Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Birinci Dünya Savaşı: Galiçya Cephesi – 1

3 25.041

Çanakkale Muharebeleri boyunca iki defa lağvedilen ve yeniden kurulan 15 nci Kolordu; İngilizlerin Çanakkale’den çekilmesinden sonra ve 5 nci Ordu’nun yeniden düzenlenmesi sırasında, 9 Ocak 1916 tarihli ordu emri üzerine, üçüncü defa olarak 19 ncu ve 20 nci Tümenlerle tekrar kurulmuş, Keşan, Şarköy bölgesine intikal ederek 10 Temmuz 1916’ya kadar burada yerleşmiştir.

Kolordunun kuruluşu şöyle idi :

Kolordu Karargahı  
Kolordu Komutanı : Kurmay Albay Yakup Şevki (SUBAŞI)
Kurmay Başkanı : Yarbay Hayri
19 ncu Tümen  
Tümen Komutanı : Piyade Yarbay Mehmet Şefik
Kurmay Başkanı : Binbaşı Lütfü
57 nci Alay Komutanı : Binbaşı Hayri
72 nci Alay Komutanı : Binbaşı Rıfat
77 nci Alay Komutanı : Yarbay Saip
20 nci Tümen  
Tümen Komutanı : Kurmay Yarbay Yasin Hilmi
Kurmay Başkanı : Yüzbaşı İsmail Hakkı
61 nci Alay Komutanı : Yarbay Bahattin
62 nci Alay Komutanı : Binbaşı Nazmi
63 nci Alay Komutanı :  Binbaşı Ahmet Muhtar

Kolordu, son kuruluş ve kadrolarına göre düzenlenmek amacıyla yaptığı hazırlıklarda bir çok zorluklarla karşılaştı. O sırada, bazı birlikler alınıp başka kolordu ve tümenlere verilmiş; buna karşılık 15 nci Kolordu yeni topçu kıtaları, teknik ve lojistik birliklerle pekiştirilmişti.

Önceleri gizli yapılan hazırlıklar 9 Temmuz 1916’da Başkomutanlıktan alınan emirle ast birlik komutanlıklarına da duyuruldu. 10 Temmuz 1916’da gelen emirle de Galiçya’da görev alınacağı bildiriliyor, bindirme ve yüklemenin Uzunköprü’den yapılacağını ve ilk kafilenin ne zaman yola çıkabileceği soruluyordu. Böylece yeni görevi öğrenen kolordu karargâh ve birlikleri, hazırlıklara daha çok önem ve hız vererek, noksanlıkların giderilmesi için çalışmalarına başladılar.

57 nci Piyade Alayı, Başkomutanlıktan gelen yeni görev emrini alır almaz hazırlıklara başladı. 57 nci Piyade Alayı, dört piyade taburu ve bir ağır mitralyöz bölüğünden ibaretti.

57 nci Piyade Alayı  
Alay Komutanı : Binbaşı Ali Hayri (Binbaşı Mehmet Emin, Yarbay Yusuf Ziya)
1. Tabur Komutanı : Yüzbaşı Ömer Fevzi
2. Tabur Komutanı : Mehmet Salih
3. Tabur Komutanı : Binbaşı Mehmet Emin
4. Tabur Komutanı : Yüzbaşı Süleyman
Alayın Kuvveti : 54 Subay, 2741 Erbaş ve Er, 373 Hayvan ve 2288 Tüfek ve 12 Ağır Makineli Tüfekten ibaretti.

Ulaştırma sırasına göre Galiçya’ya gitmek üzere 22 Temmuz 1916 tarihinde Uzunköprü ve Alpullu İstasyonlarından hareket eden birlikler, 25 Temmuz 1916 tarihine kadar Karaağaç, Filibe, Sofya ve Niş’ten Belgrada gelmişlerdir. Birlikler, daha sonra Tuna Köprüsünden geçirilerek, Avusturya-Macaristan’ın Zemlin (Zemun) kasabasında toplanarak bir kışlaya ve bazı evlere yerleştirilmişlerdir. 2 Ağustos 1916’da Zemlin’de toplanmış bulunan muhtelif birliklerin, Kolordu Komutan Vekili sıfatıyla 19 ncu Tümen Komutanı gerekli emir ve öğütlerle, emniyet ve disiplinini pekiştirmiştir.

