Türk Tarihi ve Kültür Araştırmaları

Azerbaycan Şehitleri 20 Ocak 1990

0 20.210

Yrd. Doç. Dr. Meşküre YILMAZ

20 YANVAR 1990

Azerbaycan şüphesiz bir günde bağımsız bir devlet haline gelmemiştir. Bağımsızlığın elde edilmesi uzun bir mücadelenin sonucudur. Bağımsızlığa giden yolda 20 Ocak 1990 olayları önemli bir yere sahiptir.

20 Ocak 1990 olaylarına Ruslardan destek alan Ermenilerin Karabağ’a hakim olma istekleri damgasını vurur.

1829 Edirne Anlaşması’ndan itibaren Ruslar Karabağ’a hakim olabilmek için Ermenileri planlı bir şekilde bu bölgeye yerleştirmeye başlamışlardır. Buna rağmen Ermeni nüfusu hiç bir dönemde Türklerden daha kalabalık olmamıştır.

Karabağ’da ilk Türk-Ermeni çatışması 1905 Rus İhtilali sonrası görülmüştür.

1. Dünya Savaşı sırasında Türk ordusunun 1918’de Karabağ’a doğru harekata başlaması, Ermenilerin Türklere karşı girişeceği muhtemel bir katliamı önlemiştir. Mondros Mütarekesi sonrasında bölgeye gelen İngilizler, 1920’de Karabağ’ın Azerbaycan’a bağlı olduğunu kabul ve ilan etmiştir. Daha sonra burayı Ruslar Sovyetleştirse de Azerbaycan’a ait olduğunu kabul etmişlerdir.

Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti, bir taraftan Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’ın hukuki arazi olduğunu onaylarken, diğer taraftan bölgenin ilhakına dair Ermenistan kararına karşı resmi cevap bildirmekten kaçınmıştır. Moskova, bölgedeki iki komşu millet olan Azeri ve Ermeniler arasında mümkün olduğunca ihtilaflı konu bırakmak suretiyle bir istikrarsızlık ve çatışma ortamı oluşturma siyaseti yürütmüştür.

Karabağ’da Rus hakimiyeti sonrası Ermenilerin tek ideali bölgeyi Ermenistan’a bağlamaktı. Bu amaçla Ermeniler, meşru ve gayri meşru her yolu denediler. Stalin, Kruşçev, Brejnev ve Gorbaçov dönemlerinde Ermeniler, sürekli Karabağ’ın kendilerine verilmesini talep ettiler. Özellikle Gorbaçov’un, “açıklık ve yeniden yapılanma prensipleri” Ermenileri çok heveslendirdi ve Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanması meselesini bir kez daha gündeme getirdiler. Böylece Ermeniler, son yıllarda yaşanan kanlı olayların başlaması ve bugün dahi devam eden Türk-Ermeni çekişme ve anlaşmazlığına sebep oldular.

Ağustos 1987’de Ermeniler, Karabağ’da nüfus çoğunluğunun kendilerine ait olduğunu iddia ederek buranın Sovyet Ermenistan’ına bağlanmasını Moskova’dan resmen istediler. Şubat 1988’de ise Karabağ Ermenileri, Ermenistan’a bağlanma kararı aldılar ve arkasından bölgedeki Azeri Türklerine saldırdılar. Ermeni isteklerinin Moskova tarafından geri çevrilmesi üzerine, Ermeni ve Azeriler arasında çatışmalar başladı. Azeri Türkleri, Karabağ’dan çıkarılmaya başlandı. 12 Temmuz 1988’de Karabağ Ermenileri, “Özerk Bölge” olarak resmen Ermenistan’a bağlandıklarını ilan ettiler. Azeriler, Atayurdu Dağlık Karabağ’ı vermemek, Ermeniler ise Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’dan koparıp almanın heyecanını yaşıyorlardı. Ancak gelişen olaylar Azerilerin Dağlık Karabağ’ı, Ermenilere kolay teslim etmeyeceklerini gösterdi. 1988 yılının Kasım ve Aralık aylarında her yaştan yüz binlerce Azeri Bakü’deki Lenin Meydanı’nda toplandı ve şiddetli soğuğa rağmen geceyi meydanda geçirdi. Bu tepki, Azerilerin konuya verdikleri büyük önem ve milli meselelerdeki şuur ve birliğin hassasiyeti açısından bir göstergedir. 1989 yılında SSCB Yüksek Sovyeti, Karabağ’ı yönetme yetkisini Ermenilerden almış ve özel bir komisyona devretmiştir. Sonraki günlerde Azeriler, bu komisyonun yetkilerini Ermeniler lehine kullandığını ve bu nedenden dolayı Karabağ’da tekrar Azerbaycan egemenliğinin kurulmasını istemişlerdir. Ayrıca Azeriler, kendi topraklarından Ermenistan’a giden bütün kara ve demiryolu bağlantılarını kesmişlerdir.

23 Eylül 1989’da ise Azerbaycan egemenliğini ilan etti. Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti, 28 Kasım 1989’da Karabağ’ın Azerbaycan’a iadesine karar verdi ve böylece “Özel Yönetim” sona erdi. Fakat Ermenistan Yüksek Sovyeti, 28 Kasım kararını tanımadığını ve 1 Aralık 1989’da Karabağ’ı ilhak ettiğini açıkladı. 1990 yılı ise kanlı çatışma ve Ermeni saldırıların arttığı bir yıl oldu.

1990 yılının 19 Ocak’ını 20 Ocak’a bağlayan gece Rus tankları Bakü sokaklarına girdi. Binlerce Rus askeri de şehri işgal etti. Köy ve kasabalara silahlı baskınlar yapıldı.

Azadlık Meydanı’nı dolduran binlerce Azerbaycan Türk’ü, katledileceklerini bildikleri halde “bir kere yükselen bayrak bir daha inmez” diye haykırarak tankların üzerine yürüdüler.

20 Ocak sabahı, Azadlık Meydanı kan gölü halindeydi. Kadın ve çocuklar dahil olmak üzere 150-200 kişi dünyanın gözleri önünde Ruslar tarafından katledilmiş, yüzlercesi ağır yaralanmış, onlarcası ise kaybolmuştur. “Şehitler Hıyabanı”na defnedilen 20 Yanvar şehitleri bugün Azerbaycan’ın simgesi haline gelmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Meşküre YILMAZ

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.