
Aşağıdaki satırlarda bu dönem Osmanlı donanmasının durumu incelenmeye çalışılmıştır. Ancak bu inceleme II. Abdulhamid döneminin bütününün ele alınarak incelenmesi şeklinde değil, yaklaşık otuz üç yıllık iktidar hayatının orta dönemi sayılabilecek olan 1897 savaşı çerçevesinde yapılmış bir inceleme ve değerlendirmedir. Böyle bir araştırmayı yapmaktan maksat ise ne Ulu Hakan ve ne de Kızıl Sultan yaklaşımlarının doğruluk ve yanlışlıklarını ortaya koymak değil, son dönem Osmanlı donanmasının durumunu daha iyi anlamak ve bu devredeki yapısını aydınlatmaya, kısmî bir derecede de olsa, katkıda bulunmaya yöneliktir.
Kızıl Sultan yaklaşımı içerisinde bulunanlar, Sultan II. Abdulhamid tahta çıktığı zaman Osmanlı donanması keyfiyeti bakımından olmasa da kemiyeti bakımından muhtemelen dünyanın üçüncü büyük gücü durumundaydı. Ancak 1897 Osmanlı-Yunan Harbi’nin arifesine kadar geçen yirmi küsur senelik zaman zarfında Osmanlı donanmasının Haliç’ten dışarı çıkarılmadığı ve esef edilecek bir hale gelmiş olduğu, büyük eksiklikler içerisinde olmasına rağmen günün şartlarına göre yenilenip teçhiz edilmediği, tam aksine, yabancı mühendis ve işçilerin mukaveleleri yenilenmeyerek kendilerine yol verildiği, donanmanın her ne kadar sayı ve görünüm itibariyle büyük olsa da kalite ve muhtevası bakımından bitmiş ve tükenmiş bir durum arz ettiği, hatta bir kısmının tamir olmaya kabiliyetinin dahi olmadığı, donanmaya bağlı gemilerden bir çoğunun kazanlarının akmakta, saç levhalarının harap bir vaziyet arz etmekte, silah ve teçhizat bakımından günün şartları ve imkanlarının çok gerisinde kalmış olduğu kanaatini sergilemişlerdir.
Buna mukabil Ulu Hakan’a yaklaşım içerisinde bulunanlar ise her şeyi toz pembe bir tablo içerisinde izah etmeye çalışmışlardır.
Sultan II. Abdulhamid döneminde Osmanlı donanmasının durumunu, idarenin deniz kuvvetlerine yaklaşım biçimini, hem yaklaşım biçimindeki bir kısım farklılıklar dolayısıyla ve hem de konuyu daha açık ve anlaşılır bir surette ortaya koyabilmek maksadıyla bu dönem Osmanlı Donanması’nı Yunan Donanması ile mukayese etmek ve kendi içerisinde de (1876-1897) ve (1897-1909) dönemleri şeklinde iki devreye ayırarak incelemek sanırım daha doğru olacaktır.
Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi / Türkiye