Başkomutan Vekili Enver Paşa, 4 Ağustos 1916’da bazı Avusturya Generalleri ve çok sayıda Alman ve Avusturya subayı ile birlikte Zemlin’de toplanmış olan tümen birliklerini denetlediler. 5 Ağustos sabahı ilk kafile ve 8 Ağustos’ta da Kolordu Komutan Vekili cepheye hareket etti. Bindirme, Zemlin ve yaklaşık olarak buraya 14 km. mesafedeki Yataynisa İstasyonlarında yapılmıştı.

19 ncu Tümen Komutanı, karargahını 12 Ağustosa kadar Miçiçov’da (Mieczyszcov) kurmuştu. Tümen Komutanı ertesi sabah 57 nci ve 72 nci Alay Komutanlarını da yanına alarak incelemelerine devam etti ve komşu Avusturya tümenleriyle gerekli irtibat sağlandı.

14 Ağustos 1916 tarihinde 19 ncu Tümen Komutanı, 57 nci Piyade Alayı’na Pototory’den Zlotalipa’ya kadar olan bölgeyi teslim etmiştir. Alay, bölgesini savunulacak bir duruma sokmak üzere tahkimata başladı. Cepheyi üç piyade taburu ile tuttu. 57 nci Piyade Alayının solunda 55 nci Avusturya Tümeni, sağında 72 nci Alay bulunmakta idi. 15 Ağustos tarihindeki tümen emri ile; Alayın cephesi 1 ve 3 ncü Taburlarla tutulmuş, 2 nci Tabur tümen ihtiyatı olmak üzere 77 nci Alayın bulunduğu yerin (275 Rakımlı Tepe) batısına gitmiştir.

20 Ağustos 1916’da Avusturya-Macaristan Veliahtı Frederik Kari ve ondan bir gün sonra da General Bothmer 15 nci Kolorduyu ziyaret etti. Onun ardından 15 nci Kolordu Komutanı da Hofmann Kolordu Komutanını ziyaret ederek bazı incelemeler yaptı ve çeşitli bilgiler elde ederek akşama doğru aşağıdaki emri aldı.

“22 Ağustos tarihinde saat 12.00’de başlamak üzere, 15 nci Kolordu Komutanlığı 1 nci Alman İhtiyat Tümeni’nin sol yanından Hofmann Kolordusu’nun 55 nci Tümeninin sağ yanına kadar uzanan bölgede emir ve komutayı üzerine alacaktır. Şu anda Çanakkale Kahramanlarının Alman ve Avusturya-Macaristan kıtalarıyla birlikte emrim altında bulunmalarından dolayı sevincimi bildirir ve cesur Türk müttefiklerimizin Alman Güney Ordusu’na katılışları dolayısıyla hoş geldiniz derim. 15 nci Kolordu’nun şimdiye kadar kazandığı şan ve şereften ayrı olarak yeni savaş alanında da yeni şan ve şereflere ulaşmasını Ulu Tanrıdan dilerim.”[1]

Daha önce alınan direktifler ve bu emir gereğince lüzumlu keşif ve temasları yapan Kolordu birlikleri, bölgelerini tam olarak teslim almışlardı. 22 Ağustos 1916’da Ordular Grubu Komutanlığı’ndan gelen emirle; mevzilerin şiddetli topçu ateşlerine dayanabilecek durumda yapılması, savunma hatlarının arazi şekline göre kesik kesik tertiplenmesi, yan ateşi yapacak silahların görevlendirilmeleri, yaklaşma yolları ve irtibat hendekleri ile arka yamaçlarda direnekler hazırlanması bildirilmişti. Makineli tüfeklerin bir kısmının birinci hatlarda, bir kısmının da ileriyi ateş altına alabilecek şekilde gerideki yüksek noktalarda yerleştirilmesi önemle belirtilmişti.

28 Ağustos’ta gelen Ordu emrinde; 15 nci Kolordu mevzilerinin özellikleri belirtilmiş, bir yıl önceki muharebelerde aynı arazide, zamanındaki koşullara uygun bir düzen ve sağlamlaştırma yapıldığı, bu defa daha esaslı yerleşme ve tahkime önem verilmesi, ileri arazide ateşle hâkimiyetin kesinlikle sağlanması, yakın muharebe eğitimlerinin yaptırılması istenmiş, ayrıca, muharebe aralıklarından yararlanılarak mevzilerin düzenlenmesi ve ateş alanlarının temizlenmesi konularına komutanların dikkati çekilmişti.[2] Bu emirlerin uygulanmasına hemen başlandı.

