Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti (23 Nisan 1920-30 Ekim 1923)

0 13.726

Türk Milleti’nin bağımsızlığını kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu bir sırada, Türkün bağımsız yaşama istek ve azminden doğan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başkanı Mustafa Kemal’in (Atatürk) telkini ile, bütün devlet kuvvetlerini kendi üzerinde toplamış ve bir nevi “Meclis Hükümeti Sistemi” vücûda getirmiştir. 23 Nisan 1920 tarihinden 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilânına kadar süren bu sistem, “Milli Mücadele”nin başarıya ulaşmasında birinci derecede etkili olmuştur.

Bu süre içerisinde Meclis, sadece yasama kuvvetini değil, yürütme ve yargı kuvvetini de kendi üzerinde toplamıştır. Yürütme organı (Hükümet), onun (Meclis) karşısında bir güç olarak yer alamamıştır.

Büyük Millet Meclisi, bu yetkilerini muhafazada gayet titiz davranmıştır. Hiçbir kimse veya kuruma bu yetkilerden bir kısmını devretmeyi düşünmemiştir. Hükümetini oluştururken de bu durumu göz önünde tutmuştur. Bunu en açık şekilde İcrâ Vekilleri seçim kanununda görmekteyiz; Meclis, hükümet üyelerini kendi içinden, gizli oyla ve ayrı ayrı seçmektedir.

Meclis ilk aşamada bir hükümet başkanlığı da vücuda getirmemiş, kendi reisini, hükümete de başkanlık etmesi için görevlendirmiştir. Hükümet üyeleri (Vekiller) ise, meclisin verdiği talimat ve direktifleri yapmakla görevli memurlar sıfatındadırlar. Onları tayin ve azletmek Meclis’in elindedir. Fakat, İcrâ Vekillerinin görev ve sorumluluğunun bir kanunla belirlenmemiş olması, çalışmada da belirtildiği gibi, büyük problemlere yol açmış, Meclis zamanının büyük bir bölümünü bu konuya ayırmak zorunda kalmıştır. Cumhuriyet ilan edilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin şekli, hükümet üyelerinin seçim usûlü ve Meclis karşısındaki durumları, Meclis’te en çok tartışılan konular arasında yer almıştır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Müdafaa-i Hukuk Hareketi’nin bir organı olma vasfını daima muhafaza etmiştir. Hükümeti de, Türk Bağımsızlık Hareketi’nin ilk icrâ organı olan Heyet-i Temsiliye’nin bir uzantısı olarak kabul edilebilir. Zafer kazanılıncaya kadar, “Millet adına” Meclis çatısı altında toplanan herkes Müdafaa-i Hukuk Hareketi’nin gönüllü, yılmaz bir neferi olarak çalışmıştır. Tek gayeleri vardır: O da, “Misak-ı Milli” yi gerçekleştirmek. Zaman zaman Meclis’te mebuslar arasında olaylı tartışmalar ve fikir ayrılıkları olsa da, hiç kimse bu gayenin dışına çıkmamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti dünyaya ispat etmiştir ki, şartlar ne kadar kötü ve ağır olursa olsun, hiç kimseye el açmadan, hiç kimseden medet ummadan bir millet, kendi azmi ve kararı ile kurtulabilir.

Yrd. Doç. Dr. Yavuz ASLAN

Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi /Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.