Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Yolu Biz mi Seçiyoruz ?!..

0 14.706

11 Temmuz 2009

Uzun bir aradan sonra yeniden yazabilecek ruh haline ulaşabildiğim şu günlerde camiama bir teşekkür yazısı ile dönmeyi planlıyordum. Muhakemenin sıfırlandığı ruh hallerini yaşadığım o günlerde camiamın bana verdiği desteği yaşadıkça hatırlayacağım ve şükranla anacağım. Bu teşekkür yazısını bir geriye bırakmamı gerektiren aciliyet ise bir gaflet ihtimaline mani olacak tartışma zeminini oluşturma telaşımdır.
Dünkü Güneş gazetesinin kapak sayfasının üçte birine yerleştirdiği manşet ile duyurduğu haber, bundan  2,5 yıl önce (16-3-2007’de)  tartışılmasını istediğim, camiamın gündemine taşımaya çalıştığım bir konuyla ilgiliydi;
“Musul-Kerkük Türkiye’ye Bağlanacak ..”
‘Turan Ülküsü’ ile gençlik heyecanlarını bütünleştirerek yarım asra yakın bir ömrü yaşamış ve orta yaşa ulaşmış kuşağımızın ilk bakışta heyecanla üzerine atlaması gereken bu fikrin bir gün gündeme geleceğini, o gün gelmeden bu konunun  tartışılması gerektiğini, arka planında neler olabileceğini sorgulamak  gerektiğini “En büyük soru” başlıklı yazımda bakın şöyle yazmışım;
“….
Peki, MHP-CHP hükümeti (konjonktür elverdiğinde) Kerkük’ü işgal eder mi ?!
‘Konjonktürün elverişli olması’ bir anlamda ABD’nin  -bir sebeple- bu işgali hazmetmesi, kabullenmesi anlamına gelmez mi ?
Bunun (Amerika için) bir mecburiyetten olması mümkün olabilecek ise de, bir tercih olması da hiç mi mümkün değil ?
Mesela   “Kuzey Irak’ı işgal edin ama ona bir  FEDERASYON statüsü verin” şartı ile?!..
Şimdi en büyük soruyu soruyoruz ;
Kuzey Irak’ı bir FEDERASYON BÖLGESİ olarak Türk topraklarına dahil etmek imkânı doğarsa..
Ey.. Milliyetçiler, Ülkücüler, Türkçüler, Atatürkçüler, Ulusalcılar, Kuvayı Milliyeciler !..
BU İLHAK TÜRK MİLLETİNİN YARARINA MIDIR ?!
İşte en büyük soru bu !
Henüz cevabını veremediğimiz bu soruyu aklı yetenlerle tartışalım istedik.
Ki..  Bu Turan’a bir adım ise fırsatı tepmeyelim..
Ama..  Bu bir ABD senaryosu ise gaflete düşmeyelim !
Gelecek de bir gün gelecek !..”
Makarasından uzayan kısalan iplere tasmasından bağlı sevimli köpekleri  sahipleri parklarda gezdirirlerken görünüşte köpek önden gitmektedir sahibi arkasından.. Sanırsınız ki köpek nereye giderse sahibi de oraya gider.. Ama öyle değildir..
Köpek sağına doğru bir hamle yapar, fakat ipin makarası kilitlidir, uzamaz ve ilerlemesine izin vermez.. Döner, soluna doğru bir hamle dener, makara yine kilitlidir, sahibi onun bu yöne gitmesini de engellemiştir.. sonunda patika boyunca ilerlemeye teşebbüs ettiğinde ipinin gevşetildiğini görür ve yürümesi gereken istikametin bu olduğunu anlar..
Edebiyat öğretmenim “teşbihte hata olmaz” derdi, ona sığınarak yaptığım bu benzetmenin mazur görülmesini dileyerek soruyorum ;
Yolumuzu biz mi seçiyoruz ?!
www.ucuncuyol.com
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.