31 Ağustos sabahından itibaren Güney Ordusunun bazı kesimlerine çok şiddetli topçu ateş hazırlığından sonra düşman taarruzu başlamıştı.

1 Eylül 1916’da saat 05:30’da düşmanın 57 nci Alay cephesine iki saat kadar açtığı topçu ateşinden sonra (397 Rakımlı Tepenin direnek noktası üzerine) Renbiki doğrultusunda bir düşman kolunun yaklaşmakta olduğu görülmüştü. Tam karşısında 3 ncü Taburun 9, 11 ve 12 nci Bölükleri bulunmakta idi. Düşman tepenin en yüksek noktasına yaklaşmıştı. Bu düşman kuvveti, topçu mermilerinin çıkardığı dumandan yararlanarak ilerliyordu. Bu kuvvet 9 ncu Bölüğün bulunduğu mevzii, sol taraftaki ormandan çıkan bir bölük kadar düşman kuvveti de 12 nci Bölüğün siperlerini elde etmişti.

12 nci Bölük, cephesinden taarruz eden düşman kuvvetlerinin üstün olmasından ve sağdaki siperleri 9 ncu Bölüğün boşaltarak geri çekilmesinden dolayı, sözü edilen siperlerde daha fazla dayanamayarak gerideki direnek noktasına çekilmişti. Bu muharebede 10 ncu Bölükten 1 subay, 7 er yaralı, 4 er kayıp, 1 Er şehit, 12 nci Bölükten 2 şehit, 17 yaralı ve 5 kayıp verildi. 3 ncü Tabur tarafından gönderilen bir keşif kolunun raporlarından, düşmanın aldığı siperleri zayıf kuvvetlerle tuttuğu anlaşılmıştır. Bu durum üzerine siperlere sağdan ve soldan iki bölüğün geri kalan kısımları ve el bombaları ile hücum edilmiş ve siperlerdeki düşman erlerinin büyük bir kısmı öldürülmüş, geri kalanı da kaçmıştır. Fakat siperlerin tamamından düşman atılamamıştır.

7/8 Eylül 1916 tarihinde, Kolordu ve 19 ncu Tümen Komutanlığının sözlü emirleri ile 57 nci Piyade Alayının cephesindeki 397 Rakımlı Tepe üzerindeki düşman siperleri topçu ateşi ile tahrip edilmiştir. 57 nci Piyade Alayı 3 ncü Taburu, ihtiyatta bulunan iki Ağır Mitralyöz Bölüğünün desteği ile yaptığı karşı taarruz sonucu bütün siperler düşmandan geri alınmıştır. Bu muharebedeki kayıplarımız; 4 subay, 11 er şehit, 71 yaralı idi.

397 Rakımlı Tepe düşmandan temizlendikten sonra iki taburla tutulmuştur. Birinci hattı her taburdan ikişer bölük tutmakta, diğer iki bölük ise ikinci hattı tutmakta idi.

14/15 Eylül 1916 tarihinde gece düşman siperlerine bir baskın yapılması emredildi. Bu amaçla 1 nci Taburun 2 nci Bölüğünden bir takım, 2 nci Taburun 6 ncı Bölüğünden de bir müfreze cephe ilerisindeki orman içinde sıkışmış kalmış olan düşmana aynı zamanda ve birlikte bir baskın yapmak üzere tertiplenmişti. 2 nci Bölüğün takımı ormandan cephesine doğru ilerlemiş, 6 ncı Bölük müfrezesi de düşmana çok yakın olan cepheden bomba atmak sureti ile dikkati kendi üzerine çekmiştir.

2 nci Bölüğün 1 nci Takımının sağ yanı ile 6 ncı Bölük arasındaki boşluğu kapamak üzere Üsteğmen Fahri komutasında 1 nci Bölükten iki manga gelmiştir. 2 nci Bölüğün takımı durmaksızın eski siperlerden itibaren 150 metre yol alarak irtibat hendeğinde bulunan düşman ileri müfrezelerini aynı zamanda 6 ncı Bölüğün yaptığı bomba taarruzu ile püskürtmüşler ve siperlere girmişlerdir.

Düşman, gerisindeki hattan bomba, piyade ve ağır mitralyöz ateşleri yağdırmış, aynı zamanda üç doğrultudan şarapnel atılmış olmasına rağmen, baskın kolları sükunet ve soğukkanlılıklarını korumuştur. Özellikle 2 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Fevzi, 1 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Kadri ve o sırada subay olarak bulunan Tümen Yaveri Teğmen Ratıp, askerin başında örnek olacak bir şekilde ilerlemişler ve düşmanı kuşatmışlarsa da yeni tutulan siperler ile düşman siperleri arasında birden bire meydan çıkan tel örgü engeli karşısında daha fazla ilerlemek olanağını bulamamışlardır. Bu sırada 1 nci Bölük Komutanı Üsteğmen Kadri bacağından yaralanmıştır. Ele geçirilen siperler hemen onarılmış ve önlerine tel örgü çekilmiştir. Bu başarılı harekât erlerin moralini yükseltmiştir. Bu baskında 7 er yaralanmıştır.

16 Eylül 1916 tarihinde düşman, saat 07:00’den 19:00’a kadar aralıklı olarak bütün kolordu cephesinde, 57 nci Alaya üç, 72 nci ve 77 nci Alaylara ikişer taarruz yapmıştır. Düşman 57 nci Piyade Alayı cephesine, sabah 05:30 sıralarında 397 Rakımlı Tepenin doğusunda ormanın içindeki siperlerden taarruzda bulunmuştur. Düşmanın çok şiddetli topçu ateşi ile hazırladığı bu hücum, 57 nci Alay tarafından tam zamanında karşılanarak, piyade atışları ile daha başlangıçta geri püskürtülmüştür. Ormanın batı kenarında çok ileri sürülmüş olan ve düşmana yakın bulunan irtibat hendeğini, düşman başlangıçta ele geçirmiş ise de 6 nci Bölük tarafından yapılan bir karşı hücumla, siperlerden atılmış ve çok sayıda kayıp verdirilmiştir. Düşmanın kaybı yalnız 6 nci Bölük cephesinde 50-60 kadardır. Düşman aynı zamanda orman içerisindeki ve kısmen batıya doğru orman dışındaki siperlerden 1 nci Tabur cephesine iki bölük kadar bir kuvvetle taarruz etmek istemiş ise de top ve tüfek atışlarıyla bu taarruz da geri püskürtülmüştür.

Düşmanın tekrarlanan taarruzları en az iki kat kuvvetlerle yapılmıştır. Yaklaşık olarak dört düşman tümeni ile 12 saat çarpışan kolordu kıtaları, mevzilerini savunmuş ve düşmanı büyük kayıplarla püskürtmüşse de, yorulmuş ve önemli zayiat vermişlerdir. Bazı bölüklerde hiç subay kalmamıştır. Birliklerimiz, mevzilerini son nefeslerine kadar elde tutmaya, her türlü düşman taarruzlarını püskürtmeye azmetmiştir.

17 Eylül’ün erken saatlerinde cephede durgunluk vardı. Bununla birlikte, düşmanın yeni bir taarruza hazırlandığı öğrenilmiş ve bazı yaklaşmalar görülmüştür. Saat 02:30’da düşman, 57 nci Piyade Alayı siperlerini şiddetli topçu ateşine tutmakla beraber, 397 Rakımlı Tepede bulunan mevzilere de saldırmıştır. Erler üstün kuvvetler karşısında siperleri bıraktılar ve geri çekilmeye başladılar. Birdenbire meydana gelen bir telaş ve heyecan bütün hattın düşman eline geçmesine, erlerin siperlerini bırakıp perişan bir surette geriye doğru kaçmalarına ve bu yüzden düşman şarapnelleri ile bir çok kaybın meydana gelmesine neden olmuştur.

Bu durumu haber alan 57 nci Piyade Alay Komutanı, 3 ncü Taburu tepeye takviye olarak gönderdi. Topçularda düşman üzerineateşe başladılar. 57 nci Piyade Alayı da taburla birlikte 397 Rakımlı Tepeye yaptığı taarruzla düşmanı püskürttü. Siperler saat 11:50 sıralarında geri alınırken kurtulabilen Rus kuvvetlerinin asıl mevzilerine ve ormanlık araziye doğru çekildikleri görülmüştür. 57 nci Piyade Alayı birliklerinin yaptığı kahramanca savunma kendilerine epeyce zayiata mal olduysa da, Rus alayları adeta erimiş ve çokça esir bırakmışlardır.

İki günlük muharebe şöyle özetlenebilir :

Dört tümenle ve her seferinde taze birliklerle iki gün boyunca taarruz eden düşman, Türklerden çok daha fazla zayiat ve 300 kadar da esir vererek geri çekilmiştir. Kolordu çok sarsılmış ve önemli zayiat vermiş olmasına rağmen, Zlotalipa ve Narajovka vadileri arasında çoğu ormanlık olan bir bölgede 20 km. den fazla genişlikteki mevzileri, en kötü arazi ve şartlar içinde üstün düşman kuvvetlerine karşı kahramanca savunup, ordu cephesinin ortadan yarılmasını önlemişti. Böylece üst komutanlığın kolorduya olan övgü ve güveni bir kat daha artmıştır.

Galiçya’ya gelindiğinden beri Türk Kolordusu zayiatının, 95 subay ve 700 ere yükseldiği, 6 tabur ve 22 bölüğün komutansız kaldığı göz önüne getirilirse fedakârlıkların derecesidaha iyi anlaşılmış olur.

16/17 Eylül muharebelerinin sona ermesiyle birlikte, birliklerin dinlenmeleri, personel takviyesi, emir ve komuta ilişkileri gibi konularda tedbirler alınması mümkün olmuştur. 19 ncu Tümen sorumluluğundaki Pototory bölgesi Hofmann Kolorordusuna bağlı Ukrayna gönüllü birliğine teslim edilmekle, tabii olmayan bir şekilde vadiyi aşan mevzii daraltılarak düzeltilmişti. 19 Eylül günü önemli hareketler olmamakla beraber, karşılıklı topçu ateşi devam etmiştir.

15 nci Kolordu Komutanı Albay Şevki Bey, 25 Eylül 1916 tarihinde yayınladığı emirle, 19 ncu Tümen ve bağlı birliklerini, Galiçya Cephesinde gösterdikleri üstün başarı ve fedakârlıklarından dolayı taltif etmiştir.[3]

26 Eylül 1916 tarihinde, 15 nci Kolordu Komutanlığı, Galiçya’da savaşan Türk Askerlerinin moralini yükseltecek ve başarılarına etki edecek bir emir yayınlamıştır.

“1- Düşman esirlerinin ifadelerine nazaran, düşman piyade erleri bizim askerimizden son derece yılmakta ve süngülerimizi gördükleri zaman veyahut Allah Allah sedalarını işittikleri zaman düşman erleri tamamı ile korkarak ve şaşırarak hemen teslim olmak veya firar etmekten başka bir şey düşünmemektedir.

Düşman erlerinin bu hallerini, karşı karşıya ve göğüs göğüse gelen kahraman askerlerimiz dahi görmüş ve gerçek olduğunu söylemişlerdir.

2- Moralin, dolayısı ile başarılarda son derece etki yapacağından bu durumun bütün erler ve subaylara duyurulmasını gerekli görüyorum. Askerimizi en ziyade tedirgin eden ve zarara sokan şey düşman topçu ateşleridir. Bu güçlükleri olabildiği kadar hafifletmek için her türlü tedbir alınmasını bütün subaylardan şiddetle beklerim.”

Kolordu Komutanı
Albay Şevki

18 Eylül-29 Eylül günleri içinde topçu ile piyade ağır silahlarının karşılıklı ateşleri ve keşif faaliyetlerinden başka bir hareket olmadı. Son zamanlarda elde edilen bilgilere göre, anlaşma devletleri ordularının bütün cephelerde genel bir taarruz yapacakları ve bunun Ekim başlarında beklendiği üst komutanlıklardan bildirilmiştir.

Gerçekten de, 30 Eylül sabahı düşman kuvvetleri 19 ncu ve 20 nci Tümen’in mevzilerini şiddetli topçu ateşi altına alarak, Türk mevzilerine yaklaşmaya başladı. Nihayet, saat 13:30 sıralarında 57 nci Alay cephesi olan 397 Rakımlı Tepeye doğru üstün kuvvetlerle taarruza başladı. Alayın bir kısım mevzilerine girdi. Bu siperlerin tekrar elde edilmesi için 57 nci Piyade Alayı, 4 ncü Taburunun iki bölüğü ile 3 ncü ve 1 nci Taburları takviye ederek karşı taarruza geçmiştir. 72 nci Piyade Alayının 2 nci Taburu da iki bölüğü ile 397 Rakımlı Tepenin batı yamacında bu karşı taarruza katılmasıyla çetin bir süngü muharebesi başladı. Düşmanın taarruzu ilerlemekte ve 4 ncü Piyade Taburunun sağ yanındaki 72 nci Piyade Alayının siperlerine düşmanın girdiği görülmekteydi. 57 nci Piyade Alayı, cephesindeki düşman taarruzunu durdurmuş ve birinci hat siperlerinden bir kısmını da elde etmiştir.

1 nci ve 3 ncü Tabur Komutanları ile bölük komutanlarından bazıları çarpışmalarda yaralanmış, bazıları da şehit olmuş olduğundan, Tabur Yaveri Çavuş Mehmet Cemal birliklerin komutasını ele almış ve saat 03:45’de 57 nci Piyade Alay Komutanlığına aşağıdaki raporu göndererek yardım istemiştir.[4]

“Askerimiz ileridedir. 4 ncü Tabur Komutanının raporunu da aynen gönderiyorum. Fakat sol taraf büsbütün boştur. Efrad, gayrı muntazam, perakende ve dağınık bir surette serseriyane dolaşmaktadır. Rah-ı mesturları itaat altına aldım. Topladığım efradı Pototori istikametine boş kalan mahalle sevk ediyorum. Avusturyalılarla irtibat tesis etmeğe çalışıyorum. Fakat başta hiçbir Zabit ve Küçük Zabit bulunmadığından, dağınık bir halde bulunan efradı birleştirdiğim yerde bulamıyorum. Yine kaçıyorlar. Bunun için muntazam bir bölüğün şevkiyle bu cihetin tutulmasını rica ederim.”

1 nci Tabur Yaveri
Çavuş

Mehmet Cemal

Geri kalan siperlerin de alınması için 57 nci Piyade Alayının 2 ve 4 ncü Taburları ile 72 nci Piyade Alayının 3 ncü Taburu ve bu taburun komutanı Binbaşı Yusuf Ziya Komutasında düşmana taarruz ederek, birinci hat siperleri ve orman içerisindeki siperlerin tamamı geri alınmıştır. Düşman dereye kadar atılmış ve 250 kadar da esir alınmıştır.

30 Eylül – 1 Ekim 1916 tarihindeki muharebelerde 57 nci Piyade Alayı, subaylardan; 5 şehit, 8 yaralı, 4 kayıp, erlerden; 86 şehit, 588 yaralı ve 563 kayıp vermiştir.[5]

Düşman 1 Ekim 1916 tarihinde Pototory Köyünün kuzeyinde 327 Rakımlı Tepe ile 399 Rakımlı Tepe arasındaki ormanlığa iki kez büyük taarruzlar yöneltmiştir. Birincisinde siperlerimizi elde etmiş ise de hemen yapılan bir karşı taarruz ile siperler yeniden düşmandan alınmıştır. Düşmanın ikinci taarruzunun başlaması ile püskürtülmesi hemen bir olmuştur. Bu son muharebede birliklerimizin zayiatı çok fazla olmakla beraber, düşmanın zayiatı da takdir edilemeyecek kadar çok olmuş, hatta kolordumuzca 500 de esir alınmıştır.

Bu muharebede topçularımızın gösterdiği başarı, düşmana verdirdikleri pek büyük zayiat ve piyadelerimizin üstün direnme ve fedakârlıkları övgü ve şükrana değerdir.

3 Yorumlar
  1. Abdullah Yücesan diyor

    cok mükemmel bir calisma ellerinize saglik

  2. Abdullah yücesan diyor

    Galicya, bizim desti Kipcak dedigimiz ve genelinde Musevi inancli halkimizin yerlestigi cografyadir , hitlerin katlettigi insanlarin geriide kalan mezarliklari Musevi inancli Türk halkinin mezarliklariyla birebir aynidir, BALTA Kesmez dedikleri mese agaclari bezenmistir.
    “”Komutanim Galicya neresi”” diye sorulmasi ve burayi türk yurdundan ayri düsünmek yerine burayi Türk yurdu olarak islediginiz icin tesekkür ederim

  3. Che diyor

    Galicya bizim tarihimizdir, osmanli askerinin destan yazdigi 57. alayin kahramanca savastigi bir diyardir.
    Unutmayin unutturmayin lutfen!

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.